Türban sorunu hakkında yazdığım bundan önceki yazımda sorunun kaynağının İmam Hatip Liseleri haline getirildiğini yazmış ve sorunun çözümü noktasında da İmam Hatip Liseleri konusunda atılacak radikal adımların yararlı olacağını belirtmiştim.Bu nedenledir ki kanaatimce öncelikle İmam Hatiplere kız öğrenci alımının yasaklanması gerekmektedir. Çünkü buralarda okuyan kız öğrenciler sadece Kur’an kurslarında hocalık yapabilmekte,bunu yapanların sayısı da genel toplamın çok az bir oranını teşkil etmektedir. Bu nedenle devlet her sene Kur’an kursu öğretmeni ihtiyacını belirlemeli ve sadece bu sayıda kız öğrenciyi eğitecek ve sınavla girilebilecek bir yeni bir kurum ihdas etmelidir.Ancak bu sorunun çözümü için tek başına yeterli olmayan bir adımdır.Bunun hemen akabinde lise eğitimi de zorunlu kılınarak zorunlu öğretim 12 yıla çıkarılmalıdır.Bu arada Milli Eğitim Bakanlığı’nda yapılacak reform ile özellikle müfredat baştan aşağı yenilenmeli ve çağdaş, modern ve laik Türkiye cumhuriyetinin ilkeleri öğrencilere bu okullarda sıkı sıkıya verilmelidir.Bazı çevreler İmam Hatiplerde okuyan kız öğrencilerin kadınlardaki okuma oranını arttırdığı tezini öne sürmektedirler. Bu çevrelere göre çocuğunun normal devlet okulunda kendi ahlaki değerlerine uymayacak şartlarda yetişeceğine inanan aileler bu konuda güvenilir buldukları İmam Hatiplere kız çocuklarını göndermekte, böylece Türkiye’de kadınların okuma oranındaki yükselmeye İmam Hatipler çok önemli bir katkıda bulunmaktadır.Bu sav bir dereceye kadar kabul edilebilir gözükse de tamamı ile kabul edilebilir değildir. Çünklü bilinmektedir ki kız çocuklarını ekonomik gerekçelerle, yanında çalıştırmak için, aileye maddi katkıda bulunması için ve hatta başlık parası için okula göndermeyen aile sayısı Türkiye’de azımsanmayacak kadar çoktur.,İşte bu nedenle ceza yasalarında bir düzenleme yapılarak 12 yıllık eğitime çocuğunu yollamayan ailelere çok ağır para cezaları getirilmelidir.Bunun ardından tabii ki devletin sosyal gelir grupları arasındaki uçurumu kapamaya yönelik çabaları en alt tabakadan başlayarak yoğunlaştırılmalı böyle yukarıda belirttiğim ve türban sorunun asıl çıkış noktası olan ekonomi ve kültür seviyesi yükseltilerek sorun kaynağında kurutulmalıdır.Bunlar yapıldığı taktirde;1-18 yaşına gelinceye dek hiçbir kız öğrenci başını zorla örtmek zorunda kalmayacaktır. Genç bir kız eğer gerçekten, samimi duygularla örtünmek istiyorsa çevre baskısı veya koşullar nedeni ile değil kendi hür iradesi ile örtünecektir.(İmam Hatip Lisesine kaydolan bir kız istese de istemese de henüz 14 yaşında türbana giriyor)2-Kültür seviyesi ve ekonomik seviyesi yükselen toplumda kız çocuklarına karşı başını kapatma baskısı minimize edilecektir.3-Milli Eğitim müfredatında yapılan reform ile çağdaş Türkiye’nin geleceği içi aydın bireyler yetişecek bu da türban sorununa kendiliğinden vurulacak ciddi bir darbe olacaktır.Tüm bunların ardından türbana sadece yüksek öğretim kurumlarını kapsayacak biçimde “kısmi serbesti” verilmelidir.Bu kısmı serbesti tıp,hukuk ve eğitim fakülteleri haricinde türbanın üniversitelerde serbest bırakılması şeklinde uygulanmalıdır.Özellikle bu 3 alanın türban yasağına girmesi önemlidir…,Çünkü bir türbanlı doktorun acil bir erkek hastaya bakmamasının, bir türbanlı hakimin vereceği kararların şüpheyle karşılanarak adalete karşı güven kaybolmasının, yahut ilkokoul öğrencisi bir çocuğun okuldaki türbanlı öğretmenine “Niçin başınızı örtüyorsunuz ?” diye sorduğunda öğretmenden alacağı “Dinimizin emri böyle “ cevabını evde başı açık annesine anlatıp annesine “Anne senin başın kapalı değil, sen Müslüman değilimsin ?” diye sorduğunda o annenin karşı karşıya kalacağı çıkmazın sonuçlarını önlemek ve bu hassas noktalarda toplumda yaşanacak kargaşanın önüne geçebilmek mümkün olmayacaktır.Kamu kurum ve kuruluşlarında ise hizmet alan-hizmet veren esasına dayalı olarak hizmet alanların türban takmalarına serbestiyet getirilmelidir.Önerdiğim çözüm Türkiye’nin bugünkü şartlarında çok radikal gözükebilir. Ancak gerek sağ-gerek sol siyasi partilerin türban mevzuunu bir siyasal rant aracı haline getirdiği kesin bir vak’a olduğuna göre bu sorunun çözümünün de mutlaka radikal bir biçimde gerçekleşmesi gerekmektedir.Yoksa bu millet türbanlı-türbansız olarak daha çok kamplara ayrılır,bu işten tek çıkar sağlayan ise sıcak koltuklarındaki siyasiler olur