bildirgec.org

sigortaciaxa

11 yıl önce üye olmuş, 10 yazı yazmış. 68 yorum yazmış.

Özelleştirme

sigortaciaxa | 12 August 2010 17:03

Özelleştirme

Özelleştirme dar anlamı ile, devletin bünyesinde olan işletmelerin özel sektöre satışını kestirmeden anlatan bir sözcüktür. Özelleştirme dünya üzerinde her ülkede gerçekleşen bir uygulamadır. Cumhuriyet’ten sonra elektrik, su, tramvay işletmelerini, limanları yabancılardan aldık. Devletleştirdik.( Kaynak: Güngör Uras ) Buraya kadar her şey güzel ancak ülkemiz bünyesinde yapılan özelleştirmelerde bir tuhaflık yok mu ?

Bence var ! Nedir bu tuhaflıklar ;

Bakıyoruz; Telekom’u özelleştiriyoruz. Neden? Zarar mı ediyordu? Şimdi dışardan bakan biri olarak hiçbir rakamını bilmiyorum ama mantık yürüterek Telekom’un zarar etmesi olası değil! Telefon hizmeti, internet , kablolu yayın gibi bir çok kalemde para kazanma ve ekonomiye katkı sağlama şansı var! Nite kimde ihaleyi alan arap şirketler birliği 2 senede verdikleri parayı çıkartıp, 3. seneye + ile başladılar. Bunları da gazetelerden okuduk. Beklide 1 senede artıya geçmişlerdir.

Su üzerine… 1

sigortaciaxa | 26 November 2009 13:41

Dünya varolduğundan beri insanoğlu ve diğer canlılar suya muhtaç oldu. Suyun olduğu
yerde hayat tüm güzelliği ile yeşerdi. Suyun olmadığı yerde çöl oldu. Hayat yavaşladı.
İnsanoğlu sudan meydana gelmiştir. Desem heralde yalan söylememiş olurum. Öyle ki ;
Kanın %92’si, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların %75’i sudur.Gerçekten inanılmaz bir
rakam! Dünyada kullanılabilir su rezervi giderek azalıyor. İnternette , Tv de , Gazetelerde
geçen sene su sorununu aktarmak son derece modaydı. Bu sene haber kaynakların da
nedense pek raslayamadık. Noldu acaba 1 senede su rezervlerimi arttı. Dünyanın
belkide en büyük tatlı su havzası olan baykal gölünde bile kirlenme başlamışken sanırım
bir an evvel önlemler almak gerekiyor. Zaten böyle giderse insan oğlu petrol için değil
su için savaşlara başlayacaktır.

Hırsızlar üzerine…

sigortaciaxa | 20 November 2009 16:01

Günümüz dünyasında hırsızlık olayları giderek çoğalmakta, bende düşündüm ve onların bakış açısından dış dünyaya nasıl bakıyorlar? Neler düşünüyorlar bunları yazıya dökmek istedim.

Acaba hırsızların gizli bir sendikası var mı ?

Diyelim ki var : Arkadaşlar genel kurul öncesinde lütfen sessiz olunuz ! Birazdan yapılacak başkanlık seçiminde delegelerimiz elektronik ortamda oy kullanacaktır. Şimdi adaylarımızı barkovizyon yardımı ile tanıyalım.

Bu seneki seçimlerde 3 aday yarışacak işte onlar :

Hilmi Çalıcı : 1963 yılında doğdu. Okul hayatında çok yaramaz olduğu için okuldan uzaklaştırıldı. Birkaç iş deneyiminde de başarısız olunca , sektörümüze 1981 yılında giriş yaptı. Baklava çalarak işe başladı. Yakalandığında alacağı cezayı oda hesap edememişti. 14 yıl ağır hapis cezasına çaptırıldı. Af ile serbest kaldığında baklava , ekmek vb. çalmamaya yemin etti. Artık büyük düşünüyordu. Oto teybi , yerli parçalı araba , yabancı parçalı araba , iş yeri , konut , holding soygunları derken dev bir ekibe ulaştı. Sektöre yönelik dershaneler kurdu. Sektörün gelişimi için yatırımları büyüyerek devam ediyor.

Ülkemiz

sigortaciaxa | 16 November 2009 13:28

Yazı yazarken içimizdekileri kağıda dökmek ve insanlar ile paylaşmak isteriz… Genel anlamda yazılarım güncel konularla beraber kafama takılan konularla ilgilide yazıyorum.İstedim ki senelerdir başımızınüstünde ağırlık yaban yüreklerimizi yaralayan terör konusunda benim de söylemek istediklerimibilgisayar ekranlarına taşıyayım. Bu yazıdan sonra beni içeri alırlarsa burdaki eleştirmen grubumdantemiz iç çamaşırı getirmelerini isteyeceğim… :))

Senelerdir 2 kardeş aşiret birbirini vuruyor. Aşiretlerden biri Türk tarafı bir diğeri Kürt tarafı
ben Türküm ama Kürtüm de çünkü doğduğumdan beri onlarla yaşıyorum. Kankalarım, yakın dostlarım, komşularım var Kürt kökenli! beraber yeriz beraber içeriz. Aramızda hiç fark yoktur. Ben onları severim. Onlarda benive bu durum bütün Türkiyemiz de de böyle ama nasıl oluyorsa senelerdir birbirlerimizi öldürüyoruz.

Dalgın bir yaşam

sigortaciaxa | 15 November 2009 19:49

Soğuk bir kış günü hayal edin. Kar yağmış hava çok soğuk ama kar yağdığı için hissedilmiyor. Saat :07:15 e kurulmuş! 6:45 de uyanıyorsunuz! Daha yarım saat olduğunu görünce seviniyor. Geri yatıyorsunuz. Ama beyin bir kere kendini programlamış 07:00 de tekrar uyanıyorsunuz! 15 dk. Daha var deyip yatıyorsunuz. Saat : 07:15 de zil çalıyor. Artık kalkma vakti yatak sıcak dışarısı soğuk içinizde kurtlar geziyor. Bir 5 dk. Daha yatsam mı ? ama yatarsam giyinmem, günlük bakımım, kahvaltım derken geç kalırım. Diye düşünüyor ve yataktan fırlıyorsunuz.

Hayat ve adalet

sigortaciaxa | 13 November 2009 17:09

Hayat ile ilgili milyonlarca yazı yazıldı. Bir tanede ben yazayım istedim. 🙂
hayata gelirken kimse fikrimizi sormuyor :)) gitmek ister misin diye! savaşlar, açlıklar ve adaletsizlikler dünyasına ! Gelirken sorulmadığı gibi giderken de sorulmuyor. Hayatı bir gemi olarak düşünürsek dümen her zaman bize bırakılmadığı için hayatta her zaman istediğimiz yerlere gelemeyebiliyoruz.
Kimimiz doktor olmak istedik… ama futbolcu olduk, kimimiz avukat olmak istedik… popçu olduk ! kimimiz müzikle ugraşmak istedik… mühendis olduk! kimimiz oyuncu olmak istedik… şöför olduk, olduk da olduk! sanırım bir çoğumuz istediğimiz işleri yapamıyoruz! hayatın adaletsizlikleri üzerine bir örnek daha vermek gerekirse dünyaya geldiğimizde kimimiz zengin bir ailede dünyaya geliyoruz, kimimiz fakir bir ailede , zengin ailede gelenler kolejlerde okuyup dershaneler yardımı alarak üniversiteye girerken , fakir ailede doğanlarımız önce hayatta nasıl kalacağını öğreniyor. Sonrada üniye girebilirse hayatına yön vermeye
çalışıyor.

Hancı ve yolcu

sigortaciaxa | 12 November 2009 10:00

İnsan gün gelir dünyaya gelir.
Gün gelir emeklemeye başlar.
Gün gelir Mavi önlük giymek ister.
Gün gelir önlüğü çıkarmak.
Gün gelir gravat takmak ister.
Gün gelir gravatı çıkarmak.
Gün gelir cetvel tutmak ister.
Gün gelir cetveli bırakmak.
Bir gün gelir sağlıklı olmak ister.
Bir gün gelir sessizlik ister.
Bir gün gelir gürültü ister.
Gün gelir gezmek ister.
Önce bulunduğu sokağı gezer.
Sonra mahalleyi
Sonra semti
Sonra ilçeyi
Sonra ili
kabuk dar gelmeye başlar
Diğer illere gitmeye başlar
Önce marmarayı gezeyim der.
Sonra Ege yi
Sonra Akdenizi
Sonra Güneydoğuyu
Sonra Doğu Anadoluyu
Sonra Karadenizi
Sonra İç anadoluyu
Yorulur…

Meşhur olmak yada olmamak

sigortaciaxa | 11 November 2009 16:40

Meşhur olmak yada olmamak

Evet bütün mesele bu sade vatandaş gözü ile meşhur olmak yada olmamak nedir ? tanınmış olmak insana neler kazandırır ? neler kaybettirir ? bu yazımızda bunları sorgulayıp kendi içinde cevaplar arayacağız…

Meşhur olmak diğer bir deyişle tanınmak , sevilmek , hayran kitleleri , adınaçılan fan grupları , milyonlar önünde söz hakkı , siyasete rahat geçiş , bu saydıklarım meşhur olunca yaşayabileceğiniz görebileceğiniz güzel ve olumlu şeyler gibi görünmekte acaba bu saydıklarımız sanıldığı kadar hoş ve iyi şeyler mi ?

Türkler

sigortaciaxa | 11 November 2009 14:58

Bir yabancı gözüyle Türkler

Sıcakkanlıdırlar.
Mangala bayılırlar buldukları ilk yeşilde hemen operasyona başlarlar.
Favori içkileri rakıdır.
Bayan olarak ilk tercihleri esmer olup sarışınlarada özel ilgi duyarlar.
Bayanların dünya üzeri baz alındığında begendikleri ülke İtalyadır.
Tatil tercihleri çok farklıdır. Kültür turlarını , otel tatillerini , çadır tatilleri tercihleridir.
Geçmişlerine sahip çıkmaya çalışşalarda pek başarılı olamazlar.
Üç kağıtçılık da yüksek masterları vardır. Yaptıkları doları CİA para uzmanı bile ayırt edememiştir.
Kaçak elektrik konusunda da uzmandırlar.
Misafirperverlerdir. Gelen misafir mutlaka bişi yada bişiler içmelidir.
Komşuluk çok yaygındır. Bu nedenle psikoloklara avrupalı kadar gitmezler.
Gün kültürü sayesinde birikim sağlarlar.
Krize karşı beyinleri antidoksidan üretmiştir. Tepki veremezler.
Askeri darbeler nedeniyle sürekli uyarılmalıdırlar.
Futbola bayılırlar hepsi birer Fatih Terimdir.
Siyasete de bayılırlar yolda kimi çevirirseniz size yarım saat net bilgi verebilir.
Yatırımda tercihleri kesinlikle altındır. Bunu dolar , Euro , Borsa , Fonlar izler (KOnut hariç )
Hanımları sabahsporu yapıp 50 kalori atıp sonrasında komşu arası kahvaltılar ile 100 kalori alırlar.
Teknolojiyi severler aylık 500 maaş alanda bile ipohone görebilirsiniz.
Uzay bilimine bayılırlar ama makineleri hep soğuktur. Ve bu komedyenlerinin skeç konusudur.
Sinemaya bayılırlar ilk tercihleri komedidir. Bunu ekşın , Aşk ve romantizm izler.
En sevdikleri ülke Azerbaycandır. BUnu Türki devletler, Güney kore ve japonya izler.
Abd den hazzetmeyip en çok ona para kazandırırlar.
İşsizlikden şikayet edip her işide beğenmezler.
Siyasilerde dürüst ü pek sevmezler.
Komplo konusunda çok iyilerdir. En sevdikleri konuları Abd ve İsraildir.
Çapkınlığa harcadıkları para ile ekonomilerini düze çıkarabilirler.
Gemicikleri severler.
Müzik kültürü konusunda iyilerdir. İlk tercihleri Türk Halk Müziğidir. Bunu pop , Musiki , Rock ve jazz izler.
Tv dizilerine bayılırlar. Kahramanları bunlardan çıkar, Öldüklerinde namaz bile kılarlar.
Din hayatlarında çok önemlidir.
Arabaya bayılırlar. Dünyanın en pahalı benzinini kullanacak kadar da zenginlerdir.
Yemek kültürleri harikadır. Kebab a bayılırlar , Tatlılar , Turşular ,Zeytinyağlılar konusunda çok zenginleridr.
Gülmeyi çok seveler bu kadar kriz ve darbeye rağmen sokaklarda gülücükler havada ucusur.
Mutlu olmaya çalışırlar.
Özelleştirmeye bayılırlar…

Her sağlam bir özürlü adayıdır.

sigortaciaxa | 11 November 2009 11:58

Her sağlam bir özürlü adayıdır. Unutmayalım. Unutturmayalım :

Koşmak , zıplamak , güneşi görmek , denize girebilmek , tek başına otobüse binmek , tek başına otobüs den inebilmek vb. bu saydıklarımın kıymetini ne kadar bilebiliyoruz ? hiç düşünüyor muyuz ? sağlam insanlar için sıradan olan bu eylemler özürlü vatandaşlarımız için birer özlem!

73 Milyonluk nüfusumuzun 8.5 milyonluk rakam ile % 10 dan daha fazla sayıları , insanoğlu ne yazık ki başına gelmeden bilemiyor. Bu tabiî ki çoğunluk için geçerli , herkesi bir tutamayız. Özürlü vatandaşlarımız için çalışma yapan duyarlı insanlarımızda yok değil! Onlar için kermesler düzenleniyor , yarışmalar aracılığı yardımlar toplanılmaya çalışılıyor. Ama bunlar yeterli değil! Özürlü vatandaşlarımızın tek başına otobüse binebileceği sistemlerin çoğalması gerekiyor. Tekerlekli sandalye ile ulaşım sağlayabilmeleri için belediyelerin daha çok çalışması gerekiyor. En önemlisi iş konusunda ciddi ve gözle görülür adımların atılması gerekiyor. Gazete , dergi , televizyon gibi görsel ve sözel basında her gün yer alması gerekiyor.