İşte “kedi” ile arkadaşlığımız böyle başladı. Evet kediciğim, seni özledim, ama ardan geçen zaman senin bana olan duygularını köreltmişti. Tabii bu zamanın nasıl geçtiği de önemli,senin bu zamanı nasıl geçirdiğini bilmiyorum, neler yaşadığını da.Mutluluk herzaman insana altın tepside sunulmuyor, arada ayrılıklar ve gözyaşı da sunuluyor çoğu zaman sevgili kedi. Son buluşmamızda bana ” bencil” olduğumu söyledin. Evet seni sevmek konusunda bencilim, bunu itiraf ediyorum.Sana açıklamaya çalıştım, ama bana inanmadın. Çünkü sen de benim yaşadıklarımı bilmiyordun. Ama garip bir tesadüf bizi karşılaştırmasaydı da ben senin izini bulmuştum zaten. Sadece yeterli cesareti toplamaya ihtiyacım vardı.Evet o garip tesadüf, hayatımın dönüm noktasıydı. Sen İngiltere’den döndükten sonra o kadar çok şey olmuştu ki ikimizin yaşamında da. Bana dediklerini unutmadım hiç. “İki yıl ailem için yaşayacağım” demiştin bana sevgili kedi. bunu kabul ettiğimi, sen istediğin için kabul ettiğimi de, hatırlarsın.Ancak o “gel-gelemem” meselesinin bizi ayıracağını hiç mi hiç düşünmemiştim. Senin bir yıl yanımda olamaman zaten yeterince acıydı, dili “aktif” öğrenme isteğini anlamamama rağmen kabul ettiğimi de hatırlarsın. Hatta sana şaka olarak söylediklerimi ciddiye alışını da. Ne dediğimi hatırlatayım istersen: “Döndüğünde burada, seni bekliyor olacağım, ama arası için söz veremem.” demiştim ve sen bunu ciddiye almıştın.Evet sevgili kedi, seni arayamadım. Çünkü evden atılmıştım. Artık bir yerim yoktu. Yeri bırak, yaşayacak param bile yoktu o zaman. Ankara’da yaşamak kolay değil, işiniz yoksa hele. Buna rağmen bulduğum işlerle 6 ay kadar kaldım Ankara’da sevgili kedi.Diyeceksin ki, “Neden sen aramadın, telefonlarım sende vardı.” Vardı evet, ilk iki ay kadar kızgınlıkla zaten arayamazdım, sonraki dönemlerde ise her iki numaran da sürekli çalmasına rağmen kimse açmıyordu. Gene de yeni numaranı buldum, aradım. ama beklemediğim şekilde karşılandım sevgili kedi, artık istemiyordun beni. Ne yapabilirdim ki beni istemeyen birine, tekrar beni istemesi için.Gelelim o garip tesadüfe, biliyorsun sahne beni için hep öncelikli olmuştur, o yıl da bir arkadaşımın vasıtası ile turne tiyatrolarından birinde bir rol yakalamıştım. Sen perde arasında beni sorduğunda nasıl şok olduğumu tahmin bile edemezsin sevgili kedi. “Allahım, buradaydın, beni soruyordun.” Hatırladın mı sana nasıl sarıldığımı. Evet belki bir erkek olarak zaman zaman sana olan hislerimi dizginlediğim doğru. Yetiştirilme şartlarıma kabahat bulmak istemiyorum ama gene de “anadolu erkeği” idim ne de olsa.Neyse sevgili kedi, zaman geçmişti aradan ve senin hislerin belki körelmemişti ama sana karşı vefasızlık ettiğimi düşünüyordun. Bencil olduğuma da inanıyordun. Sonrasında ne kadar uğraştığımı da biliyorsun.Şimdi diyeceksin ki “gerçekten seven için hiç bir engel olamaz” Ancak o zamanlarda maddiyat sana gelmemi engelledi. Zaten artık sana gelmemi engelleyen maddiyat değil sevgili kedi,SANA GELMEMİ ARTIK SEN ENGELLİYORSUN SEVGİLİ KEDİ. AMA SENİN SUÇUN YOK BUNDA, “AŞK EĞER ENGELLERİ AŞABİLİYORSA AŞKTIR”Sana artık sadece uzaktan bakabilmek isterdim, benim “eski” kedim, ya da başkalarının “ispanyol”u, artık nasıl istiyorsan öyle yaşa hayatını, umarım mutlusundur. Bu yazı ne sitem ne de başka bir şey sevgili kedi, bu yazı sana yapılmış bir açıklamadır sadece, sen bir açıklama istemesen bile…..