ÇİN’DE İNSAN EVRİMİNE İLİŞKİN İPUÇLARI…Günümüzde artık bilim çevrelerinde yer ettiği söylenebilecek genel kanı, insanoğlunun evrimsel anayurdunun Afrika olduğudur. Yürürken iki ayağını kullandığı bilinen en eski hominidin kalıntılarına Kenya’da rastlanmıştı. 4,1 milyon yıllık Australopithecus anamensis‘ten biraz daha genç olan ünlü “Lucy” nin iskeleti ise, Etiyopya’da bulunmuştu.
Bulguların ışığında yapılan değerlendirmeler, araştırmacıları, insanın atası sayılan Australopithecus‘un evrimleşerek “Homo” cinsinedönüşmesi sürecinin günümüzden yaklaşık 2,5 milyon yıl önce gerçekleşmiş olabileceği sonucuna ulaştırdı.
homo habilis
Homo cinsinin ilk üyesi “Homo Habilis”‘in özelliği, yalnızca atalarından daha büyük bir beyne sahip olması değildi; o aynı zamanda, gerçek anlamda alet yapabilen ilk hominiddi.
homo erectus
2 milyon yıl kadar önce, beyni ondan da büyük olan Homo Erectus ortaya çıktı.Halen yaygın olan düşünce, daha gelişmiş bir beyne ve alet ( örneğin, daha gelişkin iki yüzeyli el baltası ) yapma becerisine sahip olan Homo Erectus’un Afrika’dan yola çıkarak diğer kıtalara yayıldığını kabul eder.Bu savın çıkış noktası ise, uzun mesafeleri içine alan yayılmanın ancak bu özelliklerle olası hale geldiğidir. Başka bir deyişle, Afrika’da ortaya çıkan insanın, dünyanın başka yerlerinde de yerleşebilmesi için, gelişiminin belli bir aşamasına dek beşiğinde, yani Afrika’da kalması gerekiyordu.Son zamanlarda elde edilen bulgular, ileri sürülen bu evrim süreci ile ilgili bir takım soruları gündeme getirdi.Çad’da bulunan 3-3,5 milyon yıllık bir Australopithecus fosili, hominidlerin, evrimlerinin söz konusu ilk aşamalarını Doğu Afrika’da tamamladıklarını ileri sürenleri şaşırttı.Burada önemli nokta, yeni kalıntılar ile Lucy’nin bulunduğu yer arasındaki uzaklığın (5400 km) düşündürdüklerinin ötesinde, bu öykünün, çok daha karmaşık bir boyutunun olabileceğinin ortaya çıkmasıydı.
Afrika merkezci kuramla uyumsuzluklar gösteren bulgular ise Java (Endonezya’nın en küçük adası) ve Gürcistan/Tiflis’te ortaya çıkarılan kalıntılardı (1995).( daha detaylı. Tarih mi değişiyor?)(daha detaylı.GÜRCİSTAN`DA ÖNEMLİ ARKEOLOJİK KEŞİFLER)(daha detaylı. yeni insan türü mü?)Yapılan incelemeler, sanılanın tersine, 1 milyon yıl önce Afrika’dan göç ettiği savlanan Homo Erectus’un 1,8 milyon yıl önce buralarda yaşamakta olduğunu gösteriyordu.Bu 800.000 yıllık sapma, basit bir tarihleme sorununun ötesinde, başka ipuçlarına işaret ediyor olabileceğinden önemliydi.Kasım/95 yayımlanan başka bir araştırmanın sonuçları, işte bu tartışmalara yepyeni bir boyut kazandırdı.
Çinli ve Batılı bilim adamlarından oluşan bir grup araştırmacı, hominid fosilleri, çeşitli tarihleme yöntemleri ve ilkel aletlerden elde ettikleri sonuçlardan yola çıkarak, ilk Homo’ların, Orta Çin’e 1,7 ile 1,9 milyon yıl önce geldiğini savlayarak 800.000 yıllık sapmayı yeni kanıtlarla desteklediler.Araştırmacılara göre, Afrika’dan yola çıkan hominid, klasikleşmiş kuramın öne sürdüğü gibi Homo erectus değil, ondan daha önce yaşamış ve dolayısıyla da daha az gelişmiş olan bir alt-türdü.Eldeki veriler, hominidin, homo erectus’a göre evrimsel açıdan daha ilkel anatomik özellikler taşıdığını, kullandığı aletlerin de Afrika’daki homo erectus öncesi aletlerle benzeştiğini gösteriyor.Buradan çıkan sonuç, homo erectus’un Afrika’da değil de Asya’da evrimleştiği savını destekleyen küçük bir grup bilim adamından yana görünüyor.Başka bir deyişle, homo erectus, modern insanı da içeren Afrika soyağacının bir üyesi olmaktan çok, Asya’daki daha ilkel bir hominidden türemiş bir alt-tür olabilir.Öte yandan, bilim çevrelerindeki ilk tepkiler, şu anda bir bütün oluşturmaktan uzak olan kanıtların, yaygın olarak bilinen kuramı sarsabileceği, ama en azından şimdilik yerinden edemeyeceği biçiminde yorumlanıyor.
Olay yaratan bulgular, 1980’lerin sonlarında, Pekin’deki Omurgalılar Paleontolojisi ve Paleoantropolojisi Enstitüsü uzmanlarından Huang Wanpo ve Gu Yumin tarafından, Çin’in Sichuan bölgesinde bulunmuştu.Öte yandan, İowa Üniversitesi’nden Russel Ciochon’un da katılımıyla sürdürülen çalışmalardan bilim dünyasının, ancak Kasım/95’te haberi oldu.Longgupo Mağarası’nda yapılan kazılarda çok sayıda kemik ve hominidlere ait, üzerinde iki dişi olan bir çene parçası, bir üst kesici diş ve iki kaba taş alet bulundu.Çinli bilim adamları ilk önce, dünyanın eski manyetik alanının, fosillerin yüzeyinde birikmiş katmanlarda bıraktığı izleri çözümlediler. Zaman içinde yön değiştiren manyetik alanla ilgili çalışmalar, kalıntıların 1,77 ile 1,95 milyon yıl yaşında olduğunu ortaya koydu.Daha sonra aynı mağarada, daha üst katmanlarda bulunan bir geyik kemiğinden yola çıkılarak yapılan farklı bir tarihleme yöntemi (Electron Spin Resonance), hayvan kemiklerinin yaşının 750.000 den yakın olamayacağını ve büyük olasılıkla da yaklaşık 1 milyon yıl civarında olduğunu ortaya koydu.Öte yandan, bulunan fosillerin asıl dikkate değer yanı, ne kadar eski olduklarından da önemli sayılabilecek ilkel biçimleriyle ilgili.Ciochon’a göre çift köklü küçük azı dişi ve büyük azıda bulunan çıkıntılı biçim, Afrika’da, homo erectus öncesi alt türlerin taşıdığı özellikler arasında.Bu da Longgapu Mağarası sakinlerinin, ya bilinen en eski homo alt türü olan homo habilis ya da homo erectus’un Afrika’daki öncülü sayılan homo ergaster ile yakın ilişkileri olduğu anlamına geliyor.
Aletlerin üzerinde yer alan ve tekrar eden darbe izleri de, önceki kanıtları doğrular nitelikte.Buna göre, volkanik kökenli bir taştan elde edilmiş olan parçalar, Olduvai Boğazı’nda bulunmuş ilkel hominidlerinkileri anımsatıyor ve homo erectus için fazla basit olarak nitelendiriliyor.KAYNAK:1. E.Culotto/ “Asian hominids Grow Older”2. R.Lewin/ “Did Asia Rock the Human Cradle”3. B.Wood ve A.Turner/ “Out of Africa and into Asia”4. Virginia Morell/ Science/ Bir batı yakası hikayesi
yorumlar
bilimsel yaklaşım işte.ancak bu gelişmeler yeni olmasa da üstüne eklenmiş bilgi olmaması dolayısıyla güncelliğini koruyor.her ne kadar bu gelişmeler “Darwin!in çöküşü” diye yansıtılmaya çalışılsada teoriyi kuvvetlendiryor fikrindeyim.gogılda evrim arayınca envai sitede harunla karşılaşma düşünüldüğünde hoş bir paylaşım olmuş fikrindeyim massay.teşekkürler.
Katılıyorum. Google tr’de arama yapanlar evrim teorisini öğrenemeden çöküşünü öğreniyolar. Vura vura çökertemediler şu evrimi. Yaratılış gerçeği ve evrim teorisinin çöküşü! Bilimsel düşünce ne güzel çökertiliyor sözüm ona gerçeklerle.
yazı için teşekkürler massay.benim de eklemek istediğim bir şey var. anadolu’da 50li yıllarda bulunan Ankarapithecus var bir de, 10 milyon yaşında falan(ismini duyunca nedense çok komik gelmişti :)). ve bunu da aratınca vikipedinin ardından harun yahya amca çıkıyor 😀
Bakara suresinde Ademin yaratilis seruveninde Allah meleklere yeryuzune bir halife-onder- yaratacagini soyler, meleklerde bozgunculuk yapacak kan dokecek birini mi yaratcaksin diye Allaha soru sorarlar. Bakara 30.Hani, Rabbin meleklere, “Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım” demişti. Onlar, “Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz.” demişler, Allah da, “Ben sizin bilmediğinizi bilirim” demişti.
Bu ayet bile insan irkindan once baska varliklarin yeryuzunde yasadigini, bozgunculuk yapip kan dokmesinin bunlarin ilkel yabani bir irk oldugunu gosteriyor.Hocalar ne der bilmem ama bence bu ayet insan irkindan once yeryuzunde yasamis homo erectuslarin bulundugunu gosteriyor.
Bozgunculuk yapıp kan dökenlerin ilkel insanlar oldukları savı bana gerçekçi gelmedi.Evvela; bozgunculuk yapıp kan dökmeye niyetlenmiş dahi olsalar, o baltalarıyla kaç kişiyi doğrayabilirler ki?Saniyen; atom bombasıyla bir batında binlerce insanı öldüren gelişmiş türdeşlerinin yanında esamisi okunmaz.Buradan vardığımız en mantıklı sonuç: Ayette sözü edilenler Amerikalıydı. Hah. Şimdi oldu.
Ne kadar güzel bir noktaya değinmişsiniz. Evet, evrim ile ilgili her google taramasında ilk sıralarda yer alabilme başasırını devam ettirenler var.Kutsal yazmalar referans gösterilerek, bilimin kaydettiği ilerleme, okumayı pek de tanımayan insanlara safsata gibi gösteriliyor bazı çevrelerde.Peki, kabul edelim ki, bilim oldukça ağır adımlarla arıyor gerçeği. Sormak lazım, kutsal yazmaların deva olamadığı dert olmadığına inananlara: Şu yaratılışın net tarihi büyük olasılıkla kutsal yazmaların satır aralarından göz kırpıyordur. Hadi bir el atın şu konuya da söyleyiverin nerden ve ne zaman çıktığımızı!
kıçını parmakla
Çok değil, 3-4 yıl önce, inançlı insanlar deliye dönerek “kanıt göster kanıt göster” der dururlardı, oysa “genetik” okuyan birisinin aynı anda darwine inanmaması mümkün değildi, hani mâlumunuz, bilimsel noktada pek çok şey, anlamsız değil, “komik” durmakta…Sonra çok merak ettim, bu insanlar neden bu konuyu araştırmıyorlar, öğrenmiyorlar, //megalomanlık değil// italyada yaşıyorum, ihtiyacım olan hemen her şeyi ingilizce takip ediyorum, hal böyle olunca hiç dikkatimi çekmemişti, harun yahya ve google.tr ortaklığını…Normalde hiç karışmam tartışmalara, zati bunca zamanlık pilli üyeliğimde, bu ya 2 ya 3üncü mesajımdır attığım. Ancak belirtmek isterim girişteki cümleme bağlıyarak, çok değil 3 – 4 yıl önceydi, bir arkadaş “Evrim teorisi’de yer çekimi, dünyanın yuvarlak oluşu gibi, kanıtlanana kadar asıp keseceksiniz, kanıtlanınca da ‘bu kuran’ın burasında böyle yazıyordu zaten, burada zaten bu denmek isteniyordu’ diye bir kılıf uyduracaksınız” derdi…Azizim, ileri görüşlüymüş…* yazılacak hiç bir tartışma mesajına cevap yazmayacağımdır büyük ihtimalle, bilginiz olsun, çünki genelde buralarda gördüğüm anti-devrimciler, aynı soruları düzenli olarak sormaktalar, cevapları da zati mevcut aslında, bulmak, anlamak, görmek isteyene…** Bildiri sahibi Massay’a da ayrıca bir teşekkür gerekli…
böyle yazıların olduğunu görmek büyük mutluluk! keşke herkes okusa öğrense karşıt iddialara öyle cevap verse..
Bilgi için teşekkürlerboy uzatmaboy uzatma egzersizleriboy uzatma yöntemleriboy uzatma ilaçları