bildirgec.org

küfür hakkında tüm yazılar

Patlat Küfrü İçinde Kalmasın!

atalay ahmet | 29 July 2011 23:45

S2yim.com
S2yim.com

s2yim.com | alternatif rahatlama mecrası

Herkes günlük hayatta bir çok şeye sinirlenir ve bunu bazen saygıdan bazen öyle olması gerektiğinden yani bir sebepten ötürü içinde saklı tutar ve bu sinir daha sonra daha acı bir şekilde çıkar.

Bu site hiç bir şeyi içine atmak zorunda olmadığın, sinir olduğun herşeye rahatça sövebildiğin ve esprili gözüken bir rahatlama mecrası.

Sen sinir olduğun şeyi yaz onlar s2yim damgasını yapıştırsın.

Utanmak Neydi, Ne Oldu?

bithikotsis | 07 June 2011 10:55

Eskiden bir otorite vardı çocukların en ufak yaşlarında büyüklerinden görüp benimsediği. Her türlü konuşmada, hitapta ya da yaklaşımda hep büyüklerinin öğretileri akıllarına gelerek hareket etme vardı. Biraz belki mahalle baskısı, biraz da ele güne karşı rezil olma korkusundan olacak ki tembihler havalarda uçardı adap konusunda.

doğal kaynakların verimli kullanımı

super hero | 15 April 2011 03:58

Birbirlerine yakın iş yerlerinden akşamları aşağı yukarı aynı saatlerde çıktığımıza göre onu herhalde daha önce de görmüşlüğüm vardı; ama onu fark edişim bundan 5 – 6 ay öncesine rastlar. Ya da belki daha fazladır, çok emin değilim.

Benim boylarımda, muhtemelen benimle aynı yaşlarda, ve aşağı yukarı aynı kilodaydı. Aksayarak yürüyordu. Saçları alın bölgesinden başlayarak yarı yarıya seyrelmeye başlamıştı. Dişleri eksikti; zaten çirkin bir adamdı, ağzını her açtığında iyice itici oluyordu.

Ama bu adamı fark etmemin, fark ettiğim günden itibaren de tiksinmemin sebebi dış görünüşü değil, o gün şahit olduğum inanılmaz derecede seviyesiz küfürleşmeydi.

Okkalı Küfür!

sahire | 13 April 2011 08:37

Zıkkımın kökündeyim diyesim geliyor “nerdesin?” diyenlere! Çocuk değilim diyesim geliyor, kendi kalıplarına sıkıştırmak isteyen beyinlere! Okkalı bi küfür sallayasım geliyor, dışımı gören içimi bilmeyen sözlere! Kaçıp gitmek geliyor içimden, sadece kendim olabileceğim bir şehre. Bağımlılıkla örülmüş bütün sevgilerden tüyesim geliyor.

Bilmek İstiyorum !!!

Cali Kusu | 15 February 2011 10:41

Kuşların ağladığında neden öldüğünü bilmek istiyorum. Gözyaşının gücü öldürmeye yeter mi? ya da bir damla yaş için ölmeye değer mi?Köpeklerin neden bukadar sadık olduğunu bilmek istiyorum. Değer bilmeyen insanlara böylesi sadık varlıklar neden veriliyor? Sadakatin anlamını bilmeyenlere sadık dost lazım mıdır?

Eskiden !

Cali Kusu | 13 February 2011 17:06

Eskiden güzel günler vardı,
güneşi tam gecesi tam. Eskiden sabahları güneş güzel doğardı. Birde akamüstüleri güneş batarken geceyi beklemek vardı… Ne güzeldi, eskiden güzellik vardı. Nasıl desem huzur vardı işte. İnsanlar mutluydu, gülüyordu. Hani her köşede ağlayan birileri yoktu en azından. Köşe kapmaca oynar gibi, dörtnala kaçar gibi geçerdi günler…

Eskiden zaman vardı,
Zamansızlığa inat saatlerce gülüp oynamak vardı. Ne bileyim işte geçerdi zaman. Böyle tıkanıp kalmazdı, işkcence çeker gibi saatlere bakmazdım. Nefes bile almıyorum saate baktığım kadar. Halbuki eskiden saat bile yoktu. Oda neymişki sabah çıkardım sokağa, güneş doğunca yani. Baktım akşam oluyor, güneşin gözlerini kapattığı an damlardım eve. Eskiden sokaklar vardı, insanı iki döşemelik taşa sığdıran kaldırımlar değil…

?:) – 2

Cali Kusu | 12 February 2011 15:27

Ben Şair olsaydım Eğer Sana Öyle bir Şiir yazardım ki Sevgili, Harflerine Asardın Kendini !!!

G ün geçer de akşam olursa,
İ lk akşam gibi sabaha kalırsa,
D ünden kalan yarınlardaysa,
E llerimde yetim kalan birileri varsa,
S ilemediklerimi karalamak varsa,
İ llede o deyip yırtınıp ağlamaksa
M aden gibi dert var demektir…

G üneşsiz bir sabahdaysan,
E eğerlerin keşkeleriysen,
L eylek kadar uzun,
D emir kadar katıysan,
İ şin yaş demektir…

Dün Gibi Hatırlıyorum…///

Cali Kusu | 11 February 2011 09:38

Evet herşeyi hatırlıyorum. Daha doğrusu hiç unutmuyorum. Mıh gibi çakmışım aklıma… Ne varsa önümde geçmişten kalan, sebebi dün gibi aklımda… Unutmam ki ben zaten, insan unuturmu ölen kuşu iiçin tuttuğu yası. Elleriyle mezar kazıp toprağa koyduğu umutlarını, hani köşe başlalarında saklambaç oynarken kaybettiği arkadaşlarını, sonra çığlık atıp ‘nara’ gibi anlattıkları anılarını, annelerinden dinlediği masalları. Bazen de masal anlatacak kimse olmayınca altına saklanıp ağladığı yorganını insan hiç unutur mu? Unutmadım dün gibi hatrımda…