sana ne zaman sırtımı dönsemkasıklarıma haçlılar saldırıyorkıtlık çıkıyor bütün atomlarımda veuzağa ayarlı bombaların pimleri fışkırıyor tanrının vajinasınakitaro susuyormahler susuyorbir tek bach kalıyor saçma rönasans tınısıylave ben intiharın merteğinden dönüyorumdonumda kokuşmuş yemek artıklarıylaezan okunuyordağılıyor curcunasana ne zaman elimin tersiyle vursamo bilyeli kabusu görüyorum yenidenhani şu dökülmüş kıl diplerimdeküçük bilyeler gördüğüm kabusutesbih böcekleri gibi diziliyorlarher seferinde derimin üstündeve ben ağlıyorumkitaro üzülüyor sustuğunamahlerin parmakları kangrenden dökülüyorbach memnun yapılan yeniliklerdenbir notadan diğerine geçerkensavaş çıkıyor modernizme direnen evlerdeve ben götüne dinamit tıkıyorum dünyanınkaçabilecek bütün delikler kapalıaleyhteki bütün deliller veraset ilanıbütün devlet başkanlarıbach dinledikleri için savaş suçlusu artıkevdeki sehpaların hepsi ilmeklerin altındakan damlıyor çamaşır iplerindenve ben sana ne zaman cesedimi hediye etsemtırnaklarım uzuyorparmak uçlarım acıyor yüzüne dokunurkengöğsüm acıyoryolda bulduğum ne varsa dökülüyor ceplerimdenbiraz yağmur yağıyor sehpaların üstünebiraz vahiy iniyorkitaro çalmaya başlıyor yenidenmahler annemi getiriyor kollarındabach’ın kasıklarına haçlılar saldırıyorve ben hayatımda belki de ilk kezsırt üstü doğuruyorum kendimiilham perilerin bana güneşi gösteriyorparmakların tanrıyı çekip alıyor içimdenyüzüm gerginruhumun şarapnelleri bir diktatörün vajinasından fışkırıyoraklım galip geliyor savaştığım o boşluğave belki de hayatımda ilk kezbu kadar temiz öpüyorum seniilk defa öpüyorum yeni bedenimleve bir yemin gibiyaşamak için dokunuyorum meme uçlarınaezan okunuyorbaşlıyor curcunacelâl hikmet13309 mudanya
yorumlar
Epey cüretkar olmuş.
Neden vajina ??? pekala penis de şık dururdu.
önemli olan içerik ve niteliktir; bundan hep bahsettik… sizin takıldığınız noktalar kelimelerin beyininizde oluşturduğu tınılardan başka bi şey değil… vajina deyince vajina anlıyorsunuz sadece, meme ucu deyince meme ucu, sik deyince sik anlıyorsunuz… belki de onlara basıyordur kafanız sadece, bilmiyorum… ama bu şiirde de olduğu gibi hepsinin çağrıştırdığı metaforlar vardır ve onların yerine kullanacağınız başka kelimeler şiirin ruhunu zedeleyebilir… sıçmak yerine kaka yapmak derseniz kendinizi yeniden kreşe yazdımanız gerekebilir…ilkincil anlamların çelişkilerinden kurtarın kendinizi… böyle kelimeleri kullanmak yerine onları çağrıştıran kelimeleri kullanarak hayal gücünüzde fantezi yaratmak istiyorsanız bilemem… vajina yerine bacak arası deseydim ve siz onun aslında vajina olduğunu hayal etseydiniz daha mı mutlu olurdunuz?.. peki o zaman, aslında vajina derken amdan bahsediyorum; bunu hayal ediniz… amacınız yine de şekillenecektir…kırın ufuklarınızı ve yıkın tabularınız… bunların hepsi görüntü oyunu… hepiniz kimliklerinizin fotokopisini kullanırken nedir bu olmadığınız gibi davranma isteği…geçiniz efendim…
thing, farkındaysan sana yönelik kişisel bi şey söylemedim… =) sen burda mesai doldurup maaşını işletiyorsun… =) görev bilincine sahip olmanı takdirle karşılıyorum… =)
Hadi yaaaa!Böyle kelimeler kullanarak biryere vardığın sanacak kadar cıulız olduğunuzu sergiliyorsunuz bayım.
thing ve buklet’e katılmıyorum, k.iskender’in metinlerini de takip ederim üstelik, celalhikmet alıntı / öykünme / kopyalama falan da yapmıyor.şiirlerindeki paralelliği çok seviyorum üstelik. şiirin başında aldığı imgeyi havada bırakmıyor. çok iyi bence.
Porno video eksik. Onu da eklesin şiire hee ?
altın telli kafeslerinizden elinizde sıcak şarap kadehleriyle dünyaya bakarsanız kendi beyniniz küçük atmosferinden başka bi şey göremezsiniz… “her şey otobiyografiktir” der chuck palahniuk… verdiğiniz tepkilerin nedenini biliyorum… bu tepkilerden başka bi şey söyleme şansınız yok, çünkü hayatınız böyle… balkonlarınızdan dünyaya bakıyor ve kendinizi yaşıyorum sanıyorsunuz… hepinizin demir yığınından başka hiçbi anlam ifade etmeyen otomobilleri var; belediye otobüsünde diğer insanlara götünüzü sürterek ulaşım araçlarını kullanmıyorsunuz… hepinizin bilmem kaç kanalı gösteren plazma televizyonları var; yemek çatalı kullanarak anten yapmak nedir bilmiyorsunuz… hepinizin ajandalardaki saatlerin karşısına insanların isimlerini yazıp onlara sadece o kadar zaman ayırıyorsunuz… saatiniz geldiğinde yemek yiyorsunuz, saatiniz geldiğinde tuvalete gidiyorsunuz, saatiniz geldiğinde sevişiyorsunuz… hayatlarınız başkaları programlıyor ve siz kendinizi modernizmin en büyük nimeti sanıyorsunuz… gazete okurken vatan kurtarıyor, okuduklarınızı bi kenara koyduğunuzda ettiğiniz sözde küfürleri unutuyorsunuz…ondan sonra da burda gelip saçma sapan ahkamlar kesiyorsunuz… kafeslerin içinde sahiplerinin kendisini beslemesini bekleyen zavallılardan başka bi şey değilsiniz… “özgürlük sorumluluklarının bilincine varmaktır…” der engels… siz kendinizin bile farkında değilisiniz…ve ambjörnsen’in dediği gibi “köpek efendi istemezdi, efendi onun hayatını yıkmasaydı eğer…” siz “sözde” efendilersiniz… ya a onlara özenen zavallılar…
senin gibi balkon lalesi olmaktan iyidir moruk… =)
balkon yerine başka bi kelime kullanacaktım, ama seninle uğraşmak için mesai ayırmak istemiyorum…üzgünüm… =)
http://celalhikmet.sosyomat.com/blog/2911982dün gece koyduğum ve daha önce sosyomatta yayınlandığı için basılmayan öykümün linkidir… paylaşmak isterim… =)
fakir edebiyatı. Acıdım, beyin fakiri arkadaş. :((
Bizim en alt katta öğrenci evi var. Hemen giriş kapısının yanındaki pencerelerine bir anten kablosu ve ucunda da çatal takıyorlardı. Ben bir sabah iyiliğim tuttu ve dışarı çıkarken dolaptan bir adet zeytin alıp o dışarı sarkıttıkları çatalın ucuna tutturdum. Ama hiç makbule geçmediğimi akşam döndüğümde anladım. Öğrenciler pencere camına: “Yarın sabah çatalımıza jambon tutturun lütfen!” yazıp asmışlardı.
beyin fakiri mi dediniz öğretmenim sanırım siz öğrencileri iyi teşhis edemiyorsunuz yeterlilik eksikliği tanısı koydum size ne kadar ayıp yapılandırmacı yaklaşıma çok ters dpğrusu! bi kendimize baksak diyorum artık! vakti geldi de geçiyor.
sevde837, canınız dalaşmak mı istiyor? Havamda değilim, yarın gel.
yok canm seninle münakaşaya girmem benm öğretmenlere saygım vardır ama ne yazık ki sizin öğrencilere yok eksiğinizi tammlayıp yarın siz bana gelin bir mani görmüyorum!
haklısın sörsi cesaret ve donanım olmadığı için donanım alamıyor olabilirsin neyse ben öğretmenime saygısızlık etmeyeyim
seni adamdan saymayarak mors etmeye çalışıyo olabilir bence sörsi bebeğim. çok özür dileyerek söylüyorum bunnarı tabii.
sevde837, bana bak herkimsen benimle uğraşma. Anlama özürlüysen bana ne. Anladığın kadar anla. anlamıyorsan neişin var burda, gel sana ders vereyim . ihtiyacın var.
yok canm senle inanki uğraşmıyorum lütfen yapmayın böyle alınganlıklar sadece yaklaşımınızı beğenmedim ve tavrımı belirttim siz işi dalaşmak istediğime kadar götürdünüz! üzgünüm
Sizin gibi birilerinin yalakalığına soyunanlara verilecek yanıtım ve zamanım yok .
bu da bişi deel sevde. daha fetoşcu dicek. nasıl olur bilmem ama bi şekilde bağlayacaktır.
bence uzatmak gerekmiyor manson cum Teacher saygıdeğer bir kişiliktir herkes fikrini söylemek de ya da söylememk de özgür 🙂
Bilim mi yapacaksın Tiçır yoksa. Çağdaş, hümanist modern şamanist bilimsel çabalarından uzak tutuyoruz seni. Kusura bakma.
ayy hakkaten sayın anthro. şamanisti iyi hatırlattınız valla. hafifin ne kadar renkli olduğunu unutmuşum.
konu adamdan saymamak, mors etmek değil. Tartışılacak birşey yok ortada.ben yanıt vermeyimce ne oluyor yani? neni mors mu eymiş oluyorsunuz? gülerim sizin tartışma anlayışınıza.
sevde teacherın saygıdeğeribilitesine laf eden mi oldu ki sen öyle dedin şimdi. ayıp bişi bnece.
yaftalamayı sen başlattın. Senin ne donanımın var göster bakalım. Sabaha kadar varım . buyur.
YOK MANSON BEN UZATMAYIN DEDİM CEVAP VERMEK ZORUNDA DEĞİL YOKSA KİMSENİN BİR BAŞKASININ KİŞİLİĞİNE HAKARET HAKKI OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Buyurun buradayım.
sörsi gel de amcalara donanımı göster bebeğim.
ben hasbihali anlamadım misal. hoşbişaal gibi bişi sanıyorum ama emin de değilim.
ne demek istediniz söyle misiniz?
en birinci cevap veren kazansın bence.
2 adet A4 tech mavs (biri sağ üstten hasarlı, pert), 1 adet locitek hoparlör seti (9V,700mA), 1 adet filips onyedi inç 107e6 monitör (Çok karizma ama, siyah), 1 adet inka klavye (hiperuzaya atlama, invizibiliti düğmeli), 1 adet A4 PK636MA çok megapiksel kamera (Hareket takibi yapabiliyo), bi adet sitres topu… Daha ekleme yapabilirim, bulutut aleti alıcaktım, unuttum onu…
donanım mı?………..
evet donanım.nesini anlamadınız hangi bölümünü? do’yu mu na’yı mı nım’ı mı?
Bence Sörsi’yi karşına alma hiç Tiçır’cım. Hiç doğru seçim olmaz. Bu alemde en son kızdırılması gereken bir kişi varsa o da Sörsi’dir.Şimdi bi donanımın allaanı gösterir şurda, hepimiz dumura uğrarız.
“Kuş beyinli” deyimini duydunuz mu?
kuş bakışı duydum bi keresinde ama hepsi o. adım hıdır elimden gelen budur tadında bi çaresizlik benimkisi.
Piramitin neresindeyim sanal camdan kimse anlayamaz. Başkalarının derdini dert etme derim sadece. Üzerine laf düşmeyen yanıt beklememeli bence.
Kendinize iyi bakın. İyi akşamlar.
işte seviyeli bir tartışma daha böylece sona erdi.
beyin fakiri tabirini kullanmak için ya bunun içini doldurmak gerekir ya da gerçekten bi bok bilmek gerekir… hani biri bi şey yapmıştır ve sen onun yanlış yaptığını düşünürsün ve ‘yanlış yapıyosun moruk’ dersiniz… ama bunun hiçbi anlamı yoktur… çünkü karşı taraftaki ‘bunun doğrusu nedir birader?..’ dediğinde verecek bi cevabınız yoksa -dediğim gibi- lafın içini dolduramamışsındır ve sizin de o yanlış yapıyorsun dediğiniz kişiden bi farkınız olmadığı ortaya çıkar… hatta bu öyle bi şeydir ki, eğer karşıdaki iddia ettiğiniz gibi yanlış da yapmıyorsa o zaman tek yanlış yapan siz olursunuz… özetle, birine ‘beyin fakiri’ diyorsanız ve bunun ne anlama geldiğini bilmeden ve ‘beyin zengini’nin nasıl olduğunu göstermeden ortada dolanıyorsanız ve -yine dediğim gibi- karşıdakinin hiç de böyle bi sıfatı yoksa, laf dönüp dolaşıp size kaçar… söylediğiniz lafı yemiş olursunuz… bu yüzden böyle lafları kullanmak son derece tehlikelidir… dikkat etmek gerekir…ha bu laf bana dedi diye söylemiyorum… ya da yaptığım bi savunma değil… sadece durum tespitinde bulundum… kimse üstüne alınmasın lütfen… =)
BU DA NE BEE!!Tam bir beyin amcuklamasu ,get ulan her boku şiir diye yayımlıyorlar .ayyyyy bayıliciiim ..okumam gari seni benden pass.
Beyin gelişimini etkileyen faktörler:1.Genetik,2.Annenin hastalığı,3.Zor doğum,4.Anne sütü,5.Beyni etkileyen ateşli hastalıklar,6.Yaşam tarzı, eğitim ve çevre etkileri,7.Beslenme özellikleri,8.Hafif ya da şiddetli kafa darbeleri,9. Aşılar,10.Genel anestezi altında geçirilen ameliyatlar,11. Stres,
(alıntı..)buklet, teşekkür.Yaşam tarzı ve aldığınız eğitim, düşünce ve hareketlerinize yansıyor.
İkincisi hariç hepsini denedim ben…
Edit: Su çiçee sayılır mı die soruyo annem..
kiloyla mı satılıyosunuz siz yoksa götürü usulü mü?..
”ve ben götüne dinamit tıkıyorum dünyanın”Kusura bakma ama göte birşeyler tıkmaya ne meraklısın, geçen gün de şarap mantarı tıkın demiştin, şüphelenmeye başladım senden..
göt deyince ne anladığına bağlı o pilli… sen zeki birisin… anlayacağını tahmin ediyorum metaforları…decoder takıcam bundan sonra şiirlere anasını satim… önüne gelen abuk subuk konuşmaz bari…
terbiye ve ahlak burdaki burjuva çocuklarının anladığı gibiyse hiçbiri yok bende majorian… haklısın…
Nereden anladın zeki olduğumu, oysaki ben belli etmemeye çalışıyordum..
kelimeler pilli… onları doğru okursan sana her şeyi gösterir çırılçıplak…ama okumayı beceremezsen burdaki çok insan gibi komik duruma düşersin…sen iyi okuyorsun ve iyi kullanıyorsun kelimeleri kendini anlatırken… iyi bi şey bu…
Çok mersi, senin fikirlerin çok savruk, dağınık, derinleştikçe kayboluyorsun, karmaşıklığın kendi içinde düzene girerse, iyi olacaksın..
derinleştikçe kaybolduğumu sanmıyorum moruk… derinleştikçe çoğalıyorumdur belki… o dağınık görünüyo olabilir… şiirlerde de oluyo o… dağınık gibi duruyor, ama hepsinin dayandığı ortak bi nokta var…ben sadece farklı anlatmayı seçiyorum derdimi… herkesin anlattığının dışında bi yerden anlatmayı seçiyorum… sorun -ki sorun da diyemeyiz- burdan kaynaklanıyor…insanlar herkesin kendileri gibi olmasını isterler, öyle olmayınca da uyumsuz olan sen olursun… durum budur…
Moruk lar yesin seni, kayboluyorsun dediysem kayboluyorsundur, karışıklık kendi içinde düzene girerse, seni yakından takip edeceğim, bana göre iyisin ama yeterli değilsin, daha sakin yaz, daha akıllı yaz..Kendim gibi olmanı nasıl isteyebilirim ki, sadece anlamak istiyorum, oynak kelime anlayışıma sığdırmak istiyorum seni, şimdilik anlamsız kalıyorsun bir çok konuda..Bukowski yi severim ama kendi içinde düzenlidir adam, gıdıklar gibi küfür eder..
Onu bunu bilmiyorum da, ben şu moruk lafının nereden hortladığını anlamaya çalışıyorum. Bu kelimeyi en son 17 Mayıs 1989 yılında okul balosunda bi örtmenimize diyen serseri çocuktan duymuştum. O gün bugündür sadece şimdinin yeni dindarı bir zamanların serseri ve tiki mankeni yaşar alptekin’in filmlerinde rastlıyordum bu kelimeye. Yeniden tedavüle mi sokuldu bu kelime?
benim orjinalim bu moruk… zamanla anlarsın kelimelere aşina oldukça… sadece önyargıyla bakmamak gerekiyor hiçbi şeye… kelimelerin ilk anlamlarıyla bakarsan anlamsızlığın kucağına düşersin… ben hiçbi zaman ilk anlamlarını kullanmam kelimelerin, başka anlamları vardı benim için hepsinin…neyse, şimdi moralim çok bozuk… laflarız daha sonra… tıkanık durumdayım…
Şair, burada hepimizi ”Mor” görüyor, anlamı sadece kendisinin ”Hüznü” dür..
Tamam bak işine den de yavrum. Ama kelimenin ilk hali mi kalmış ki ben de ilk haliyle bakmamaya çalışayım. Bu kelimeyi biz Nuh Nebi zamanında kullanırdık diyorum. Sen yazdıkça gözümün önünde zaman şeridi geçiyor. Sevmediğim 80’leri yaşatıyorsun bana.
Aklıma Yaşar Alptekin in dansı geldi, böööğvv..tayta bak yaw..
benim tevellüdüm o kadar eski değil… dünyada ilk görüldüğüm tarih 1983… ondan önce sadece fikirmişim, düşünce… moruk lafını da bukowski’den peydahladım diyebiliriz… pis moruğun notları… size yetişemediğim için kusura bakma moruk…moruk lafı belki de ‘çok yaşamışlık, görmüş geçirmişlik’ anlamına da geliyo olabilir… öyle de bakmak lazım sanki olaya… =)
Fiti nereye gitti, neden gelmiyor artık..
ben yeni sayılırım orda da… üç ocak sanırım ilk yazıyı eklediğim tarih… eskileri bilmem, bilmek de istemem…hatunum kırmızının kendisidir… =) aşkın ve huzurun… =)
sınavları var bu hafta içi pilli… onlara çalışıyor… aftan döndü, derslere girmeden dayadılar sınavları… eksikleri kapatmaya çalışıyor…ilerleyen saatlerde gelir belki… buralarda… =)
Kırmızıda huzur olmaz, aşk vardır, Carmen dir kırmızı..Siyahla birleşirse de kaç..
izliyorum sadece pilliburalarda gibiyim
siyah da benim… =) ve biz huzurlu bi çiftiz… =)
sen bi de benim keyfimi gör lesorcier… =)
zerafet iyidir
Lesörcüm, sen hiç, topuklu ayakkabıyla Tango yaptın mı..
zerafit iyi bi şey değil moruk… =) kristal takımının kırılmasından korkarsan mutlaka içlerinden bi tanesi kırılır… ve bütün takımı atmak zorunda kalırsın… =)cam gibi samimi olmak en iyisi… =) kırılınca kum olursun, ölünce toprak olacağın gibi… =)
kırmızımla çeliştik bu konuda… =) olur o kadar… olmalıdır da… =)
belki bi nebze kurtarabilir =)
Çelişmekten korkmayın, hatta çelişin çelişebildiğiniz kadar..
şu an öyle bi evreden geçiyoruz pilli… =) tam şu an…
pibek, sarsılmış durumdayım an itibarı ile. nasıl kendimi toparlayacağım o linkten sonra bilemiyorum.
Puahahahahha:))
koltukaltı?
ama yani bence de öeeğğkk
dans ederken ilahi bir şekilde başlayan müzik?
Kuş yuvası saçlı kız süper..
uykum geldi… =(
uykum geldi… =(