Ülkemizde kitap okuma oranının ne kadar yüksek olduğu hepimizin malumu. Kişi başına düşen kitap okuma oranlarını da bir kenara bıraksak, kütüphaneye gitme alışkanlığı neredeyse taban yapmış durumda. Buna karşın ülkemizde her ne kadar muazzam büyüklükte kütüphane olmasa da, değerli kütüphanelerimiz mevcut elbette. Ama yine de bu, ülkemizdeki kütüphanelerin de incelenmeye değer olmadıklarını göstermez. O yüzden onları da belki başka bir yazıda ele alabiliriz. Ama şimdi dünyada hem kapladığı alan hem içerdiği kitap sayısı hem de içinde barındırdığı koruma altındaki değerli kitap sayısı olarak öne çıkan, kendi seçtiğim dört kütüphaneyi tanımaya ne dersiniz?
Kongre Kütüphanesi
Amerika’da Washington D.C.’de 200 yıl önce kurulan bu kütüphane aynı zamanda Amerika’nın en eski kültür merkezi olarak bilinmektedir. Amerika Kütüphaneler Birliği’nin (The American Library Association) verilerine göre içerisinde 30,011,748 cilt kitap barındırmaktadır. Bu rakam Harvard Üniversitesi’nde 15,555,533, Boston Üniversitesi’nde ise 15,458,022’dir. İçinde 3000’e yakın kişinin çalıştığı bu kütüphane, yıllık 300 milyon dolarlık bütçesiyle gerçekten muazzam bir anıt olarak karşımızda dikilmektedir.
Danimarka Kraliyet Kütüphanesi
Avrupa’daki en değerli kitapların bir araya getirilmesi için 1648 yılında Kral Frederik III tarafından kurulan bu kütüphane aynı zamanda Danimarka Ulusal Kütüphanesi olarak da bilinmektedir. İçinde barındırdığı kitaplarla İskandinavya’nın en büyük kütüphanesidir. Burada 17. yy’dan itibaren Danimarka’da basılan tüm kitapların kopyaları bulunmaktadır. Kraliyet kütüphanesi halkın kullanımına 1793 yılında açılmıştır.
İngiltere Milli Kütüphanesi
1973 yılında Londra’da kurulan bu kütüphane aynı zamanda İngiltere Müzesi‘nin de bir parçasıdır. İçinde 25 milyon parça bulunduran kütüphane, 14 milyon kitap, 928 bin gazete ve dergi başlığı, 58 milyon patent ile dünyanın en büyük kütüphaneleri arasındadır.
Fransa Ulusal Müzesi
1988 yılında Fransa cumhurbaşkanı Francois Mitterrand tarafından sağlanan 15 milyon franklık bütçeyle 20. yy’ın sonunda dünya ekonomisi, politika ve sanat alanında Fransa’nın merkezi rolünü simgelemesi için yapılması planlanan eserlerden en büyüğüdür. Şekil olarak açılmış bir kitap şeklinde tasarlanan kütüphane Seine Nehri’nin kıyısına kurulmuştur. İçerisinde 10 milyon civarında tarihi belge bulunduran kütüphanede ayrıca 200 binden fazla kitap bulunmaktadır. Ayrıca tarihi belgelerin çoğu da ortaçağa aittir. Bu müzede İngilizce bilenler 2. sınıf muamelesi görmektedir. Çünkü içeriğindeki İngilizce kaynak sayısı çok azdır.
yorumlar
oralarda kaybolmak isterdim
Konu seçimi harika.Emeğinize sağlık.Sonuçta bizim yazdıklarımızın”tarih,bilim,sanata,teknoloji vs.bir çok kaynağın ev sahibidir kütüphaneler.Şimdi pc de çok çabuk ulaşsakta kaynaklara link ve mim olarak o tozlu,sessiz korunaklı evlerimizde kaybolmak bulunmamak isterdim.
güzel konu, teşekkürler turkman.yeri gelmişken, adını kütüphanecilikte bir sınıflama sistemi olan dewey’den alan kedi hakkındaki kitap çok keyifliydi, tavsiye ederim.
Dünya çapında kütüphanelerimiz yok ama henüz %5i bile okunmamış Osmanlı arşivlerimiz var.Aslında tarihteki yakılmış büyük kütüphaneler hakkında bir yazı da iyi giderdi. Az kütüphane yakılmadı zamanında. Mesela Cengiz Han çok severdi bu işi.
mabl, çok iyi bir fikir bence de. hazırlasana öyle bir yazı hatta 🙂
bir üniversite kütüphanesinde yaşanan diyalogÖğrenci: burada kablosuz internet yok mu?Görevli: öğrenciler kullanıyor interneti kapattıkbelki çok iyi kütüphanelerimiz var ama anlayışların değişmesi lazım
puella, valla iyi fikirmiş. hazır fikrin telif hakkı da bendeyken hazırlayayım 🙂
Kütüphaneye Türkiye’deki gitme oranı hakkında fikirlerinize katılmıyorum. Özellikle üniversitedelerdeki kütüphanelerde kablosuz internet olması sayesinde cafelerden daha gözde mekanlar haline geldiler:)
Ege Üniversitesinde şuan hizmet veren büyük kütüphanenin ilk açıldığı zamanlarda böyle bir yerin gerçekten ne kadar önemli olduğunu anlamıştım. İster ders çalışmak için olsun ister doğru ve yazılı belgeleri bulabilmek için (internette belirli oranda doğru bilgi bulabiliyoruz ama bilginin doğruluğunu herzaman kesin olarak bilemiyoruz) veyahut ta uyumak için gerçekten önemli bir yerdi bizim için. Ayrıca kablosuz internet ve bilgisayar kullanımı içinde süper bir yer.
Mabl gerçekten haklısın henüz %5i bile okunmamış Osmanlı arşivlerimiz var.Ama bunun yanında,cumhuriyetin kuruluşu ile yakılan binlerce arşivimiz de var.Bunların içinde kendi tarihi ile ilgili belgerin bulunduğunu gören bulgaristan,birazını kurtarıp kendi arşivine aktarmış.Bunun dışında günümüzde Wikipedia nın da bilgi ulaşımı alanına gerçekten etkisi olduğuna inanıyorum.Henüz bazı şeylerde yetersiz ama,Sıkıştığım anlarda kurtarıcım olmuştur hep..
@mabl DİYOR Kİ,* Çöpte bulunan atatürk’e suikast planı… arşiv belgelerimizi çöplerden toplamaya devam ediyoruz * Bulgaristana satılan osmanlı arşivleri ve kaybolan tarihi mirasımız.bölüm bir * Bulgaristana satılan osmanlı arşivleri ve kaybolan tarihi mirasımız… ikinci bölüm..* Bulgaristana satılan osmanlı arşivleri ve kaybolan tarihi mirasımız… üçüncü bölüm… * Bulgaristana satılan osmanlı arşivleri ve kaybolan tarihi mirasımız… dördüncü bölüm… Çok okuyor çok sahip çıkıyoruz ya ….
Teşekkürler fikiredin
İnsanın durum karşısında insanlıktan çıkmaması mümkün değil.Daha güzel konuyu açığa vurduğundan dolayı teşekkürler fikiredin.
Ben sinirden ağlayacak gibi olmuştum ilk duyduğumda.
birde son okudugum seyi sizinle paylaşmak istedim değerli arkdaslarım
buda oldukça yeni bir yazı oldugu için sizinle paylaşmak istedim Ayşe Hür, Taraf 25.05.2008* Osmanlı Arşivleri Ne Oldu, Şu Anda Ne Durumda
bende o kütüphaneden yararlanmak , saatlerimi oralarda harcamak istiyorum.
Galanthus DİYOR Kİ, (15 Mart 2009 16:09)bende o kütüphaneden yararlanmak , saatlerimi oralarda harcamak istiyorum.
Ayrıca anadilim gibi ingilizce konuşup,Bu dilin sağladığı denizinde yüzmek istiyorum..Hülyam ise bizim dilimizinde bir gün dünya dili oluğunu görmek…
Umarım bu hülya gerçekleşir sayın turkman! ama bu gidişle çok zor okullara kadar girmiş bir ingilizce, bir dilmiş gibi kanalı olan kürtçe, ermenice konuşmayı bilen akademisyen arayan bir üniversitemiz ki buna benzer binlerce asimileşme örneği olduğu sürece dua edelim de asimile olmayalım. bir milleti millet yapan dilidir netice de ve ön koşulda !
sevde ne demek
sevde837 DİYOR Kİ, (16 Mart 2009 23:45)Umarım bu hülya gerçekleşir sayın turkman! ama bu gidişle çok zor okullara kadar girmiş bir ingilizce, bir dilmiş gibi kanalı olan kürtçe, ermenice konuşmayı bilen akademisyen arayan bir üniversitemiz ki buna benzer binlerce asimileşme örneği olduğu sürece dua edelim de asimile olmayalım. bir milleti millet yapan dilidir netice de ve ön koşulda !
Dışarıda ki üniversiteleri gördünmü sevde bilmiyorum ama,bir gün birini gezme şansın olursa şayet, bu üniveristelerde;içlerinde ermenisinden,iranlısına,çinlisinden arabına veya meksikalısına kadar birçok ülkeden insanlar eğitim almak için,kendi ülkelerini terkedip bu ülkelere eğitim alak için gelen milyonlarca insan var.Ve bu insanlar ya ingilizce eğitim görüyorlar yada o ülkeinin dilinde.Bunun ekonomik boyutuna hiç girmicem. bütün bu şeyler o ülke için zarar değil tam aksine müthiş bir beyin ithalatına neden oluyor.Ki bu dünyanın en karlı ithalatı.Şimdiye kadar ülkemize değişim programları dışında gelen bir yabancı çok az.Gelenlerde zamanında boyunun ölçüsünü! alıp gitmiş zaten.Gitmeyenleride YÖK bi şekilde gönderiyo zaten.Bir diğeri ülkemizde ki ingilzce eğitim sisitemi(Dünyada öğrenciyi konuşturmadan ingilizce öğretmek isteyen tek sistem bizimki..Tabi devlet okullarından bahsediyorum)TAm bi korku.Öğrenciyi önce ingilizce kelimesiyle korkutan sonrada bunu zorla kafasına kazımaya çalışan bir sistem..Diğer Kürt konusunda ise senin tam aksini düşünüyorum.Çünkü biz kabul etsekte etmesekte kürt diye bir ırk var ve Yıllardır İsveç gibi ülkelerde kürtçe ders veren ilkokul,liseler var.Ayrıca üniversitelerde bir çok bölüm açılmış:bunu şunun için söylüyorum.Bu insanlara kollarımızı biz değil batı açmış.Biz yıllarca insanlara dillerini konuşturmamışız.Düşünsene seni arkadaşlarınla sokağa salıp onlarla konuşturmadıkalrını.Bunu ailemizden birsi bile yapsa ona düşman kesiliriz.İnsan ister istemez kaçar veya en kötüsü durumunu sorgular.Kanal konusunda ise MED tv diye bi kanal var.Uydusu olan herkes açıp bakabilir.Bu kanal yıllardır bilindiği şekilde yayın yapıyor:Söylediklerinin yüzde 99 u yalan.Ama size bi yalanı elli kez söylerlese bi yerden sonra artık inanırsınız.Şimdi biz bu yalanları dinlemelerine ve bize düşman olmalarına neden olmak yerine neden Bizi dinlemelerini,şimdiye kadar duyduklarının aslında bir yalan olduğunu haykıracak,onlara onların dilinden seslenecek bir kanalımız olmasın?
ben bunu sevdeye ne demek olduğunu açıklamasına fırsat tanımak için sordum ama şimdi düşünüyorum da anlayamıyorum , nasıl bir zihniyet bir dili , bir ırkı inkar edebilir.ne demek olmayan bir dil, ne demek ermenice bilen akademisyen arayan üniversitelerimiz, üniversite ne demek o zaman, ben kürt edebiyatı okumadım okumadım ama kürt edebiyatının sağlam duruşundan haberim var, olmayan bir dil nasıl edebiyat yapabiliyor, sevde bunu açıklar mısını?birgün çıkıp biri bize bu şekilde dese yıllardır verilmiş tüm o edebi eserler çöpe mi gitmeli sana göre?bu şekilde düşünen zihniyetler olduktan sonra bu ülke tabi ki o hayalini kurduğumuz medeniyet seviyesine gelemez…
Büyük devlet olmak büyük planlar yapmaktan geçer.Bunun içinde büyük zeka gerekiyor.Sanırım ülkemizin bu durumda olmasının en büyük nedeni hep küçük şeylere takılmamız.Küçük şeylerle uğraşmamız.Senin soyun ne? Kime çalışıyorsun?o gazeteyi okuyorsan şöylesin? Bu kanala bakıyorsan muhakkaş şucusun yada buna oy verdiysen kesin bilmem necisin lerle uğraşan bir ülkenin gelebileceği yer neresi ona siz karar verin.Basın zaten ayrı bir alem..Gün gelip biraz aklıl sahibi haline gelince,insan geçmişi biraz daha rasyonel değerklendirebiliryor. .Şöyle arkaya bakınca biraz,çocukken hep Sem suzanların veya Zavit Yağlarların ülkeyi nasıl soyduğunu dışarda büyüklerin konuşmalarından duyardım.Sonra gün geldi herşey ortaya çıktı.Ama buna rağmen bu adama 2 milyon oy çıktı..Ardından biraz düşündüm ve şunu dedim..Bütün bu olanlar bu millete az bile..
Türkiye’de İlk ve Tek Fotoğraf Kitaplığıwww.fotografkitapligi.com
zaten ülkelerin gelişmişliginde en önemli kriter okudugu kitap sayısı değil mi. adamlar nerdeyse bi ülkenin yıllık geri kadar kütüphane bütcesi ayırmışlar. E helal olsun darısıda bizim başımıza inşallah
arastırılmadık değinmedik okadar tarihi bilgimiz varken okumanın araştırmanın ne kadar değerli olgunu su bilgi çağında yakılan bile bile yok edilen osmanlı arşivleri sizce ne oldu ? ben ankara yaşıyorum çok degerli bir büyüğümden duymustum ankara dil tarih bölümün tüm arşivleri yakılmıs bu nasıl bır anlayıs pekı ..geçmişini tarihini bilmeyen nesiller yetistirmek istemiyorum
Kitaba çağırmak…Burada konuşulan konu sanırım benim her zaman her ortamda dert yandığım bir konu… Okumayan bir toplum olmak!!Sizler de takdir edersiniz ki; kitaba uzak toplum fikirsiz bir toplumdur. Fikirsiz toplum ise toplum değildir, sadece yığındır. Bizler böyle bir toplum olamayız. İslam’ın ilk emri “Oku” değil mi!? Öyleyse bu emre ilk icabet etmesi gerekenler de yine bizler değil miyiz!?Ancak maalesef yeteri derecede okumuyoruz. Kitaplar bir dönem medeniyetin beşiği iken maalesef günümüzde yüz bulamayan bir aşık konumuna düşürüldü.Artık kitap ve yazar hiç ilgi görmezken, kütüphaneler ağ bağlamışken, stadlar dolup taşıyor. Ancak; bu insan modeli toplumunu bir adım bile ileriye taşıyamıyor. Bu durumdan kurtulmanın çaresi ise insanın kitaba dönüşünün sağlanmasında saklıdır.Kitabın bizi çağırdığı iklim “yabancı olmadığımız, ancak yabancılaştırıldığımız” bir iklimdir.Bırakın kitapların dünyasından yayılan o berrak ses kulağınızda ulusun.Gelin kitabın çağrısına evet diyelim.
Bilgi için teşekkürlerafrican mango satışafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrika mangosu hapı
Bilgi için teşekkürlerArmineeşarpArmine eşarpaker eşarpaker