yazmıyodum ne zamandır yazmıycaktım da…ama mecburum yazmaya. akıtmaya zehri mecburum.ölüyorum çünküAğır durumların içindeki hafif kahkahaların uçurtmaları demiştin bana. Bugün aynaya baktım ve dedim ki;seni sevmiyorum.Ben aynaya bakıp kendimi sevmediğimi haykırırken, o kadar kalabalıktım ki…Benden başka herkesin
gayet güzel konuştuğu toplantılar yaptım koltuklarla. kürdanla yemeğe çıktım. Dans ettim masa örtüsüyle. Yararı yok, benkendimi duvara çivilemek istiyorum tıpkı duvardaki resimler gibi. Ordan sana bakmak ve hiç gitmemiş olmak istiyorum bu odadan.odamızdan….Kayboluşlarımın ardından bulunmamak istiyorum tanrım.Sevmediğim zamanları yaşamama
özgürlüğümü kullanmak için, bütün diğer sevdiğim şeylerden feragat etme lüksümü kullanmak istiyorum.bi tek bunun için evet.bi tek Onun için. Seni, yakınına gelip dinlemek istiyorum tanrım.Başkalarının sesleri karıştı dualarıma, artık kendi cızırtılarımı bile
duyamıyorum.Seni duyamıyorum tanrım. Olmayışına dayanamayacağım herkesten daha önce olmamak istiyorum ben. al beni.
onun gözlerine aldırış etmeden gitmekte sakınca bulmayışımı bir ukalalık sayma tanrım…benim gitmek bellediğimi gelmek kıl….
al beni yanına tanrım…lütfen.şimdi git, sevdiğin, sevmediğin ve sever gibi yaptığın insanlara okut bunu ve bu adam, benim de! bu kız beni anlatmış de.Şimdi git, içindeki o öfkeyi dolaplar dolusu şişele! Ve ihtiyacın olduğunda bitir. bensiz…şimdi git……