Evvel zaman içinde birgünbakındı etrafına hz.İbrahimMüşahede eyledi alemi,Düşündü Allah için kurban edilecekleriO vakit dedi ki hz.İbrahim,Ya rabbi verseydin bana Salih bir oğul,Onu bile sana kurban ederdi bu kul,Ve yazdı yazılacak olanı yazan kalemler,Yazdılar Allah’ın dostu hz.İbrahim’in ahdini.Zürriyetini devam ettirecek bir oğlu olmamıştı Hz.İbrahiminZevcesi Sare izin verdi hz.İbrahim’eİbrahim(a.s), cariyeleri Hacer ile evlendi.Hak Teala da bir salih bir evlat nasib ettiİsmail koydular ismini, çok güzel, tatlı ve sevimliPeygamber soyunun devamıVe nur u Muhammedinin taşıyıcısı idi.Bir gün hanımı Sare’nin taaruzundan korumak içinaldı oğlu hz.İsmail’i ve hanımı Haceri,Şam’dan çıkıp Mekke’ye geldi.O tarihte Mekke’de kimseler yoktuTenha bir yerde ayrılacaklarken,Dedi ki Validemiz Hacer;Ey İbrahim beni bu çocuk ile bırakıp nereye gidiyorsun,Burası öyle bir vadi ki; ne görüşecek vardır biriNe de hayatın en ufak bir eseri..Dönüp bakmadı ve yürüdü Hz.İbrahim.Dedi ki Hacer;Bizi burada bırakmayı sana Allah mı emretti.“Evet” dedi İbrahim ve Seniyye mevkiine kadar gitti.“Öyle ise” dedi Hacer , “ Allah bize yetişir, O korur bizi”Seniyye tepesinin ardında gözden kaybolunca hz.İbrahim,Açtı ellerini ve dua eyledi;“Rabbim zürriyetimden birinisenin taarruzu haram olan beytinin yanındaekin bitmez bir vadide iskan eyledim.İnsanlardan bir kısmını o yere meylettirip, heveslendirVe onları her türlü meyvadan rızıklandır.”Kırbadaki su bitinceye kadar hz.Hacer oğlunu emzirdi,Evladı kızgın kumlar üzerinde sızladığındaBuldu Kabe’ye en yakın tepe olan, Safa tepesiniBakındı vadiye görebilmek için bir kimseyi,Fakat göremedi , hiç kimseyiDaha çok telaşlandı Hacer.Ayağına dolaşmasın diye entarisinin topladı eteğiniKoşarak geçti vadiyi ve Merve mevkiine geldiBakındı vadiye görebilmek için bir kimseyi,Fakat göremedi , hiç kimseyiYedi kere gitti geldi,sonunda Merve mevkiinde bir ses işittiSes, “Sus, iyice dinle” dedi .hz.Hacer:“Ey ses sahibi bize yardım etmeye kudretin var ise yardım et” derkenyeri kazan Cibril-i Emin’i gördü.Ve nihayet su göründü.Hacer, su başka bir yere akmasın diye suyu çevirdi“zem” dedi suya, gitme dedi,Ey oğulcağızımın ömrü azizi bizi terk etme dedizem dedi, dur dedi ve durdu su.çevirmeseydi etrafını suyunkıyamete kadar akan bir ırmak olurdu.Hacer içti sudan ve çocuğunu emzirdi.Cebrail(as) Hacer validemize dedi ki,“Sakın korkma, işte şurası beytullahın yeridir.O beyti şu çocukla babası yapacaktır.Muhakkak Allah zayi etmez o işin ehlini.”Günün birinde Keda yoluylaCürhüm’den bir kafile Mekke’ye geldi.Uçan bir kuş gördüler deo mevkide suyun olduğunu ümid ettiler.Cürhümiler geldiğinde Hacer’i su başında buldular.Ve suyun başına gelmek için izin istediler.İzin verdi hz.Hacer.“Lakin” dedi; “ bu suda mülkiyet idda edemezsiniz,o bana aittir”Cürhümiler tasdik ettiler onu ve kafileye haber ettiler.Ve oraya bir şehir kurdular.İsmail büyüdü ve Cürhümilerden bir kızla evlendi.Anası Hacer doksan yaşlarında vefat edince Hicr’e defnettiler.Birgün İbrahim(as), oğlunu ve hanımını görmeye geldi,Sordu, soruşturdu buldu İsmail’in hanesini,O sırada İsmail evde yoktu,Gelinine haliniz ve geçiminiz nasıldır diye sordu,“Şiddetli darlık içindeyiz, gayet fena bir haldeyiz” dedi kadın.“Kocan gelince benden selam söyle” dedi İbrahim ve ekledi,“Kapısının eşiğini değiştirsin”Eve dönünce İsmail babasının kokusunu kapıda gördüVe hanıma gelen oldu mu diye sordu“Evet” dedi kadın.”şöyle bir surette ihtiyar bir adam geldi,bana seni ve geçimimizi sordu,şiddetli darlık ve fenalık dedim”“Bana bir söz bıraktı mı” dedi İsmail.“Evet” dedi kadın,“selam etti ve kapının eşiğini değiştirmeni söyledi”“Gelen babam İbrahim’di ve senden ayrılmamı söyledi” dedi İsmail.ve hanımından ayrılarak onu ailesinin yanına gönderdi.Cürhümilerden başka bir kadınla evlendi.İbrahim yine geldi ve oğlu İsmail evde yoktu.Yeni gelinine haliniz ve geçiminiz nasıldır diye sordu,“Hayır, bolluk ve saadet içerisindeyiz”diyerek Allah’a hamd etti kadın.“Ne yer, ne içersiniz” diye sordu,“Et yer, su içeriz” dedi kadın.“Ey rabbim, bunların etlerini ve sularını mübarek kıl,bereket ve bahtiyarlık ihsan et” diye dua etti İbrahim.Mekke’de hububat bilinen bir şey değildi,Eğer olsa idi, İbrahim onun içinde dua ederdi.“Kocana selam söyle” dedi İbrahim ve ekledi;“Kapısının eşiğini güzel tutsun”Eve dönünce İsmail babasının kokusunu kapıda gördüVe hanıma gelen oldu mu diye sordu“Evet” dedi kadın.”güzel yüzlü bir ihtiyar geldi” diyeİbrahim’i medh ü sena etti.“Bana seni ve geçimimizi sordu” dedi.”İsmail rızkımızı temin etmeye gitti.Biz de hayır ve saadet içindeyiz dedim” diye söyledi.Bana bir söz bıraktı mı dedi İsmail.“Evet” dedi kadın,“selam etti ve kapının eşiğini güzel tutmanı söyledi”“işte o gelen babamdır” dedi İbrahim,“Sen de evimizin şerefli eşiği”Aradan zaman geçtiİbrahim tekrar Mekke’ye geldi.İsmail zemzem’in yakınındabir ağacın altında okunu yontmakta idi.Babası İbrahim’i görünce selam verdi, hürmet etti..İbrahim;“Ey İsmail, Allah bana büyük bir iş emretti” dedi.İsmail de;“Babacığım, rabbin ne emrettiyse yerine getir” dediİsmail taş getirdi, İbrahim bina ettiVe nihayet beytullah olan Kabe’yi Allah’a hediye etti.Öyle bir bina idi ki Kabe;Yapılmasını Allah emretti,Planını Cebrail tarif etti,İki peygamber de bina etti.Geçti evkat ı azizÇattı vakt i imtihanVe bir gece sahih bir ruya gördü İbrahimVardı oğulcağızına haber verdi.Hiç yutkunmadı hz.İsmail“Emrolunduğun şeyi yap babacığımİnşallah beni sabredenlerden bulacaksın dedi”İki peygamber; bir baba ve oğluVardılar oldukça tenha bir yereYatırdı İsmail’in yan tarafını yere.Çıkardı kabzasından bıçağını,O sırada tüm alemler, ruhlar ve meleklerBu mübarek teslimiyete dikkat kesildilerTitredi arşı taşıyan meleklerVe irkildi ruhlar.Bir yandan dökerken gözyaşını Ervah ı mübinBir yandan yalvarmakta idi Muhammed(as)Diyordu ki;“Ya rabbi, Nur u MuhammediOğul İsmail sayesinde gelecektir bana,Ya rabbi, İbrahim’in evladını bağışlamak yakışır sanaYa rabbi, ben üzerime aldım İsmail’in diyetini”Ve yazdı yazılacak olanı yazan kalemler,Yazdılar Allah’ın habibi hz.Muhammed’in ahdiniVe sürdü bıçağı İsmail’in boynuna İbrahimFakat kesmedi bıçak.Dedi ki İbrahim;“Ey bıçak neden bana asi oluyorsun daNeden vazifeni yapıp kesmiyorsun”Bıçak dile geldi de;“Ey Allah’ın dostu İbrahim,Sen kes diyorsun lakin Rabbül AleminKesme diyor, söyle bana ne edeyim”Tam o esnada izin verdi hz.AllahCebrail bir koç aldı CennettenYetişmek için, kurtarmak için İsmail’iÖyle bir uçtu ki..Olurda yetişmem diye bağırıyordu Cebrail“Allahü Ekber, Allahü Ekber”Semada kardeşi Cibril’i gören İbrahim(as)Nida etti;“La ilahe illallahu vallahü ekber”İmtihanı kazandıklarını anlayan hz.İsmail;“Allahü Ekber, ve lillahil hamd” diyerekCenab-ı Hakka hamd ve sena etti.Fakat hz.İsmail’e karşılık azim bir kurban hediye edilmişti.Kim bilir kalemin yazdıkları ne zaman vukua gelecekti..( Hezâ mâhallü kerbin ve belâün Lenâ )