Fransa Parlementosunda gundeme getirilen asagidaki konuda imza kampanyasina katilarak itirazinizi duyurmaniz mumkun. Itiraz metni asagidaki web adresinde Turkce ve Fransizca olarak yayinlanmaktadir. Metni actiktan kisa bir sure sonra imza bolumu de acilmaktadir. Virusten koruma kaygisi ile adresleri bcc kismina yaziyorum.Daha iyi bir dunya dilekleriyle…”Türk Fransız Ticaret Derneği – Chambre de Commerce Française enTurquie”nin,12 Ekim 2006 tarihinde Fransa Parlamento’sunda oylamayasunulacak olan”ERMENİ SOYKIRIMININ REDDİNİN CEZAİ YAPTIRIMLARI”ileilgili kanun teklifine karşı başlatmış olduğu “imza kampanyası”için açmışolduğu web sayfasına aşağıda belirtilen link’ten ulaşarak katılabilirsiniz.11 Ekim saat 18’e kadar toplanacak imzalar,aynı gün Fransa’dayetkililere ulaştırılacak ve önümüzde kalan 1 hafta süresince oluşturulacak baskıya bu şekilde destek verilecektir.Hepimizi ilgilendirdiğine inandığım konu ile ilgili “imza kampanyası”nıdesteklerinizi ve çevrenize iletmenizi rica ederim.http://www.auxelusdelanationfrancaise.com
yorumlar
Tamam soykırım yapmadık. Ama ne yaptıysak şunun adını koyalım artık. Kendi devletimizin resmi kayıtlarına göre savaş koşullarında tehcir sırasında 400,000 sivil ölmüşse, geçmişimizde gözümüzü kapatamayacağımız çok büyük acı var demektir.Adana’yı Antep’i işgal edip Ermeniler’e Fransız üniforması giydirerek o zaman halkları birbirine kırdıran Fransa, şimdi de aynı emperyal amaçlar için halkları yine birbirine karşı kışkırtıyor. Gölge etmese daha büyük bir ihsan olmaz.
Türkler savaslarla filan ugrasirken Ruslar tarafindan silahlandirilip kiskirtilan Ermenilerin Türkleri sirtindan vurmalarinin adini koyabilirim ancak: Kalleslik. 400 bin sivil ölmüs olabilir tehcirde mehcirde, neden Ermenilerin Türk sivillere yaptigi katliamdan bahsedilmez, neden Bosnalilarin, Cecenlerin cektiklerinden söz edilmez? Sebepleri cok acik aslinda. Baslarim diasporalarina. Ermeniler de Fransiz üniformasi giymis bu arada. Giymisler yani. E yani… Oyuna gelmeyin.
Sorun tarihi bilmemek, eğer taşnakları, hınçakları bilmezsen, şeref madalyalı osmanlı subayı ermenileri bilmezsen, isyan eden, çete kuran ermeniler ile osmanlı ile beraber savaşan şehit olan ermenileri bilmezsen
diye dangalakça konuşursun. Ne yani, ermeni çetelerin türk köylerine yaptıkları soykırım olarak kabul edilirse, o zaman tamam bizde soykırım yaptık mı diyeceğiz? Yoksa öc aldık, binlerce insan öldü ama olur böyle şeyler mi diyeceğiz?Tehcirde çete kuran ermeniler mi sürüldü yoksa özellikle büyük şehirlerde ki ermeniler mi? Ermeni çeteleri tehcir yoluyla mı temizlendi, yoksa Türk ordusu Fransızlar kaçtıktan sonra çarpışa çarpışa mı temizledi?Tehcir İttiat ve terakki çetesinin yaptığı yüzlerce hatadan biri, paldır küldür almanların yanında savaşa girmemize sebep olan, işlediği cinayetler ile halka korku salan, kendilerine karşı olanları karşı çıktıkları mutlakiyet rejiminden bile acımasızca yok eden çetenin.Sen doğuda Fransız Rus gazıyla etrafa dehşet saçan adamların acısını çocukları yaşlıları sonunda ölecekleri bir yolculuğa çıkartarak mı verirsin Harschena, yoksa bir çokları gibi düşünmek zor geldiği için başlarım haa efektiyle yok saymayı mı tercih edersin?Not: Yukarıda yazdıklarımın hepsi resmi Türk tezidir konuyla alakalı, Türk devleti de zorunlu göç sonucu 400 bin kişinin öldüğünü kabul eder. Yazıyorum çünkü yurtdışında savunduğumuz Türk tezinin “Biz hiçbirşey yapmadık” olduğunu sanan tipler kafama üşüşüyor sonra.
Bu kelimenin sözlük anlamına bakmadan konuşuyoruz. Daha ötesi diyelim ki, kabul ettik bir yerlerde yanlış yaptığımızı. Bu Türk insanına ve Türkiye Cumhuriyeti’ne ne yarar sağlayacak? Yapılan bir yanlış varsa bunun hesabını kim ve nasıl ödeyecek? Bu hesap kimseye değil Türk halkına kesilmiş olacak. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı ile vatandaşın cebinden çıkan paralarla bu yüklü meblayı ödemeye çalışacağız. Sözde suçumuzu ödeyeceğiz.Şimdi tüm bu olanları, yazılanları, suçlananları tekrar düşünmek lazım.
Ayrıca belirtmek istediğim bir konu daha var: Redogre söylediklerine hak veriyorum. Olmuş olanlar elbette hoş değil, yalnız harschena’nın söylediğinden etkilenmemek elde değil.”Türkler savaslarla filan ugrasirken Ruslar tarafindan silahlandirilip kiskirtilan Ermenilerin Türkleri sirtindan vurmalarinin adini koyabilirim ancak: Kalleslik. 400 bin sivil ölmüs olabilir tehcirde mehcirde, neden Ermenilerin Türk sivillere yaptigi katliamdan bahsedilmez, neden Bosnalilarin, Cecenlerin cektiklerinden söz edilmez? Sebepleri cok acik aslinda. Baslarim diasporalarina. Ermeniler de Fransiz üniformasi giymis bu arada. Giymisler yani. E yani… Oyuna gelmeyin.”yalnış yapılan bir konu varsa eleştirilen, ceza kesilmek istenen hep belli milletlet oluyor. ABD’nin Irak’ta yaptıklarının cezasını, İsrail’,n Filistin ve Lübnan halkına yaptığı zulmu kimse sorgulamıyor.Kitle iletişim araçlarından sürekli tekrarlanan ileti bir süre pekiştirilir sonra içselleştirilir. Ne yazık ki, kendi ülkemizdeki insanlar dahi bu oyuna gelirse vay halimize!!
techir sırasında boşaltılan bir köy
buraya bakmakta fayda var…
Süpersin. bu sitenin adresi iyi oldu.
@astral
Hayatta size sadece yarar sağlayacak eylemleri mi yapıyorsunuz, veya şöyle diyeyim Türkiye Cumhuriyetine zarar verecek ise herhangi bir konunun doğru ya da yanlış olması önemli değildir mi?Eğer evet derseniz Amerika’nın çıkarları lafını resmi söylem haline getirmiş, bu çıkarlar uğruna binlerce insanı öldüren, sakat bırakan Amerika’dan ne farkınız kalır?İsrail’de de mesela devletin çıkarları için savaşalım diyenler ve hiçbir çıkar çocuk öldürmeyi haklı kılmaz diyenler var, siz hangisini seçiyorsunuz? Techir sırasında ölenler içinde o çok beğendiniz kalleş lafını hakkedenler yokmuydu, tabii ki vardı peki ama ölen binlerce çocuğun günahı ne? Gerçekler acıdır, yok sayarak kendinizi kandırmanız mı daha faydalı yoksa bunlar ile yüzleşmeniz mi?Bu milletin başına bu sorunu techiri bile kabul etmeyip, kendileri kaçarken öldü diye herşeyi yok sayanlar sardı. 30 yıl önce tehcirde öldüler demek bile suçtu, yok sayıldı, ne faydası var dendi ve buyrun karşımızda kemikleşmiş bir sorun.Amerika kızılderili soykırımını kabul etmiyor ama diyip duranlar var. E buyrun Amerika gibi herkesin nefret ettiği bir devlet olmak istiyorsanız, siz de olan olayları ölen binlerce insanı yok sayın….Not: Gerçekleri yok saymaya en güzel örnek şu, techir sırasında Ermenilere en çok kayıbı verdiren bölgedeki ermeni arazilerine el koymak isteyen kürt aşiret ve çeteleri. Ama Kürt lafını kullanmanın bile suç olduğu dönemler yüzünden bugün bütün dünya ölen insanları devlet öldürmüş gibi algılıyor, çünkü aklı evvel büyüklerimiz, o dönemde kontrolsüz çok fazla çete ve silahlı grup vardı, bunlar da emenilere yol boyunca saldırırken biz onları koruyamadık/korumadık diyemediler.
acaba biz “aklı evvel büyüklerimiz”in diyemediklerini bugün kabul ettiğimizi ” evet soykırım yaptık” şeklinde algılanacak olan itirafı yaptığımızda ölen çocuklar geri gelecekmi ? tabiki gelmeyecek ama türkiyenin özellikle son yıllardaki kritik durumunu göz önünde bulundurursak -ki fransa, amerika gibi devletlerin ; özellikle de fransanın kendi iç meseleerine kimsenin müdahale etmesine izin vermemesi ve yeri geldigince yok saymasını da düşünmek lazım- dünya da adaletin yerini bulmasını beklemek mi daha yararlı olur ? peki bunun hiç birzaman var olmadığını ; devletleri arası meselelerin her zaman çıkar ilişkilerince çözüldüğünü de düşünürsek bu durumda biz türkiyeden yana mı hareket etmeliyiz yoksa hiç var olmamış olan ve de belki var olmayacak olan ideal olan – aslında vicdanı olan herkes öyle isterdi ama- şeyi mi? yani yapılanları kabul mu etmeliyiz? peki biz herşeyi ne kadar realitesiyle ;her türlü koşuluyla etraflıca göz önünde bulundurup kabul ettiğimizde ,fransa gibi ülkeler bunu nasıl yorumlar acaba? bize hak mı verir?bize saygı mı duyar? yoksa bunu da kendi çıkarları için kullanır mı acaba?ben bu konuda -açıkçası herşey bir yana bunları düşündüğümde- astral ‘a ve harschena’ya hak vermeden edemiyorum.
Bir şeyi yanlış anlıyoruz galiba. Soykırım büyük bir suçlama. Yapılmış olanın adı soykırım mıdır?”Soykırım, ırk, canlı türü, siyasal görüş, din, sosyal durum ya da başka herhangi bir ayırıcı özellikleri ile diğerlerinden ayırt edilebilen bir topluluk veya toplulukların bireylerinin, yok edicilerin çıkarları doğrultusunda önemli sayıda ve düzenli biçimde yok edilmeleridir.En bilinen soykırım Nazi Almanyası’nda çok sayıda etnik topluluğa karşı yürütülen soykırımdır. Son dönemde ise Bosna Hersek’te Boşnaklar’a karşı izlenen katliamlar soykırım olarak tanımlanmıştır. Yien Ruanda da son dönemdeki önemli soykırımlar arasındadır. Tarihte hakettiği yeri alamamış bir diğer soykırım ise Cezayir Soykırımı’dır. 1,5 milyon Cezayirli bu olaylarla hayatını kaybetmiş, çok sayıda kişi işkence ve kötü muameleden geçirilmiştir.Batı’nın sömürgecilik (kolonicilik) tarihi soykırımlar ile doludur. Ancak bunların pek azı bilinir. Cezayir Soykırımı dahi Fransa tarafından kabul edilmemektedir. Fransa konunun tarihçilere bırakılması gerektiğini savunmaktadır.”(vikipedia)Fransa kendine baksın, sütten çıkmış akkaşık olsa kendisi bari.Bize bu konuda baskı yapılmasının altında başka nedenler var, insan haklarını düşündükleri hikaye. Türkiye Cumhuriye’ni güçsüz durumda bırakmak onların yararına olacak bir durum sonuçta..
@craftEvet vicdanımız, aklımız bunun yanlış olduğunu söylüyor, ama medem herkes bunu (inkar, yok sayma, konuşmama) yapıyor, bizim de yapmamızda sakınca yok.İsteyen istediği kadar bahane uydurabilir, ama ölen bosnalı çocuklara ağlayıp, ermeni çocukları için eh naapalım geri mi gelicekler diyecek kadar midesiz değilim ben.
Bunun soykırım olmadığı ve yapılan olanın karşılıklı yapıldığı kabul edilebilir ancak.
Sorun orada zaten, çetelerin yaptığı bir şeyden dolayı bir devlet tüm bir halkı sorumlu tutamaz.Bu karşılıklıydı dediğinde tek tek örnekler ile gelip, köyleri benim İstanbul’da ki terzi babam mı bastı diye sorarlar adama.Çözüm ne olabilir, çözüm bahane sunmadan yapılan bir hatayı kabul etmek olabilir. Tehciri savunmak yerine dönemin idari çetesi ittihatçıların hatası olduğu kabul edilebilir. Enver paşa yı anma yürüyüşü gibi dangalakça hareketler ile olmaz bu işler.
Tezlerini resmi tarihe dayandırarak oluşturanlar dikkat etsin, güvendikleri dağlara karlar yağabilir. Daha düne kadar Kürt yok, dağ Türk’ü var diyenler, şimdi “Kürt realitesi”ni tanımak için yarış halinde. Düne kadar Ermenilere hiç dokunmadık diyenler, bugün 400 bin sivil ölmüş olabilir diyor. Yani yarın ne olacağı belli olmaz, ağzınız açık kalmasın sonra.
Turkiye’nin bu konu da plan B’si var yanilmiyor isem (Yillar once Ecevit ile yapilan bir soylesiden hatirliyorum).Plan A daima bu konu hakkinda konusmayi reddetmek oldu.Plan B ise (sayet bu konudaki baskilar ulkenin gelecegine zarar vermesi konumun da uygulanabilir, uygulamaya konulabilir diyordu Ecevit) kabul edip, ‘Turkiye’nin yeni bir devlet oldugu, o tarihler de Turkiye Cumhuriyeti diye bir devlet olmadigi’ tezi.
algılanması gereken bu suçlamanın kabul edilmesi durumunda -karşılıklı yada değil- bunun ülkelerpolitikası çerçevesinde nasıl degerlendirilebilecegi üzerine kafa yormaktır.
Evet, bu noktada ülke çıkarlarını ve politikasını nasıl etkileyeceğini düşünmek önemli.
ben kendi memleketimde ermenilerin türklere yaptigi zulmü bilirim, Amasya’ya gidin, sorun, Tarakciyan kuyusunu size göstersinler, Amasya’yi atese verdiler o zaman ve su anda iki bölgedeki tarihi ahsap evleri görmek mümkün: 1. eski ermeni mahallesi olan Sofular mahallesi, digeri de irmagin dag tarafindaki Icerisehir mahallesi, köprülerden gecmelerine izin verilmemis ve yakamamislar. Bu planli saldiriyi da kahveye gelen bir ermeni bildiriyor, türkleri cuma namazina gitmemeleri icin uyariyor. türkler de gitmiyorlar ve evde ellerinde silah bekliyorlar, kapidan iceri gireni vuruyorlar, bu mu soykirim? daha birkac gün öncesinde ermeni manifaturacilarin biri türk kadinlariyla dalga geciyor, kirmizi kumaslardan alsana, yakinda hepinize yakisacak diyor. su anda samatya’da yasayan eski aile ahbaplari olan ermeni bir aile de benim dedemin sayesinde hayatta, kalles olmayanlarini korumuslar. Ha, Sofular mahallesindeki eski ermeni evlerindeki duvarlarda vb. bulunan gizli bölmelerden hala rus yapimi silahlar cikiyor.insanlarin öldürülmesine karsiyim. ama nefsi müdafa diye birsey var, birisi size arkadan silahla yaklasirsa dönüp onu vurmaz misiniz? git kardesim ya, savas sirasinda hersey olur, insanlar canavarlasir, türklerin bazi ermenileri öldürmemis olmasi imkansiz ama soykirim iddialarina kesinlikle katilmiyorum ve asla kabul etmiyorum, akrabalari ermeniler tarafindan katledilmis birisi olarak. su sürgün olayi da olmustur, dogrudur, olmussa olmus. napim? sanki türkler cok iyi sartlarda süper yasiyolardi, atalarim arpa kavurmus be, bunlar kacarken altinlarini yanlarinda götürürken.
bu arada tarakciyan kuyusunun ne oldugunu izah edeyim, bir ermeni evinin avlusunda kazilmis (su cikarmak amacli degil) derin bir kuyu. avluya girince farketmiyorsunuz ancak kuyunun üzerine toprak vb. serpilerek gizlenmis kapagindaki düzenek nedeniyle kapaga bastiginizda kuyunun dibini boyluyorsunuz. kemikleriniz kiriliyor, üstte kalanlar cesetlerin üzerine düstügünden kemikler konusunda biraz daha sansli oluyorlar. ancak üzerinize kaynar su, yag gibi seyler dökülüyor. aci cekerek ölmeniz itinayla saglaniyor.Bu kuyuyu kazanlar bildigin normal ermeniler. cete mensubu filan degil. ermeni ermeniden yana olmus, icinde insanlik olanlari da türkleri uyarmis. bu kadar.
dangalak lafini da aynen iade ediyorum, biraz da ülkemizden yana olun, ne var yani.
yok herhalde ölenler arkadaşın ataları değil ki bunu çok rahatlıkla kabul edelim zaten onlar bilmiyor mu sanıyorsun çetelerin neler yaptıklarını her komutan askerine verdiği emri çok iyi bilir halla kabul edelim diye anlatıyosun
walla ben dedim diyecegimi…sadece ceteler degil, diyorum.
Hmmm ne güzel bakalım bir:Ermeni çetecisi: Osmanlı bizi yıllarca yönetti, şimdi savaştayız, arada silahsız halk da ölebilir.Bizden bir dangalak: Savaş kardeşim bu, çocuk da ölür ne yapayım.Özellikle yazdım ben soykırım olduğunu düşünmüyorum diye, ama dedim ya aklı evveller hala bu konuda aykırı bir ses çıkarsa ordan puan kazanmaya çalışıyor. Ataları arpa kavurmuş, ermeniler altınları ile kaçarken. Benim atalarım balla börekle besleniyodu çünkü bütün meleket acı cekmiş adam benim atalarım diye bık bık konuşuyo.Haa bu arada biraz resmi olmayan tarih okuda bak bakalım o ermeniler altınlarıyla mı kaçmış, yoksa o altınları almak için komşularının gırtlağını kesen bazı türkler bugün türkiye’nin en köklü ve zengin ailesi diye mi geçiniyor? Kim hammallıktan dev şirketler kurmuş, efendim çok çalışarak?Ha bir de “arkadaşın ataları ölmemiş ki” diyen dangalaklar var. Bu dangalaklara göre eğer ailenden biri bu şekilde öldürülmüşse olayları anlar ve ermenilerden nefret eder, ölen binlerce insan için amaaan banane dersin.Herkesi kendiniz gibi kindar sanmayın, Kurtuluş savaşında ailesinden kimseyi kaybetmemiş olan kim var ki ben kaybetmemiş olayım?Buyrun madem hikaye seviyorsunuz, (kuyular filan etkiliyici tabii) ben size anlatayım.Köydeki ermeni çocukları nasıl toprağa gömüp üzerinden sabanla geçtiklerini anlatan bir amca vardı. Herkes şok halinde bunu nasıl yapabildiniz diye sorduğunda amca o olaydan iki hafta önce ermeni çetelerinin türk çocukları kafalarını taşla ezerek öldürdüğünü anlattı. Peki o amca onlar yaptı bizde yaptık ne olacak mı dedi? Hayır, olanlardan yıllar sonra bile pişmandı. Yaptığı şeyi kabul edecek kadar yürekli ama bir o kadar da pişman. Ama burada iki dangalak çıkmış olur böyle şeyler diyor.Dangalak lafını iade ettikten sonra biraz da ülkemizden yana olun diyen arkadaşa da söyleyecek tek lafım, önüne geleni vatan haini, ülke karşıtı ilan eden sizin gibi mankafalar yüzünden bugün bu aptal problem ile uğraşıyoruz. Yıllar önce “Biz hiçbirşey yapmadık” yerine bugün devletin savunduğu “Evet tehcir oldu” lafını söyleseydik, bugün kimse çıkıp soykırım diyemiyecekti. Sizin gibi kafasını kuma gömen tatlısu milliyetçileri sayesinde burnumuza kadar boka battık bugün. 30 yıl önce tehcir oldu ama savaş sırasında dönemin yöneticisi ittihatçılar yaptı bunu, artık burası Türkiye Cumhuriyeti, böyle şeyler bir daha olmayacak diyemediğimiz için, yolda kimse ölmedi diye dönemin yöneticileri yalanlar attığı için devlet tezlerinin inandırıcılığı yerlerde sürünüyor.
ilk önce burada karşılıklı anlayıştan bahsediyorsun ama insanlara nasıl hitap edeceğini bilmiyorsun önce adam gibi konuşmayı öğren sen kimseye hakaret etmeye hakkın yok peki sana bir şey sorsam Türk devletine karsı yürütülen bu pis oyunların sebebi sence ne bana bunu anlatırmısın akıllı arkadaşım eğer bir daha dangalak dersen sana cevap yazma aşağılığına katılmıcam
Bilip bilmeden, senin kimsen ölmemiş sen anlamazsın demek, ya da atalarımın farklı atalar olduğunu iddia etmek için bir insanın dangalak olması gerekir. Ağzından çıkanı kulağın duymazsa bu lafı da yersin.Ben en azından açık açık lafımı söylüyorum, yok atalarıydı şuydu buydu diye kendi aklımca akıl yürütmelerde bulunmuyorum.Ben sana hiç bir halt bilmeden “Bu arkadaşın ataları kaçan ermenilerden bi ton altın çalmış, ortaya çıksın istemiyo” deseydim, senin de bana dangalak demen en doğal hakkın olurdu.Kendi atalarına saygın varsa ya başkasınınkine laf etmezsin yada sonucuna katlanırsın.Biraz da ülkemizden yana olun diyerek bu ülkeyi sevmediğimi, bu ülkeye karşı olduğumu iddia edersen sonucuna katlanırsın.Herkes sizin gibi kafasını kuma gömüp, hiçbir bedel ödemeden olan herşeyi unutalım diye düşünmek zorunda değil. Böyle düşünmüyor diye bu ülkeye karşı demek de değil.
walla cok komiksin redogre, gri bir günümde eglendirdin beni. bu ne siddet, bu celal?:) romanlar yazmissin yukarda. bütün söylenenleri bir kenara birakiyorum, hakaretleri de cocukluktandir diye hosgörüyorum, birsey söylemek istiyorum sadece: sürgün olayini kabul etseydik soykirimla filan ugrasmayacaktik diyorsun, ben buna hak vermiyorum. iyice tepemize cökerlerdi bence. bizi hicbir yere kabul etmeyecekler ya. türklerin barbar oldugunu ilan edecekler ya ille de. baska birsey de bulurlar, bugün su sebepten yarin bilmemneden dolayi filan, ülkemize yönelik oyunlar bunlarin hepsi, duygu sömürüsü yapiyorlar akillarinca, türkler vahsidir, türkler barbardir, ab’ye de girmemelilerdir (afedersiniz büyük abdestimi hediye edeyim ab’ye, hadi bunun icin de tutuklasinlar avrupanin ortasinda), türkiye’de su olmustur, bu olmustur, yeter ya, medeniyet dedigin tek disi kalmis canavar hala. simdi birbirimize girsek mesela bu redogre arkadasla, istedikleri olmus olacak. yeter ki türkiye’de huzur olmasin. hepsi planli bunlarin, hepsi bilincli. türkiye’deki terör örgütlerinin terör örgütü oldugunu bile daha yeni yeni kabul etmeye basladilar, aman, sevsinler ya, ben artik bu konuda yazmak istemiyorum.imza:mankafa
helal sana ya! ağzına sağlık hislerime tercüman oldun.(bu arada arkadaşlar kötü söz kullanmadan konuşalım)saygılarımla.
helal sana ya! ağzına sağlık hislerime tercüman oldun.(bu arada arkadaşlar kötü söz kullanmadan konuşalım)saygılarımla.
@astral kötü söz dediğin küfür ise eğer çoook yanlış yerdesin kusura bakma. Bu sitede geçen küfürün başka yerde görülebileceğini sanmıyorum, sebep ağzımızın bozuk seviyesiz insanlar olmamız mı? Hayır, sebep şu burada göte göt denir, g.t değil. Yapmacık nezaket ile laf sokma yerine birinin bana ” redogre şu sebepten dolayı sen salaksın” demesini tercih ederim, denmiştir, bazı durumlarda kabul da edilmiştir.Ama madem bu kadar rahatsız olup “arkadaşlar düzgün konuşalım” diyorsun, sana daha efendi cevap yazacağıma emin olabilirsin, ama içtenlikten bir nebze feragat ederek.En güzel örnek mesela harschena, daha önce başka birçok konuda birbirimizi onayladık, aynı şeyleri söyledik ama ben onla muhabbettim var diye lafımı esirgersem bu benim için ikiyüzlülük olur. Gaza gelip memleketinizi sevin derse biri bana bende celallenirim elbet. Ama insan olan (mesela hareschena) konuyu uzatmayalım der, başka yere taşımaz olur biter.Bu arada küfür konusunda Culdesac ve simatem ablalarımız en fena olanlardır, aman diyim küfürlü konuşmalar kasıyorsa bulaşma.Herneyse uzun lafın kısası “Biz soykırım yapmadık” diye imza filan atılmaz, ne olacak naziler biz soykırım yapmadık diye imza atsaydı hepsi birden, kim ciddiye alırdı ki? Sen Türkiye’de yaşayan ermenilerden Türkler soykırım yapmadı diye imza toplarsan, işte o imzalar bir işe yarar. Ama günlük gazetelerin manşetinde bile “Ermeni tohumu” yazıları çıktıkça, ermeni kelimesi bir aşağılama olarak kullanıldıkça Türkiye ermenileri ancak diyasporanın iddiaları, ülkücülerin tepkileri arasında siner kalır.
@redogre, bir daha bu konuda yazmayacagim demistim ama birseyi de söylemeden gecemiycem, aslinda prensipte bu soykirim, sürgün konularinda birlesiyoruz, sadece ifade bicimleri birtakim kisisel sebeplerden dolayi daha agir olabiliyor, tepkilerimizin gercek sebepleri bence bunlar. ben canavar miyim da insanlar ölsün isteyim? ya da hah, iyi olmus, haketmisler mi diyorum? öyle demek istemiyorum, günah kime aitse ona gitsin cezasi. Benim derdim su, Türklere karsi dünyada hala öyle bir düsmanlik var ki ben sürekli söylenen yalanlara ve adaletsizlige, bol duygu sömürüsü iceren politik oyunlara isyan ediyorum. gözümde ne insan haklari savunucularinin degeri kaldi ne de nobel’in, bu oyunlarin yüzünden…
Birakin su paranoyakligi yahu. Tum dunyanin ya da avrupa’nin birlik olup turkleri katakulliye getirmeye calistigi dusuncesi kadar bos bir dusunce olamaz.Boyle bir dusuncenin, turkiye’deki fasizan milliyetciler tarafindan taraftar toplama amaci ile uretildigini gormuyormusunuz?Tum dunyadaki fasizan milliyetci akimlara bir bakin. Hemen hemen hepsi ayni seyleri soyler. Fasizan irkcilara gore, onlarin ulkeleri diger uluslar tarafindan sevilmiyordur, kulturleri yok oluyordur, surekli tehdit altindadirlar vs vs.Tum dunyanin (veya avrupanin) isini gucunu birakip ‘turkiye’yi nasil oyuna getirebiliriz’ diye dusundugunu sanmak, kusura bakmayin ama kendinizi dev aynasinda gormenizdir.Yok oyle bir sey yani…
Faşizmin rahatça serpilmesi için düşmana ihtiyacı vardır.Dünyada Türk’e Ermeni’den daha fazla benzeyen bir ırk yoktur, aynı toprağın insanı olmaktan olsa gerek kaşı gözü yemeği adeti türküsü herşeyi benzer.Bugün ermenilere küfreden ülkücü öküzler yarın Mimar Sinan’ı över adamın ermeni devşirmesi olduğunu bilmeden.Bu memleketin en güzel camiilerini ermeni taş ustaları yapmıştır. Bakıp bakıp acaip ruh hallerine girip işte islam işte osmanlı diyen embesillerin yarısı bilmez bunu.Bu sebeplerden ermeni nefreti çok iyi bir oyuncaktır. O kadar içiçe geçmiştir ki, çözülmesi imkansızdır, bu yüzden yıllarca bu konularda didiklenebilir düşmanlık.Ermeni kökenli Amerikalı yazar William Saroyan bir hikayesinde şöyle der “Kaderin cilvesi galiba, Türklerden kaçtığımız Amerika’da ilkokuldayken sarımsak kokuyoruz diye hep Türklerle beraber dışlandık,aynı köşeye itildik…”
önemli olan ırk tanımı değil kişiler ve ulusu temsil eden kurumların yaptıklarnına verilen tepkidir.şimdi o zaman dunyadaki butun ırklar bızım düşmanımız olurdu sızın düşüncenize göre
fasizan milliyetcileri ben de sevmem, her türlü -izm’in karsisindayim ayrica, farkli ideolojilerin -izmleri onlari benim gözümde birlestirir, anarsizm’e bile karsiyim bu prensipten hareket ederek. su paranoyaklikla suclanma geyiginden de biktim, gercek olan, apacik ortada olan seyleri görün artik. 11 eylül saldirilarinin arkasinda ABD var diyenlerinki de paranoya olabilir, ama yoooo, ABD olunca konu, kesin ABD yapmistiiiiir. di mi? (hayir, bence de ABD isin sorumlusu ama, burada verilen cevaplar hangi bakis acilarindan türüyor, onun altini cizmek istedim). balon hak savunuculugu yapanlarin balon milliyetcilerden farki kalmaz. tamam, istediginiz gibi olsun, ulu Avrupa’nin söyledigi hersey bizim söyleyeceklerimizden üstündür. Ülkümüz de AB’ye girmek olsun. Üzerine tatli olarak da Fransiz boku yiyelim.
harschena sana katılıyorum arkadasalar avrupda ıyı olan her sey doğru olduğunu sanıyolar peki terorızım akla gelınce nıye islam geliyo bunu da bi düşünmek lazım bu da bızım kısır beynımızden cıkmısıtr dıycek ardasları beklıyorum
O bahsedilen paranoya ile avrupa’nin her soylediginin ustun olmasi arasinda ne gibi bir bag oldugunu gorebilmis degilim. Ne alaka yani.. Avrupa’nin her soylediginin ustun oldugunu/ Avrupa’da iyi olan her seyin dogru oldugunu soyleyen kim?
Ayrıyetten bizi Avrupa’da istemedikleri için uğraşıp duruyor adamlar, bundan nasıl biz AB ye girersek kötüdür anlamı çıkıyor? AB ye girince kötü duruma düşeceksek sizin dediğinize göre, niye karşı çıkıyorlar? Tek dertleri bizi ABye almadan iyice silkeleyip sömürge haline getirmek diyenler AB parlementosunda sandalye sahibi olmanın bir ülkeye neler getireceğini, özellikle bugünkü gibi sandalye sayısı nüfusa oranlı kalırsa, bir düşünmeleri lazım.Avrupalılar bizi AB de istemiyor, milliyetçi cephe istemiyor, hadi bakalım çıkın işin içinden.Bana göre ise özellikle aşırı milliyetçilerin AB ye karşı olma sebebi, istediği gibi at koşturup, mazlum millet, komplocu Avrupa hikayelerine devam edemiyecek olmaları, seçim ve parti fonlarını yasal boşluklar ile lüpleyemiyecek olmaları.Aramızda Avrupa’da yaşayanlar var, onlar anlatsın bir de, en basiti niye Avrupa’da sokaklar temizken bizim kaldırımları bok götürüyo, yarısı kırık yarısı eksik?Belkide orada belediye gelirini reklam panolarına ve şovlara harcamak yerine gerçekten kaldırıma yatırıyordur ne dersiniz? Belki de Avrupalıların bizden tek farkı muhteşem insanlar olmaları değil, yasal sistemin düzgün işlemesidir.Avrupa birliğine karşı olan tayfaya bir bakın kaç tanesinin yönetici/parti lideri/ çıkar grubu hakkında açılmış yolsuzluk davaları var. Vatan hainlerinin son kalesi vatanseverliktir derler. Avrupa’ya karşı kaç lider vs Avrupa insan hakları mahkemesine başvurmuş, kaç tanesinin Avrupa’da malı mülkü var? Kaçının çocuğu Avrupa’da okuyor?AB Türkiye’ye zararlı olabilir bir çok konuda ama en çok zararı tepemizde ki kan emicilere…
Almanya’da yasayan biri olarak söylüyorum ki en azindan benim yasadigim sehirde sokaklari bok götürüyor, temizleyenler de Türk isciler. Türkiye’de gözünün önünde kac kisi pantolonunu indirip oraya buraya iser hem? Kirik kaldirimi afedersiniz de elin herifilerinin bi tarafiyla hergün karsilasmaya yeglerim…Bu arada ben gayet kozmopolit bir sehirde yasiyorum, Türk de cok, o nedenle bu kentteki sokaklari belki bok götürüyodur (bazi zihinleri tatmin edeyim, hadi bakalim), ya da payi vardir bu durumda, onu bilemiycem (daha Alman sehirler hakikaten daha temiz) ama her yerde mutlaka rahatsizlik verici birsey oluyor, kirik kaldirima karsi Alman cükü. cezasi var tabi ortaliga isemenin (40 Euro) ama sanirim uygulanmiyor. yani uygulansa Alman belediyeleri uzaya filan tasinir o parayla.
ha, bu arada soruldugu icin kendi gözlemlerimi ekledim…
Harschena, doğal olarak kırık kaldırım olarak senin düşündüğün ile benim anlatmak istediğim çok farklı. Mesela kendi yolumu anlatayım ki Üsküdar Mecidiyeköy arası, İstanbul’un en merkezi iki semti, kenar mahalle filan değil.Sabah evden çıkınca eğer yağmur yağıyorsa yanlış yapıldığı için ortası çukur olan yolda biriken yaklaşık 4 m eninde 8 m boyunda bir su birikintisini bir şekilde geçmem, boğaza tünel yapacağız diye uzattıkları yolumda önce çamur, sonra inşaat tozu sonra da sidik kokan minibüs duraklarını geçmem (çok ilginç ama Türkiye’de de sokaklara işeniyor, sadece gizlice yapılıyor, koku inanılmaz çünkü inşaat kenarı olduğu için belediye temizlemiyor) daha sonra inşaattan aldığı suyu denize basan üstü delik dolu, ve bu deliklerden çamurlu su püskürten boruları geçmem gerekiyor.Allah için Beşiktaş pırıl pırıl, ama otobüsten Mecidiyeköy’e indiğim anda yaklaşık 800m boyunca yarısı kırık yarısı yamuk, basınca su fışkırtan, hava kuruysa toz toprak kaplı kaldırımlardan ofise geliyorum. Ayakkabılarımı sabah evden çıkarken, ve ofise girdiğimde boyamazsam sarı çamurla kaplı inşaat amelesi gibi gezmem gerekir.Kusura bakma ama insanların gözüne hatalar batar, temizlik olması gereken bir şey olduğu için varlığı gözükmez. Emin ol hergün bata çıka yürümektense birkaç popo ve zamazingo görmeyi tercih ederim.Etrafta bir tane çöp olmasa bile benim yolum çamur/toprak içinde. Bahsettiğim yer Üsküdar meydanı ve Mecidiyeköy, kenar mahalleleri sen hayal et.İşiyen adam ile bozuk kaldırımın farkı şu, orada işiyen adam bireysel bir pislik yaratıyor, ama burada o kaldırımları en kalitesiz şekilde yaptıranlar cukkaladıkları paralar ile günlerini gün ediyor. Eh işte ramazan oldu mu ramazan çadırı kurup, ki bunu da insanların gözüne soka soka yapıyorlar, durumu kurtarmaya çalışıyorlar.
eh iyi tamam, ben istanbulda fazla bulunmadim, bulundugum yerler de besiktas, arnavutköy filandi, bir de taksim tabi. ankara temiz, düzgün bir sehir, hayatimin cogu orada gectigi icin biliyorum. köln’de yasamaktansa ankarada yasamayi bin kere tercih ederim, burda zaten temelli oturmayacagim (Allahtan)…neyse yani simdi konumuz türklerin ne kadar pis ve avrupalilarin (ah tabiiiiiiii) ne kadar da gül gibi, misler gibi oldugu mu? e kararlari da mis gibidir. afedersin burasi bok kokuyo bok, ilk adim attigimda almistim bu kokuyu, hala da duyarim cogu zaman. ha ben mi? bir türk olarak temizligime önem veririm, yani benden degil:) ha, kararlari da bok kokuyor…
Bu yazdıklarımdan Türkler pisi nası çıkardın? Benim dediğim şu; Avrupaya, kararlarına vs laf etmeden önce doğru neyi yapıyorlar, biz niye yapamıyoruz ona bakalım. Adamlar kendi meleketlerini soyup soğana çevirmiyo en azından, her yıl paracıkları çuvallayıp Amerika’ya kaçan birileri olmasın artık yahu…
Bir yorum eklemistim ama silindi mi anlayamadim, neyse, bir daha ekliyorum: Besiktas’ta bulundum, evet temizdi, Arnavutköy. Taksim filan, Istanbul’da az bulundum ama buralarda bulundum, baska yerlerini bilemiycem. Benim hayatimin cogu Ankara’da gecti ve düzenli, temiz bir kenttir, Köln’e tercih ederim. Bu arada Almanya’ya ilk adimimi attigim anda aldigim koku bok kokusuydu ve hala bu kokuyu duyarim cogu zaman. Neyse ki burada temelli yasamayacagim, iyisiyle kötüsüyle Türkiye benim memleketim ve her yere tercih ederim. Cani sagolsun.Konu Türklerin pis ve düzensiz, Avrupalilarin ise temiz ve düzenli olmasina gelip dayandiysa eger, size tavsiyem, gelin buralarda bir yasayin. Daha iyi diye birsey yok.
acaba soymuyolarmı Amerika ve avrupa ülkeleri dunyada savas ıçin kendı halkını ve ilk olarak sigorta şiketlerini soyan ilk ülkeler ama sokakları temız ve ne yazıki doğru yapıtları var onun için iyiler dimi (bilgi modern cihat )
Ben körüm galiba yahu…neyse yukarida yeni ekledigim yorumu silmeyecegim, redogre, Avrupalilarin yaptiklari dogrular neler, biz neyi yapamiyoruz konusuna söyle bir özetle aciklik getireyim: burada yani diger Avrupa ülkelerini fazla bilemem ama Almanya’da evet, oturmus bir sistem var, soguk insanlarin son derece soguk, cogunlukla taviz vermedikleri bir kurulu düzeni var, kültürlerine öyle bir yansimis ki annesiyle randevulu görüsen arkadaslarim var, spontan hicbir sey yapamiyorlar, 22 yasindaki ayni evde yasadigimiz kiz bana evin ortak mutfaginda saat 9’da cay icelim diyor, cal kapimi, sor yahu, cay icelim mi diye, saat 9 nedir yani, ayni evin icindeyiz. arkadasliklar da cogunlukla yüzeysel oluyor dolayisiyla. Bu benim isime geliyor aslinda, ben de soguk yapiliyimdir. Buraya kadar bir diyecegim yok, düzenli olundugu sürece soguk olunmasi da önemli degil pek. Türkiye’de olanlari da biliyoruz, hirsizi, arsizi burada olanlardan malesef daha fazla. Tamam, bu da kabul. Benim söylemek istedigim asil sey su: Türkiye benim ülkem, bana ne buradan. Keske burda gördügüm olumlu seyler ülkemde de olsa. Randevulara vaktinde gidilse, sacina basina ses cikarilmasa (gerci burda direkt nazi olmasalar da cogu Alman seni kendinden asagi görüyor, gecmisteki utanclarina ragmen yabancilarin burada bulunus nedeninin, onlara ihtiyacin olmasindan kaynaklandigini kafana kakmak istiyorlar, benim acimdan durum farkli da genel olarak buradaki yabancilari kastederek konusuyorum, bu yabancilari da zamaninda nasil kullandiklarini, ikinci dünya savasi sonrasinda onlarin isgücü sayesinde bellerini dogrultabildiklerini cogunlukla unutuyorlar). Ha bu arada yemin ederim ki Ankara’daki ulasim sistemi Köln’dekinden cok daha iyi. Almanlarin ülke capinda kullandigi demiryolu agi da feci durumda, meshur yani insanlarin sikayetleri, hem pahali hem de inanilmaz rötarli. Olumsuz daha pekcok sey sayabilirim, ne bileyim, mesela sokakta birisi size saldirsa dönüp kimse ilgilenmiyor. Kendi gözlerimle gördüm, caddenin ortasinda bir tekerlekli sandalyedeki Alman’a baska bir Alman, arabasiyla carpti (adam sandalyesinden yolun ortasina uctu resmen) kacti ve kimse birsey yapmadi, yanimda Türk bir arkadasim vardi, insanlara kizdik, biriniz birsey yapin diye, polisi de biz aradik, adami da biz kaldirdik yerden. Ha, Türkiye’de de olur bunlar ama buradaki kadar da kati kalpli degil insanlar. O kadar da degil yani. Her yerin kendine göre iyi ya da kötü yönleri var, hicbir ülke bir digerinden daha iyi ya da daha kötü degil, Irak’ta insanlar seve seve ülkeleri icin ölüyorlar, benim ülkemse eger, gözü kapali (bu cok önemli, gözü kapali demek, herseye ragmen demek, ne olursa olsun demek) ben de ülkemi savunurum. Burada yasayin da görün, ben Türkiye’de gercekten olumsuz oldugunu bildigim seyleri bile inkar ediyorum, neden elin Almanina ülkemi kötüleyim? Neden savas sirasinda bastirilan ‘sirttan vurmalar’i ‘soykirim’ olarak kabul edeyim? Ben temelde bundan bahsediyorum, elbette kendi hatalarimiz var, sürgünde ölenler icin de üzgünüm, teröre kurban gidenler icin de üzgünüm, dünyada kötü sartlar altinda memleketinden uzakta ölenler icin de üzgünüm. Ama ülkemi kötülemem, kimseye de kötületmem, Nobel ödülü de umarim kalin bir cisimdir ve yerini bulur.
Son cümlelerine ayrıca bir bayıldım!sevgilerimle
tabii ki soykırım yapmadık yaptık diyenin alnını karışlarım.