Hançerdi tırnaklarım dün gece bedenime. Avuçlarımdaki kan akçesi, neyin bedelini ödeyebilirdi ki…Uzağa bakınca karanlıkta, bütün renkleri seçebilirdi gözlerim. Bakmadım, bakamadım. Korkudan ve korkaklığımdan beklide… Meziyet midir korkaklık ? cesaret mi?Haydi kendim, şimdi sevin kendine. Korkaklığın büyüttü seni, aldı başını, göğe erdirdi.Ağardığında gün, adımlarım yavaştı. Yetişme telaşı yok ve sıradan bir nefes. İp atlamadım çocuklarımla ve simit almadım kendini dinozor sanan Cihan’ a.Hiç yemin bozmadın ey kendim. Sakın ha! kalsın başın erdiği yerde, lakin unutma ayakların yerde.Götür beni ayaklarım portakal bahçelerine.
yorumlar
Öğretmenim, bir bilet al, atla otobüse, gezdireyim seni portakal bahçelerinde. :))
Hemşo sen biliyon bu işi be. Ben yazsam bi şiir, neler derler acep? Bi ara deneyecem, merak ettim.
Anladım, hemen çalışmalara başladım…
Baya zor bi iş gibi gözüküyo ya, vazgeçtim ben…
kendiyle savaşmadan insan, dünyayla savaşamaz…ama sanırım biraz daha kan akmalı… daha sert saldırmalısın… =) o zaman daha çok keyif alacaksın yaşamaktan, sana söz veriyorum… =)
Sevdalum lö bu ne ?kafana bizim inşaattan ameleler tuglamı düşürdi?yosam… bozuk paluk mu yedün?Sana halis organik bal gönderem bi silkelen breh.Bu ne bicim moda baba şiirimsilerden bög geldi tek sana demiyom ha alınma :-)) Cihanı kücümseme derim inceden .Adamı her hale sokan odur da !!! vııızzz……
kendini bulma savaşı verenlere…” Ey Kendim!Bilmiyorum beni dinler misin ama, sana birkaç şey söylemek istiyorum.yaşam farkı bir cihete sürükledi seni; yeni yeni insanlar, yeni yeni kitaplar, yeni yeni kavramlarla tanıştın. Ne büyük bir heyecandı senin için. Sanki dünyaya tekrar gelmiş gibiydin..Birdenbire kendini dünyanın en şanslı, en kısmetli kişisi sandın…sonra…etrafındakilere bakışın değişti. Yahu dedin, bu insanların hali ne olacak? Bir silkelenseler de kendilerine gelseler…derken kimseyi beğenmez oldun. Ne bu avam tavırlar, hiç mi tefekkür etmezsiniz, dedin…Evet, evet.. Bunları dedin.. Üstelik sadece bir iki sayfa bir şeyler okudun da “ oldum ” sandın.. “ Piştim ” sandın… Uzaktaki mum alevini gözüne kestirdin diye, “ yanmış ” mı oldun, a saf “ kendim ”..Altında çelimsiz merkep varken, sanki son model mercedese binermiş gibi milletin faytonuna laf ettin!..Ne büyük “ zan ”, altındaki merkebi mercedes zannetmek…Ey Kendim! Kendine gel…yaşadığın herşey iyi ya da kötü sana yaşamı tanıman için bir vesile olmuyorsa.. orada dur.. İşte asıl tefekkürü orada yap.. Görelim bakalım tefekkür nasıl olurmuş..Ey Kendim!.. Dediğim gibi, kendine gel.. Yoksa ben getirmesini bilirim “…
sadece o satır bana ait zaten buklet, gerisi alıntı olduğu için tırnak içinde…
ey kendim!sırtın duvara yaslı, minderin üzerinde bağdaş kurmuş oturuyor, çalışıyorsun. yine zihnin olmasını istediğin yerde değil. az önce de ordular önlerine geleni paramparça etmek için yürürken, sen elindeki silahları bırakmış, hüzünlerimi toplamak için yanı başımda yerini almıştın.yağmur sağlam yağıyor, ve sen yine yüksek sesle konuşuyorsun. kitaptaki bilgileri yüksek sesle tekrar edince daha iyi anlayabildiğimi sanıyorsun, ama biliyorum ki aslında gökgürültüsünün sesini bastırmaya çalışıyorsun – ben korkmayayım diye. oysa hüzünle hiç sevişmedin sen. o yüzden rahat ol, ürkütmüyor beni sesler. hem benim ulaşamayacağım hayallerim var. yalnız kaldığımda yalnız kalmamam için.sana kimi zaman arkadaş, dost, gönüllü olduğum, kimi zaman da baş kaldıran, tutkulu, gözükara bir düşman olduğum için yeriyorsun beni. dengesiz diyorsun bana, oysa evrim geçiren bir mahçupsun sen aslında. ve ancak beni karşına alıp başa çıkabiliyorsun kendi naçizane tarihinle, anlıyorum. ama bakıyorum, uyuyorsun. bakıyorum, uyumaya devam ediyorsun. ben öyle ısrarla bakıyor, sen de bana inat; öyle ısrarla uyuyorsun.ey kendim..birazdan yine bana kızacak ve susturmak için uyanacaksın. sözlerimin içki koktuğunu düşünecek, sırf bu yüzden sözlerim bittiğinde sendeleyecek ve bir süre sonra tekrar düşeceksin.
Ey kendim;Sana ne desem boş, yine bildiğini okuyacaksın..Neee, bana meydan mı okuyorsun..Sen busun işte..
ben de puellanınkini beğendim sevdalımhayat…
sevdalımhayat
Sevdalım, biz ne zaman barışıcaz..
beğendiğinize sevindim..
eneee küsmüsünüz siz yav???
O hissi yakalamak adıma 40 cm lik saçımı 5 cm e düşürdüm bugün, moralım bozuk..
güceniklik an itibariyle bitti gitti sevdalımhayat, uzatma bakem…
Teşekküer etttim ben de :)..
kuru kuru teşekkür olmaz ama, yazısını dutcen :))
ouuvvv… saçlar gitti ha! ani bir karar sonucu gelen dramatik değişimler ancak bir ciddi bir sebeple varolurlar ve genellikle saça yansırlar. bir kadeh şarap eşliğinde ben de bunu yöneltmek isterdim @pbk’ya!evet yavrum, bize açılabilirsin. derdin ne?
Off Pilli Pati, off, bu gün kendimi peynir ve şaraba teslim ettim..Güçlü bir kadın olmak, iyi mi yoksa kötü mü diye tartışıyordun sabahtan beri kendimle, Sevdalım ın bu yazısına denk geldim..
@pbk, bırak hayat yürüsün. bazen fazla güçlü olunca, başkaları da senin omuzlarına yıkarlar hayatı…@shadowy, gölgelere bakıp konuşmak gerekir bazen. eğer yoksa insan sandıklarının içinde tıynet. en azından gölge huşu içinde dinler.
Eski yeni farkeder mi, önemli olan anlaşılmak..
bir dakika ne oluyor yahu! an itibariyle şaşırmaktan bir şey yapamıyorum.
Pati, sen de anlamadıysan, kaput bu gece..
abi ben bakmam. sen yaz. diğer blogdayım. bittiği zaman çağırın gelirim.
@devilor, bir şeyleri bekliyor gibi… gerilerde bir yerlerde şimşekler çakıyor. gök yerle bir elektrik çakımı yakınlığında… yağmur henüz buralara varmış değil. yağsa rahatlayacak.
Yağsın o zaman, ıslanırız , yağmuruyla hepbirlikte..
@devilor, yağmur kuruyan bedeni bilir gelir, damla damla düşer ıslatır yeşertir. yorguna enerji, bitene başlama gücünü yeniden hissettirir.
anladığın kadar.
Gul sarabi , 2007 surum ama fena da degil tadi
timbuktu
boğazkere olmazsa içmem abi. böyle boğazı kesecek buracak. yanında bademi bir parça peyniri de eksik olmayacak. ondan sonra ayılıp yola çıkabilirim vesselam.
Bende, Sevdalım Rio kızları ve Hadisenin seksi elbisesini ne zaman bırakacak da şöyle özlediğimiz güzel bir yazı yazacak diyordum. pek güzel olmuş.Nisan_Mayıs gibi gel buralarda çiçek açar portakal bahçeleri. hatta çok uzağa gitmeye gerek yok, bizim memlekette yol refrüjlerin de bile portakal ağacı olur :))
Çukurova.
Kendimle randevum vardıiki saat bekledim, gelmedimherhalde işim vardı
:)))
hadi ordan
sen kime diyon yahu shadow
ha iyi o zaman bir an sevdalıma yazdıgım kelimeyi sen üstüne alındın zannettim de…iyi bari
kimmiş kardeşin
evet çelişki
seni seviyorum,seni özlüyorum da,sahi sen kimdin?buraya uygun olduğunu düşündüm :))
Eski deyimle söyleyeyimDurum vahamet kesbetmekte….
hoşçakal portakal bahçeleri…
mağrifet bakan gözlerdedir…insana,doğaya,düzene ve illede kendine,hoş bakınız zatınıza üstadım.
ve önemli olan ayakların yerde olmasıdır,yere sağlam basması,portakal bahçelerine götürür vakti geldiğinde,yeterki sen istemekten vazgeçme …
deelalım sen nerelerdeydin yahu
portakal bahçesine götürüyüm mü seni
beni götür beni götür noluuuurr
sevdalım deme yahu öyle mi oldu:) bende yakasına yapışmış gibi hissettiydim zati:)
Shadowy bu salvadaor dalinin yaptığı bir eser midir acaba?
tanırım ben adamımı:) onun hakkında bir yazı hazırlıyordum bende..
bakalım:) kaç gündür başlıyorum bir yazıya onu bırakıp diğer konuya geçiyorum…
zaten dali hakkında yazmıyorum artık değişti yine:) onun hakkında yazılmış bir kitapla ilgili yazıyorum:) dali hakkında çok şey yazıldığını düşünüyorum bende, Allah ömür verirse dali imzalarını araştırıp yazmak istiyorum bi şeyler, daha profesyonelce tabi…
hoşbulduk arkadaşlar,portakal bahçelerinden geliyorum demek isterdim.
…içindeki yabancıya söyle gitsin!
ne alaka olmasın şimdi bu şarkıı çok severim de sevdalım ondan ekledim:)
portakallar çiçeklerini açmış… çevreye yaydıkları koku inanılmaz
ben bir yalan uydurdum:)))
duma, duma, dummm
Akoni, senin şu çocuk ruhun yok mu, bayılıyorum inan..
@pbk, bazen ben de kızıyorum.. hiç yaşımın kadını olamadım…
”Yaşının kadını olmak”, bunu söyleyenler emin ol senin gibi olamayanlardır, böyle çok iyisin..
İstemem de olamıyorum..sol yanım hiç büyümüyor hep çocuk kaldı. Baharı ve yaz aylarını çok seviyorum… kıpır, kıpır oluyorum yerimde duramıyorum denize, güneşe aşığım. Kapalı hava ise kâbusum oluyor. Kısacası ben buyum
sevdalım hani sana sözvermiştim ya portakal bahçelerine götüreceğim diye, götüremem çünkü artık yaşadığım şehirde portakal pahçeleri yok!!!şeftali ve armut var olur mu??? 😉
e aşk olsun sevdalım sana.