Sağ çek gidelim, adamın biri kapısı olmayan bu otobüsün ön sözünde. Hala kelimelerin anlamını sayıklarken kendisini susarak sayıklıyor. Kimin hengâmesine hendese yanılsamada. Bilmezdi, bilinmezlik kendi debdebesinde. Aman be kime ne bizim yarım kalmışlığım olmazların anlamı bozuk çıkmazında. Aldıramaaaaaaa…. Sağ çek inecek var bu ön sözler kendini çalkalayıp asidi kaçmış şişeyi yutkunarak tükürüyor boşluğa. Sakın sorma sözüm kendime sıska bacaların dumanını sarmalamakta. Ellerimi sabunu kirletmek için ovalamak ve askıda kalmış suyu damlasında yansıtmak ne gereksiz bir eylem… o da kendime, kime ne?Bütün algılama düzeyleri düşerken sadece söylenmemiş sözlerin resimleri sıçrıyor boşluğa. Sağlam bir elenme seansından sonra bit-insan ayrımı birbirini kıyaslayarak daha çok düşündürüyor yaşamı kendi sözlüğünde. Bütün küfürler dudaklarda dış gebelik etkisi yaparken, yosmanın orospu diye algılandığı bu kaldırım adımlarında seni görür gibi oluyorum. Ama yok en fazla yassı bir karanlık yayılır aydınlığa. Ben sana konuşurken bana söylememiştim dimi diye içinden geçirirken ölümün ruhsuzluğunu, ölerek yaşama tecavüz hakkım aklıma geliyor. Azrail ile oynadığım kör ebelerin zulüm izlerini göbek bağında boğarken de tatminden uzak bütün hareketli uykular. Doğarken rahimde bana eşlik eden eşimi bana tercih edenler acaba en az onun kadar başlangıcıma gömülerek başlamam gerektiğini neden anlamamışlardı? Küsuratı asalından noksan zekâlarından esinlenmiş olabilirlerdi bu nakaratı. Ya da hikâyenin başlangıcını benzerliklerinden eksiltmek istemiyorlardı o da belki.Zıt simetri parabol halindeki ruh hastalığı… ilk duyulduğunda ürküten… Aptallıkla sigortalanmış bütün meşrulaştırmalar gibi sadece kötü bir tesadüftü insan olanlara. Tercihlerse yaşamda farklılık arayanlar için. Biri elayı severken diğeri kumrala fırınlama yapıyor, yok öyle değildi bre gafil… Bak kadınlar marş marş nidalarıyla elleriyle kendilerini beceriyor. Susss aptallık olan… Sen anlamazsın, sözü eksik kalmış bakireler sadece hadım olanlara yanaşıyor, o da gündüz kalabalığında. Ehhhhh iki dakika sus kelamımızı çıkmaza kilitleme.Ellerini görebileceğim bir ışık var mı diye düşünürken, içsel ses yükseliyor kendiliğinden; onun öncesinde karANLIĞINI tanIMLAYABİLECEK bir sen var mı? sanane diye bilmenin çırpınmasında yektay-ı aptallık olurken ökse otunu çürüterek yaşamı öldürdüğüme inanıyorsun. Ben ökseden önce yaşamı çürüttüm bilmiyorsun. Aptallık sen olanım, makaraya alıyorum seni ölsen iyi edersin. Hadi kuş konmazlarını soldurmadan yaylan.Hep aynı zıvanası geri vites arızası göstermiş ezik erkek aptallığı. Ulan karılar beyin loblarını artık kıçlarının yarımında taşıyor fark edemiyorsunuz. Solumtrak sağımtırak yürürken nasılda çalkalanıyor sadece öküz gibi izliyorsunuz. Aman be gidin isterseniz kendinizi sallayarak gebe bırakın, prezervatif etkisinde asılı kalmış, kudreti eksik sperm zekanızla ibneleşin. Kadınların yanaşma kortuna hafiften iki tıktık, alo şeker buradayız çık çık. Eskiden etiketini bulamayacak kadar fiyatı kabarık olanlar bedavaya alınamayacak kadar defolu artık. söz sükutu hecelemeyecek kadar noksanlığın zekasına yontuk.Şşşşşşşştttttttt. Dinleyin de ruhunuz derdine gark olsun. Topuklular takırtta tukurtt… kıçına klima etkisi gösteren mini etek hışırtta huşurtt. Psstt unuttum mu sandınız memeler fora dekolte lop lop hopurtta hupurtt. Kapatmayı unuttuklarıyla yatana kadar her yanını ezberliyorum pazarlık salınışında.Hop dedik, görüntüden de sükut ol. Bakışlarıma meze, yatağımda sadece terletensin. İki süslü cümlede seni söylediysem sadece kelimedesin. Uzun cümlelerimde bahsettiğim kendim kendime felsefemsi renklerde zelilsin. Kapı tokmağını açlıkta bıraktığımdan kilide yemiş hiç kapanmıyor odanın giren çıkanı. beni açmazken sana kapanmıyor bu aralık eşik halleri. Eşeğin kuyruğundan tuttuğundan olsa gerek çüş tekmesini nal bedeninin en ucundan yiyip seriliyorsun umursamazlığıma.Soğukta ekşimiş lezzetini tadamayacağım kadar tıka basa kendimle açım. Yatakta seni kaybetmeyi umuyorken, yine yatağı sende kaybediyorum. Karanlık fazla heyecanlı bahşiş diye seni bir bir saydım. O kadar bozuktun ki boşluklar arsında kaydım. Orgazmını fiyonk yapıpta mı versek diğerlerine, yoksa heves misin geceye. Şşşşşttt. Karanlığımı tanımlayabileceğim bir ben yokken, yine ellerimi gösterebileceğim bir aydınlık yok. Zırtapozu tersten çalkalarsak kendine patlayacak bu asit hadisesi. Kemirme söylediklerimi dürzü hergelesi. Korkaklığıyla sadece suça odaklı bu zerzevat hikayesi.Fallik dönemlerimden birini yaşıyorum rakamını bilmediğim bir yaş aralığında. Zorlasam da kolaylasam da hiçbir cümleyi tanım ilan etmiyorum kendime. Bütün fezlekeler ant içerken bile kıl kapıyor anlaşmanın son maddesinde.Pazaryeri burası alım satım işleri amirliğinden sorumlu pezevenk nitelendirmesi. Ne kadar kendini zorlasa da en fazla kendisini fiyatlandırıyor kendi eliyle sobelediği teşhir kelimesi.ZIT SİMETRİ: Piç ruhların kendisine adlettiği nakaratta en fazla nüans teşkil eden sancı fevkaladeliğidir. Doğuranı belli olanı belirsizdir. Doğuranı kadındır kadın olmasına ama doğana kadın mıdır orası meçhuliyette kifayetsizlik senaryosu. Piçliğinin acısını kadınlardan çok önce erkekliğinden sevinçle çıkarmıştır. Kendine yetememekle beraber, başkasına da yetemediğinden tatminsizliğini bahane eder. Aslında bunlar kadın bedenine dokunmadan kendilerini becerebilecek kadar kolaydır tatmin oluşları. (ibnelikte de birinci sıradadırlar)
YASSI KARANLIK: Işık kendisini saklarken harman boşluklarında. Günde sadece bir defa doğar şeytanın yalancı kanatlarına. Bıçkın umursamazlığı tam kafaya alacaktır ki bütün aydınlık zemine yakın bir mesafece örtülür ışıksızlığa. Gölgeler bile sıkışır kökün hükümsüzlüğüne. Zehir zemberek yükselişlerin alçalmasıyla gece kuşağı başlar avcıların meni uçlarında. Bütün amut yürüyüşlerini sadece öldürerek tekrarlar.
KATMERLİ PEZEVENK: En sevdiğim kendimden olanımdan. Duruşu bile yeter kadının kendini titretmesine. İki bakındı mı? cümle dişi müsveddeleri dizili bar taburesi koltuğuna. İçmeden sarhoş eder, gazozla ayyaş eder. Feleğini şaşırttığı bütün yatak resimlerinde bizzat profilini görebilirsiniz. Ama kimsenin hakkında ihlaliyet olmaz. Ne kadar söylense de dillerde ezberlenmez. Zatı alamızda bizatihi bu çember tohumları olmak beraberliğinde, aslında daha fazlası varda mütevaziliğimizden seda çıkaramayız sese. Yani edepsizliğe her zaman edebiyat okutamıyoruz malesefinden fevkalade heyecanda. Öldürün ulan beni yaşam parmaklıkları en az boğazımdaki sıkıcılık kadar kırmızı. Hop dedik, biz ölemeyen otostop nağralarından doğmaktayız.
Yeter bu kadar zırva; kapatıyorum pencereyi, kapıyı aralıyorum ki daha çabuk girsin çıkmalara eşiklik hadisesinde aptallık kayıkları. Yüküm üstü, yüküm altı biraz klarnet deliğini yağladın mı? bırak borunu, davulun bile öter.

(Neyse, zemin kaygandı, okyanusu kumlarından alı koyup yollara sürdüğün zaman yağmur altında şemsiyesiyle yürür. İçinde yüzen balıkların emval çeşit ısırışlarında avlanan insan cinsi hayvanlar düşer oltaya. Gözünü karartıp kıyıyı ikiye katlayan bu sahil şeridi dönence halinde tükenir. Gece karanlık, yağmur mevsimli. Birazdan gövde öz suyunu kudurmuş bir şekilde ırmağa bırakır ama kime ne? Sözsüz nağmeler tıngırdasın dillerde. Anlatılan karşıdakinin anladığı kadardır. Şerit tek geçiş görünse de ters yön aptalları çıkar tek bir elden.
Bütün okyanuslar zindanda, bütün rüzgarlar prangalarda. Ağaçlar sallanmak için toprağı öpmeyi gerekçe bilirken imgeler sadece asılmış zekanın dar ağacına. Kusmayı bırakın artık ortalık insancık kokuyor leş gibi. Çakallaşmış hırlamalarınızda karga tulumba it dişleri arasında yaşamaya yalvarır topal zekalarınız. Kamburum sancıyor yine sol omzumdaki nasır yüzünden. Yüklendiğim dünya yine dar geliyor kabuğuma. Kamburum sancıyor yine, zangoçlar rahipleri ölüm kancalarıyla sürüklerken Esmeralda’ nın dansında acımasızlık türküsü. Tükürün ulan yuttuğunuz insan yanınızı, ölüme müebbet isnat bir yaşam hali var. Şeytanlık bize yakışsın, budar muhakkak bir zengin elzem sızısı.Ah bu elzem kudurmuşluk…Ah bu elzem aşı…Gömsün kendisini kayıp yangınlara, küllerini savursun vazgeçilmezlik ırmağına…
)

baş nokta
baş nokta