Gittiği bir doktor yaralarını incelemiş ve ölüme sebebiyet verecek kadar ciddi olmadığında ısrar etmiş ve tüm hikaye bundan sonra başlamış…
Bu yazı çok ıssız. Ne kadar yakın ne kadar uzağımdasın? Sığınaksızlar penceresi çoktan dolmuşken; var oluş psikozlarını yazarken, sen geri dönenlerdenken, tütsülenmiş gerçek şişeye konulmuş, bekliyor…
Söylesene sesindeki kimsesizlik, kime? Adres veriyorum: Çalınmış ruhlar pazarı yerine batık ruhlar kenti. Ayrıksı otlar birlikteliği, kendi içinde bütünlük yaratıyor; öyle mi? ‘Söz söyleme süreçleri henüz bitmedi,’ diyemeyeceğim.