Soru işaretlerim tembelliğimin önüne geçti bugün ve sahilde buldum kendimi. aklımda türlü şarkı ve şiirler hepsi yanlızlığa dair.Bu tür zamanlarda daha çok anlıyor insan seveceğinin kıymetini, artık beklediğim yeter diyesim geliyor.sabah sabah yanlızlık vuruyor sahile, çıkaramıyor dalgalar beni bunalımdan; dört tarafım yanlızlık, kendimle yapayanlız.başımı kaldırdığımda okul çocukları görüyorum. körpe bedenleri ilk derse girmeyi değilde sahilde koşmayı yeğlemişler.sol tarafımda bir elinde gazete diğer elinde de tespihe benzettiğim kırk elli yaşlarında eşofmanlı bir amcam yaklaşıyor. anlam veremiyorum tespihe. sonra gülüyorum elindeki köpeğinin tasması.bu kadar kalabalık yeter diyorum. dünyama dönüyorum.
yorumlar
Aramıza o kadar yeni katılan arkadaşlar var ki, Aramıza hoş geldin inşallah yazılarının devamı gelir…
insan hakikaten yalnız mıdır? yalnız doğar yalnız ölürler onu anladık da, yani yaşadığı müddetçe insanın yalnız olabilmesi mümkün müdür? yalnızlıktan kastedilen nedir?
Bir denemeci daha… Hoş geldin…
dökelim içimizi ya…isteyen herkes yazsın çizsin.hayat kısa.söylenmedik sözler ve yaşanmamış anlar olmasın.hoşgeldin arkadaşım.
tesekkur ederim yorumlarınız için.ve aranıza aldığınız için.hosbulduk
umarım herzaman soru işaretlerin tembelliğinin önüne geçerde,bizde yazılarını okuma fırsatı bulabiliriz:) hoşgeldin…
hoşgeldin hayatı kendi kabuğunda yaşayan insan…
hoşgeldin @lazybohem.. soru işaretlerine sağlık 🙂
bu cümle kafamı karıştırdı. “seveceğinin” kıymetini anlamak mı, “sevdiğinin” kıymetini anlamak mı, yoksa “seveninin” kıymetini anlamak mı? bir sürü soru işareti oluştu beynimde. cevaplar için ayrı bir blog mu açsak, ne yapsak?
“seveceğinin kıymetini”yani sevgilisinin ; nerde olduğunu, ne yaptıgını hatta daha kim olduğunu bile bilmediği sevgilisinin kıymetini…
peki bu kişi bir gün karşına çıktığında; evet, bu o! diyebilecek misin? ne fiziksel ne de davranış anlamında hiç bir ipucu yok kişi hakkında… nereden bileceksin? ne olduğunu bilmiyorsun ki! bir de “kıymet bilmek” var cümlede. hayalini bile kurmadığın sadece seveceğim kişi dediğinin kıymetini bilmek nasıl olur? hayır yani seveceğin-sevebileceğin, kıymet bileceğin kişinin kendi hayalinde yarattığın biri olması gerektiğini söylesen anlarım. ama bunu anlayamadım. tekrar tekrar okudum yine anlayamadım. belki de salağım, bilmiyorum…
belkide ben salağım.sadece sevmeyi ve seveceğim kişiyi düşünüyorum.hiç bir şart koşmuyorum onun için. sıfatsız olacak sevdiğim.önyargısız ve şartsız seveceğim onubir anda pat diye seveceğimöyle inanmışım yazarken.ve biliyorum kıymetini.
O da seni sevecek mi ..
İnsallahsevse guzel olur değilmi?sevse çok güzel olur değilmi?sevse benim için dünyanın en güzel şeyi olur.
sevdiğim kıymetlidir, beni seven kıymetlidir, onu sevdiğimi her üç saniyede bir tekrarladığım unutkan minik balığım kıymetlidir, sahip olduğum (iyi ya da kötü)beni mutlu eden, üzen, ağlatan kıymetlidir. ama bana daha ne hissettireceğini bilmediğim, hiç bir tanımlaması olmayan, hayalimde bile şekillenmeyen ya da anlamlanmayan, yani hayali bile olmayan biri(ki böyle biri hiç olmadı bu güne kadar) olsa olsa hiçtir, ve “hiç” kıymetlim değildir!değerini ve kıymetini bileceğin çok şey varken hayatında, bilmediğin bir şeye(!) neden kıymet veresin?
diyorsun. bunu anlarım. ama yazıdaki cümleyi hala anlayamadım…
sabahın sekizinde sahilde yazılmıs bir cümlecik.seveceğim o an ulaşılmaz ve tarif edilmez geldiği içindir belki.bilmiyorum.
tek bildiğim hiç görmesemde, hiç olsada bazıları için,seviyorum onu, yani seveceğim:)
bak; sevdiğinden ya da seveceğinden sözetmiyorum. ilerde seveceğin kişinin kıymetini şu anda anladığını anlamadığımı söylüyorum… asıl soru bu. çok uzattım galiba 🙂
Bence ideallerin olsun. O kadar acele etme, çünkü daha çok seveceksin. Bu belki ilk olabilir ama son olmayacak..
Niye bilmiyorum ama çok içten geldi,o yüzden yazmak istedim.Önyargısız sevmek,insnları kalıplara sokmamak….Ne güzel olurdu….Önyargılar, basit insanların dünyaya bakışlarıdır…..
BEN SIFATSIZ SEVDİM SENİBen sıfatsız sevdim seniBir ad koymadım sana, adınla sevdimYüzüne bakmadım ay ışığında, ben mehtabı yüzün bildimBen sıfatsız sevdim seniSaçlarını savurmadım rüzgarla,rüzgarları saçların diye kokladım öyle sevdimellerinde ısınmadı hiç ellerim,ben hissettiğim her sıcağı ellerin bildimBen sıfatsız sevdim seniBakışlarında eritmedim hasretimi, gözlerini hiç görmedimSen gözlerimin algılayabildiği her şey demektin,Sensin diye baktığım her şey, bilsen neleri sevdimBen sıfatsız sevdim seniBilmedim güzelliğini nasıl bir şeydin,Ben güzelliği sen bildim , her güzel şeyi sana benzediği için sevdimBen sıfatsız sevdim seniYalnızca sevdim , düşünmedim kim olduğunu, neye benzediğiniBen sıfatlandırmadım sevgini,öylece öylece sevdim…REFİK KESTEM
Deneme bunalımında başarılar:)))İnşallah deneme ile kalır.(yazıların devam eder umarım)
ÖNYARGI VE KORKUÖnyargı ve korkunun getirdiği yanılgıya iyi bir örnek.UZAKLARDA bir köyde, kocası, çocuğu doğmadan ölmüş, tek başına yaşayan hamile bir kadın kendisine arkadaş olması açısından dağda yaralı olarak bulduğu bir gelinciği evinde beslemeye başlar.Gelincik kadının yanından bir an bile ayrılmaz. Her ne kadar evcil bir hayvan olmasa da, oldukça uysallaşır.Bir kaç ay sonra kadının çocuğu doğar.Tek başına tüm zorluklara göğüs germek ve yavrusuna bakmak zorundadır.Günler geçer. ve kadın bir gün bir kaç dakikalığına da olsa evden ayrılmak ve yavrusunu evde bırakmak zorunda kalır.Gelincikle bebek evde yalnız kalmışlardır.Aradan biraz zaman geçer ve anne eve gelir.Gelinciği ve kanlı ağzını görür.Anne çıldırmışçasına gelinciğe saldırır ve oracıkta öldürür hayvanı. Tam o sırada içerdeki odadan bir bebek sesi duyulur.Anne odaya yönelir. Ve odada beşiği, beşiğin içindeki bebeği ve bebeğin yanında duran parçalanmış bir yılan görür.
badoer 🙁
efendim results
lazybohem aramıza hoşgeldin…
teşekkurler..buralarda olmak güzel…