Daha kitabın ikinci sayfasındayken yazarın Türkçe’yi kullanışı ile mest oluyorum. Sözcük seçimleri, cümle kurguları nasıl duru nasıl sade. Müthiş. Hele ki kitabın 19, 20 ve 21. sayfalarında inciri bir anlatışı var, bu kitabı okuduktan sonra incire hatta tekmil her şeye bakışınız değişebilir.
Kitap boyunca üç yerde yazarın güncel eleştirilerine rastladım. Mesela birinde büyük alışveriş merkezlerinden söz ediyor. Romanın akışı kesilmiş. Atmosferine uymamış eserin.
1938 Dersim Katliamı yatıyor hikayenin dibinde. Olayın insani tarafları, trajedik yönü vurgulanıyor. Dersim Olayı bir nesne gibi ama. Pek üzerinde durulmuyor. Etrafında geziniyor yazar daha ziyade.
Uzaktan uzağa Latife Tekin’in kalemini anımsatıyor Sema Kaygusuz.Muhtelif hikayeler, masal yer yer efsane tadında anlatılıyor. Bu bir roman değil, hikayeler toplamı aslen.
“Belli ki bize gelinceye kimseyi hikayesine inandıramamıştı” (sayfa 151). Bu yapıda bir sürü cümlesi var yazarın, mesela bu cümlede “gelinceye” sözcüğünden sonra “kadar” vb. bir edat kullanmıyor. İlk karşılaşmamda yadırgatsa da sonrakilere alışılıyor.Yazar romanını Fransa Kuzey Bölgesi Genel Konseyi’nden aldığı bursla Marguerite Yourcenar Yazar Evi’nde tamamlamış.Kitap, eleştirmenlerce 2009 yılında yayımlanan en iyi 10 kitaptan biri olarak kabul ediliyor.
yorumlar
Yeryüzünde bir yer’i hastayken okuyordum, ara ara bilinç kaybı yaşadığımdan olsa gerek bazı yerleri anlamlandıramadım. sonradan okumak üzere yarım bıraktığım nadir kitaplardandır.
ben bilinç kaybına yoruyorum, tekrar okurken ondan mı değil mi anlayacağım.
Gene mi bamya!
bitirdin bizi kahraman..
kitap tavsiyelerinizi degerlendirecegim, faydali bir yazi, tesekkurler
en çok neresi faydalı ?
ne çirkin kitap kapaklaru alup okumam .
ben kitabın kalın ve ucuz olanını almaktan yanayım.
kahraman iyi bir eleştirmen olma yolunda hızla ilerliyorsun:)
uyku tutmayan hafifçiler için
kahraman, sana gerçekten uyku tutmadığı zaman yararı oluyor mu?
evet bazen güzel hikaye fikirleri geliyor aklıma
galanthus, suiza ve kahvekokusu teşekkür ederim.kahvekokusu keşke yeni bir edebiyat yazısı ile çıkagelse.
dün çırağan palace kempinski mabeyn salonu’nda sema kaygusuz’un okuma / imza günü yapıldı. daha çok sohbet şeklinde geçen akşamda kaygusuz, yüzünde bir yer’den 3 sayfa okudu. kitabının yazılışından söz etti, utanç kavramının üzerinde durdu, daha sonra kitaplarını imzaladı. kazandığı burs kapsamında nisan ayında berlin’e gidecek yazar, 2010 yılını berlin’de geçirecek. çırağan okumalarının şubat ayı konuğuise latife tekin. 11 şubat’ta.çok naif, sevimli bir kadın; ilk kez görmüş oldum, kitabımı da imzalattım, mutlu oldum.
önemli bir listeiyi bir kılavuz olabilir..
çocukluğumda Kemalettin Tuğcu’nun ne kadar kitabı varsa hepsini okumuştum..
onu okumayın derdi türkçe hocamız, insanın psikolojisini bozuyormuş. bkz.üvey baba.
kitaplık şubat 2010 sayısından. keyifli buldum, paylaşayım dedim.
dünyadaki canlıların toplam ağırlığının 1/4 ünü karıncalar oluşturuyormuş.
a gerçek mi. o kadar çok sayıdakiler ki, olabilir..bu arada kitap-lık şubat 2010 sayısı henüz çıkmamış, az önce galatasaray-yky’ye gittim, yarın ya da pazartesi dediler. derginin bu sayısında hediye olarak yapı kredi şiir yıllığı 2009’da veriliyor. merakla bekliyorum, şiir yıllıklarını seviyorum..
şu anda yazarın “yere düşen dualar”ını okuyorum, yüzünde bir yer’den daha iyi, daha sıkı sanki..
4 yıl sonra radikal iki’de yayımlanan ilk yazım. büyük bir mutlulukla..
işte azimle yazan insan örneği,bravo kahraman..
HELAL OLSUN KAHRAMAN. YAZINI BİR TANIDIĞIM YAZMIŞ GİBİ GURURLA OKUDUM.
Sırf bu yüzden Radikal gazetesi aldım şimdi bayiden.Gazeteye “artık benim için gazete alan okurlarım da var. Hıncal mıncal ne ki!?” diyebilirsin sonraki yazı gönderiminde Kahraman.
:):) teşekkür ederim ama yazı pazar günkü radikal gazetesinde yayımlandı..
hehhee 🙂 radikal 2 deymiş zaten.. sonra farkettim pazar sayısı olduğunu. pazarları mutlaka radikal almaya çalışırım genelde ama bu haftaki seçim günü almamıştım, yazını kaçıracağım varmış demek..
tebrikler kahraman !
ayrıca gazete tercihin de iyi kahraman. en azından grubunun en düzeyli ve elit gazetesi.
teşekkür ederim. bu arada 15 senedir ismet berkan’dı radikal’in genel yayın yönetmeni. kısa süre önce görevi eyüp can devraldı. eyüp can, elif şafak’ın eşi.
Evet, birleşimden sonra kısmi değişimler de başladı. İsmet Berkan da iyiydi ama umarım Eyüp Can’ın daha genç oluşu belki Radikal’in biraz daha (iyi yönde) değişim geçirmesine ve sıçrama yapmasına imkan kılar.
aslı erdoğan ve sevin okyay’ın işine son verilmiş. öyle okumuştum bir internet sitesinde.
Eyüp Can ve ekibinin çalışmaları tamamlanırsa en kısa zamanda, gazete tabloid boyutta basılacak ayrıca yakında. Model olarak Guardian esas alınacakmış söylentilere göre. Mizanpaj ve tasarım-içerik olarak ama daha küçük puntolar kullanılacakmış.Tabloid gazeteleri seviyorum, bankta otururken yanımdakilerin önüne perde yapmadan daha üsturuplu okuma imkanı oluyor. Görelim bakalım, Habertürk kadar başarılı uygulayabilecekler mi bu modeli? Yeni yayın döneminde belki senin de sürekli yazılarını okuruz, kültür-sanat sayfalarında Kahraman, hımmm?
eşşek çok datlu yaff!
eşşek?
of şimdi anladım, gazetede çıkan eşek resmi. ben anlayana kadar ..
o yazıyı harbi sen mi yazdın kahraman??kadın benim için “eşşek çok datlu yaff!” diyecek değildi ya dostum. (yoksa beni mi kastetti bu çoban sultan cidden :S )
evet ben yazdım anthro, niye ki??
yazındaki sıpayı bilemedin diye şeetmiştim. latife sadece kuzum, latife.