– “GİDİYORUM.”Can sessiz kaldı. Konuşulacak bir şey yoktu ne de anlaşılacak…Esin Can’ın gözlerinin içine bakıyordu.Belki bunca olandan sonra ve yüreğinde ki sevgiyi terk etmeden önce, aşkının aşkını terk etmemesi için aşkının gözlerine bakıyordu.

(www.corbis.com adresinden alınmıştır.)
(www.corbis.com adresinden alınmıştır.)

Bir sözcük bekledi son kez ya da tutup elinden çekmesini kendine.O giderse yapayalnız kalacağını hissedip, sımsıkı sımsıkı sarılmasını diledi tutkuyla.
Can ne bir şey dedi ne de bir hareket belirtisi gösterdi. Gözleri donmuş gibi bakıyordu. Anlam yoktu.
Anlam aramadı artık Esin. Kaç kere açtığını bilmediği kapıyı son kez açtı kendi dünyasına açılan yolda…II Esi dışarıya çıktığında akşam olmak üzereydi.Günü geceye bağlayan bu saatlerde yüzüne, bedenine vuran bir rüzgarın peşi sıra düşünüyordu, içini yakarcasına “yıllar boyu ! yıllar boyu !” diye. Vurdu kendini yollara, kendini verdiği adamın yerine…Pencerenin hangi tarafından bakıyorlar, onu bile anlatamıyorlardı birbirlerine. ‘Gölgeler açık veriyor’, diye düşündü içinden.Gölgeler açık veriyor…(1-Astral, bu öyküyü yazmadan önce; tıpa tıp öykünün her adımının yaşanacağını hem de yaşayanın da kendi olacağını elbette hiç bilemezdi. Bu neredeyse kendini doğrulayan kehanetti. Acaba bir öykü evrensel bilinci etkiler mi? Deseler ki, bu diyaloglar böyle akmaz gerçekte, haklısın derdi; ta ki, yaşayana dek… Aynı bu öyküdeki gibi adamın da kadının da haklı yanları vardı ama birbirlerine aşık olsalar da ne yazık ki, anlayamadıkları bir noktadaydılar… 2- Yasal Haklar: Kaynak gösterilsin ya da gösterilmesin, hangi dilde olursa olsun içeriğin bir kısmı ya da tamamının kullanılması yasaktır. Bu yazının yasal hakları www.hafif.org ve Astral’a aittir. Bu madde, altında yazmıyor olsa dahi, Astral’ın tüm yazıları için geçerlidir.3- Bıraktığım düşü kim büyütecek?)