Teknolojinin hızlı adımlarına ayak uydurmaya çalışmak gittikçe zorlaşıyor. Gelişmeler ardı sıra duyurulur oldu, ürünleştirilmeleri için gerekli prototip – ARGE süreci mümkün olduğunca kısaltılmaya çalışıyor ki ticari ve kamusal fayda sağlayabilsin. Bu duruma iyi bir örnek güvenlik teknolojilerinde yaşanmakta. Peş peşe piyasaya çıkan elektromanyetik kartlı güvenlik sistemleri, parmak izi okuyucuları, retina tarayıcıları artık bir çok iş merkezinin geçiş turnikelerinde kullanılıyor.Bundan, çok değil 5 yıl önce izlediğimiz Minority Report isimli bilim-kurgu filminde kullanılan merkezi yüz tanıma teknolojisi de güvenlik ürünü olarak kullanılmaya başlandı. Zaten vardı diyebilecekler için, evet kullanılıyordu ama geniş kamusal alanda değil. Ankara 19 Mayıs stadyumunda, TÜBİTAK‘ın geliştirdiği GAYE ( Güvenlik Amaçlı Yüz Eşleme) sistemi deneme amaçlı kurulmuş ve başarıya ulaşmıştı. Veritabanına girilen ve tesbit edilmesi gereken yüzler, stadyuma akın eden binlerce kişi arasından başarıyla ayıklanmıştı. Hong Kong’da ki gelişme ise farklı boyutlarda.

Çin’in denetiminde ve sınırları içerisinde yer alan, yarım ada ve adalardan oluşan bu sahil kentinde, şehrin özerk yapısından ve küresel ekomominin kalelerinden biri olmasından ötürü, giriş işlemleri ayrı bir devlete geçiş yapılıyor gibi kontrollüdür. Günde bir kaç kez giriş-çıkış yapabileceğiniz düşünüldüğünde yoğun bir trafik olsa gerek.

NEC firmasının geliştirdiği yüz tanıma sistemi şimdilik Hong Kong- Shenzen sınır kapısına kurulmuş. İşlem, aracın plaka bilgilerinin okuması ile başlıyor. Hong Kog’da her arabanın tek bir kişi üzerine kayıtlı olma zorunluğu sayesinde muhtemel sürücü kayıtlı veri tabanından tesbit ediliyor. Yüz eşleştirmesi işlemi, sürücü ile veri tabanındaki arabanın kayıtlı olduğu kişinin fotoğrafını denetleniyor. Eğer sürücü, kayıtlı kişi ise sınır kapısı açılıyor. Bu sistemle paralel olarak yine NEC’in geliştirdiği elektronik pasaport teknolojisi de kimlik kontrolü yapıyor. Hong Kong’da yaşayan 11 yaş üzeri her vatandaş, HKID ismi verilen mikroçipli bir ulusal kimlik taşıyor. Yasal zorunluluk haline getirilen uygulama ile Hong Kong, 1 küsür milyarlık Çin nüfusundan ayrıştırılmış. Uzaktan okunabilen (OGS gibi) bu çipli kimlikler yakın zamanda kişisel bilgilerle beraber şahsın, biyometrik bilgilerini de barındıracak.

Bu sayede, her alanda yüz eşleştirmesi bu kimlik bilgileri üzerinden yapılabilecek. Sistem şu an için Hong Kong la Çin’in Shenzen eyaletini birbirine bağlayan yoldaki 40 sınır kapısından 8’ine kurulmuş. Ağustos ayında ise tamamına kurulacak.Kulağa hoş geldiği kadar akılda sorular bırakan ve geleceğe yönelik tehlikeli olabilecek bir uygulama. Ütopik olduğunu düşünmemekle beraber, insanlar arası sınıflamaların kesin çizgilerle ayrılmasına sebebiyet verebilecek, hiç bir canlı varlıkla muhatap olmadan birinin geçtiği kapılardan ‘birilerinin’ geçemediği bir sistemdir bunun ileri versiyonları.Bugun MOBESE sistemi biz hiç farkında olmadan kamusal alanda güvenliğimizi kontrol etmektedir. Ama sadece, anlık olayları o an gören gözlerle ve işlenmiş suçları geriye dönük inceleyerek. Yüz tanıma sisteminin de bu kameralar kadar yaygınlaşması halinde işin korkutucu yanı ortaya çıkabilir. Evet, suçluların ve suçların engellenmesinde harika bir gelişme ancak kimlik kontrolü altında makineleşen, dijitalleşen bu kontrol mekanizmasının, dengelerin değiştiği bir ortamda kullanılması halinde neler olur?Belki Minority Report’da ki gibi gelecekteki suçluları gören kahinler olmayacak ama gelecekte suç işleyeceğinizi düşünüp sizi şimdiden durdurmak isteyebilecek yetkili insanlar olabilir. Suçluların suçsuzları ayıkladığı bir ortamda kullanılabilecek olma ihtimali ise korkutucu geliyor.Ülkemizdeki gelişmelere bakacak olursak, Tübitak’ın GAYE projesi ve İTÜ‘nün geliştirdiği DİVİT (dijital video ve imge teknolojileri) çeşitli alanlarda kullanılıyor. Birilerinin, ‘İstanbul’a pasaportla giriş yapılabilsin’ dediği günümüzde tamamiyle yerli üretimi olan bu teknolojiler yarın kapımızı çalabilir. Kim bilir belki İstanbul’un 15 milyonu da Türkiye’nin 75 milyonundan soyutlanır Hong Kong gibi.