(3. ve son bölüm: ‘Ateşte Zıplayan Bit‘)
Yine de kafam karışıyor.Neden kafan karışıyor?– Bana aşıksa kötü davranmaması gerekiyor.- Sen her konuda olması gerekenleri mi yaptın bu güne kadar? Bugün yaptın mı en yakın örneğin? Kafandakilere uygun mu davrandın? Neden bedenliyiz biz? Kendimizi geliştirmek için. O kadar erdemli olsak burada işin ne? Sen de erdemli değilsin. Erdemi bırak,sen dahi tutarlı değilsin. Yorma kendini. Kabul et. Beyaz isteme. Karışıklık, kirlilik anlamına gelmez her zaman. Biraz ziyan yalan anlamına da gelmez. Tamam mı?- Bilmem, sindirmem lazım. Sanırım düşünürüm bunları, şimdi anladım ve kabul ettim diyemem. – Tüm bunların nedenine biliyor musun? Anla diye. Aslında onu çözmeye çalışırken evrenle ilgili, yaşamla ilgili, düşünce kavramlarıyla ilgili tonla konuyu da beraberinde çözüyorsun. İçinde kendinle kavga ederken bunlarla uğraşıyorsun bu yüzden bu kötü bir şey değil.

(www.corbis.com adresinden alınmıştır)
(www.corbis.com adresinden alınmıştır)

– Ne yani acıya devam mı? – Bunu acı olarak tanımlıyorsan çocuğum, devam evet. Ondan sonra da devam. Çünkü acı düşündürendir. Kafanı duvara vura vura öğrenirsin. Popon rahattayken öğrendiğin ne kadar şey var anlatsana bana. Senin tuzun kuru olsa, sen bugün ne dışarı çıkar ne de deneyimlerdin. Bugün konuştuğun insanlarla tanışabilmen için tuzunun kuru olmaması gerekiyordu. Anlıyor musun?
– Anlıyorum da anladığımı şu an kabul etmekistemiyorum. Anladığıma göre davranmak zor. Bir de şişmiş bir ego var tabii.- İşte neler başa çıkman gerektiğini bak kendin söylüyorsun. Muhteşemsin.- Ne muhteşemi, beni en çok ‘ben’ yoruyorum. – İyi işte yormasan gelişemezsin. Sorgulamazsın ve aynı yerde kalırsın.
– İyi de çoğu zaman ateşte zıplayan bit gibi hissediyorum kendimi. Zıplamamın nedeni, zıplama isteğiyle alakalı değil; canım yanıyor. Zıplamak kazandıracak, tamam. Ama idrak öyle kolay olmuyor. Burada olmamızın nedeni bu idraka ulaşmak; buna da tamam. – Evet çocuğum, şimdi öğrenmeye başladın.
– Umarım, umarım sindirebilirim. Umarım sindirme işlemi çok uzun zaman almaz. Bu süreç çok sancılı. Tamam bu sancı dahi öğretebilir. Zaten burada olma amacımız da sadece öğrenmek o kadar. Keyif almak için burada olsaydık, bedenlenmemize gerek yoktu. İsteğim öğrenirken, bir yandan da, ‘Sakin ol şu an deneyim için bunları yaşıyorsun.’ diyebilmek ve zaman zaman uzaktan da bakabilmek. İşte bu, erdem olmalı. Bende kimi zaman az olan, kimde olduğuysa; belli olmayan, erdem…(Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.)