Dünya filmlerini pazarlıyor. Dünyada birçok ülkede sinema, bir endüstri haline geliyor. Ülke ekonomisine büyük para kaynağı oluyor. Yüz yılı aşan sinema tarihimizde ise sinema, hala ülkemizde bir endüstri haline gelmiş değil. Bunun tek bir nedeni var. Sinemaya harcayacak paramız ve isteğimiz yok. Aslında paramız var… Yazdıklarım çelişkili gibi görünebilir ama çelişki değil. Yılda sinemaya harcadığımız para en fazla 30-40 milyon doları bulurken, dizi/TV filmine harcadığımız para 600 milyon doları geçiyor.Yani düşündüğümüzde, dizi sektörüne harcanan paranın yarısı, sinema sektörümüze harcansa, ben düşünemiyorum ne kadar kaliteli yapımlar ortaya çıkar.

Hiçbir zaman demiyorum kaliteli filmlerimiz yok diye. Fakat birisi bana desinki, tarihi öğelerin çok gerçekçi ve insanı izlerken içersine çekebilecek bir tarih filmimizin olduğunu. Veya üstün teknolojiler kullanarak çekilmiş bir bilim kurgu filmlerimizin olduğunu. Veya izlerken gerçeğinden ayırt edemeyeceği bir fantastik veya animasyon filmlerimizin olduğunu. Yok. Çünkü sinemaya verecek milyon dolarlarımız yok. Yani paramız yok. Biz anca dram veya komedi filmleri, veyahut, dandik korku filmleri çekebiliriz… Sinemaya para harcamamamızın nedeni çok açık. Sinemaya para harcamıyoruz çünkü; sinema kültürümüz yok. 70 milyonluk Türkiye de kaç kişi her yeni haftada vizyona giren en az 2 filmi izlemiştir ki sezon boyunca. Size büyük ülkeden örnek vermeyeceğim, direkt Kazakistan sinemasından, yani beğenmediğimiz bir

Orta Asya ülkesinden örnek vereceğim. Adamlar 35 milyon dolara film çekip dünya pazarına sürebiliyorlar(bizim en maliyetli filmimiz 10 milyon dolar: Kurtlar Vadisi Irak ). Veya bir kaç ülke birleşip bir sinema şaheseri olan, yine maliyeti yüksek Mongol (Cengiz han) filmini çekebiliyorlar. Bizim büyük devletlerden ilham almamıza gerek yok. Milli bağımız olan, hatta ekonomisi bizden küçük olan, Kazakistan’dan ilham alalım şimdilik yeter diyorum…. Kim istemez bir Türk olarak İstanbul’un fethini çekmeyi veya tarihimizdeki destanları beyazperdeye taşımayı?