Yine bir hastane. Yine aynı trajedi.İçeri girer girmez bir şeyler yüreğimi sıkıştırıyor- bir şey değil sadece bir çok şey , hepsi bi anda hatta aynı anda-.Ben hastanelerden nefret ediyorum. Doktorum yasakladı bana bu cümleyi , eğer bu şekilde cümle kurmaya devam edersem yaşadığım ataklar devam edecekmiş , öyle söylüyor.Doğru söylediğinden bile emin değilim.Tekrar tekrar söyleyesim geliyor;-Ben hastanelerden nefret ediyorum!İlk panik atağımı hastanede yaşadım ben. Her seferinde ilk panik atak aklıma geliyor.Tedavim devam ediyor ,hatta doktorum iyi gittiğimi söylüyor ama sadece telefonla konuştuğumuzda.Hastaneye gittiğimde herşey sil baştan oluyor…Bana bunu doktora gitmek olarak nitelendirme diyor, beni ziyarete geliyorsun bir dostunu, bir sırdaşını…Yalan söylüyor. O benim ne dostum ne de sırdaşım.-Hastanelerden nefret ediyorum!Çünkü ben hastaneye girer girmez , herşey değişiyor.Ölme korkusu kaplıyor için, nefes alış verişlerim değişiyor. Bir keresinde annem yanımdaydı gözlerimin çok garip olduğunu söyledi , hiç böyle gözler görmemişmiş. Annemi bile korkutmayı başardım…Nefret ediyorum bu hastalıktan…Dışarıdan bakıldığında içinde her türlü lüks varmış gibi gözüken saçma sapan binalar, döner kapılar, sonra sizi şapşal gülümseye çalışan suratlarla karşılayan görevliler… Ve hastalar. İçim bulanıyor yine. Bir gün bir hastanede tedavi olmaya çalışırken öleceğim, biliyorum ölümüm böyle acınası bir şekilde olacak… Ellerim terliyor yine…En çok da hastanelerden, hasta olmaktan nefret ediyorum. Ölümcül bir hastalığım olsaydı keşke, tedavi edilemeyecek bir hastalık. Doktorlar benden ümidi kesseydi keşke, yeter ki ben hastanelerde olmasaydım. Hepsine katlanabilirim , tüm acılara. Ama hastaneye girmeden son günlerimi geçirseydim. Huzurlu bir şekilde, panik yok , atak yok…ve tabi ki sevdiklerimle…Ölmekten korkuyorum ama ölmek istiyorum. Onu huzurlu ve ölümü severek, gözlerim ışıldayarak karşılamak istiyorum…