bildirgec.org

hikaye hakkında tüm yazılar

PİPİMİ KİM İPLER!

ufakufak | 15 July 2008 15:09

beni de “kestiler” altı yaşında…
terler bastı. terler tremolo attı.
attaya kaçtım. sünnetçide ufunet.
ufuk gayet net.
düz. dümdüz ama… düz!
movado almıştı rahmetli dedem. unutmam.
pipim kesildi. aman ne güzel oldu!
“mektep”ten sonra pipim, pimi çelikten çekilmiş organon oldu.
hadi bakiim!

sitelerin kuruluş hikayesi

ex choice | 12 July 2008 08:11

hayranı olduğumuz hergün takip ettiğimiz üye olduğumuz giriş sayfası yaptığımız o meşhur sitelerin hikayelerini hiç merak ettiniz mi?googol kelimesinin üzerinde oynanarak google olduğu.ve ailesinin güvenmediği ama kendi işini kurarak mynet‘i kuranı,peki ya microsoft‘u şimdi mnerak ediyorsanız işte diğerlerininde bulunduğu detaylı bilgilere ulaşabileceğiniz o şirketlerin kuruluş hikayesi.

İSTANBUL’UN BETON YAKASI VE SIRADIŞI BİR GECE

eylul74 | 06 July 2008 19:00

Akşam üstü telefon çalıyor, arkadaşım beni davet ediyor, sık sık yaparız bu akşam oturmalarını, hava sıcak bunalıyoruz, balkonda sohbetimize devam etmek istiyoruz. Balkon sitenin basketbol sahasını görüyor. Her günkünden farklı bir kalabalık çarpıyor gözüme, bir çeşit hazırlık gibi… süslü giyinmiş hanımlar ellerindeki balonları asıyorlar sahanın potasına ve kenar tellerine, bu hazırlığın ne olduğunu soruyorum…bilmem diyor, birilerine soruyor. Site sakinlerinden birileri sünnet kınası yapacakmış, şaşırıyoruz…. Şaşkınlığımızın sebebi düğün yapılacak yerin istanbul’un iyi semtlerinden birinde bulunan lüks sayılabilen bir sitenin bahçesinde olmasıydı, farklı bir durumdu… ”yaşasın” diyorum ”alışılmadık bir gece yaşayacağız desene” evet diyor.Hava kararmaya başladığında balkonumuzun görmediği giriş kapısından davul ve zurna sesleri yükseliyor sonra yaklaşıyor, bakıyoruz, sitenin çocukları sünnet çocuğunu önlerine katmış, alkışlarla geliyorlar, sahanın kapısından giriyorlar neşe içinde. Minik bir kız çocuğu yerlere sürünen gelinliğiyle koşturuyor, birileri resim çekiyor, birileri davul zurnanın ritmine kaptırıp kendisini oynuyor. Neşeli bir topluluk, 120 dairelik bir site, akşam evine dönen arabalardan merakla bakan gözler…

SAPLANTIM OLMUŞ,HAYKIRIYORDU

bekunis | 03 July 2008 11:48

8 yıllık bir evlilik,sevmeler,sevişmeler,küsüp yeniden barışmalar ve kıskançlık krizleri ile yitip giden bir hayat…

Abuziddin iş arkadaşı ile yakınlaşmış bunu Mualla’ya sezdirmemek için çok çaba harcıyordu.
Mualla güzel,zeki bir kadındı, Abuziddin sonunu kendi hazırladı.Mualla durumu hemen sezmişti ama belli etmiyordu, Abuziddin Mualla’nın gerçekten anlamadığını düşünerek salakça seviniyordu….
Abuziddin arayıp gece mesaiye kalacağını haber verdi,Mualla fırtına öncesi sessizliği ile “tamam aşkım” dedi.Tamam madem sen tercihini yaptın benimde bir tercih yapmam gerekiyor…
Hazırlanıp fırladı sokağa doğru eşinin iş yerinin önüne pusuya,ayrı çıktılar iş yerinden ama ne fayda Mualla kadındı, Abuziddin’i paylaşamazdı.

KAMPUMBAĞA-2

| 02 July 2008 15:38

Çocuklarımız umudumuzu bağladığımız varlıklarımız.Ne varsa güzelliğe dair onlarda görmek mümkün.Ama bir çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de eğitim ne yazık ki her karışta aynı eşitlikte ilerlemiyor.Kimileri yoksulluğun pençesinde kalem tutarken,kimileri sağlıksız beslenerek giriyorlar okullarının kapısından içeri.Öyle güzel bir dilimiz var ki çocuklarımıza öğrettiğimiz.Dünyada bir eşi daha yok.Bu hikaye de burada başlıyor aslında.Yıllarca öğretmenlik yapan bir müfettişin yaşadıkları.İlginç gelmişti dinlediğimde ve paylaşmak istedim.Bu güzelim ülkede kuş uçmaz,kervan geçmez yerde eğitim vermeye çalışan insanlar,yürekler,öğretmenlerimiz var.

Özre Kabilesi

suphi | 01 July 2008 10:28

Hicazın güneyinde Yemen’de Özre Kabilesi diye bir kabile varmış..Bu kabilenin özelliği aşıklar maşuklarına kavuşamazlarsa ölürlermiş. Ve bu kabilenin ta Mısır’a kadar yayılmış. “Olmaz böyle şey” demişler, “mümkün değil ” demişler. Devrin şairlerden meşhur Mısır’lı Esâmi bu kabileyi incelemek için Yemen’e gitmiş ve bu özre kabilesinde bir eve misafir olmuş. Evde de güzel bir kız çocuğu varmış. Fakat kapıda sersem dolaşan bir delikanlı dikkatini çekmiş ve delikanlının yanına gitmiş.

“Delikanlı senin halinde bir acayiplik var, bu tuhaf halin, derdin nedir” demiş. “Senin misafir olduğun o ev var ya, orada bir gün var, orada bir güneş var, bir ay parçası var” demiş delikanlı. “Ben sana bir aracı olayım o zaman” demiş şair. “Nolur, öleceğim çabuk demiş” delikanlı. Eve geri dönmüş ve kızı çağırmış şair Esâmi ve” kapıda bir delikanlı var demiş, ölecek sana öyle âşık olmuş” demiş. “Amca O daha beni hiç görmediği halde böyle sersem sersem dönüyor, beni görse ölür” demiş kız ve “İnanmıyorsan ona şu bastığım toprağı götür ve ona senin aşık olduğun kızın ayak izinden aldım bu toprağı de” demiş..Peki deyip almış ve götürmüş toprağı şair. Kapıda Esâmi’yi görür görmez atılmış delikanlı. “Ne oldu, gördün mü, ne söyledi?” demiş. Kızın söylediklerini söylemiş ve toprağı ona verince iyice sersemlemiş delikanlı ve dönerken az ilerde yanan ateşin içine düşmüş. Şair zor zar delikanlıyı ateşten kurtarmış.”Allah Allah tam özre kabilesi” demiş şair.

KAPLUMBAĞA VE GÜVEN

| 01 July 2008 09:35

Güvenebilmek hemen yanıbaşımızdakine.Yaslanabilmek….İki kaplumbağa çölü geçmeye karar vermişler.On yıl kadar yürüdükten sonra artık susuzluktan ölecekler,dermanları kalmamış ki.. bir su matarası görürler
-Oh be suyu bulduk ve ölmekten kurtulduk.Bakarlar bir heyecanla mataradan su içecekler ama matara boş.Binbir küfür dillerinde ,atarlar matarayı oraya yollarına devam ederler.Aradan 8-10 yıl daha geçer ama gerçekten susuzluk perişan etmiştir onları.Derken…. bir su birikintisi görürler uzakta
Hah suyu bulduk şükür Yarabbi.
-Dur dur bu suyu içmeyelim daha uzun yolumuz var.
Eee ne yapacağız-Bu suyu bir kaba dolduralım
-İyi de kap nerede?
Hani gömüştük ya yıllar önce bir matara.Birimiz gitsin onu alıp gelsin.-Ooo iyi e kim alıp gelecek?
-Ben alıp gelirim ama bir şartla
Nedir şartın?
-Ben gelene kadar bu sıudan içmeyeceksin.

Milletimin Vekilinin Sigarası

dimoedes | 30 June 2008 15:35

Yaşanmış bir hikaye birazdan anlatacağım… milletvekilinin diğer seçimlerde bile oy kazanmak için izlemiş olduğu politika ve gözü açık vatandaşın kıvrak zekası yer alıyor bu hkayede… yapılan genel seçimlerden sonra iktidar partinin milletvekili şehrinden Ankara’ya gitmek için yola çıkıyor… yolda kendi şehrinin bir kasabasında duruyor… öğle yemeğinden sonra tekrar yola çıkmak için arabasına biniyor… o sırada vatandaş milletvekilinin yanına arka koltuğa biniyor ve millet vekilinden bazı isteklerde bulunuyor… vekil vatandaşı dinliyor ve adını almak için kağıt istiyor ama o an kağıt bulamıyorlar bunun üzerine vekilde vatandaşın adını ve soyadını sigara paketinin üstüne yazıyor… vatandaş bu olayı görünce vekile sigara paketinde kaç sigara kaldığını soruyor.. vekilde iki sigara kaldığını söylüyor. bunun üzerine vatandaş tamam vekilim vazgeçtim istediklerimden diyor.. vekil neden diye soruyor?? vatandaşın cevabı hem zekice hemde anlayan insana çok büyük bir ders.. vekilim diyor; siz daha Ankara’nın yarısına varmadan sigaranın bitecek.. yeni paket alınca da bu paketi buruşturup atacaksınız benim ismimle birlikte diyor ve arabadan iniyor… tam bir karamizah yorum size kalmış dostlat 🙂

SENİN YÜZÜNDEN İKİ PAKETE ÇIKTI

haberhaberhaber | 30 June 2008 10:10

Bu eve benim üstteki komşuyumu oturtmalı acaba.

Ev alma komşu al diye boşuna dememişler. Evin güzelliğine aldandık, borç harç girdik aldık.
Üstteki komşum benim gelişime pek bir sevindi, aman komşum canım komşum birbirimize gelir gideriz, beraber pişirir taşırırız, iyi hoş aman ne güzel dedim.
Ben kendimi insanları tanıma konusunda iyiyim sanıyordum.
Kızım benden daha iyiyiymiş onu öğrendim.
Anne bu kadını hiç gözüm tutmadı bak haberin olsun bu kadın ruhsal problemleri var.
Neden öyle söylüyorsun kızım gayet samimi gözüküyor.
Ben uyarayım da sen yine bildiğin gibi yap.
Birkaç gün sonra interneti ortak kullanma konusunda karar aldık. Ben gerekli kabloları malzemeleri aldım, bağlayacak kişiyi de bulup evine gittim. Kabloların yarıdan çoğu bağlanmıştı ki ben gece fişi çekerim dedi.
Gece çeker misin, neden? Küçücük yanan kırmızı ışık beni rahatsız eder.
Koridorda sandalyenin altındaki ışık seni nasıl rahatsız ediyor.
Gece su içmeye kalkınca o ışığı orda görürsem hasta olurum.
Anlaşıldııı, Ahmet sök çocuğum kabloları al bu da paran güle güle yavrum, kusura bakma.
Ivır zıvırı toparlayıp evime indim. Bir gün sonra kapımda özürler diliyor ne olur kusura bakma ben gerçekten ışıktan rahatsız oluyorum, malzemeleri senin eve taşıyalım, bana bir kablo uzatın yeter.
Ben ne kadar önemli değil istemiyorum dedimse de israrı üzerine kırılmasın diye tamam dedim. Ahmet yine geldi, tüm düzeni benim eve kurdu yukarı kablo uzatıldı balkonundan içeri alınacak. Bu seferde ben bu kabloyu burada istemem, balkonda rahatsız olurum demez mi? Çocuk duvar kenarına tutturacak minik çivili aparatlar takmasına rağmen ben yine rahatsız olurum diyince bende şalter attı. Ahmet çocuğum topla al buda paran kusura bakma.