‘Gerçekten on beş dakikada özlüyor musun?’Bunu bilmiyorum, bebek.
‘Özlediğini mi sanıyorsun yoksa?’ Bilmiyorum. Birşey diyemem. Ben sana göre ruhsuzum.
‘Bu ilişkide, ben mi tuhafım yoksa sen mi? Bilemem.
Öğrenmem de mümkün görünmüyor. Ayrıca gerçeğin ne olduğu da, beni o kadar ilgilendirmiyor. Seçeneklerden gidelim:
a- Gerçekten on beş dakikada özlüyorsun:Olabilir. Anlamıyorum ama izliyorum sakince. Belki seni sen yapan özelliklerden. İrdelemedim.
b- Özlediğini sanıyorsun: Diyelim bu seçenek doğru. Benim için ne değişir? Hiç. Dinginlikle izliyorum seni, seni ve tavırlarını. Çünkü benim iç tavrım böyle. İçten gelen haleti ruhiye bu.