Varlığınla yokluğun arası yaşadığım hayatın perdelerini tamamen kapattım bugün.Hayalinle avunmaktan,beynimdeki gelgitlerden ve sana ait herşeyden arındırdım ruhumu.Herşeye rağmen hatıralarımda hep o içten gülümsemen kalır diyodum,hatıran bile kalmadı artık…Yanlış üstüne yanlış,hata üstüne hata…Hayatıma girdiğinden beri tek ezberlediğim şey bu.Nasıl bu kadar ucuz bir romanın kahramanı oldum anlamış değilim.Sen daha kendi kişiliğini bile kazanamamış benim için kocaman bir sıfır anlamına gelen bir karaktersin artık.Kendi yaptıklarına bile bi anlam veremezken,kendini bile tanıyamamışken seni için yapılanları nasıl anlamlandırasın ki..??Emeklemeden yürümek,yürümeden koşmaya çalışmak.Ateşi hissetmeden bilemezsin acısını…Sevmemişsen hissetmezsin ayrılığı,umut etmeden bekleyemezsin koşulsuzca ve yaşamadan ihaneti kalbinin duvarlarını örmeye cesaretin olmaz.Daha gidecek çok yolun var senin.Her düştüğünde kanayan yaralarını saracak bir ecza dolabı olmaz yanında unutma.Acıya herzaman gülemezsin ve hayatın kanlı duvarlarına bir kez tırmandığında bu serüvenin asla sonu gelmez…29.05.2007
yorumlar
Rast gelsin..Ama “artık” demek yinelemek olacaktır.Neyse yazı eskiymiş zaten.
Hayatının geri kalan kısmını, en güzel aşk romanlarının acı çekmeyen kahramanı olarak geçirmen dileğiyle…
O da sıkıcı ve boş bir hayat temennisidir.Mutluluk hüznün yanında şekil alır.
Mutluluk ve hüzün ayrılmaz bir parçadır evet.
elvede dediğin için ciddiye almayabılır..elveda demeyi dene
🙂 teşekkür ederim çok duyarlısın karanlıkta yazınca ancak bu kadar oluyor.
Her aşk acısında kalplerimize yeni ve daha sağlam duvarlar örmek ilk yapacağımız şeydir. Ama vereceği büyük acıyla birlikte kabul edildiğinde aşk gerçekten yaşanmaya ve unutulmamaya değer..
Ne aşkı ne acısı, aşk da yok acı da, tek acı biber acısı, kırmızı biber:))
Bibere olan aşk
linetcim, ne bu fazla gerçekçi yaklaşımlar? aaa:))) sen gizli bir aşk fanatiğisin, kabul et bunu:)bu arada, neyse ki yazı eski…hani eski olmasa, diyecektim ki;onun için kaleminden bu kadar yoğun bir öfke akıtıyorsan hala, unutmamışsın demektir..ama geçmiştir sanırım artık.yepyeni ve sağlam bir aşk diliyorum ben sana arseli33.
Teşekkür ederim canım benim.Ama bir kalp kırıldığında kolay kolay tamir olmuyor.Ve kapanması zor yaralar açıyor insanda.En önemliside güven duygusu bitmiş oluyor ve bu yüzden karşına çıkanlarada şans veremiyorsun sanırım.Bu kararsızlıkla nasıl olacaksa yeni bir aşk…
lütfen öyle düşünme ama…dediklerine kısmen katılsam da – çünkü biliyorum insan böyle dönemlerde böyle hissediyor – yaşadım ve gördüm ki…hayır öyle değil..sen bir birey olarak aşka ve mutluluğa inandığın sürece seni bulmaya devam ediyor aşk!vallahi ve billahi:)lütfen…herşeyden vazgeç ama hakettiğin mutluluktan asla!ve sen onu çağırmazsan o sana gelmez, bu bir gerçek.
Çok güzel yazmışsın.Olumlu bakmak gerekiyor aslında yaşananlara.Ama her güzel şey gibi buda mı hüsran diyede düşünmekten alamıyor insan kendini.Sanırım bu zamana kadar hep yanlış insanlar yada yanlış zamanlarda yaşadım birşeyleri.Ama bunların farkında olduğum için bu yanlışların üzerine bir yenisini daha eklemeyeceğim asla.Herşeye rağmen hayat güzel…
kesinlikle…hayat güzel.doğru yoldayız galiba arseli33:)
Yanlış insan ve zamanlar olmalı elbette hayatımızda…Bunu bir kayıp değil kazanç saymak gerek belkide..Zira onlar yaşanmasa ,doğruları nasıl bulabilecektik düşünsenize…
doğrudur..
Evet onlar yaşanmazsa doğruları bulamayacaktık belki ama doğruyu bulmanın tek yoluda acıyı tatmak olmamalıdır değil mi?Doğru yoldayıs çileğim 🙂
neden doğruyu bulmak için acıyı yaşamak gerekir ki… acı olmadan doğruyu bulsak olmaz mı sanki. sadece güzel olanı yaşasak ve bir birimize dürüst olabilsek her an, çok mu fazla insanların dürüstlüğünü istemek. ve aşk çekip gitse sevilen ve sevenin yerine. geride insanlar kalsa. nasıl olurdu böylesi, dağ menekşelerinin toprak tarafından terkedilişi gibi mi olurdu acaba herşey?
Acıyı tatmadan gerçeği göremiyoruz.Gözlerimiz görmez oluyor kulaklarımız duymaz.@zorkedi keşke dediğin gibi olsa herşey..
Aldığımız ortak eğitimin en idealist öğretmeni hayalkırıklığıdır,dersimizi alabiliyorsak gerisi teferruattır..