Hayat yarin nasil bir süpriz hazirliyor olabilir hic birimiz bilmiyoruz…bazen oturup hayallerimize dalariz nadiren sahip olduklarimizla seviniriz..az güleriz cok dert ederiz…insanlar sekil sekil,yasamlar birbirinden farkli….isabel ve roberto da yasamini sizden yada benden farkli yasayan insanlar degiller..ikiside lisans egitimi yapmis egitimli kültürlü insanlardir..üniversite yillarinda baslayan arkadasliklari ..üniversitenin basketbol turnuvalarinda aska dönüsür mezun olduktan sonra birlikte ayni evi paylasmaya baslarlar…..aradan gecen bir kac yildan sonra evlenip cocuk sahibi olmak isterler..okuldan arkadaslarinin ve iki tarafinda tüm sülalesinin katildigi muhtesem bir dügünle evlenirler….iyi günde ve kötü günde …yasam onlari ayirana dek birlikte olup evlilik kurumunu koruyacaklarina yemin ederler….asiklardir…..hayalleri vardir…ikiside kariyer yapip bir ev alacaklar dogacak couklarina saglam bir gelecek olusturacaklardir…….aradan gecen ikinci yilda isabel hamile kalir……roberto cok mutludur….karisina kristal bir cicek gibi davranir…hamileligi boyunca esine elinden gelen destegi gösterir……birlikte okurlar ve birlikte kendilerini egitirler..cocuklari dogar…..uykusuz gecen mutlu anlar…acemilikler…sevgi paylasimlari….cogu geceler bebegi aralarina alip uyurlar…..derken isabelin dogum sonrasi aldigi izin biter istemeye istemeye ise dönmek zorundadir….bebek lora 6 ayliktir artikevlerine ve islerine cok uzak olmayan bir yuvaya gitmektedir… her sabah uyanip anneyi ise , bebek lorayi yuvaya…birakan roberto, ordan isine gider….bu 2,5 yil ….hafta sonlari ve yaz tatilinde sahip olduklari 3 haftalik tatil disinda istisnasiz aksatilmayan bir otomatik istir….güne öyle baslar roberto, karisini ise kizini yuvaya birakarak….mutlu ve hepimiz kadar kaygilari olan saglikli bir ailelerdir…ay sonu borclari yada yatirimlarindan dolayi arada daralsalarda öncelik bebekleri ve mutluklaridir…sosyal yasamlarida bebeklerinin yaklasik 3 yasina gelmesiyle yeniden hareketlenmistir……hatta yakinlari-arayi fazla uzatmayin gencler ikinci cocugu yapin birlikte oynayarak büyüsünler demeye baslarlar ..robertoyla, isabel de evet seneye düsünüyoruz kari koca calisiyoruz üstünde diyip gecistiriler vekendi aralarinda gülerler ….roberto karisina cok asik bir erkektir…isabelde bunun farkinda olan ayni derecede kocasini ve ailesini cok seven cok tatli bir es…..bir sabah uyanirlar gene, o gün robertonun evde kalip yarinki toplantisi icin hazilamasi gereken bir konusmasi vardir…. roberto garip bir bas agrisiyla uyanir , yarinin sitresinemi girdim acaba diye düsünür…..!!!isabel de lorayi hazirlamistir…bes dakka sonra geliyorum roberto diye selenirroberto kizini arka koltuktaki korumali sandalyesine oturtur,emniyet kemerini takar bebegin .elleriyle basini tutarak-nedir bu agri yahu bu yasima kadar böyle garip bir agri yasamadim….tamda gününü buldu deyip arabaya biner ,isabel gelmistir..yola cikarlar….hava sabahin o saatlerinde bile sicaktir…isabel-uufff bu sicak günlerde calismak cok zor geliyor …hadi bu gün sanslisin koca bebek der kocasinakocasini sonra kizini öper arabadan iner .isine dogru yürürbu aradarobertonun basi korkunc agrimaktadir…..bebek lorada sicaktan mayismis ve arabada uyuya kalmistir…roberto bakarki kizi uyuyor ….tamam ohalde surdan bir bas agrisi ilaci alip onu öyle birakayim yuvaya der…eczaneden bir ilac alir ..arabasina biner ve eve gider…arabayi bahceye park eder ..artik agri okadar siddetli ve dayanilmazdirki hemen mutfaga girip koca bir bardak suyla ilacini alir direk yataga atar kendisini..kafasini ikitane yastiga sikistirarak uykuya dalar………………………………………………………….tam dört saat sonra ..kapinin sesine uyanir…birisi acayip sekilde kapiyi calmaktadir…kim bu yahu!!??yangin vargibi kapi caliyor , aman yarabbim nasil bas agrisiydi bu uyku iyi geldi gitmis nalet agri diyerek merdivenlerden iner…kapiyi acar karsisindapolisigörür…..!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!Bu arabanin sahibi sizmisiniz???diye sorar arabayi göstererekroberto kafasini arabasina uzattiginda arabanin etrafindaki kalabaligi bazi tanidik komsu suratlarini görür ve arabanin arka koltugunda kipirdamadan uyuyan kizini……!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!araba günesin altindadir…..öglen saat 15.10 dur…polis robertoyu tutuklarkenkayitlara saat böyle gecer bebek ölmüstür bebek park edilip unutulan arabada asiri sicak ve su kaybindan ölmüstür…..arabanin etrafinda polis ve saglik görevlileri incelemeler yapip fotograflar cekerken ….roberto polis arabasinda ordan uzaklastirilir…….isabel?roberto?yasam hepimize her gün süprizler hazirlamakla meskul….ve biz bizim süprizimizi bilmiyoruz!!!!!!!!
yorumlar
off ya böyle bişi ile nasıl başa çıkılır ya kımsenın başına gelmesını ıstemem.zamanını hatırlamıyorum ama bırde alışveriş için gıttıkleri merkezin araba parkındada böyle bır olayı yaşayan bır çifti görmüştüm haberlerde.çok kötü ya.ya bebeğe ne demelı canım benım.
Böyle bir acı kimse yaşamasınn, çok korkunç bir olay.
zez,olay çok dramatik.Ben de avatarımda ki kedimi unutmuştum Antalya’da. Serumlarla falan yaşadı bebeğim neyse…Şimdi gelelim eleştirilere; Yazıda “baş ağrısı” tekrarları hayli fazla…Kristal çiçek imgelemi de olmamış.Ama genelde başarılısın tebrikler.Türkçen bayağı ilerlemiş yav:)
ay kozacim, simdi kahvemi yaptim laptopu kucagima aldim ve kainata iyi dileklerimi sunduktan sonra hafif i actim …ne kadar mutlu ettiniz beni sabah sabah tesekkür ediyorum..kedinizde iyiki hayatta..tosun masallahhh.Ben legastenik olmasam cok güzel yazabilirim sanirim!!!fakat her dilde yazim problemi yasiyorum…yas yolun yarisini gecti dostum ama düzelmiyor beyinde sorun var :-))))))
şimdi gelelim sadede, bu hikayeden alacağımız ders şu :anne bu durumda olsaydı, kesinlikle bebeğini güvene almadan kendi derdiyle uğraşmazdı, annelik çok farklıdır,
Neye Sahibiz,Hayati alsan sole karpuz gibi yarsan ortadan sadece Aile cikar icinden baska bi bok cikmaz, bunu bilir bunu solerim efem
zaman artik okadar degistiki …yasamlarimiz robotlasti . yazinin özünde aslinda hic birimizin derdinin birbirinden farkli olmadigini ve yasamin modernlesmesinin bizi nasil tek düze bir robot haline getirdiginide belirtmek istedim…..adam otamatige baglamis yasami aynen hepimiz gibi…aynenderdimiz ne`?para kazanmak daha iyi yasamak…evarabayazliktekne¨vs vsadam son 3 yildir ayni ivmeyi yapiyor..evi yuva ve isiderken birgün eczane ve ev…alisik degil dolayisiyla ezberinin disina cikinca fark etmiyor……(bu hikaye gercektir,portekizde yasandi gecenlerde)yasamlarimiz okadar siradan ve okadar otamatige baglanmis durumdaki…ne yagmurunne denizin ne havanin nede rüzgarin esisiyle ilgilenmeden…nefes alip tüketiyoruz, vücüt bile iflas ederken ruhlarimizi yasama satmis ,bedenlerimizi yasama köle yapis, sekilde ..Her degeri ,her kutsali umursamadan….yasayip gidiyoruz………………………………………….bi aralar bende böyleydimuykusunda sevecek firsat bulurdum cocugumu!!!!ama tüm ezberlerimi aldim salladim kazdaglarina…yasami baska manaya tasidim…yeni bir yasam yaptimmmmmmm..simdi daha yakinlasiyorum Yaradana,daha az maddedeyim….(soyutlaniyorum)simdi kus sesini ,cocugumun ve sevdiklerimin sesini daha cok dinliyorum….daha minik yaptim yasami ,ilim olan…tefekkür olan….sadece sevdikerlim icin yasadigim daha bana ait….inac dolu………
bide neye sahibiz denince nedendir aklima, Mal varligi geliyorTabi oda ayri bi konu
iller hani aynen katiliyorum AILE baska da bir sey yok aile ve saglik ..onlara sahip cikan bir yasam
ellerine sağlık güzelim
rica ederim devinim:-))))
çok acı bir hikaye ve okurken hani bir noktada sonunu tahmin edersin de öyle olmasın nolur, diye geçer içinden, ama maalesef öyledir…bunu yaşadım.ne kadar yazık ediyoruz bu rutinlere kaptırarak kendimizi. haklısın zezcim, hayatı küçülterek, daha doğrusu önceliklerini indirgeyerek daha multu olabilir insan. daha huzurlu.bazen işten eve geldiğimde, küçük evimde köpeğim ve ben yalnız otururken, bütün bu koşturmaca ne için, ve ben bu telaşta hayattan neler çalıyorum acaba? diye düşünüyorum ister istemez. işte öyle zamanlarda, köpeciğimi ve bavulumu alıp, sessiz sakin bir sahil kasabasına gitmek, kaçmak istiyorum. orada sakin, trafiksiz, kredi kartsız, yüksek meblağlarda kiralar ödemek zorunda kalmadan, taze balık, taze meyve yiyerek, akşam denizin kokusunu içime çekip şarabımı yudumlayarak, sabah güneş kemiklerime sızana kadar yürüyüş yaparak, çalışarak ama çalışırken yorulmayarak, keyif alarak ve her dakikanın tadını çıkartarak yaşamak…belki bir gün başarabilirim.ellerine sağlık zezcim, çok anlamlı bir hikaye.beni yine kaçma moduna sokmuş olsa bile:))
cilekcim ..hemen kainattan istedigin köyü ,sakin hayati mutlulugu dile…belki komsu oluruz hehehe ne güzel olur yasam cok güzel eger kavgasini verdigimiz hirslarimizdan kendimizi törpüler ve baskalari icin degil kendimiz icin yasayabilirsek ..bunun belli bir kismini becerip mutlu olursak gercekten cok güzel………mutlu ol emi.
canımcım nutkum tutuldu. adam eczaneye girdi ilacı aldı eve döndü … orada bir taş atlandı farkettim ama dedimki tamam bu mutlu yaşam adamın beyin tümörü hikayesiyle allak bullak olacak… fekaaaaaaaatttt kader ağlarını labirent şeklinde örmüş bile…. dayanılmaz bir acı. içim sızladı. bebeğe ayrı anneye ayrı ve babaya apayrı üzüldüm… insana ne büyük bir ceza Tanrım… bu tip olaylar zaman zaman oluyor ne yazık ki.. çoğu bebek bilinçsiz anne baba kurbanı… çarpıcı bir yazı… iyi yazmışsın zezim… accayip gerildim…
ben küçükken annemle hamama giitmiştim..benı orda unutmuştu..gelip almasın dıye dualar edıyordum..
anlaşılan dualar tutmamış
evet tutmadı
sahi(n)den komiksin vesselam ….:-)))
kadıncağız da bin pişmandır sanırım seni gelip aldığına:))))))hamam dedin de, demek ki, senin bu arada coşan “kadın düşmanlığın” o günlere dayanıyor:)))hıııı, anladım ben bak şimdi.gördün orda koca koca teyzeleri, gözün korktu, guard aldın:))))
sahip olduklarımızla elimizden kaçırdıklarımızı karşılaştırın pişmanlarımız çıkacak ortaya
Pek çok şeye sahibiz bilinçsizce, lakin nefsimize ve hoşgörümüze yeterince sahip değiliz. Herkesin kusurlu olduğunu veya hayatın yaşattığı gelgitlerden dolayı farklı bir ruh haline bürünebilme olasılığını unutuyoruz ve hoşgörülü olmuyoruz.Ne güzel demiş Eflatun.Şefkatli ol, çevrende rastladığın herkes zor bir mücadele veriyor.
Gerçek hayatı (ahiret) düşünüce pek fazla bişeye sahip olamadığımız aşikar. Bu belki de kişisel yorum olmalıydı ama!
Allah kimseye evlat acisi vermesin. Lakin sahip oldugumuz, ya da öyle sandigimiz hic bir sey bizim degildir. Hep BEN BEN dedigimiz, ve aynada görüneni kendimiz sandigimiz, bir gün toprak olacak beden de bize ait degildir. Tasidigimiz bedenin bile bize ait olmadigini düsününce benim evim, benim tarlam vs. vs. Gibi söylemler ne kadar abesdir. Bir gün göcmeye geldigimiz su aleme ne kadar da deger veriyoruz..