meramım şudur: on dokuzuncu yüzyılda mora’da doğmuş “rücu” sanatı üstadının meşhur gazeliyletoz toprak içinde kalan, polemiklerle duman olan hafif’ebiraz neşe gelsin istedim.yüz kaslarımız gevşesin, göz altlarımız buruş buruş olsun,kozmetik sektörü canlansın…efendim sümbülzade vehbi, hece ve aruz vezniyle yazdığı şiirlerle tanınır tanınmasına da, ders kitaplarında bu gazeliyle tanışmışlığımız yoktur.rücu, ilk dizeyi okuyanı tahmin edilenden çok farklı bağlamlara götürür ve ikinci dizede yumruğu çakar!ince ve derun bir zekâ göstergesidir velhasıl-ı kelam…rivayet olunur ki, bir gün padişah (III. selim ?) vehbi efendiye; “bana öyle bir beyit söyle ki, ilk dizende”kelleni uçurmak için buyruk vereyim, ikinci dizeninhitamında da seni kese kese altına boğayım” der.divan edebiyatı’nın en eğlenceli beyitlerinin havada zarafetle,büyük bir hınzırlıkla uçuştuğu bu güzelim eseri beğenilerinizearz ediyor ve farklılıkların “renk” olduğu gerçeğinibir kez daha tefekküre davet ediyorum.bilenler bir kere daha, bilmeyenler de şimdi tadını çıkarır umarım…Bezm-i hamam edelim, sürtüşürem ben sana,Kese ile sabunu, rahat etsin cism-ü canLal-u şarap içirem ve ıslatup geçirem,Parmağına yüzüğü, hatem-i zer dırahşanEğil eğil sokayım, iki tutam az mıdır?Lale ile sümbülü kâkülüne nevcivanDiz çökerek önüne ılık ılık akıtam,Bir gümüş ibrik ile destine âb-ı revanSalınarak giderken, ardından ben sokayım,Ard eteğin beline, olmasın çamur amanKulaklarından tutup dibine kadar sokam,Sahtiyandan çizmeyi, olasın yola revanÖyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç,Düşmanın bağrına hançerimi nâgihanHerkese vermektesin, bir de bana versen,Avuç avuç altını, olsun kulun şadumanEğer arzu edersen ben ağzına vereyim,Yeter ki sen kulundan lokum iste her zamanSen her sabah gelesin, ben Vehbi’ye veresin,Esselamü aleyküm ve aleykümüsselam.
yorumlar
Çok akıllıca, o zamanların yeraltı edebiyatı buydu belki de. Edebiyat var, felsefe var, argo var, mizah desen o da var:)
Sağol varol Mefkud
Bunu uzun zaman evvel okumuştum ve epey kahkaha atmıştım. Teşekkürler aynı anları yeniden yaşattınız, dejavu oldum gibi
birinci mısralar ayrı, ikinci mısralar ayrı okunur, daha bi datlu olur.imza: palas pandıras inziva palas ahmet muhip dranas
Mefkud hatırlattığın için teşekkürler:))))
ooy oyyy.. =)padişahım çok yaşa..
teşekkürler efendim.
bak sevdügümün govdesü keşden daha akdurkendü yuvalakdugor benlerünü gap gara say ki bi budakdukökden pıtırakdugollarunu şöyle yuduv tolma gabakduçok ganu sıcakdugun yüzlü kömür gozlü gozel dün bana bakdumeylim ana akduyüksek müsadelerinizle, abdülaziz’in pek beğendiği galip paşanın sembolleriyle kadın vucudunu anlattığı bir şiirini ilave etmek istedim.
Mefkud cok güldüm Allah’da seni güldürsün… Süpersin vesselam.
pes artık! bu kadarına da pes doğrusu!pelitas beyefendi!sana ve senin gibilere…okur musun yoksa “occure” mu???ben burayı (yani hafif’i) her türlü zelil, süflî komplekslerinden arınmış bir halde yazı yazanlarınserbet kürsüsü olarak gördüm, bildim.sen??? sizler???sizler en ucuz insanî zaaflarınızla sökün etmeye başladınız yine.aynı nargileyi avuçlayan, kafasını cilalayan birkaçrumuz daha var ne yazık ki…derdinizi anlıyorum. ama burası bu ilkel zaafiyetlerindoyurulduğu bir platform değildir.komplekslerinizi masanıza koyun ve sadece ama sadeceyazdıklarınızla var olun!!!ona buna çamur atarak, sataşarak değil!önce bu basit kuralı içselleştirin, sonra klavyeye döktüklerinize göre adamlığınızın kalibresine bakarız.ucuz sataşmalardan bıktım!!!bu ne küstahlık! “ben herkesten faklı yazarım edasıyla” klavyeye alınmışmış!!!bu ne terbiyesizlik!maşallah hafif’in falcıları, gaib uzmanları ibadullah!!!bu çok çirkin bir yaklaşımdır.bu kafadaki, kompleks kumkumalarını şiddetle protesto ediyorum!!!yıllar önce çalıştığım işyerinde işe yeni başlayıp sağa sola (sizler böyle diyorsunuz) ayar vermeye çalışanlara şöyle derlerdi:ulan, daha sıçtığın bok kurumadı bu ne afra tafra,bu ne havalar!daha dün üye olmuşsun hafif’e…önyargılarına teslim olmuş, için cayır cayır yanıyor…bencileyin gayesi sadece yazdıklarını paylaşmak olanbir herife utanmadan, aynaya bakmadan,boyunu bosunu arşınlamadan, yazdıklarımdaki “ruh”u tanımadan bana sataşmaya yelteniyorsun!kendini tanı önce!aynaya bak ve utanma duygun varsa biraz utan vebir süre elini mukaddes klavyeye uzatma!”duyu organlarındaki arıza”nın sebebini söyleyeyim kardeş:”miir furyasına bir ataç” yazına eklediğim bol düzeltmeliyorumum senin canını epey sıkmışa benziyor.hani -da’ları ayırmaman, “sigara izmariti” bilgisizliği vs.yazmaya çalıştığın “şiir”deki teknik/temel yetersizliğini ortaya koymama “teşekkür üstat” diyen kardeşimiz,şimdi kalkmış bana içindeki hastalıklı, irinli sıvıyı bulaştırmaya çalışıyor.brutus sendromu!yemezler!ben burada yüzlerce “tuttum” alan yazıların trüklerini senden çok iyi bilirim merak buyurma!sen suya, “bu” derken benim bu trüğü deşifre etmeye kalktığım yazıma gelen küfürleri okuyordum kardeş!benim ne “herkesten farklı yazma” gibi bir kaygım, kompleksim var, ne de aşırı “tutulma” merakım…sadece ruhumun en mahrem yerlerini açmıştım burada.bunu bile anlamadın(ız).rahmetli oğuz atay gibi günlük tutmaya başlayacağım sonunda!”canım insanlar, sonunda bunu da yaptırdınız bana” cümlesi meşhurdur da…o kadar intikam lavları ruhunu kavurmuş ki, sümbülzade vehbi’nin o meşhur rücu şaheserini niye serbest’e gönderdiğimi açıklayan cümlelerimi bile yok sayıp kafandaki saçmasapan zihniyeti bana ihale etmeye çabalıyorsunacz içinde…kafası biraz çalışan her canlı bu yazının ne amaçla yazılıp gönderildiğini anlayabilir…sen bile… ama niyet üzüm yemek değil ki!!!anladım seni. art niyetlilerle, komplekslilerle daha fazla vakit harcamak istemiyorum.ne biçim insanlarsınız yahu!işiniz gücünüz kamplaşmalar yaratmak.”ötekileştirmek” üzerine bina etmişsiniz mevcudiyetinizi.acıyorum sizlere. tamam canım, sen de bana acı.evet, bunları yazıyor olmaktan hicab duyuyorum.yazı tarzım sana “farklı” geliyorsa, gelmişse bundan gocunmayacaksın.”farklı” olana hoşgörüyle bakmasını bileceksin.herkesi kendin gibi bilmeyeceksin.arı, duru, safiyane hislerle gayesi sadece “paylaşmak” olanlarla üçkağıtçının, kolpanın, düzenbazın ayrımınıyapabileceksin!benim yapabileceğim bir şey yok, sizlerde baş vermiş bukomple komplo akıldâneliğine…hepinizi allaha havale ediyorum!
söz konusu yazıyı okuduğumda “furya” kelimesi çok rahatsız etmişti beni.. önce bir şeyler yazdım.. sonra vazgeçtim yollamaktan.. kimseyle uğraşacak halim yok çünkü bu ara.. sonra mefkudsan efendinin yorumunu okudum yazı altında.. duygulara tercüman açıklamalar.. bir nebze ferahladım.. ve zatı şahanelerinin “kelimeden alınan tad” hususundaki açıklamalarının bir intikamı şeklinde yine aynı “tad” vurgusu ile gelinmiş buraya.. e biyere kadar görmezden gelebiliyor insanevladı da.. yeter be dünyakardeşim.. yazanlarla değil, yazdıklarınız ile meşgul olun.. farklı renklerin şenliğini, karnavalını müşehade edin.. terennüm eden binbir bayraklı lezzetleri tatmaya çalışın.. aptalı, akıllısı, ahmağı, zekisi, kukudelisi, bilgilisi, cahili, cin olmadan adam çarpanı.. binbir çeşit insan var burda.. lezzetleri tatmaya çalışın üzerine tükürmeden evvel..
beğenmemek ayrı şeydir.. beğenmiyorsan beğenmedim dersin…. itham ettiğin şeyleri hele bir düşün pelitas..
Ahkamınızın arasında gecen “siz ne biçim insanlarsınız yahu” yakıştırmasıda hiç hoş değil. Burada insanlığa değil yazılanlara yorum yapılıyor Mefkud efendi.
Ben yazıda bulduğum temayı işledim yalnızca.
Anlamıyorum ne oluyoruz böyle?Beğenmeyen okuduktan sonra kapıyı çeksin çıksın.Kalmasın bu odada ya da doğru düzgün ve saygı çerçevesinde yorum yazılacaksa yazılsın neden “itham” ??!!!Keza mefkudun bu kalıptaki yorumları kesinlikle değerlendireceğini dikkate alacağını düşünüyorum.Pelitas ifadelerinizin bazı bölümlerinde istihza sezdim.Kötü niyet olmadığını da tahmin ediyorum ama birşeyi birkaç kez okuyup ya da düşünüp öyle dışarı vurmalı ki doğru anlaşılalım değil mi..
Benim için imla hataları değil duygular önemli… Madara olduysamda herşeyin sonu değil. Ben burada kendimi ispatlama cabası için değil, keyif almak için varım. Ölçülerini aşan kelimeleri (evlat vs.) kullanmamanı rica ederim.
Haklısın dejavuu ama birde Mefkud efendinin yorumlarındaki kişilik vuran cümleleri okumanı tavsiye ederim.
evlat sana koyuyorsa, efendi mefendi kullanma
rumuzuma “efendi” ekleyince beni rahatsız edeceğini mi sanıyorsun? akranına çat.”ölçüleri aşan kelime” olarak “evlat” yazmamaaba altından sopa göstermeye kalkışıyorsun. güzel.”evlat” gibi bir kelimeye bozuluyorsun polat, di mi?o kelimenin kullanım bağlamına da vakıf değilsin.bu da ortada. ne demeye bana bulaşırsın ki!iyi bir tecrübedir benimle polemiğe çabalamak…evet, şimdi kasım kasım kasıldım kasım molla hesabı :)hiçbir kelimeyi boşa kullanmam polat kardeş!”evlat” kelimesini “ölçüsüzlük” olarak telakki edenzat-ı şahanelerinize şunu soruyorum.lafı eveleme geveleme, dört dörtlük cevap ver, defolacağım!pekiyi, şu ifadeler sana ait bunlar “ölçüyü aşan” ifadeler değil mi?* “yazdığım her şeyi beğenin, alkışlayın” gibi bir ifademi gösterebilir misin? göster, defolacağım!!!şekil çizerek ispatla!* “pas kokulu yazı tadı” nedir?-burada ölçü de, çizme de aşılmıştır-üstelik o kadar eğlenceli bir beyit fırtınasınıneşelenelim diye paylaşmışken…* “ben herkesten farklı yazarım edası”* “tutma adedini artırma amaçlı seçilmiş kelimeler”bu senin önyargılı algılamandır. bana OBJEKTİF KANIT göstersene polat! göstersene!!!kendi kafanda yarattığın “kasıntı, ukala mefkud”prototipine sarılmışsın!işte polat kardeş, bunlar “ÖLÇÜLERİ AŞAN KELİME”lerdir!!!bana SÜBJEKTİF’liğini yamamaya kalkıp masum, mağdurrolü oynama!rica ederim kibar arkadaşım!NET, ELLE TUTULUR, İSPATLI, YAZDIKLARIMI BANA YEDİREN DELİLLERLE PARÇALA BENİ DE SUSAYIM ARTIK!
Kalemine sağlık azizim. Ben ilk defa okudum ve sayende bir şey öğrendim…
dozunda kullanılan argo da, küfür de ferahlık verir zihne…zihne pranga vurmayan zihinlere nane ile limondur buenvai her zerre…eva herzigova kim bilir nerede, kiminle?adam and eve…eve adam alma!