Özenmeden giydi plastik eldivenleri. Terlerleyince kaşındıran boneyi yalapşap başına geçirdi. Cayır cayır sıcaklık yayan lambaların altında yine saatlerce dikilecekti. Geniş masanın etrafındaki diğer arkadaşlarına baktı; Sıradan bir günün olanca sıkıntısı yüzlerindeydi. Çeşitli büyüklükteki bıçaklarından birisini aldı, yavaşça kesmeye başladı önündekileri. Kestiklerini zarif bir şekilde kavrayıp, karton kutu içerisine yerleştirdi. Usulca şerbet sızdı baklavanın kesilen yerlerinden.————————————————–Yutkundu. Bu kaçıncı gün kursağından sıcak bir çorbanın dahi geçmediği. İstemsiz sokaklara vurdu yine kendini. Aydınlık bir pastanenin camekanının önünde durdu. Islanıverdi ağzı birden gördükleriyle. Kimbilir kaçıncı defa yenibaştan yutkundu. İçeride suratını asmış baklava kesiyordu bir adam. Adamın somurtuşuna şaştı. Üç beş kuruş bulabilmek adına sonucunu bilerek delik ceplerini yokladı. Cepleri de midesi misal boştu.————————————————–Güneş batınca maratonuna başladı;- “Güzel bir ilkbahar akşamı”.Bozuk şoselerden, kentin sokaklarına doğru su oldu aktı. Akşamlar ki, taze çöplerin tenekelere doldurulduğu. Işıltılı bir sokakta gördü titreyen çocuğu. Bir cama yapışmış, içerisini kesmekteydi. Kanı ısındı ona, kuyruk salladı, dilini çıkardı. Farketti sonunda çocuk onu.-“Hep kanıyor insanlar bu numaraya”diye düşündü. Unuttu çocuk açlığını————————————————–Bir köpek ve bir insan birlikte…Çok gördüm insanın ayrı zamanlarda ziyaretime geldiğini, köpeğin de… Kirden geçilmiyor insanın üzeri, bitler ciritler atıyor köpeğin tüylerinde. İçimi karıştırıyor insan; Kurumuş bir kaşar parçası, ısırılmış bir elma çıkarıyor dibimden. Pay ediyor, afiyetle yiyorlar köpekle. Çarpık bir gülümseme yayılıyor köpeğin yüzüne. Hayret, durdukça nelere tanıklık edecek daha bir çöp tenekesi.————————————————Ali, elmanı ye hadi! Öğle yemeğinde çukulata yok, akşamı beklemen gerek.-Hayır, yemicem!-Hadi, bir ısırık, hadi bir tanem…-“Kahrolasılar, mundar ettiler güzelliğimi. Alçaklar, değerimi bilecek onca el varken, çaldılar, kezzaplar döktüler narinliğime, yarım bıraktılar beni.”Bir el uzandı ve alıverdi çöp tenekesinden çürümeye başlayan şikayetçi elmayı. Onu yiyecekleri görünce,-“Hiç yoktan iyidir” dedi elma.—————————————————Yemekte konuşmayalım hiç değilse, birazdan gelecek.-Olur.-Bu arada, anneme bugün söyledim. Üzüldü.-Çocuğun bende kalmasını istiyorum.-Hayır! Kapatalım bu konuyu artık. Zil çalıyor, Ali geldi.“Onca senenin emeği ve elde bir hiç. Mahkeme çocuğu bana verir mi? Benim gibi pastanelerde sürten bir avareye…Ne güzel başlamıştı halbuki?-Ben işe gidiyorum. Akşama konuşuruz. Hadi eyvallah!