* Tıp fakültesindeyken, plastik cerrahi stajına başlamadan önce, burun ameliyatı olan, silikon taktıran, liposuction yaptıran hastalar göreceğimi sanıyordum; kapanmayan yatak yaraları, büyük yanıklar, dağılmış suratlar gördüm sadece, hiçbiri manken değildi..

* Küçükken, TV ye yöresel kıyafetlerle çıkan Süreyya Davulcuoğlu ile Bedia Akartürk’ü gerçekten köylü sanıp onlara acırdım, para kazanmak için türkü söylüyorlar sanırdım, asıl acınacak olan benmişim meğer.

* Küçükken TRT deki haberleri farklı bir algılamam vardı, yani haberlerin TRT var diye olduğunu sanıyodum, TRT haber sunmasa dünyada hiç bişey olmayacak diye düşünüyodum (ne salakmışım)* Kenan Evren’i Atatürk’ün oğlu sanıyodum ( e işte küçüğüz tabi)( bi de resim koyamıyorum artık, bi sorun var)* Bi reklam vardı, VİP ekspress deterjanı, o reklamda kadın çamaşırı alıyo, leğene sokuyo çıkarıyo çamaşır tertemiz, ben de gerçekten öyle olduğunu sanıp annemin kafasını ağrıtmıştım sen de ööle yap diye ( sanırım yorulmasını istemiyodum çamaşır yıkarken, ööle yapsa çok kolay olacaktı)* İnsanın büyüyünce oyuncakları çizgi film izlemeyi sevmeyeceğini, bunun büyüyünce otomatikman olan bişey olduğunu sanıyodum, böyle bişey de yokmuş yav.* TV de gördüğümüz ünlü insanların asla ölmeyeceğini sanıp, keşke ünlü olsaydım derdim; Adile Naşit öldüğü gün bu fikrim değişti, ünlü olmaktan vazgeçtim.