Hicazın güneyinde Yemen’de Özre Kabilesi diye bir kabile varmış..Bu kabilenin özelliği aşıklar maşuklarına kavuşamazlarsa ölürlermiş. Ve bu kabilenin ta Mısır’a kadar yayılmış. “Olmaz böyle şey” demişler, “mümkün değil ” demişler. Devrin şairlerden meşhur Mısır’lı Esâmi bu kabileyi incelemek için Yemen’e gitmiş ve bu özre kabilesinde bir eve misafir olmuş. Evde de güzel bir kız çocuğu varmış. Fakat kapıda sersem dolaşan bir delikanlı dikkatini çekmiş ve delikanlının yanına gitmiş.”Delikanlı senin halinde bir acayiplik var, bu tuhaf halin, derdin nedir” demiş. “Senin misafir olduğun o ev var ya, orada bir gün var, orada bir güneş var, bir ay parçası var” demiş delikanlı. “Ben sana bir aracı olayım o zaman” demiş şair. “Nolur, öleceğim çabuk demiş” delikanlı. Eve geri dönmüş ve kızı çağırmış şair Esâmi ve” kapıda bir delikanlı var demiş, ölecek sana öyle âşık olmuş” demiş. “Amca O daha beni hiç görmediği halde böyle sersem sersem dönüyor, beni görse ölür” demiş kız ve “İnanmıyorsan ona şu bastığım toprağı götür ve ona senin aşık olduğun kızın ayak izinden aldım bu toprağı de” demiş..Peki deyip almış ve götürmüş toprağı şair. Kapıda Esâmi’yi görür görmez atılmış delikanlı. “Ne oldu, gördün mü, ne söyledi?” demiş. Kızın söylediklerini söylemiş ve toprağı ona verince iyice sersemlemiş delikanlı ve dönerken az ilerde yanan ateşin içine düşmüş. Şair zor zar delikanlıyı ateşten kurtarmış.”Allah Allah tam özre kabilesi” demiş şair.Sonra delikanlıya kızı vermediklerini anlamış, delikanlı da kaçıracak kaçıramıyor. Delikanlının da civarında gezdiği köyün çeşmesinin yanındaki tabelaya”İz alem yatık sabren ve ketmen li suihii ve leyse lehu mimmaa sivel mevti enfeu”” Kişi, sabra gücü yetmezse, sırrını gizlemeye de gücü yetmezse, o kişi için ölmekten daha menfaatli bir şey yoktur.”Diye yazmış. Biraz dolanmış gelmiş ve tabelanın altında delikanlının ölmüş bedenini görmüş fakat kitabenin altında bir yazı daha var;”semiğnaa, etağnaa, sümme minnaa fe velihuu selamii ila men kane lil vasli yemnaa””Duyduk, itaat ettik, sonrada öldük. Bizim birbirimize kavuşmamıza engel olanlara selam olsun”Yazmış ve ölmüş delikanlı.Ve bu kabileye Özre Kabilesi denmiş.
yorumlar
teşekkürler @suphi!
nokta-ı süveyda…
Bir Yusuf Masalı: NAATDinleyin ey vakti duymak doruğuna varanlar!Falları grafiklerde bakılanlar siz de işitin!Külden martı doğuran odalıklarve kâhyalarkara pıhtıyla damgalanmış veznelerde dilişehvetsiz çilingirler, yaltak çerçilercelepler ki sıvışık, natırlar ki nadaney hayat rengini sazendelik sananyırtlaz kalabalık!Dinleyin bendeki kırgın ikindiyihepiniz kulak verin!İ.Özel’denAşık olmak istiyorum diyen salak sürüsü okusun lan bu yazıyı.koza68
yazı sahibinin uzun zamandır yazmadığını görüyor ve ondan, “özre- kabilesi” tadında yeni yazılar bekliyorum…
güzel paylaşımlar, teşekkür ederim.
bu kabilede yaşamak isterdim.
Sevdalımhayat buraya bakmalısın aşk var aşk.
sahi diyorum tabii ki şu cümlelerin güzelliğine bir bak.
aşk bu işte…
o yüzden size haber verdim ya:)eksik kalmayın diye.
üzüldüm gence:(
dramatik, etkileyici, aşkın anlamını vurgulayıcı hoş bir paylaşım.
çok güzeldi.
@suphi, inanılır gibi değil..
Coktan pihtilasti kanim, nerdesin?Olum kadar soguktu tenimOlum kadar yanlizdimOlum kadar oldumOlum kadarOlum.Ne zaman adini soyleyecek olsam kendime,titriyorum,irkiliyorum,soyleyemiyorum.Hala mi diyorsun belki.Evet.Her turlu beklentiden, korkudan arinsamda hala, evet.Neden bilmiyorum bu boyle.Endiseleniyorsun belki.Haklisin.Fakat, kelimelerle anlatilamayan seylerde var,biliyorsun. Olmeden once oldurdum kendimi, goruyorsun..
Tenhadayim,kendim duyarim sesimikendim soylerimkendim aglarimtenhadayim,kuytuluklarda gecti omrumomrumun en kuytu kosesindeseni buldum sonratenhadayiz,yagmur yagar islanirizyagmur yagar, damlalardangerdanlik yaparim boynunaTenhadayiz,cirkinligimi ortmezde tenhagece cikarim karsinagece ve uykularindaTenhadayiz,neler yapmaz ki insan tenhadaardictan kanat,sudan yatak
Agzim burnum kan canagikavgada vurdularve soydularyani aldilar neyim varsafakat seni calamadilaren son bakacaklari yere sakladim senionca copun, kiymetsizin arasindaparlayan seni,nasil gormedilersasarim bir bakima.bir bakima alsalar beniisyan ederdi isciler.Kalbime sakladim seni.oraya bakmaya tenezzul etmedileriyiki etmediler.ne kanayan yerlerim umurumdadir,ne kavgada yenilisim, ne meteliksiz olusumsen varsinya..tuz olsan basarim yaramaagu olsan, serbet diye icerim.bilmezsin.kimseler bilmez.iyiki bilmezler..
bir yere varmaz bizim hikameyizakortsuz, kafiyesiz sarkimiz.severiz, bilen olmaz.oluruz,duyan olmaz.
her satirda cocuksunher satirda kaniyorgozlerinher satirda kanindamliyorbuyuyemiyorsun bir turlubir bahar, son bahargeciyor mevsimlerve islaniyorsunagaclar buyuyorsen ayni toyayni cocuk.kurallari bu dunyaninsevdanin, askincocuklara gore degilcocuksun cunku,her gozde ve her sozdecocuk..anlamiyorsun,sozler ardinda gizli olanine hicivi ne kinayeyive cabuk kaniyorsunnasil cabuk kanarsa cocuklar.her satira kaniyorsunveher satirda uyaniyorsun.kanin var her satirdadamliyor…
suphi, ahkamlarının hepsi birer blog oluşturacak güzellikte. hele hele yukardaki dizeler… kendimi buldum…
Kara bir yazgidir yakama yapisankara bir yazgi; bizi ayiranarada kapilar,daglar,denizarada ucurumlar, arada benarada sen.Budur iste yazgimiz;arada kalmak.Sikismak onca ayrintininonca insanin arasina.oysa ben seni dusundugum zamanne ucurum tanirim, ne dere, ne tepeBeyhude derler belki,”beyhude dusunmek”Beylerden huy kapmadimne yapalim..
sevdiğinden yarı yaşamaktan ölmek gurur verici ve şerefli bir öüm.
Suphi’den çok özür dileyerek “of ulen !!” demek istiyorum..Sersem gibi çıktım yolaHafızam kendini kilitledi, gözlerimi kapattımZaman da, yağmur da deli gibi akıyorduHuzurluydum, sonunda sol sanımı sancıtan bir şeyleroluruna varmıştı.Ağladık, yağmura karıştıSevdik, sükunete saklandıBir kendimizi kendimize kamufle edemedik,şu yaldızlı şehirde..
suphi DİYOR Kİ, (28 Nisan 2008 20:27)BEN ŞAİR DEGİLİMBahriye nazırı iken babamElma ile armut toplardı ellerimNe tekmil takardım ne tüfenkŞeftali ağacının ince dalındaAsumana değsin diye başımİlle de göğe doğru zıplarkenRahat bırakmazdı dadımDüşlerim küçüldükçe büyüdümEllerimdeki elma armut lekesiGöğe doğru uçtu sankiİlmik ilmik yumağım çözüldü birdenLeyla sevdim,Mecnun oldumİlle de yazdılar adımıMezar taşıma..suphiakrostiş olarak dahi, ısrarla şair olmadığından dem vurmaktasın sevgili suphi. yapma, bu kadar mütevazi olma lütfen…
Tuhaf gelecek belki, askindan olen insanlar.Tuhaf gelecek belki, gozumden akan kanim. Her gun bir parca daha kaniyorum, hergun bir parca daha yaklasiyor bana olum. Usuyorum, gozlerim uzayip giden yollarda, her gecen yolcuyu sana benzetiyorum.Her tikirtida seni umuyorum.Biliyor musun?..Siren sesleri, otomobil gurultusu ve fabrika dumanlari arasinda seni dusunuyor, olmayacak hayaller kuruyorum. Sonra bir hancer saplaniyor ve hayallerimde kaniyor. Hayaldir sanardim, en cevik ve delinmez zirhim.Oysa hayallerde, insanla birlikte olurmus, sonradan ogrendim. Sonradan ogrendim,dunyanin cocuklara icin olmadigini. Kurtla kuzu masalini dinledim. Sen bilir misin kurtla kuzu masalini? Meger kurtlar sarmis dort bir yanimizi.Insan kalbinin nasil kirilabilecegini ogrendim, sonrada nasil kirik bir kalb ile yasanabilecegini.benim duslerim hep kiremit rengiydi, toprak rengiydi. Cok fazla sey duslemedim, cok falza sey istemedim. Tanidigim insanlar oldu, nasil birbirlerine oyunlar oynadiklarini ogrendim. Oyunlar; asklar ve hayatlar uzerine oynanan oyunlar.Yuregimin bam teli koptu artik. Oyle bir hale gelmis ki dunya; askin bile yan etkisi varmis. Yasamayi ogretmedi kimse bana, kendin ogreneceksin dediler. Yasamak, zar tutmasini bilmekmis. Nerden bilirdim.. Cicek toplayacagina zar tutsaydi elim..
Suphi bana bunu yapmak zorunda mısın… 🙁