bildirgec.org

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.

zamanda yolculuk

hafifuyku | 19 July 2002 10:38

hayranları olduğum bu arkadaşlar şöyle bir oluşum içerisindeler…:Diyorlar ki, eninde sonunda, 500 yıl sonra bile olsa zamanda yolculuk denen şeyi keşfedeceğiz… bu teknoloji önce kesin çok pahalı olacak, ama eninde sonunda o da ucuzlayacak.. Hah işte ucuzlayınca, birilerine zamanda geri gelip sizi geleceğe götürmeleri için para vereceğiz.Şimdi bize 10$ verirseniz, bu paranın 1$’ını %5 faizle bankaya yatıracağız. 500 yıl sonra, 39,323,261,827.22$ olacak… e bu da herhalde yapmayı planladığımız işe yeter. paranın başka bir 1$’ını bu fonun takibi için harcayacağız. geriye kalan 8$’la da gelecekten sizi almaya gelen görevliye göstermeniz açısından önemli olan bir sertifika göndereceğiz.Tahminen kayıtlı ölüm tarihinizden hemen önce alınacaksınız (niye şu andan 5 dakka sonra alınamıyorum onu anlamadım) vs. vs.The Time Travel Fund[tm] 🙂

yorumlar

winmaker | 19 July 2002 11:12

şimdi ben 10 dolar vericem, bu herifler beni alıp 500 yıl sonraya götürecekler. tabi ölüm tarihimden hemen önce götürecekleri için, oraya gidip hemen ölücem. o yüzden ben daha fazla yaşlanmadan şu heriflerin parasını verip, kafama sıkayım ki beni genç halimle götürsünler.

aa aklıma ne geldi, bazı mezar taşlarında doğum yılı 500, ölüm yılı 1980 falan yazıyo, demekki herifler hakkaten zamanda yolculuğu bulmuşlar. hemen 10 dolar yolluyom heriflere.

hafifuyku | 19 July 2002 11:18

yok yok,.. o zamana kadar bi de klonunu çıkarıp seni içine koyma gibi şeyler de icad olmuş olucak nasıolsa diyo,.. 🙂

ekimk | 19 July 2002 12:07

Şu paypal denen şey Türkiye’de olsa, bizde ne hoax’lardan ne paralar kazanılacak ama, yok işte…

istanbullnet | 19 July 2002 12:13

adamalarla iletişime geçelim.

türkiye ayağını kuralım bu oluşumun 🙂 parayıda yiyelim muahahha 🙂

DarkStar | 19 July 2002 12:23

Bu arada calculator işlevsel birşeymiş. Şu sonuç kaleminide 3er 3er virgülle ayırsalar tam not alacaktı benden

alaaddin | 19 July 2002 12:24

geyik bile olsa: zaman içinde yolculuktan ne zaman[:-)] bahsedilse bir sürü saçmalık göze çarpıyor. terminator filmleri de dahil.

bi kere şöyle denmiş: icad edildiği zaman, geri gelip bizi almaları için para vereceğiz

e iyi de; ne zaman icad edilirse edilsin, şu ana da gelebilirler, beklemek niye?

diyebilirim ki: gelmediklerine göre; demek ki kıyamete kadar icad edilemeyecek.

tahminen kayıtlı ölüm tarihi meselesi de garip: ölmeden o tarihten gideceksem, o tarihte ölecek olmam; o kayıt ne kaydı??

neyse, son sözüm: bu işler geleceğe dönüşlerin birinde boyut kırılması mı ne olarak açıklanıyodu, şöyle anlamıştım onu:

zaman makinesinin ayrıldığı değil de, indiği yerde zaman kırılır, iki farklı boyutta iki farklı dünya yaşar, “gelenler” birinde vardır, diğerinde yoktur.

böyle ele alınca olayı, kırık kırık zaman boyutları bir tarafa, daha tutarlı oluyo.

May Çet | 19 July 2002 12:36

geleceğe dönüşlerde ki paradokslar bana mantıklı gelmişti 🙂

eninde sonunda icat edilicek diyorsunuz zaman makinesini .

Bence bulunucak olan her neyse makine olmaz. K- Pax filmini izliyenler belki bu dediğimden bir şey çakarlar. Filmi anlatırdım (tabi ne demek istediğimi de) ama belki filmi görmemiş ama görmek istiyenleriniz olabilir… Hem bazılarımızda bayağa duyarlı olunca bu konuda (öle bi yorum yapılmış ki bu film izlenmez ) susayım …. Ama zaman konusunda bi adamı sayarım HAWKİNSSSSSSSSS . Oda derse git yaır paranı şuraya diye :)) hemmennnn

DarkStar | 19 July 2002 12:58

Yapmayın kardeşim ya. Deprem olur, Işıkara, zaman olur Havkins. Şimdi siz bu oadamı bide yılın en seksi herifi seçersiniz. O zaman ben para mara vermeden, beklemeden etmeden, gidip köprüden atlarım. Bakarsın evine zaman makinası almış olan bir adam intahar nedenimi öğrenince haklı bulur, alır beni

>:P

ekimk | 19 July 2002 13:17

iyiki ya zımku ralla rı var çün küol masa lardı oku du ğumuzu an lamak çokzor laşır idi. ama uyul ma yınca yinede pek ko lay ol mu yor işler. hangi ek ler ayrıya zılır han gileri bitişik bunu anla tan bir help sayfa sı yazalımmı hafife?

vic vega | 19 July 2002 13:29

bir şekilde geleceğe gidebilsem, ama hangi yılda olduğumu bilmesem, utanırdım çok sormaya,..
“pardon, bugünün tarihi ne?”
“19 temmuz”
“ayh,..”

gazete al da bak diyeceksiniz,..
“pardon bi posta verir misiniz”
“26 milyon kredi lütfen”
“hıı?”

bunu düşünüp çekinirim ben zaman yolculuğundan,..

ah patlamış ekim, iyi iyi, bir tek ben takıyorum sanıyordum!

umg | 19 July 2002 14:08

meselesi var birde, acep hangi dilde iletişim kurulacak. Londra’ya gelmiş Pakistanlı gibi olmayalımda.

May Çet | 19 July 2002 18:11

sen yapma yaaa:)) bana , Hawking’in zaman ve zaman yolculuğu üzerine yaptığı açıklamalar doyurucu gelmiştir. E bu konuda onun sözünü dinlerim dedim 🙂 yoksa kendisini mali danışman olarak tutma niyetinde değilim . Hem lütfen Sn. Işıkara ile Hawking i bir tutumayalım . Ben yani hayatta diyemem Hawking e ‘ jartiyerin gözüküyor hadi ordan seksiiii ‘ diye 🙂

istanbullnet | 19 July 2002 19:09

bugün öğleden sonra kestiriyordum evde. rüyama girdi yaa. bi adam geldi metalik gri kaportalı (giysili) bana dediki

-gidiyoruz!

-noluyo ya sende kimsin? dedim

böle böle şurdan geliom dedi. “para yatırmamışsın sen. seni geçmişe bırakıcaz” dedi. kötüydü yaa. tırstım bir anda uyandım.

justine | 19 July 2002 20:17

çok aklıbaşında bi karar, hawking’le bi şekilde diyalog kuracaksan başka bi cümle sarfetmen tabi ki daha yerinde olur. yoksa, maazallah, adamın kendisini sandalyesinden betona fırlatmak suretiyle mevta etmesi kaçınılmaz olur. ayrıca kendisinin zaman ve zaman yolculuğu üzerine yaptığı açıklamaların sizi doyurmuş olması da inanılır gibi diil. fazla doygunluğun tezahürleri mi yoksa bu gaseyanlar?

May Çet | 19 July 2002 22:53

Aşırı doyduğumda böyle derimde, özellikle astrofizik dersini Cem Yılmaz dan aldığım zaman…

threewishes | 19 July 2002 23:03

kayıtlı ölüm tarihi ne demektir anlayamadım ve şimdi alsınlar beni niye ölmeden önceki anımı bekliyorum ve onlar öleceğim tarihi nerden biliyolar

off yine çok soru sordum

threewishes | 19 July 2002 23:19

ahkamlarında hep olay kahramanlarına şiddet uyguluyorsun betona fırlamak bkz.eski iş-sanat bloğunda sinema salonunda İZLEKlerin başına gelenler…çok eğlenceli sende eğleniyorsan mesele yok

salute | 20 July 2002 02:50

Zamanda yolculuk diye birşey olmayacak. Eğer olsaydı bunun belirtileri olurdu. Ya da yolculuk yapan kişiler işlerini çok iyi görüyorlar. Bilmem anlatabiliyor muyum?

threewishes | 20 July 2002 02:57

rüyalar gerçektir ; gerçekler rüyadır…gerçek ne ki?ya da hayal ne?

düşünsene rüyalarında istediğin her boyuta gidebilirsin

belirti bu mu olsa gerek:)

shmoo | 20 July 2002 02:59

belirtileri olcaka kardeşim ? adamlar çıkıp bildiklerimizi anlatsan toplu intiharlar olur diye açıklama yapıyolar uyuma belki de seni gönderdiler haberin yok. Bence bunlar çoktan buldu zaman makinesini, zamanaşımı falan her türlü hukuk hikayesini de öğrendiler, hatta gidip gidip geldiler biliyolar işte herşeyi. Herşeyi bilen birileri var ama ne zaman patlıcak bakalım blmyrm. Yok ölüm tarihinden hemen önce alma olayında gizledikleri bi durum var , kıllandırıcı bişey. ne zman istersem o zaman götürsün beni.

shmoo | 20 July 2002 03:08

Zeno’ ya kulak verelim:

gerçeklik tek değildir, birçok gerçek olabilir, gerçek saçmadır ve tezatlarla doludur.

Back to the future un mp3’lerini indirdim bi gazla, lazım olabilir her an :p

Giderken yanımıza alabiliyosak dizüstü bilg. almalı bi de şu acaip moda olan parmak arası terliklerden ve kesinlikle ekmek, artık o da değişime uğramışsa heyecan başlıyor demektir :p

threewishes | 20 July 2002 03:10

ışınlanma olayını da bence çoktan buldular ama millet akıl sağlığını iyice yitirmesin diye yavaş yavaş açığa çıkarıcaklar

threewishes | 20 July 2002 03:15

back to the future daki yaşlı adamın adı neydi?çat lıy cam:)

‘Görünene razı olma’ demiş Mevlana da kaç yüzyıl önce

jakuzi | 20 July 2002 03:23

gelecekte olsaydı ilk önce ulusal güvenliğiyle övünen ezik amerikan yönetimi 11 eylül olayını olmadan önlerlerdi sonrada hava yapardı tüm dünyaya bak biz şöleyiz biz bu kadar güçlüyüz bizim elimize kimse küçük su dökemez (biz pisuvarmıyız) falan filan . bu teoriyi çürütmek için en dandik ve en kolay yöntem. o kadar teferruatlı düşünmemize gerek yok

shmoo | 20 July 2002 03:27

brown yanlış yazmış da olabilirem. ama bu yani. doktor emıt bıraovn ..

shmoo | 20 July 2002 03:29

ya saldırı ya da tüm ülke diye tehtid ettiler naber? gerek, gerek teferruatlı düşünmek..

salute | 20 July 2002 03:30

Işinlanma bulundu diyelim. bunun açıklanma zamanı nedir? Açıklamanın problem olacağı kesin. En sorunsuz açıklama ışınlanma makinesi bulunduğu zaman mı olacak.

– “Biz bunu daha önce bulmuştuk.” diye.

Eğer böyle bir şey bulunduysa. Başlı başına bir karışıklık zaten. İnsanoğlunun bulunduğu yerde kötüye kullanımda olcaktır. Ör: Zaman makinesinin bulunmasını engellemek gibi. Belkide engelleniyoruz.

Bunaların hepsi paradokstur.

İleride ne olacağını göreceği yada Geride

threewishes | 20 July 2002 03:37

zamanda yolculuk ; ışınlanma ; gezegenlere gidiş ;ufolar …bunlara filmlerle yavaş yavaş alıştık zaten …bunları yapmadığımızı kim iddia edebilir ki.Hitler in uzaylılarla iletişim kurduğu konulu bir araştırma vardı mesela ???

shmoo | 20 July 2002 03:40

vardı, marty spor dergisini alıp zengin falan olmayı düşünüyodu, karman çorman bi iş bu, herkes yapıcak bişeyler sen yapmıcak mısın yani? orası kesin, filmde işte hikaye diye kaptırdı Biff e , o zengin oldu bi süre. Aman ya yok yok belki de tek bi gerçeklik yok, başka boyutlar falan var. 8 boyuttan bahsediliyor, Ra mesela 8. boyutta yanında alparslan vardı galiba, o boyuta erişebilmek zormuş. Bunun bilimsel dayanaklarını bilmediğimden fazla dağıtmayayım. Evt iyi bi paradoks olmuş salute, paradoks gecesi oldu bu gece..

shmoo | 20 July 2002 04:23

işi çok karışık. Bi Tibet inanışını benimsediğini ve bu eski inanışa göre davrandığını söylüyor araştırmacılar. Thale tarikatıydı galiba adı. Hatta bi nazi karargahında 12 tane ölü tibetli rahip bulmuşlar ve o zaman için anlam verememişler. Du ya bi kitap olucaktı ben de. Geldim, Haushoffer(gamalı haç sembolunu seçen amcamız) ın Hitler üzerinde çok etkisi olmuş zamanında. Bunlar bi yeraltı uygarlığına inanıyolardı artık irtibattalar mıydılar bilmiyorum. Bu arada tarikatın adı Thule imiş. Sembole dikkatleri çekecek olursak, gamalı haçın asıl kökeni Mu uygarlığına dayanıyormuş. Hatırlıyorum Atatürk de zamanında Mu tabletlerini inceletmiş hatta bazı Türkçe isimler falan bulunmuş o tabletlerde. Neyse sembolun anlamı Mular tarafından kullanılmaya başlanmış ve anlamını sadece gizli eğitimden geçen rahipler biliyolarmış. Bu sembolun yeraltı şehirleriyle bi bağlantısı varmış. Bu çok ilginç; Hitler, kendi liderliğindeki dönemde ateş çağının yaşanacağına, buz ve soğuğun yenileceğine inanıyomuş. Rusya ya buz çöllerine askerleri yazlık elbiselerle yollamış bu yüzden. (hasta!)

Adam son anda bile, Berlin düşerken, metroya sığınan 300 bin Alman için, – metroyu sular altında bırakın. herkes ölsün, bu bir ayindir ve kurban gerektirir. Böylece yerdeki güçler yardımımıza koşacaktır. diye emir vermiş.

( iki kere hasta! )

he işte hitler varken böyle bişey olsaydı kalıbımı basarım iyi para yatırırdı organizasyona. Bi yerden hortlıycak zaten . Böyle sessiz kalamaz o.

May Çet | 20 July 2002 10:16

Zamanda yolculuk olmıcak. Hadi ışınlanma bi derece, çünkü (hangi ülkede olduğunu unuttum ) yakın zamanda bilim adamları, sezyum atomunu ışınlamışlardı (bir yerden başka bir yere taşıdılar). Tek bir atomun ışınlanması mümkünse bu amcamlar bi tümevarım yapıcaklar 🙂 atom molekülü izlicek molekül bileşikleri bileşiklerde bizi 🙂

Ha zamanda yolculuk senaryoları nasıldır? (ki doyduğum ve doymadıklarımı ayrı ayrı yazıp site üyeleriyle ikileme düşmiyim)

ya solucan delikleri (bknz contact movie veya yıldız geçidi=star gate)

ya HAWKİNG İN karadeliklerdeki ufuk yarı çapı teoremi (ispatladığıııııı),ki genelde karadelikler boyut kapıları olarak bilimkurgu dünyasında yer etmiştir (bence diil)…Ama benim favori filmim geleceğe dönüşler 🙂 yukarıda da söylemişsiniz zaman yolculuğu demek paradokslar demektir. bencede tir…

birde eric von daniken (yalnış yazdımsa şahsın kendisinden af diliyorum sizden diil ) amcamın, tanrının arabaları adlı eserinde bir çok bulgu buluyor. İşte kaç yıllık bufalo iskeletinde(ki iskeletlikten çıkmış fosil olmuş ) kurşun deliği ve benzeri bir sürü şey… Acaba yer dışı varlıklar mı yaptı ? (Çünkü o tarihte silah icat edilip mertliğin içine edilmemişti) diye sormuştu. İllaki uzaylının yapması gerekmez Eğer zamanda yolculuk olmuşsa … Belki gelecekte Dünyada yicek bişiy kalmıcak ve zaman makinesiyle gelip et götürücekler insanların kaderlerini etkiliyip paradokslar yaratmadan…

O zamanda olay Planet Of Apes in senaryosuna döner (et götürme kısmını kast etmedim filmi bilenler anlar)

MAMAFİİİİİ şu noktaya tekabül edicem. Diyoruz ki : ‘Bak filmlerde göstermişlerdi bunu önceden, şimdi icat ettik diyorlar ,halbuki onlar zaten buldular ama saklıyorlar alışma süresi belirlediler’

Çoğu bilim kurgu yazarı ,birçok bilim adamıyla birlikte çalışır. Yani bilim adamları,yazarlardan esinlenip icat yapmaz,tersine yazarlar bilim adamlarından GAZZZZZZ alırlar.

Sabahın bu vaktinde nediyom ben yaaaa antrenmana yetişiyim

May Çet | 20 July 2002 10:25

işte bunun için size bi pardon borçluyum ,zira fosil iskeletten ibarettir. İsekeltlikten çıkpı fosil olma diye bir süreç tanımlanmaz.

PERDONEEEE

justine | 20 July 2002 13:44

sevgili üye arkadaşım, o son iki ahkamdan çıkarabildiğin tek şeyin şiddet hususu olması üzücü olmakla birlikte pek de şaşırtıcı değil, zira günlüğündeki şaheserinde teşhisini kendin bizzat koymuşsun zaten (beyin-olta meselesi).

yalnız çok önemli başka bi husus var, o yüzden ciddiye alıp yazıyorum, mümkün mertebe aradaki mesafe durumuna dikkat edelim, hitap ederken (başlık bile olsa) samimiyet takılarına yüz vermeyelim, laubalileşmeyelim. buna uyulursa lanetimi geri almaya Pharaoh sözü vermekle kalmıyor, hawking-mu-iskelet-fosil salatanıza sataşmayacağımı da ayrıca taahhüt ediyorum.

threewishes | 21 July 2002 00:48

yazdıklarında kim ne çıkarıyor bilemiyorum ama kendine has alaycı iğneliyici tavırlarından ve şiddet öğelerinden başka bişey yok justine(cim) ahkamlarında …bence isimlere takılmayıp kendini konulara versen bişeyler çıkacak ama bok atıcam diye konularla alakanı kesiyosun …gelince keşke adını görmeseydim şaheserimin(senin tabirinle) altında …son cümlende ne iyi anlatmışsın kendini aslında ; SATAŞMA güzelimmm

justine | 21 July 2002 03:37

ah çok mahcup oldum, kendimle yüzleştim adeta. filhakika yazılarınızı okumak bahtiyarlığına erdiğim günden beri kendimde bir gariplik farkediyordum da vaziyeti tam tarif edemiyordum. buymuş meğer, şu an farkettim, ne sizin kadar konuya hakim, zengin içerikli ve etkileyici bir kaleme sahibim ne de ufkumun bir derinliği var. sayenizde kendime geldim, sağolunuz varolunuz.
ama yine de bir konuda bana haksızlık ettiğiniz kanaatindeyim. bahsi geçen sataşma san’atına alınganlık göstermeniz pek yersiz olmuş, zira bendenizin maksadı sizleri teşviktir, merhamet konusu benim gibi bir faninin haddi katiyen olamaz.
bir de, mazur görünüz, okuduğunuzu layıkiyle anladığınıza yürekten inanıyorum, fakat şaheser kelimesi ahkamınız için değil, günlüğünüz içindi. ancak yine de arzu ederseniz siz yazdığınız her şeyi şaheser olarak kabul edebilirsiniz, benim için hiç bir mahzuru yok, bilakis teveccüh duyarım.
satırlarıma burada son verirken tekrar kusuruma bakmayınız diyorum, son cümle için bu kadar mücadele ettiğinizi bilseydim katiyyen üzmezdim sizi. buyurunuz söyleyiniz, bu naçiz okuyucunuza sakın aldırmayınız. siz konunun derinliklerine dalıp uzay boşluğunun ve karadeliklerin gizemini çözerken, o, sizin muazzam üslubunuza ve perspektifinize kendini bir nebze yakın hissedebilmek için müstesna sulukule semti ve civarlarında biçare derbeder dolaşıyor olacaktır.

threewishes | 21 July 2002 03:56

bu ahkamlar kimseyi ilgilendirmiyor kanaatindeyim;buna bir son verelim ; yok ben ahkam kesicem herkes görsün ,egomu tatmin ediim diyorsanız ulu justine kendi kendinize devam ediniz …

byurun buyurun çekinmeyin

shmoo | 21 July 2002 04:00

sen de hem buna son verelim diyosun hem de buyrun buyrun diyosun. yeter diyorum.

jakuzi | 21 July 2002 04:17

ışınlama mantıklı çünki zaman olarak geriye yada ileriye gitme olayı değil sadece başka bi mekana transfer edilme olayı

buda işin ayrıntısı; ntvmsnbc

threewishes | 21 July 2002 04:22

ışınlanma beraberinde zamanda yolculuk olayını da getirir gibi geliyor bana ; beraberinde dediysem ışınlanmadan çok süre sonra tabii…

shmoo | 21 July 2002 05:01

zaten ihtiyaç molası verebileceğin bi yolculuk olmuyor. hoop transfer gerçekleşti diyor bi ses. böyle kelebekler falan uçuşuyor midende. sonra bağırıyosun baba, mcfly, bisikletli..

DarkStar | 23 July 2002 13:19

Şimdi adamlar ışınlamayı becerirse, fotokopi çekmeyi de becerir. Şimdi düşünelim; muhtemelen vücudumuzun atomlarını, ışınlanacağımız yere göndermezler, çünkü arada kaybolan, tepkimeye giren falan çıkarsa durum kötü olur. O zaman şöyle düşünelim, bir okuma odası olsun, oraya girince moleküllerimiz, atomlarımız okunsun, bir de yazma odası olsun, orda da bu okunmuş bilgiler yazılsın. Eğer birden fazla odaya eşzamanlı olarak bu bilgiler akarsa, bizden klon çıkarırlar. İşte burda işler karışıyor, hangisi gerçek? Şimdi adamın biri cinayet(?) (acaba öldürdüğü adamın kopyası var mıydı) işledi, sonra da kendisini kopyalattı, bu kopyalardan hangisi ceza görecek? Peki klon öldürmenin cezası farklı mı olacak? Hayata saygı çerçevesinde klonların yaşama hakkı ne olur?

Üff kafam karıştı…

yaNSIma-hafif | 24 July 2002 11:26

Bukadar uğraşıyorsunz ki.

Mustafa Topaloğlu’na sorsanıza… Bu işin PİR’idir.

Zamanda yolculuk yapılırken, mola var mı, Yoksa ekispres mi gidyo?

Yolda sıkıştın diyelim ve bıraktın biryere. Dönüşte dikkat etmek lazım. Ya tepene düşerseee…

ingilizanahtari | 24 July 2002 11:44

DarkStar’ın fotokopyalama procesinde olsun sorun marştır. Bir canlıyı hücre hücre imal edebilirsin belki ama hücrelere haydi yaşayın komutunu nasıl vereceğiz?

Bi de o tür bir klonlama olduğunu varsayarsak buna ulaşım diyemeyiz, çoğalma deriz ancak. Benden bi tane de orda olmuş olabilir de o ben diilim ki, ne anladım ben bu işten. Hee, mesela vergi dairesine, askere, eltinin düğününe falan gitmek zorunda kalmamız gibi bi durumda işe yarayabilir ama.

indianropetrick | 24 July 2002 19:47

kavramı var bi de. Ki bu durum genelde

-Anaaa zamanın dışına çıkmışız laaaan! şeklinde tezahür eder. Kendimizi o kadar kaptırmışızdır ki boyut değiştirmişiz. Hepsi o eşşek muavin yüzünden olmuş. Neyse..geri de dönemiyoruz. O halde yeni bir yaşam formu aramamız lazım zamanın dışında. Kesin orda da canlılar olmalı. Bulduk diyelim o formu.

Şimdi zaman olmayınca acele de etmiyorlardır o arkadaşlar. Her zaman tatil. (garip bir bakış açısı tabi. nasıl karnınızı doyuruyorsunuz kardeşim.) Tabi sürekli kebap yapmak sıkıcı olacağından buradaki arkadaşlar kendilerini sanata, spora, bilime vermiş, deli bir teknoloji yapmışlar. Şimdi gidicez onlardan yardım isteyeceğiz de kendilerinde olmayan zamanı bilip bizi geri gönderebilirler mi? Anlatsak anlarlar mı? O zaman zamanı tarif etmemiz gerekecek.

-Şimdi abi zaman, eee geçen şeye zaman denir. Bu ay olsun gün olsun hep geçer. Misal kol saati. bak kolumda var. Şimdi çalışmıyor ama biz buna bakıp saat kaç onu görüyoruz. Bi de abi, bu zaman öyle her zaman aynı diildir, bazen çok çabuk geçer bazen hiç geçmez. anlatabildim mi abi?? (ben bu adamların dilini nerden biliyorum. he he:)) hikaye kandırmacası)

-??!!**???

Anlamayacaklar haliyle. Peki o zaman bizi ışınlasınlar bir yere kadar. biz ordan başkasına sorarız.

indianropetrick | 05 September 2002 11:39

zamanın iki yüzü var diye düşünmekten kendini alamadı. Zamanın iki yüzü, iki boyutu var. Uzunluğu güneşe, genişliği tutkulara uyarlanmış.

Dün Amin Maalouf’un Semerkant adlı kitabında rastladım böyle bir cümleye.

Bagaytuğ | 26 December 2004 18:27

ışınlama ile zaman yolculuğunun bir manası olması için, yolculuğu yapan kişinin, ulaştığı mekana canlı olarak ulaşması gerekiyor tabi ki…Yalnıııız, bir insanı atomlarına bölüp bilmemkaç metre uzakta birleştireceğim derseniz, bu atomlarına ayrılmış canlı, ışınlanma başladığı anda doğal olarak atomlarına ayrılıp ölecektir, ulaştığı yerde birleştireceğim diyor adam, tamam birleştirdik diyelim bu kafası gövdesinden ayrılmış bahtsızı, birleştirdiğin insan artık bir ceset… Eeeee?

navigator | 27 December 2004 01:44

götüremezsin zaten de, hadi götürdün de noooldu? napçaz şimdi biz gelecekte?

Jawussjan-hafif | 27 December 2004 10:28

Doğru diyorsun, gitmeden önce parayı yatırdığın firmaya bi sor bakalım, “iş imkanı var mı?” “250 yıl öncesinin insanı 2254 yılında ne iş yapabilir?”, “yoksa amaç sadece 2254’ü görüp, orada açlıktan ölmek midir?”

turuncu logo, geri gelsin bence…

Yorum yapabilmek için giriş yapmış olmalısınız.