Eskiden sevgiler yaşanırmış ; yareninin bir damla göz yaşına dünyayı feda eden delikanlıların zamanında ve o delikanlılar uğruna bir ömür bekleyen güzel dilberlerin diyarında…Kimi zaman kaçamak bir bakış ile başlar ve kimbilir yılarca biribirini tekrar yakalayana kadar dinmezmiş yürekler de ki fırtınalar.Çocukken başlarmış kimi aşklar bir bahçe de oynayan bir mahallede filizlenen iki fidan sarılırmış boy verdikce güneşe doğru ….Yasakmış kimi aşklar sevenler ölümü göze alırlarmışda yine de kavuşamazlar ve çoğu kez yanlış insana bir tek cümle ” Seni Seviyorum ” dediler diye ömürleri harab edilirmiş zalimlerce ,Zaman geçmiş devran dönmüş ,Kaçamak bakışların yerini net te uçuşan resimler almış ; çünkü bakışırken eskisi gibi kalpden gelen saf duyguları değil beyinden gelen şehvet dolu tutkuları anlatır olmuş gözler ,Mailler almış ucu yanık mektuparın yerini günlerce cevap beklemeyen sevgileri çarçabuk tüketebilen anlık iletiler almış yar kokan mektupların yerini ,Ve hepsinden önemlisi yeri geldiğinde bir ömür bekleten , yeri geldiğinde bir ömür feda edilen ” Seni Seviyorum ” cikletlerden cıkan bir mani olmuş adeta…Kimin kime söyledği umursanmadan serseri mayın gibi dolaşır olmuş dilllerde… Arkası olmayan , bir ömür değil yıl hiç değil bir kaç aylık ve hatta haftalık -günlük duyguların tercümanı olmuş Seni seviyorum tılsımı…Sevmeyimi unuttuk yoksa ifade özürlü mü olduk ??Aşk denilen mukaddesin peşinden koşarken geride bıraktığımız hayatlar acaba bizim kadar kolay devam edebildiler mi yollarınaVe aslında hak ediyormuyuz birisine bu kadar kolay SENİ SEVİYORUM diyebilmeyi yahut hakediyormu karşımızda ki bir ömür boyu sevilmeyi bir tel saçı uğruna dünyaları yakmayı bir damla göz yaşında cihanı silmeyi…