Utanmadı; demokrasi havarisi geçinenler. El kaldırdılar, güller dalından kırılsın diye… 6 Mayıs 1972, üç fidan yok edildi. Tabii 12 Eylül 1980’de de bir orman yok edildi… İnanıyorum, yeniden yeşeriyor, yeşerecek daha gür , daha büyük orman. Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan bereket ektiler toprağa, binlerce isimsizlerle beraber…Yakalandılar Sivas Gemerek’te verilmiş fermanDalgalandı kabardı deniz, göklere kükredi aslanDarağacındaki ipi kravat gibi taktı boynuna inanNe kaçtılar, ne de korktular vatan için darağacında üç fidanSuçları;İşçileri desteklemek… Öğrenci haklarını savunmak… Devletin bakanını protesto etmek… ABD elçisini protesto etmek… Üniversitenin polise teslim edilip kapatılmasına karşı çıkmak… Banka soymak… 6. Filoyu protesto etmek…Ne istediler? ABD emperyalizmini, yerli işbirlikçilerini düşman ilan etmek…Tam bağımsızlık istemek… Amerikan üslerinin kaldırılmasını istemek… Yer altı ve yer üstü zenginliklerimizin sömürül memesi… Toprak ağalığının, tefeciliğin ortadan kaldırılması…. Örgütlenme özgürlüğü verilmesi…Hangi vicdan, bu suçlardan, bu isteklerden dolayı üç fidana kıyar… Bazılarının, hiç olmazsa 6 Mayıslarda , vicdan azabından uykuları kaçıyor mu acaba…
yorumlar
Allah rahmet eylesin
hoşçakalın..
teacher çok güzel bir yazı olmuş…Keşke deniz gezmiş, mahir çayan ve o dönemde yaşamış içi vatan sevgisiyle dolu insanlar şu an yaşasalardı ve idam edilmeselerdi.
Teşekkürler arkadaşlarım. Birer kelimeyle neler neler anlattınız… Acayip duygular içindeyim. Beni anlıyorsunuz biliyorum…
Deniz Gezmiş’ in ölmeden öncek babasına yazdığı mektup yayınlandığında evde herkes ağladı!Böyle bir yiğit görülmedi, görülmeyecek!Allah, gani gani rahmet eylesin…
olur muecelsiz üç canı almakolur mugülleri dalından kırmakutansın karanlıkutansın toprakağlasın gökyüzükızarsın şafaküç yüreküç fidanüç güzel insandevrimin üç gülüdillere destanTüm devrim şehitlerini saygıyla anıyorum. Çok üzgünüm çokkk…
tüm bir toplumun hayatını en genç yerinde bölen ve tazecik filizlerini kıran, demokrasi ve bağımsızlık talebini kana boğan, kuşağın en parlak insanlarını katleden 12 Mart’a ne kadar üzülünse, ne kadar ağlansa, konu ne kadar kurcalansa, yargılansa azdır. bu yıkımı yapanların insan olduğunu bilmek yüzkarası.teşekkürler teacher07 bu yazı için, ben de hepsini saygıyla anıyorum..
Dillerinize sağlık, yüreklerinize sağlık… Utanacak mı karanlık, kızaracak mı şafak , umarım öyle olur.
vicdan paylaşımcı,güleryüzlü,sevecen insanlarda olur.. evet onlar uyuyorlar gece ama nasıl!.. yürekten kutluyorum..
hiçbir zaman demokraasi havarileri olduklarını iddia etmedilerki. caaanım türkiyamda mahkemeler, hele ki ihtilal dönemlerinde, herzaman gücü elinde bulunduranlara itaat etmişlerdir. istisnası olmamışmıdır, pekçok kere. lakin genel kanı “sizi buraya tıkan güç asılmanızı istiyor” hükmünün mahkemenin başından itibaren geçerli olduğu, idamına baştan karar verilenlere, gerekçe olarak kanun uydurulduğu şeklindedir. şurada bir örneği var.aynı mahkeme oyununu bugün tekrar seyrediyoruz, daha önce pek çok defa temaşa ettiğimiz üzre.
bunlara ek olarak memleketin heryerinde mısır patlatır gibi bomba patlatmak, marksist-leninist devrimci ihtilal teşebbüsünde bulunmak, eski generallerden cemal madanoğlunun başını çektiği, ilhan selçuk ve doğan avcıoğlu gibi isimlerin diktatörlük hevesleri içün piyon olup 9 mart kodadlı darbe yerine 12 martla karşılaşınca kabak gibi açıkta kalmak ve hemen akabinde büyükbaşların suçlamalardan sıyrılıp gençleri acımasızca harcamasına imkan vermek. daha çok suçları varda en önemlisi deli kanlarının gençlik heveslerine vurmasıyla iktidar savaşları arasında harcanıp gitmeleridir. ilgili yazılarıda koyalım. 1 2torakları bol olsun, takipçileri daha akıllı çıksın, kendilerini kullandırmasın.
hiç zannetmiyorum, bugün dahi çok daha fazla insanın kanını dökmeyi amaçlayan, bunun içün memleketi mikser gibi karıştırıp rant ve iktidar peşinde koşan bissürü para ve makam budalası var. yetiştirilme tarzları böle olduğundan dolayı yapacak bişi yok, bu nesil dünyadan gidene kadar böyleyiz, umudumuz gelecekteki nesillerin sağduyulu çıkması.
Denizlerin asılmasına onay verenler, sonraları demokratlığı kimseye bırakmadılar. O yüzden utanmadılar dedim. Ya da öyle görünerek oy avcılığı yaptılar.İdam insanlık dışı bir olay. Her ne olursa olsun , bir hayvanı bile boğazlamaya karşıyım. Suçun cezası da medeni ölçüler içinde olmalı.
zaman aşımı gibi görülmekte insanlık için gayret edilen bütün çabalar. kimi zaman sözlü ya da yazılı da olsa sümen altı mekan tutumları izleniyor.kimse söylemesede dillendirilmesi gereken milyonlarca gönül sızısı var lakin bilinmesi gerekiyor ki susmamak gerekiyor her daim söylenmesi gerekiyor, ama dinleyen ve de dinlenmeye izin verilen nerede?canlının can havliyle söylemesi gereken nice sesler var lakin olmazı olduran mevla hali sunulmaya mekan tutuyor.amma velakin insan kişisi kendi bildiklerini durmadan zorlayaraktan susuz bıraktığı bütün yangınlarda hem ırkını odun yapmakta.ellerini bırakıp kendisini eli kolu bağlı yanlışlıklarla donatırken ruhun söylemez kıldığı hallerini unutuveriyor farkına varmadan.ölen kimdir hakkı nedir araştırılması ve de gün yüzüne çıkartılması gerekir bu bir gerçek.ondan çok öncelikli bir gerçek var ki o da gelişen durumların nedenleri ve sonucunun açtığı kapanmaz kanamalar.elleri cebinde yürüyen onca karanlık tıksırmalarhoplaya zıplaya neşesini bulsun gerisin geri kalanlarda eksik kalmış yanlarıyla susadığı geleceği haykırsın.ney neyin suçu neye suçtur görecelilik esas olmakla birlikte, aslında ne kadarı suçtur bunu tartıp satışa çıkarmak lazım gelir itina ile.söylemesede söyletmez kendi nidasının son bulmuşluklarında.susar söylemez, söylesede haklamaz, haklasada hakkı bilmez.herkes kendisini kemirirken bile bu yangınlar başak vermekteydi cehennem topraklarında.körükleyenler kim ve nerede. ve kiminle hem fikir bir başlık halinde.aslındalığın cepkeninde görülen onca saman haline hadi bre pehlivan bin bir dolapla kündeye getireceğin şu askısı kapıya çözülmüş hercai namelerini bi dillendiriver diyerekten mat edilmiş koskoca bir insanlık var karşımızda.dünyayı salkım saçak sallarken nasılda olur olmaz nidalar ile selvilenmiş hallerin susuz kalmış gönül tutmazlığını ölgünleştirmekteyiz.kim bilir belki son nida olur kendiliğinden.olmasınolura yorulmasıneeee geriye ne kaldı. olmayan insan dışılık kaldıgörülen o…
adamlar inandıkları uğruna ölmekten onur duyacak karakterde olduklarından dramatize edilmemeleri gerekir.amerikan emperyalizmine karşı oldukları için idam edilmiş o genç ve yürekli adamlar, bugün herkesin hemfikir olduğu küresel canavarın tehlikelerini çok önceden sezinleyebilmiş öngörü sahibi gerillalardı.
Emeğinize sağlık Teacher, yazınız çok güzel ve anlamlı.
Teşekkür ederim Sıradanbiri, unutulmalarına gönlüm razı gelmedi. Katkım varsa ne mutlu…
unutmak mümkün değil. o kadar çok Deniz’ler var ki.. her biri ayrı bir umut
Denizler bitmez, binlerce Denizler doğar gün doğmadan…
aynen öylee.. hiç bitemeyecekk..
onlar yıldızlar kadar çoğalacak..
“gülünün solduğu akşam”adlı kitabı okuyordum lisedeydim daha hüseyin’in sevdiğine yazdığı sözü hiç unutamadım yastığımın altına koymuştum o kitabı uyumadan önce o mektubu okuyarak ağlardım kitabın tümünü yanılmıyorsam 6 ya da 7 kez okumuştum.çok gençtim onlarla tanıştığımda ve gençlik sevinçlerim onlarla birlikte asıldı.Rabbimden Rahmet diliyorum.teacher07 yüreğine,emeğine sağlık tuz oldu yazınız gizlideki yaramın kabuğu kaldırdı.
İlgine çok teşekkürler 07ebru, unutulmaz gençlerin unutulmaz anıları… Unutulmamalı…
rica ederim.zaten unutulabilecek bir konu değil ama anılmaları lazım ki yeni nesil neleri geride bırakarak ilerlediğini iyi bilmeli.
demirel kadar kepaze bir adam gormedim,birde uc uc oldu demez mi?iki yuzlunun teki bu adam!!!!!o gencleri kullandılar,hasan cemal bir yazısında bir komutanın sozlerinden bahseder:”o tarihlerde bizim gruba yakın duran, emekli deniz subayı Erol Bilbilik, İrfan Solmazer’i şöyle anlatır:“Bir gün Orhan Kabibay‘ın (27 Mayıs darbesinin beyin takımından emekli kurmay albay ve 12 Mart’ın içinde de yer alan CHP milletvekili, HC) evinde toplandık. Hidayet Ilgar, Talat Turan, İrfan Solmazer ve daha birçok kişi vardı. Bir ara İrfan Solmazer bana, ‘Erol, sen denizcileri ihmal etmişsin’ dedi. Kimi ihmal ettiğimi sorunca, Sarp Kuray’ı, Deniz Gezmiş’i ihmal etmişsin, hiç temas kurmamışsın. Ama ben onlara İstanbul’da, Ankara’da mısır patlatır gibi bomba patlattırıyorum’ dedi.Başka ne yapıyorsunuz diye sorunca, İrfan Solmazer’in yanıtı şu oldu:‘Deniz Gezmiş’i, Sarp Kuray’ı filan oturtuyorum. Amerikan Büyükelçiliği’nin ön kapısının kurşunla taranmasına demokratik olarak karar veriyoruz. Emri ben veriyorum. (Deniz Gezmiş, ABD Büyükelçiliği’ni tara ve yok ol!) diyorum. Sarp Kuray’a, (Git şurayı bombala!) emrini veriyorum.Bu işlerden Orhan Kabibay’ın mutlaka bilgisi vardı. Dolayısıyla Deniz Gezmiş’i, Sarp Kuray’ı kullandılar. İrfan Solmazer 12 Mart’a 24 saat kala Almanya’ya uçuruldu.”(*)Devrimci gençler kullanıldı.Darbe geldi, Demirel’i düşürdü.
genclik bunları bilmeli!!ve tekrar bu oyunlara dusmemeli!!!!
yildirimyild çok haklısın gençlik bunları bilmeli sende bu genç gruba giren biri olarak bu kadar bilinçli olman çok güzel.
tesekkurler ebru,tarafsız kalarak arastırma yapmaya calısıyoruz,dogruları ogrenmeye calısıyoruz,bugun ku medya ortamında zor is!
yildirimyild işte size düşen doğru ile yanlışı net analiz yapmanız.önüne gelen yazıyor ağzı olan misali çoğunun yalan olduğunu biliyoruz ama anasayfada yer alabilecek kadar pişkinlik gösteren bir zihniyet var.gençlerin işi gerçekten çok zor.
AŞK OLSUN…
Yıldızlar ve DENİZ GEZMİŞDün kayan bir yıldızda gördüm seni,kirli sakalın ile gülüşün bütünleşmiştive parkan üzerindeydi…sen asıldığında…mahkeme kayıtlarına geçen.Dün kayan bir yıldızda gördüm gözlerinive gözlerinde halkımı…Eğer sen asılmasaydın ve tanışsaydık seninle,bu iklimsiz coğrafyanın üşüyen bir şehrinde…sana tek bir soru soracaktım…o kocaman halkı, nasıl sığdırdıngözbebeklerine…Belkide bu yüzden sen dünyanın en güzel DENİZ’isinOnur Coşkun
Yarış ArabalarıYarış otomobili gibiydi yaşamınız,Serüveni sol şeritte süren.Son sürat sürdünüzDinlemediz yağmur kar;Demediniz gece- gündüz,Tepeleri, bükümleri ettiniz.dümdüz…Kalsa da nefes nefese,Ne dağlar durdurabildi sizi,Ne yarlar.Tükenmedi yine yollar…Kavşaklarda bile bakmadınız sağa sola,Hız eksiltirdi viraj,Unutuldu feren, debryaj,Direksiyonda uyutuldu kollar…Bastınız da bastınız gaza,Tükenmedi, yine tükenmedi yollar.necip zeybek
aaaa:) hiç aklıma gelmemişti vallahi ama iyi fikir sen nerde ben orda şiirlerle:))
nazokiraze, sağol…
hepiniz saolun ögretmenim
Şarkışlaya düşürmesin oyyoyyMevlam sevdiği kulunuEverekte çevirdiler DENİZ GEZMİŞ;in yolunuNolaydımda nolaydım oyyşoyyOkur yazar olaydım,oyyDENİZ mahkemeye düşmüş,avukatı ben olaydım.
Bir zifir karanlıkta düştüm yolaVurdum yolumu dağlaraCan görirem, cin görirem, korkmiremKükremiş aslan görirem, korkmiremBir yobaz insan görirem, korkiremOnun bana can alıcı fikirlerindenCan alıcı zikirlerinden,korkirem balam , korkirem.”
Deniz Gezmiş’in DüşüymüşDeniz Gezmiş’in düşüymüş,İdam günü iyi bir demli çay,Yanında bir kısa samsun,Rodrigo’nun gitar konçertosu çalarkenDevrim için, yağlı ilmekAsılacak, asssss!Emredersin komutanımVay yoldaşım vayyyyy!Ağır ağır bir sehpaya yürümekDevrim için,Bağımsızlık yolunda!Biraz sonra asılacak iki civan seyrederkenBir ülkenin şafağında büyümek6 mayısta ne demli çay vardı,Ne de Rodrigo’nun gitar konçertosu…Dinlenesi enstrümantal bir düş…Boşa değil, Deniz,Boşa Değil Hüseyin,Boşa değil YusufDevrim için son gülüş! …Asala durdurulamayacakDurmayacak Emperyalistler, uşakları ne yaparsa yapsınDurmayacak aslaBu devrimci yürüyüş.Devrim için, yağlı ilmekAsılacak, asssss!Emredersin komutanım! …Vay yoldaşım vayyyyy!Nebi Ünler
Dört bir yana haber salsamÖldü desem inanır mıDağlar bana geri verinKadir’imi, Sinan’ımıJandarma kurşunu çaldıCanımı tenimden aldıNurhak’A abide kaldıDağlar aldı selamımıNurhak sana güneş doğmazUçan kuşlar yuva kurmazDökülen kan, yerde kalmazSoracağız hesabınıBöyle kalır sanma devranYola devam eder kervanÖldü sinan, doğdu sinanOmuzladı silahını
Bu millet ölü sevici demişti bir düşünür,hakketten öyleyiz yaa.
deelalım, ölü sevicilik değil… Ben onların ölümü hak edecek hiçbir şey yapmadıkları halde öldükleri için seviyorum ve onlara ait herhangibir yazı okurken üzülüyorum:((
ah deniz ah
Deniz Gezmiş ve arkadaşları kırmızı karanfillerle anıldı
Rodrigo’nun gitar konçertosu
DevrimTemiz kalan tek yerdir devrimbütün bir yilkirlenen duvardaama görebilmek icinasildigi çividen indirilmelidiryapraklari biten takvimZorbalara direnmektir devrimbir çocugunannesinin çantasindan aldigi paralarialtina gizlediginisöylememistir dövülenhiçbir haliIçinde yasamaktir devrimdikis kutusununve toplu igneler gibibir arada olmayi gerektirirkarsi koyabilmek icin zulmünemakas denilen patronunGece isiklar arasinda kosmaktir devrimates böcekleriniyakalamak isteyen çocuklarinpesine takilir gün geliryanip sönen mavi isiklaripolis arabalarininKagit bir gemidir devrimbütün gemilerhurdaya çiksa da sonundatasidigi özgürlük siiriylebatmadan yüzer nicedirdünya sularindaKim bilir kaç yunus görmüskaç DENIZ GEZMIS…Sunay Akin
sevde837, teşekkürler kattığın duygular için…
söz konusu Devrim olursa eğer her daim katacak duygularım mevcuttur Teacher07:) böyle bir paylaşımın olduğu için ben teşekkür ederim.Ellerine sağlık!
İnsanlık neredeeee
yargılanmalı
Denizler anılıyor
MARE NOSTRUMEn uzun koşuysa elbet Türkiye’de Devrim,O, onun en güzel yüz metresini koştuEn sekmez lüverin namlusundan fırlayarak…En hızlısıydı hepimizin,En önce göğüsledi ipi…Acıyorsam sana anam avradım olsun,Ama aşk olsun sana çocuk, aşk olsun!Can YÜCEL
DENİZ GEZMİŞ’İN İDAM KARARINI VEREN ALİ ELVERDİ BOĞULARAK ÖLDÜ.
etme bulma dünyası
Aziz Nesin öldüğünde bak onca taşşak geçiyordu o da öldü diyenlerden ne farkınız kaldı ki şimdi.Adam 80 yaşına gelmiş sonra da ağzına ekmek kaçmış ölmüş. Biraz mantık lütfen. Hadi götüne jop kaçtı öldü filan deseniz yine bir nebze ilişkilendirilebilir.
ha ha ha 🙂