Resminin üzerindeki ayak izlerimi kestim. Düşlerimin tılsımları ise sonsuza kadar resminde bıraktım.Resminin dudaklarını öptüm, koyultup üzerini. Üzerine gözyaşlarımı akıttım değişsin her şey diye. Diye. Ölümün bile gözbebekleri varmış bebeğim. Sen bana o gözlerle bakmıyorsun. Güzlerde yüzen bir kadın nasıl titrer bilir misin uykularında???Susmalı tam da bu noktada. Oysa tam da bu nokta dediğimiz ne çok konu, ne dert, ne çok meze, ne çok keyif, ne çok kahpelik seyirleri, ne çok seks dokunuşları vardı; evrenin sunduğu aşk çiçeği. Şimdi sesimi duyuyor musun o dudaklarda?Seni beni kadar sevdiklerini hissediyorsan şayet, bu şarkılar boşa, hele bu resimler, hepsi boşa…Boş.

(www.corbis.com adresinden alınmıştır.)
(www.corbis.com adresinden alınmıştır.)

Gelinliklere aktığım, gelinliklere baktığım bir günü hatırlıyorum… Ardında kahpelikleri, ızdırapları değil; sevginin ve tutkunun ağır kırmızı dokunuşlarını taşıyordu.Kaç su içsem geçer tortular? ‘İçteki yaralar kapanmaz derdi annem.’ Haklıymış… Olmasaydı, ben haksız olsaydım ve bu ilişki de çıkarsız olsaydı sevdiceğim, çiçeğim ve papatyam. Hala papatyamsın düş bahçelerimde. Dalga geçilmiş bir kadın olsam da bir yanımın umrunda değil, değil be güzelim; olmayan bir bahara yazmadım ben. Oysa ki yazılmamış ne bu aşk ne de başka bir aşk…Bir dergide çevirdiğim sayfalarda kan akan gelinlik resimleri görüyorum, ürüyorum, yürüyorum, sararmış son resimler diyorum. Gelinliğin yan sayfasına senin resmini yapıştırıp, o iki sayfayı odama tam karşıma yapıştırıyorum. Kahpelikleri unutmayayım diye.(Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)