Büyüyüruz galiba artık. İlk öğretimin tozlu yollarında gidiyoruz. Sınıf öğretmenine alıştık aileden biri gibi oldu artık. Hele birde ailenizle misafirliğe falan giderseniz biraz daha yakın olur fakat bu bir dezavantajdır. Şöyle ki size çok yakın bir sınıf öğretmeniniz olursa devamlı aileniz öğretmeninize “al hocam bunun eti senin kemiği senin” şeklinde şakalar yapar,ciddiyet barındıran. Siz korkmazsınız ama korkmalısınız çünkü öğretmen onu ciddiye alır ve size artık kendi yakını gibi bakmaya başlar. Okulda bir problem yaşandı ve siz içindesiniz,olayda sütten çıkan tek kaşık siz olsanız bile azarı yiyeceksiniz çünkü öğretmenle yakın ilişkiler içindesiniz.İşte böyle öğretmen öğrenci ilişkilerinden dili yanan öğrencilerle öğretmene içten içe sinir olan öğrenciler olarak ikiye ayrılır ilk öğretim öğrenciliği.Samimiyet kuranların dezavantajı var demiştik onlar bunu avantaja çevirebilirler şöyle ki artık öğretmen ile daha samimi oldukları için şakalarınızı kaldırabileceklerdir. Sınıfta bağıra bağıra biraz kaliteli espriler yaptığınızda öğretmende sizinle bir gülecektir. Kimileri abartık kopya çekme şakaları bile yapacaktır ileride :)Kopya çekmek ayrı bir konu başlı başına. Her öğrencinin okul yıllarında mutlaka bir kopya anısı vardır. Ya kopya çekmiştir ya başkasına vermiştir ya da en kötüsü kopya çekmeye teşebbüs edip yakalanmıştır. Yani okula gidiyorsanız kopya anınız vardır. Tabiki kopyaya başlamak o kadar kolay değil. Önce kendi yöntemlerinizi geliştirmelisiniz.İlk kopya teşebbüsleri antik Yunan zamanında tespit edilmiştir. Filozofların birbirlerinden kopyalar çekerek felsefe yaptıkları saptanmıştır zira bu günde bilinmektedir bu gerçekler.Her durumda kopya çekebilen öğrenciler vardır mesela. Öğretmene bakmaksızın kopya çekebilenler en yeteneklileridir bunların. Öğretmen öğrenci ayırt etmeden kopya çekerler. Bunlarda 2 ye ayrılır aslında. Bir kısım kopyacı,kim olursa olsun onun kağıdındakini geçirir kağıdına. Yani kağıdındakinin doğru olması değil başkasının yazması önemlidir onun için. Diğer grup ise biraz daha zeki sayılabilecek kopyacılardır. Belli kişilerin arkasına otururlar. (bkz: kırmızı kurdele ile iki yanda toplanmış saçı olan kız,beden derslerine çıkmayan onun yerine sınıfta oturup defterine düz çizgi veya alfabeden harfleri yazan erkek.)Kopya çekmek istedikleri kişi eğer nazlanıyorsa önce ısrar edilir daha sonra tehtid edilir en olmadı omzundan tutmak suretiyle kenara çekilir ve meslek icraa edilir. Kopya çekmeğe başlamak çok kolaydır. Bunun için gerekenler bir adet çalışılmayan yerden gelen soru ve bir adet ön sırada oturan ve sizin yapamadığınız soruyu yapan öğrenci. Malzemeler alınır ve sınava sokulur. Öndeki öğrenci sizin yapamadığınız soruyu yaptı siz bunu bir şekilde öğrendiniz ama geçiremiyorsunzu kağıdınıza. Öğretmen sanki sadece sizi süzüyor. Mimlenmişsiniz gibi hissedersiniz. Hele birde “herkes kendi kağıdına baksın” dedi mi öğretmen, tamam bitti buraya kadarmış dersiniz. Korkmayın genelde öğretmenler bu sözleri sizin gibi korkaklar için söylerler. Heyecana gerek yok daha sınavın bitmesine çok zaman var.Önce öndeki öğrencinin omzunun üstünden bakmaya çalışılır ama aksikiğe bakın ki öndeki arkadaşa sorular çerez gelmiş arka tarafa geçmiş. Kısacası sizin istediğiniz sorunun cevabı kağıdın önünde kalmış. O ön tarafı döndürene kadar bende başka soru yaparım deriz sanki ön tarafı döndürdüğünde kopya çekeceğimiz garanti gibi. Hatta yaptığınız soruları sayarken kopya çekeceğiniz sorularıda sayarız yapılmış olarak. O soruların puanınıda ekleriz. Herşey üst üste gelir birden arkadaş yerinden kalkar gider “nereye gidiyor acaba daha sınavın bitmesine çok var otursaydıya 5 dk daha şurda,aha tamam batırdım sınavı babama(anneme) nasıl söyleyeceğim bunu” gibi yakarışlar vuku bulur içinizde. Yine telaşlanmaya gerek yok arkadaş öğretmene soru sormaya gitmiştir geri gelecektir. Geri gelir yerine oturur ve o da ne kağıdın ön tarafı çevrilmiştir. Hemen boynunuzu uzataraktan omuz üstü taktiğini kullanabilirsiniz. Baktınız baktınız bakamadınız artık telaş edebilirsiniz çünkü sınavın bitmesine 5 dk dan az zaman kaldı. Siz daha 2 soru yapmadınız. Sonu hüsranla biten bir kopya anımdı bu benim :)Tabiki bu anının çok fazla çeşidi var ama konu hep aynı; kopya çekmeye kalkışılır ya kopya çekilir ya da “0” çekilir. Kopya çekerek sınavdan kopya çektiği kişiden daha fazla not alan çok kişi vardır mesela. Onlara kısaca ballı denmektedir. Kağıtları tamamen anonim bir çalışmanın ürünü olduğu için herkesin biraz katkısıyla not yükselmiş sınıfın en yüksek notu haline gelmiştir. Eğer pişkinseniz birde bununla övünürsünüz :)Daha ilerde sınıfla iletişiminiz arttığı için sınıf artık ortak hareket etmeye başlayacaktır. Kendi aranızda test sınavlarındaki şıklara şifre koyarsınız. meselaa şıkkı için “çok zor”b şıkkı için “zor”c şıkkı için “kolay”d şıkkı için “çok kolay”e şıkkı olanlar için ise “yapamadım bende”dersiniz. Yani şöyle: siz sesli bir şekilde veya en azından sınıftaki zeki öğrencilerin duyabileceği şekilde soruyu sayısıyla birlikte öğretmene sorarsınız. “Öğretmenim 18. soru yanlış olabilir mi sonuç çıkmıyorda?” ve daha önceden şıkların şifrelenmiş hallerini alan zeki öğrenciler patlatırlar cevabı. “aaa ben yaptım o soruyu çok kolay bence” der ve siz “tamam öğretmenim işlem hatası yapıyormuşum çıktı sonuç” deyiverirsiniz.Bu yöntem genellikle sınavda bağıra bağıra soru sorduran öğretmenlerin gözetmenliğinde gerçekleşen sınavlarda kullanılır. Bazıları “hocam kaç dakka var” bile dedirtmez,onlar için ise daha farklı yöntemler geliştirmelisiniz.Kopya yöntemleri ve anıları 1. bölümü sonlanmıştır 🙂 Kaç bölüm süreceğini allah bilmektedir…