bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

FEDAKAR TAŞIYICI ANNELER

nurozoz1980 | 17 November 2008 11:09

Son günlerde yurt dışı haberlerinde sık duyar olduk kardeşlerin kardeşlere, anneleriin kızlarına taşıyıcı annelik yaptığını bunları sonuncusuda ABD’nin Virginia eyaletinde yaşandı. 56 yaşındaki Jaci Dalenberg’in rahim hastası olduğu için çocuk sahibi olamayan kızının üçüzlerini doğurmasıydı. Düşünsenize 56 yaşındaki kadın kendisine sığınan kızı için damadından alınan spermlerle döllenen yumurtalar sayesinde kızının üçüzlerini doğurmayı başardı. Kendi torunlarını kendi doğurdu annaneleri ve artık annelik görevim gitti şimdi annanelik görevim başladı dedi. Geçenlerdede üç kızkardeş içlerinden birinin çocuğu olmuyor diğer ikisi biri yumurtalıklarını biri rahmini sunuyor. Ve kardeşlerine bir çocuk dünyaya getiriyorlar. Bizim ülkemizde hiç böyle bir haber duyulmadı nekadar doğru o bilinmez ama bence çokta yalnış olmasa gerek çocuk hasreti çekenler için.

Saçmalama…

321ksd | 17 November 2008 10:03

yaramın deşilmesi üzerine… temennim. hiç ahkam almadan hafif kuyusuna gömülmesidir. “madem öyle niye yazdın” deyu ikilemimi çakmaya çalışan arkadaşlara tavsiyem; kendi yazınca anlar efem.

ne yaptıysam seni unutmak için.
önce bıyığımı kestim, sonra yavaş yavaş ona yüklediğim manayı. çok sevdiğim rakamlı yüzüğüm, aylardır 5-10 kuruşlarla beraber bozuk para tepsisinde ikamet ediyor.
ayrıldım seninle tanıştığım o şehirden, 6 yıllık emeğimi döktüğüm o mesleğim, o emeğimden.
sigaraya başladım, 30 uma yaklaşana kadar bir dal bile içmemişken, o ifrit sigaraya.
daha gömüldüm monitöre. “dizüstü”mde resmine bakıyordum diye harici monitör aldım, o gün bu gündür sadece kasa oldu dizüstü benim için. almışken büyük bişey aldım, fena da olmadı diye avutmak için kendimi. nafile sevdiceğim.
seni aradığım telefonu 50 ytl den sattım telefoncuya. sana aldığım gül nerde şimdi bilmiyorum.
gece gezerken net aleminde, eski okulundaki ve sınıfındaki arkadaşlarının çektirdiği resimlerden oluşmuş iki video buldum. seni görecem diye heycanlandım. durdura durdura izledim. nafile sevdiceğim. AĞLADIM BE İŞTE! ohhh!
videoda seni görmeyince, içimdeki yara birkat daha derinleşti. ne kadar zeki ne kadar çalışkan ne kadar dikkatlisin sevdiceğim.
ne uzaksın ne de yakın, ne ayrıyız ne de beraber.

KADINLARIN LİSTESİNE GİREN HAYALLER

keremx | 17 November 2008 09:37

KADINLAR NE İSTİYOR?

Kadınların ne istediğini öğrenmek için anketler düzenleyip araştırma yapmaya gerek yok. Kadınların tek istediği şey; kabul görmek ve beğenilmektir. Bu istediklerinin yanında diğer istediklerinin bir önemi yoktur. Diğer istedikleri şeyleri de aslında kabul görme ve beğenilme duygusu ile isterler.

Eşinize verebileceğiniz en büyük hediye iltifat ve şefkattir. Yanılıyor muyum?

Peki erkekler ne isterler? Onların isteği de reddedilmemektir. Beğenilmenin farklı bir versiyonu yani. Onu eleştirmeyeceksiniz. Eksik bulmayacaksınız. Ona iyi ve güçlü olduğunu hissettireceksiniz. Ben bir erkek olarak böyle düşünüyorum. Yanlış mı düşünüyorum?

BİR KADININ EN ÇOK İSTEDİĞİ ŞEY

keremx | 16 November 2008 16:23

BİR KADININ EN ÇOK İSTEDİĞİ ŞEY

Bu kadını ölünceye kadar bu derece tanıyıp bilmezdim.. Başta dünyaca sevilmesine de pek anlam verememiştim. Evliydi. Çocukları vardı. Varlıklıydı. Zengindi. En önemlisi prensesdi. Ama sık sık başka erkeklerle ismi anılıyordu. Sevgililerinden bahsediliyordu. Yine de İngiltere kamuoyu başta olmak üzere halk tarafından çok seviliyordu. Malumunuz paparazzilerden kaçarken bir trafik kazasında 36 yaşında hayatını kaybetti. Prenses Diana’dan bahsediyorum.

İngiliz gizli servisi tarafından öldürülmüş olabileceği söylendi. Diana ile birlikte geçirdiği kazada ölen Dodi el Fayed’in babası Muhammed el Fayed, Prenses ve oğlunun, Diana hamile olduğu gerekçesiyle öldürüldüğünü öne sürüyor. Yine iddiaya göre İngiliz kraliyet ailesi Müslüman bir varis istemediği için İngiliz Gizli servisine bu cinayeti işletmişti.

Her neyse insanların özelini, sırlarını sorgulamak haddime değil. Olmuş bitmiş bir olay üzerine komplo teorileri üretmeyi de sevmem. Ancak ölümünden sonra Diana’nın ortaya çıkan şu mektubu ilgimi çekti:

şizoid dünyalar 2

neceff | 16 November 2008 13:34

Şahıs zamirlerinden biri okyanusla karşılaştığında, almanca gramerin çanağında, bir gemi kazasından dibe gitmekte olan lezbiyen bir meme iğnesi gibi Cleopatra’ nın gidip saplanacağı zulmü göstermedi hayatın ta kendisi; yunuslara hafifçe dokunarak geçen…

Peki lezbiyenler egoist değil midir?

Altın bir meme iğnesi gibi Cleopatra’ nın, sen mi, ben mi diyalektiği yok mudur onların? Kendi kendine acıyan bir bıçak gibi batmaz mı bir kadının benliği ötekine?

Nasılsın İmelda?

Şişman olmanın ötesinde…

İlgilendirmiyorsun bu almanca gramerde.

sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün…

kelebeklerozgurdur | 16 November 2008 12:42

“Sen dizime yattın, ben bir hikaye anlattım ve sen büyüdün…”

Son günlerde hemen her yerde, bu sözler gözüme çarpıyor. Nedenini bilmediğim bir şekilde beni hüzünlendiren, içime tarifsiz bir sızı salan bu satırların Çağan Irmak’ın son filmi “Issız Adam” a ait olduğunu öğrendim. Ve sırf bu satırların bende bıraktığı etki sebebiyle dün akşam filmi izledim.

Yakışıklı olmayan ama karizmatik Alper ile Güzel olmayan ama çekici Ada’nın aşk hikayesinin çarpıcı anlatımı…
Bir aşk bu kadar mı güzel, bu kadar mı sahici, bu kadar mı dokunaklı anlatılır ya rabbim?
Hiçbir tanıtım, reklam yapılmamasına karşın “Babam ve Oğlum”a yakın oranda izleneceğine eminim “Issız Adam”ın.

Kamp / bölüm II

aRRoGaNTe HoMbRe | 16 November 2008 11:05

İlk bölümüyle izleyenleri adeta ekran başına kilitleyen “KAMP”, ikinci bölümde yaşanan şok gelişmeler ve sürprizlerle sizde bağımlılık yaratacak. (-valla lan) İkinci bölüme geçmeden önce, dilerseniz bir önceki bölümde neler olmuştu hatırlayalım. (-hadi)

ZIBOOOVN..!

“Previously on Dest-i İzdivaç”

78 yaşındaki Mehmet Amca’nın iki talibi, Kezban Teyze ve Ayşe Nine stüdyoda saçsaça başbaşa kapıştı, yerlerde yuvarlandı. Piiiii, rezillik..!

şaka len…

” Previously on KAMP”

Üç çocukluk arkadaşı Kevın, Vilyım ve Canıtın, Vilyım’ın ısrarı ile daha önce hiç gitmedikleri bir ormana giderek, beş günlük bir kamp planı yapmışlardı. İlk günü gayet eğlenceli geçiren gençlerden Kevın erken yatmış, diğer iki arkadaş ateş başında sohbet ediyorlardı. Daha sonra çadırdan acı çığlıklar yükseldi ve iki arkadaş çadıra gittiklerinde Kevın’ın feci şekilde parçalanmış cesediyle karşılaştılar. Finalde ise çadırın dışına çıkıp gökyüzüne bakarak haykıran Vilyım’ın sesi duyuldu.