bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Okyanus Feneri

Dejavuu88 | 08 September 2008 15:00

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/goster/haber.aspx?id=9839713&yazarid=249

İrade mevzuu

induendo35 | 08 September 2008 15:00

Arkadaşlar tekrardan merhaba. İçinde bulunduğumuz Ramazan ayı münasebetiyle, bizi birbirimizden ayıran, suçlu-suçsuz, namuslu-namussuz, şerefli-şerefsiz, ahlâklı-ahlaksız, hırlı-hırsız vb. kisveleri alt başlıklarında sıralayan şeye, yani iradeye değinmek istiyorum.Sizin de hak vereceğiniz gibi insanlar nefis üzerine yaratılmış varlıklar. Akli dengesi yerinde olan bütün insanların istekleri aynı ama bu istekler karşısında gösterdikleri tepki farklıdır. Peki nedir bu fark? Coğrafi konum mu? Gelir düzeyi mi? Tahsil durumu mu? Aklımıza gelebilecek en uç noktalar bile bu soruya cevap değil sanırım. Çünkü insanın fıtratı gereği bazı şeyler içgüdüsel oluşuyor, sonradan edinimle değil. Örneğin beslenme, barınma, üreme ve tembellik her insanın yapısında doğuştan var olan şeyler değil mi? Kendinizi bir gözden geçirin bakalım. Dağdaki çobanla kentteki genel müdürün cinsel ihtiyacı aynıdır ve ikisinin de bildiği bir tek giderme yolu vardır.

Medyadaki Etik

afs | 08 September 2008 13:58

Gazetelerin kuponlarla kendilerini satmaya çalışmaları, televizyon kanallarının magazin bile denilemeyecek görüntülerle reyting toplama amacı, basın çalışanlarının birbirleri arasındaki sürtüşmeler, rüşvetler, haber alım-satımı… Liste uzayıp gidiyor. Peki, bu işin bir etiği varken, bu etiğe uyanlar nerede?

Aşağıda okuyacağınız maddeler hemen hemen tüm dünya tarafından kabul edilmiş olan, Türkiye’de de Basın Konseyi tarafından hazırlanan “Basın Meslek İlkeleri”nden birkaçı.

Düşünce, vicdan ve ifade özgürlüğünü sınırlayıcı; genel ahlak anlayışını, din duygularını, aile kurumunun temel dayanaklarını sarsıcı ya da incitici yayın yapılamaz: Özellikle televizyon kanallarının uyması gereken en can alıcı kurallardan biri. Acaba hangi kanal tam manasıyla bu kurala riayet edebiliyor? Çünkü televizyon kanalları reyting peşinde koşmak zorunda… Sebep? Para kazanmak. Bunun için yapılabilecek en iyi şeylerden biri de tabii ilgi uyandırabilecek, insanları yormadan kendini izlettirebilecek, düşünce kapılarını kapatan programlar yapmak. Bu programların her nasılsa ortak noktası da televole kültürünün uzantıları olmaları. Ülkemizde öyle bir televole furyası var ki, ötele ötele gitmiyor. Gitse bile başka bir formatta geri dönüyor. Ama aslında pek çok değerli insanın da söylediği gibi, bu programları ayakta tutan, programları yapan kimselerin inatçılığı değil, halkın yeterince bilinçlenmemesinden kaynaklanan seçimleri. Bu bahsettiğimiz programlar direkt olarak bu maddeye aykırı yayınlar yapıyorlar. Tabi bu noktada RTÜK’ün yetersizliğinin de olduğunu düşünüyorum.

Bahsettiğim bu magazinsel ve kendini seyirciye yormadan izlettirebilecek programlar genelde paparazzi çizgisinde ve ünlü insanların hayatlarını yansıtan haberler&programlar oluyor. Bu noktada şöyle bir ilkeden bahsedebiliriz; “Kişilerin özel yaşamı, kamu çıkarlarının gerektirdiği durumlar dışında, yayın konusu olamaz.” Bu kural, neredeyse tüm magazin programları ve gazetelerin paparazzi muhabirleri tarafından ihlal ediliyor.

Zihinsel Tuzaklar : Varsayımda bulunmak 2

| 08 September 2008 11:45

Kişinin nasıl varsayımda bulunduğunu, buna nasıl inandığını ve çevresini inandırdığını, kendisinin ve başkalarının hayatlarını nasıl varsayımda bulunarak zehir ettiğini ve varsayımda bulunmaktan nasıl kurtulacağını yazının ikinci bölümünde anlatmak istiyorum.

Yazının ilk bölümünün son cümlesi ile başlamak bu bölümdeki içeriğin öğrenilmesi açısından faydalı olacaktır diye düşünüyorum

Varsayımda bulunma, genel olarak zihnimizden ya da başkasının zihninden geçen düşüncelerin her hangi bir somut delile dayanmaksızın doğru olduğunu kabul etmek ve ona göre davranmak demektir. Bu açıdan bakıldığında varsayımda bulunulduğunda düşüncelerin olumsuz olma şartı yoktur. Olumlu varsayımların da aslında zaman zaman zarar verici olduğunu söylemek istiyorum. İlerleyen satırlarda vereceğim örneklerle ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Fotoğraf Makinası Alma Rehberi

dralivolkan | 08 September 2008 10:45

Hayatınızda ilk defa bir fotoğraf makinası mi alacaksınız? Eski cihazınız size artık yetmiyor mu? İşte size adım adım yeni bir fotoğraf makinası alma kılavuzu..
Yeni bir makina almak için öncelikle yapmanız gereken bütçenizi belirlemek olmalı. (Bütçe sorunu olmayanların zaten bu yazıyı okumaya çok ihtiyacı yok.) Ama en iyisini en hesaplı şekilde almak herkesin hoşuna giden bir durumdur. Bütçenizi belirledikten sonra ilk adım çeşitli alışveriş sitelerinden, fotoğraf makinası satan firmaların sitelerinden, tekno market sitelerinden ve özellikle de açık artırma sitelerinden fiyata göre listeleme özelliğini kullanarak size uyan fiyatlarla hangi makinaları alabileceğinizi belirleyin.(reklam olmaması için site linki vermiyorum). Ayrıca bütçenizin 100-200 lira üstüne çıkarak az bir farkla ne kadar daha iyi cihazlar alabileceğinizi de kontrol edin. Açık artırma sitelerinde piyasadaki bir ürünü yarı fiyatına bile bulabilirsiniz fakat, garanti, değişim gibi konuları göz ardı etmeniz gerekiyor. (Ben bir video kamerayı açık artırmadan almıştım. Cihaz ABD’den geldi, 1 yıldır kullanıyorum bir sorunum yok)

Karpuz tadında her şey

sandyclaws | 08 September 2008 10:05

Var olmayan bir şeyi hissetmek garip şeymiş dedi kendi kendine uykudan uyanınca. Yatakta doğrulmuş öylece boşluğa dikmişti gözlerini. Bir an önce bütün rüyasını gözden geçirip her ayrıntısını unutmamak istiyordu. Bunu yaparken kocaman bir gülümseme vardı yüzünde.

Çok zaman olmuştu böyle rüyalar görmeyeli. Aslında onu en çok düşündüren , sadece fotoğraflardan tanıdığı bir insanın nasıl olurda her halini görmesi ve onu hissetmesiydi. Bilemedi. Zaten bilecek bir şey de yoktu ortada rüyaydı işte.