Yakın zamana kadar yeni doğan bebeklerin algısal yetenekleri üzerine çok az şey biliniyordu. Yetişkinlerin üzerinde bu tür deneyler çok fazla yapıldıysa da yeni doğan bebeklerin dünyayı nasıl algıladığı sır olarak kalmıştı.Sciencedaily.com’un haberine göre bu sır AB destekli bir proje olan EmCap sayesinde kısmen de olsa çözüldü.Deney sırasında bebekler beyin etkinliğini ölçmeye yarayan encephalograph (EEG) ya bağlanıyorlar.Daha sonra bebeklere değişik tonlarda müzikler dinletilerek ne tür müziklere duyarlı oldukları ölçülmeye çalışılıyor ve hangisilerine tepki verdikleri EEG’ye bakılarak ölçülüyor.

Deneyin sonucunda ise yeni doğanların ses perdelerini doğuştan algılayabildiklerini gösterdi.Önceden düşünüldüğü gibi bunun deneyim yoluyla öğrenilen bir şey olmadığını gösterdi.Yani bizim beyinlerimiz alışılmadık bir durum karşısında hemen harekete geçici ve hemen bunu bize bildiren bir aygıt işlevinde.Bu durum tabiki çok eleştirilere maruz kalacak gibi.

Bu bulgular işitsel bozuklukların erken teshisine yönelik tekniklerin gelişmesine imkan tanıyabilir.Bebek,seslere yanlış ya da tutarsız tepkiler verdiğinde bu etki gelecekte, onu rahatsız etmesine imkan vermeden zaman geçmeden beyni biçimlendirilebilir.Bunun yanında bu bulgular müzik motifleri algısı doğuştan olsa da bu süreç insanın hayatı boyunca gelişerek değişmeye devam etmektedir.Bununla birlikte müzik algısı müzikal eğitimden çok deneyime dayanıyor.Yani bizlerin dinlediği müzik türleri, eğitimini almasak da bu konuda uzmanlaşabiliyoruz.Bir başka sonuç ise beynin kendisini yoklama ve ayarlamasıyla ilgili çıkardığı durumlar, bu durumu taklit edici bazı bilgisayar programlarının geliştirilmesine imkan tanımıştır.Bu programla gelecekte bir melodinin hangi çalgılardan ve notalardan oluştuğu bilinebilecek aşamaya gelecektir.