BU YAZI LESORCIER VE MANSONILIZED İŞBİRLİĞİ İLE HAZIRLANMIŞTIR. HER HAKKI SAKLIDIR.
Bu bölümde seri cinayet işleyenlerin ritüellerine göz atacağız. Cinayet işlerken onlara heyecan veren ya da onları cinayet işlemeye iten tutkusal davranışlarına bakacağız. Bu sayede daha sonraki bölümde inceleyeceğimiz psikolojik profil ve çocuklukta yaşananlar konusunun sonucunu önceden öğreneceğiz. Sıralamayı ters tutuyoruz. Böylece bu insanlara psikolojik yapılarından ötürü önyargı geliştirmemeye çalışarak öncelikle çirkin yüzlerini net bir şekilde kafamıza yerleştireceğiz. Daha sonra dileyen sempati kurar dileyen de iğrenerek bakar…Modus Operandi (Eng. Method of Operation/MO) latince bir kelimedir. Yol, yöntem manasına gelir. Birçok yerde bu mevzuda “katil” anlamını taşıyan tabir seri katillerin ceset üzerinde veya olay mahallinde yaptıkları kişisel değişikliklere referans eder.Bu site modus operandiyi şu şekilde tarif eder:
Her suçlunun kendisine has bir suç işleme tarzı vardır. Suçlunun suç işleme esnasındaki karahttpbbkteristik kendisine has olan özelliğine “Modus Operandi” denilmektedir
İş ceset üzerindeki veya olay mahallindeki değişikliklerle kalmaz. Katiller bu döngü içinde kendilerine has özellikler geliştirirler. Kendisinden “Son of Sam” olarak bahsedip polis departmanına yazdığı mektuplarına Mr. Monster olarak imza atan, 44 kalibre tabanca ile kurbanlarını öldürdüğü için Mr. 44 olarak da anılan, yüzünden gülümsemesi eksik olmayan David Berkowitz gibi..Seri katil tanımlamasında da mevzu bahis olduğu üzre onları diğer suçlulardan ayıran belki de en önemli faktör MO’dur. Tutarlı, titiz ve sistemli şekilde cinayet işleyen bu insanların her seferinde yeni yöntemler keşfetmesi psikolojilerine aykırı. Seri katiller sanılanın aksine çok sık öldürmezler. Kimisi bir sonraki cinayeti için yıllarca bekler ve yeniden suç işleme büyük bir oranda bir önceki cinayette eksik bir şeylerin olduğu, düzeltilmesi gereken bir şeylerin olduğu ya da yeterince dehşet içermediği hissinden doğar. Bir seri katil bıçaklamadan boğmaya geçiş yapabilir ve bunun nedeni geçen sefer kendini de kesmiş ve etrafta çok kan izi bırakmış olması olabilir ya da kurbanla daha çok vakit geçirmek istediği için dışarısı yerine içerisini tercih edebilir. Şimdi bu tip durumlarda MO’nun katili tanımlaması riske girebilir. Örnekse,Gary Taylor başlangıçta otobüs duraklarında kadınların kafasına ingiliz anahtarıyla vururdu. Sonra kadınları tüfekle öldürmeye başladı. Daha sonra ise onları büyük ve keskin bir bıçakla kovaladı. Yetmedi, oyunlarla hilelerle kadınların dairelerinden dışarı çıkmalarını sağladı; bu bir acil durum senaryosu da olabiliyordu. O kargaşa da kadınlara saldırdı. Suç kariyerinin sonlarına doğru 2 kadını kaçırıp bodruma kapattı, kafalarından vurdu ve arka bahçesine gömdü. Daha sonra ise öldürmeyi bıraktı ve kurbanlarını canlı bırakacak biçimde işine devam etti. Bu herifin MO’su koşullar değiştikçe değişen türden. Bu cinayetlerin kimin işlediğine dair MO’ya başvurulsa 3ten fazla katil çıkar ortaya.Toparlarsak MO, öldürme işlemini tamamlayıcı davranışlar anlamına geliyor ve yetkililerin katili tanımlamada en önemli dayanaklarından biri. Çünkü katilin imzası yaptığının ötesine geçer, fantezilerinin dışa vurumudur, tatmin olduğu “törensel” bir davranıştır. Taklit etme, karakteri canlandırma, kurbanın pozisyonu, sistematik kesme (burada kurbandan yadigar alınan uzuv(lar)dan bahsediyorum) vb. organize katiller tarafından sergilenen özellikler. Katil kurbanın yanına bir şey bırakabilir ya da kurbandan bir şey alabilir ama ne olursa olsun bu katilin hayal dünyasından tahayyül ettiği şeylerle bağıntılıdır.Son olarak, bu tür katiller için uygulanan bir bülten türü var. Kırmızı bülten, yeşil bülten filan bilirdim de Modus Operandi Bülteni bilmezdim.Şimdi örneklere bakalım;* Jeffrey Dahmer
Kurbanlarını ilaçla uyuşturma, boğarak öldürme, cesetle cinsel ilişkiye girme yahut tahrik unsuru olarak kullanarak mastürbasyon yapma ve son olarak cesetleri parçalama alışkanlığına sahipti. Kurban homosexüel ilişki için eve getirilip uyuşturucu ile bayıltıldıktan sonra öldürülüyordu. Cinsel tatmin mutlaka öldürme sonrası oluyordu. Diğer katillerin aksine kurbana ölüm öncesi şiddet ya da taciz söz konusu değildi. Dahmer ölüleri seviyordu. Cesetler baştanbaşa yarılıp incelendikten sonra parçalama işlemi başlıyordu. Kanı, kokusunu, ısısını seviyordu. Parçaları asit dolu kaplarda eritiyor, sıvıları tuvalete ya da tortu oluşumları söz konusu ise kanalizasyonlara boşaltıyordu. Kurbanların cinsel organları yahut kafaları çok özel anılardı. Bu yüzden formaldehit ( cesetlerin bozulmadan saklanabilmesi için kullanılan tıp fakültelerinin anatomi bölümlerinin garip garip kokuyor olmasına sebebiyet veren madde) dolu kavanozlarda saklanıyorlardı. Dahmer cinayetin her aşamasını fotoğraflıyordu. Bu polaroidler onun için daha sonra porno dergi niyetine kullanılıyor hatta duvarlarını süslüyordu. Bir keresinde kafa iyice haşlanıp etlerinden sıyrılıp griye boyanarak aksesuar haline getirilmişti. Dahmer araştırmacı bir sapkındı. Kurbanlarına garip maddeler enjekte ederek etkilerini inceliyordu. Lobotomi (kafatasının delinip beyne müdahale edilmesi) uygulaması ile bir kurbanının beynine tuzruhu enjekte etmiş ve kurbanın birkaç gün yaşamasına izin vermiştir.‘ ‘ Yaptıklarımı herhangi bir insanın yapmış olacağına inanmak zor. Ama biliyorum ki ben bunları yaptım. Yaptıklarımın sebebi nefret değildir. Hiç kimseden nefret etmedim. İnanıyorum ki yüce tanrı beni günahlarıman arındıracak. ‘ ‘
* Albert Fish
Albert Fish hemen tüm psikiyatrik otoritelerce gelmiş geçmiş en sapkın seri katil olarak biliniyor. Fish çocuklarla ilgiliydi. Kendisine uyguladığı tüm mazoşist eylemler ve şiddetin her türlüsü ona yetmiyordu. Sadizme de el attı. Ölü yiyici idi. Kurbanlarının etleri yumuşasın diye onları kamçı, demir sopa vb aletlerle dövüyordu. Bazen kanlarını da içiyordu. Kurbanlarını özenle parçalıyor yemeyi sevdiği bölümleri alıyordu. Onun en büyük zevki kurban parçalandıktan sonra başlıyordu. İnsan eti ona diğer herhangi bir etten farklı olarak sadece lezzet ve cinsel tatmin sağlıyordu. Kaynağı önemli değildi. Çocukları seçmesinin nedeni etlerinin yumuşak ve taze olması idi. Fish yaşlı bir adamdı ve çocuklar onun için kolay kurbanlardı. Zaman zaman kurbanın gözlerini oyma, kulak ve burnunu kesme gibi eylemleri oluyordu. En çok penis, testisler, kalça önemliydi. Bu bölümleri sebzelerle pişirim zevkle yiyor ve bundan inanılma zevk alıyordu. Fish için detaylı bilgi daha önceki yamyam çocuk katili isimli yazıda.‘ ‘ Daima başkalarına acı vermeyi arzuladım. Başkalarının bana verdiği acıyı da… Acı veren her şeyden hoşlanıyordum. ‘ ‘
* Andrei Chikatilo(Rostov canavarı)
Andrei Chikatilo tam anlamıyla vahşi bir katildi. Asla kendini kontrol kaygısı taşımadı. Hiçbir özen ve özel ritüel olmaksızın acı çektirdiği kadınlara hakimiyet kurmak kaygısıyla hareket ediyordu. İktidarsızdı. Tecavüz etmeye çalıştığı kadınlarda ereksiyonu sağlayamayınca çılgına dönüyor dişleriyle meme uçlarını koparmaya varan şiddet gösterilerine girişiyordu. Çoğu zaman kurbanı boğuyordu. Önceleri bunun için kurbanlarının eşyalarını kullanırken öldürdüğü kadın sayısı arttıkça yanında ip, vazelin, bıçak dolu ufak bir iş çantası taşımaya başladı. Chikatilo’nun tek derdi defalarca bıçakladığı ki özellikle yüzlerini parçalıyordu, bazı uzuvlarını kestiği kadınların yanında mastürbasyon yapabilmekti.‘ ‘ Sapkın cinsel davranışlar konusunda bazen dayanılmaz, zaptedilemez bir deliliğin içine giriyorum. Davranışlarımı kontrol edemiyorum. Bunun nedeni de çocukluğumdan bu yana kendimi tam anlamıyla gerçek bir erkek gibi hissedemeyişimdir. ‘ ‘
* Fritz Harman(Hannover Kasabı)
Frtiz Harman Jeffrey Dahmera çok benzer metodlar kullanıyordu. Ancak Harmanın dehşet dozu biraz daha fazlaydı. O da homosexüel erkeklerle birlikte olmak için, yahut onlara bir içki ikram etmek, yemek sunmak için onları evine getiriyordu. Yatağa girdiklerinde kendini engelleyemiyor kurbanlarını elleri ile boğmaya çalışırken bir yandan da adem elmalarına (kadında olmayan erkeğin boğazındaki çıkıntı yapı) dişlerini geçiriyordu. Her defasında kurban öldükten sonra büyük pişmanlık duyuyor yüzlerini örtüyor ve onlarla göz göze gelmemek için uğraşıyordu. Cesetleri bir cerrah titizliği ile parçalıyordu. Karnı yarıp bağırsakları boşalttıktan sonra göğüs kafesini kırıp iç organları çıkarıyordu. Etleri kemikten sıyırıyordu. Kemikleri derelere atıyor etleri ve elbiseleri pazarda satıyordu. Savaş yıllarıydı ve et çok kıymetliydi.‘ ‘ İnanın bana hasta değilim. Sadece arada bir sapıtıyorum. ‘ ‘
* John Wayne Gacy(Palyaço Katil)
John Wayne Gacy hiç kimsenin katil olacağına inanmayacağı örnek bir Amerikalıydı. Oysa Kimsenin bilmediği gerçekler vardı. Evli, çocukları olan bu adam genç erkekleri evinin bodrumuna davet ediyor onlara çeşitli bahanelerle kelepçe takıyor sonra çoraplarını ağızlarına sokuşturup hareket etmelerini engelliyor ve onlara tecavüz ediyordu. Gacy tecavüz esnasında kurbanı boğarak öldürüyordu. Kurbanını yavaş yavaş boğarke incilin 23. ilahisini ezberden okuyordu (tanrı benim çobanımdır….). Bunun için ip ya da tahta kullanıyordu. Cesetleri evden çıkarmıyor, parçalamıyor yine evde gömülü olarak saklıyordu.‘ ‘ Kelepçeden kurtulmanın en iyi yolu anahtara sahip olmaktır! ‘ ‘
* Ahmad Suradji
Ahmad Suradji orta yaşlarına kadar kendini büyücü olup şifa dağıtmaya adamış takıntılı bir insandı. Öldürdüğü insanların salyalarını emerek güçleneceğine inanıyordu. Bu inanca kapılmansın nedeni ise gördüğü bir rüyaydı. Cinayetlerini tek başına işlememiş tüm ailesini de korkusuzca bu seromoniye karıştırmıştı. Kurbanlarını büyü yapma bahanesi ile arka bahçedeki çukura gömüyor. Bir yandan dualar okurken bir yandan onları boğuyordu. Çukurda yarı vücuduna kadar gömülü olan kurban olaya şahit oluyor ancak tepki veremiyordu. Kurbanın salya ve tükürüğünü emmek onun en büyük amacıydı. Bu güce sahip olmak için bir kitle belirlemeksizin mümkün olduğunca çok insan öldürüp ağız salgılarını içmekle uğraşıyordu.* Leonard Lake & Charles NG
Leonard Lake ülkeyi yerle bir edecek bir nükleer savaş çıkacağına inanıyordu. Ne kadar dayanıklı sığınaklar inşa ederse yaşama şansı o kadar artacaktı. Sığınaklara köleler yerleştirecek böylece dünya nüfusu son bulmayacak yeniden üreme sağlanacaktı. Ancak tanışıp çok iyi anlaştığı arkadaşı Charles NG ile bir araya gelince sex kölelerini nükleer patlamayı beklemeden kullanmaya karar verdiler. Kızları özel olarak inşa ettikleri odalara alıp inanılmaz işkenceler yapıyorlardı. Sonra tecavüz edip şiddet uyguluyor bunları filme alıyordu. Her ne kadar bu filmler asla bulunamamış olsa da ikilinin geçimini bu filmleri satarak kazandığı düşünülüyordu. Snuff sektörü inanılmaz para getiriyordu ve zevkli dakikalarını görüntüleyip satarak bir taşla iki kuş vuruyorlardı. Direk öldürme kaseti bulunmasa da tecavüzlerin ve işkencelerin olduğu kasetler ele geçirilmiş, ayrıca tüm ölümler detaylı bir şekilde rapor edilmişti. İkilinin öldürme tekniği değişken olmakla beraber taciz, tecavüz, işkence içeriyordu. Şiddet boyutları inanılmaz düzeydeydi.‘ ‘ Mükemmel kadın tamamen kontrol altına alınmış, kendisinden ne istenirse sadece onu yapan kadındır. İtaat eden bir kadınla ilgili sexüel problem asla olmaz. Asla bir hayal kırıklığı yaşanmaz; sadece zevk ve rahatlama duygusu hissedilir. ‘ ‘
* Albert de Salvo
Önce tecavüz edip sonra öldürdüğü kadın kurbanlarını onları boğduğu atkı, çorap, eşarp, bornoz gibi eşyalarla hediye paketi şekline sokuyordu. Kadınlar çoğu zaman çıplak bacakları dizden ayrık bir şekilde bulunyordu. Özellikle kurdela şeklindeki boyuna bağlanmış çoraplar ünlüydü. Hatta cinayetlerinden birinden kurbanın ayak parmağına bir tebrik kartı bırakmıştı.‘ ‘ Fahişeleri öldürmek istemedim, fahişeleri severim. ‘ ‘
* Robert Hanson
Tecavüz ettiği kadın kurbanları Ancharge yakınlarındaki koruluğa bırakıp ok, tüfek, bıçak gibi aletlerle kovalayıp öldürüyordu. Onun için bu heyecanlı bir avdı.* Green Nehri Katili
Bulunamadığı için gerçek ismi asla öğrenilemedi. Kurbanlarının hepsi kadındı ve Green nehrinde bulunuyordu. Otopsi sonuçları tüm kadın kurbanların vajinalarında piramit şeklinde taşlar bulunduğunu gösteriyordu.* Ed Gein
Ed Gein başlı başına incelenecek bir karakter olduğundan ona burada uzun uzadıya yer vermiyoruz. Ritüel olarak algılayacağımız en belirgin olay kurban derilerinden yaptığı elbiseleri vücuduna giymesiydi ki bu Aztek rahiplerinin kurban derilerini üzerlerine sarmasına çok benziyordu. Kafataslarından çorba kaseleri, meme başlarından kemerler, kutuda sergilenen cinsel organlar, üzerine insan derisinden yaptığı kıyafete diktiği memelerle kadınlığın neye benzediğini anlama çalışmaları Ed Gein’i gerçekten anlaşılamaz kılıyordu.* Gary Heidnik
Gary Heidnik’in kurbanları çok şanssızdılar. Çünkü onun işkence seansları kendini tüm diğer seri katillerden ayıracak kadar uzun sürüyordu. Bodrumundaki su borularına bağladığı kadın kurbanlarına aylarca tecavüz ve işkence ediyordu. Öldürdüğü kadınların etlerini köpek maması ile karıştırıp diğer esirlerine yediriyordu.Kaynaklar:1)nigel cawthorne / Killers: the nost barbaric murders of our time2) fikret topallı/ seri katiller 13)fikret topallı /seri katiller 24) harold schechter, david everitt / The A to Z Encyclopedia of Serial KillersBeş altı
yorumlar
yemek saati bu yazı pek bir iştah kapatıcı geldi be, bu arada bu yamyam katillerin hayatını bir profesör edasıyla araştıran meraklılar için, doktorlar ne teşhis koyuyorlar yahu 🙂
Ben ne demiştim.
emek verilmiş, hem de çok.konuyla alakam yok. ilgimi çekmez. Ama emeğe saygım var, tuttum gitti.
Bizim milletten böyle caniler çıkmamış heralde!
“haberhaberhaber“ bütün psikopatlar erkek diyerek konuyu derin sulara taşıyor, ve ben hiç üzerime alınmıyorum tabi :)işin şakası bir yana, neden çoğu erkek ya da erkek türevleri (erkek eşcinseller, iktidarsızlar, gizli eşcinseller v.s) bu denyoların? içinde kadın ve lezbiyen niçin yok denecek kadar az?
tebrikler cok guzel bir yazi olmus, acep 3 gelir mi?
en çok insan öldüren seri katilin elizabeth bathory yani bir kadın olduğu kabul ediliyor. ancak tabi gerçek tam olarak hiçbir zaman kanıtlanmıyor. kadın seri katillerin çok daha hızlı (az aralıklarla) ve aktif oldukları süre içinde (zaman kişi oranlaması yapılırsa) çok daha fazla insan öldürmüş oldukları varsayılırsa seri katil populasyonunun çoğunun erkek olması herhalde içaçıcı bir gerçek.
yamyam katillerin hayatını araştıran insanlar için yorum yapan arkadaşa aslında özellikle teşekkür etmek istiyorum. çok önemli bi detayı dile getirmiş aslında.bu tarz insanlar ve ilgi alanları olmasa idi psikiyatri ve suç bilimi gelişemezdi. bizler konuyla amatör olarak ilgilenen insanlarız. ancak profesyonel ilginin hiç dinmemesini ümid ediyoruz. kafataslarını açgözlü bir merakla inceleyen insanlar olmasa antropoloji gelişemezdi örneğin. antropologları direk ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yollamak da çok akıllıca olmuyor bu durumda.
Araştırmanın devamı için sizi tebrik ediyorum.”inanın bana hasta değilim,sadece arada bir sapıtıyorum”Hepsinin özeti bu olsa gerek
bizim milletten de çıkmış seri katiller ama şiddet dozu düşük ve birçoğu tesadüfi seri katil. seri katil olma çizgisine en yakın olanlar kolici katil, mobilyacılar sitesi katili, çivici katil. seri katil profiline en uygun olan mobilyacılar sitesi katili ki travma sonrası bilinçli bir kurban kitlesi belirleyerek çalışıyor. çivici katil ise daha ziyade sosyopat grubuna dahil ve psikolojik anlamda patolojik nitelikler taşıyan bir katil.
bu hususta dünya ülkelerinin gerisinde kalmamızda bir sakınca görmüyorum.Umarım böyle de devam eder.
hayalgücü yoksunluğu mu desek dini eğitim ahlaki terbiye mi desek. neyimiz eksik anlamış değilim.
Seri katillerimizin şiddet dozunun düşük olmasını kastettim efenim.
benimki sesli düşünmek oldu biraz. yoksa bu hususta geri olmaktan kaygı duyacak kadar perde inmedi daha beynime. insanın zoruna gidiyor ama…
🙂
Gerçekten ilginç bir çalışma. Galiba şu kurbanlarının derisinden elbise yapan seri katille ilgili bir film de izlemiştim. Kadınları yer altına hapsedip seks kölesi olarak kullanan iki sapıkla ilgili de film sahneleri kopuk kopuk var aklımda. Ben o filmleri izlerken böyle senaryoların yazılabilmesine şaşırıyordum. Meğer hayal edip uygulamaya koyanlar da varmış.
kuzuların sessizliği o. vabiizet. ama senin kuzuların hiç susmucak. sıss, sıss. hep peşindeyim. kuzu postu giymiş kurdum. tıss.
bahsi geçen ed gein. kuzuların sessizliği, sapık ve teksas katliamı filmlerinin esin kaynağı. kuzuların sessizliğinde seri katil ed gein gibi derilerden elbise yapıyordu. sapık filminde de gein’in annesi ile olan çarpık ilşkisine değiniliyor.
saol mansonilized usta. benim sözüm eksik olmuş. zaten odak noktam başka yönde olunca beyle olması normal. sayenizde pek şey öğrendik bu adamlar hakkında. büyücü de, sen de varol. hatta ben şahsım adına empati bile kurdum. misal bir daha bana hafifte allah belanı versin diyen olursa (çaktırma vasbiizet’i işaret ediyorum) derisinden leptap çantası hayal ediyorum. üstelik de seninle büyücü’ye hediye olarak göndericem.
efendim bin türlü emek vererek hazırladığımız yazının sizin liseli çocuk atışmanız için mekan olmak adına yayınlanmadığını bilmem hatırlatmama gerek var mı? bu siteyi maalesef ben ve bazı insanlar hala ciddiye alıp bilgi alışverişi amacıyla kullanıyoruz. emeğe saygınız yoksa insanların isteklerine olsun. zaten bünyeyi kusma boyutuna getirmiş bin türlü kepazeliği belli başlıklar altında doyasıya okuyabilir hatta o başlıklar altında şöyle esaslı bir tatmin hissine ulaşabilirsiniz. bu bakımdan tavrınızı eleştiriyor yeter artık demek istiyorum. özgürlük bu değil arkadaşım.tek başına mansonilized…
Haklısınız aslında. Ben başka bir yazının altındaki seviyesiz yorumlara dayanamayıp bir eleştiri yazdığım için kendimi bu saçma sapan diologların içinde buldum. Bundan sonrası için sizin yazınızın değil, hiçbir yazının altında böyle bir seviyesizliğe alet olmıycam.
yukarıdaki ahmad suradji’nin nereli olduğunu merak edip y aptığım google araması sonunda gerilim hattı sitesini buldum, ilginç detaylar var, paylaşayım dedim.
valla ben de merak etmistim 🙂 sen usenmeyip arastirmissin, sagol
http://www.allserialkillers.com/
http://crimemagazine.com/index.html
http://www.mayhem.net/Crime/serial.html
yukardaki siteler seri katil ve cinayet konularında veri tabanı en yüksek siteler arasında sayılabilir.
stone ölçeği isimli değerlendirmede bu ınsanların oxipital loblarının bızımkılerden fazla çalıştığı bulunmuş 1 den 22 ye dek bır numaralama sıstemı olan ölçek kımın daha kötü olduğunu belırlıyor.discovery channeldekı bır belgeselde seyrettiğime göre bunların arasında en ıyı puanı alan sizinde belırttiğiniz ve hannıbal lecter karakterine ilham kaynağı olan albert fish tı.ikinci en kötü ise şu lınktekı amcam oluyorhttp://www.allserialkillers.com/tommy_lynn_sells.htmzekasına hayran kaldığım bu adamın belgeselde profesörü sözleriyle nasıl tahrık ettiğini gördüm.keşke adını hatırlayıp söyleyebılsem ama baya bı araştırdım belgeselın adını bulamadım.hatta bu yuzden yazım uçtu gıttı ve 2.kez yorum yazıyorum.ellerinize sağlık çocuklar uzun zamandır dişimin kovuğuna göre bı yazı okumuyordum pillide.küfürden başka şeyler okumak guzel oluyor.devamını beklıyorum
miyazaki;bahsettiğn belgeselin adı ”en kötü”, eylül ayında discoverydeydi gece 22.00de
ben ingilizcesini hatırlıyamadım başka bişiydı sankı.en kötü isminıde bıraz önce tv nın kanalından buldum.çok güzeldi.dvd sı falan çıksada alıp seyretsek ya…
most evil orjinal ismi
burada bilgi var
evet mansonilized hatırladım şimdi çok teşekkürler…
mans ve LS yazı araştırma anlamında çok iyi. ayrıntılar tüyler ürpertici ama çok ilginç. daha önce bu konuda adli tıp raporları dizilerini tv de izlemişliğim vardır. Türkiye ‘de henüz yok inşallah olmaz. (belki var ama farkedilmedi… kurbanlar sırra kadem basıyorsa… bulunmuyorsa…aaa…. git kör şeytan… Allah Korusun. birde bu konuda üzüntü çıkmasın ayol memleketin başına)
adnan çolakali kayaayhan kartaldurmus anuçinerdİnç tümerhamdi kayapinarorhan aksoy-kolİcİ katİlseyİt ahmet demİrcİ-mobİlyaci katİlsüleyman aktaş-çİvİcİ katİlyavuz yapicioğluyİğİt bekçe-mehmet karahasanmaalesef bizde de var. ancak çivici dışındakiler ritüelli ya da organize cinayet işleme bakımından kaydadeğer değiller. seri katil tanımına en iyi uyan katillerimiz seyit ahmet demirci ve süleyman aktaş.
sörsinin kusuruna bakmayın daha sabah şokunu yemedi modus 1 diye buraya yazmış teyyare. hemen olaya el atıyorum. anlaşıldı tamam.
acep o siteden yazılar silindi mi, hırsızların kafası tşlara vuruldu mu, çalan çırpan yağlı urgandan geçirildi iğneli beşikte sallandı mı?
http://haber.mynet.com/sayfali/populer-kultur/En-acimasiz-katiller-ve-hikayeleri/14Temmuz2008/O1216028765772/0yazıyı çalmış teyyareler.emek veriyoruz olum burada beni şiddete sevk etmeyin.
pardon da manson, ya onlar çalmadılarsa, oraya kendi gittiyse…
utanç duvarına ve moderasyona bildirdim. ayıp diye bir şey var. seri çiftlerime de dokunulursa ekipmanı alıp çıkıyorum yola.
pardon da manson; vasko dö gama
moderasyonun da müdahalesini bekliyorum.resmen sinirlendirdiler beni şimdi. mynet yav bi de.
mynet se ne yani kuş mu konduruyo
bi de sinsi sinsi beklemişler. sanki “yazının üzerinden geçsin şööyle uzun bir zaman” demişler. ama yok, çekirgeler istedikleri kadar zıplasınlar. sonunda tanganın için de bile yakalanırlar.
moderasyonun hafifte yayınlanan yazıları en azından şikayet halinde korumasını umuyorum. burada emek verdiğimiz yazıları hoyratça çalıp yayınlmak bu kadar basit olmamalı.
Benimkini de çalmışlar ya, Bir de çalan kişiye yazısından dolayı teşekkür etmişler, sinir oldum..
hala yayınlanıyor. tebrikler valla.
Bilgi için teşekkürlerçantaçanta modelleriokul çantalarısırt çantasısırt çantaları