Eve ilk girdiğimde bir koku duydum, koku çok güçlü olmadığından kaile almadım. Saatler geçti kardeşim aradı, evde bir koku var, dikkat et dedi.Gecenin yarısı neyine dikkat edeyim. Sonra sinif sinif mutfağa gittim, kombiyi ocağı teker teker kokladım. Ve ocaklardan birini kokladığında burnum doldu. Evet buldum, peki ne yapmalıydım? Ocağın kapını kapattım, üzerine su dolu çaydanlık koydum, kısmen engelleyecektim kokuyu.Gece mide bulantısı, baş ağrısı, kusma hissi ile uyandım.Kussam rahatlar mıyım diye düşündüm, yattım uyudum. Trajikomik sabaha çıkmayabilirim ihtimalini düşünerek ve bunu da çok umursamayarak.Uyandım.Hazırlanıp çıktım.Ben işteyken annem tesisatçı çağırmış sorunu bulmuş.Neymiş efendim, ocağın düğmelerinin yağı varmış, bu bittiğinde düğmeler kapalıyken dahi gaz kaçırırmışDaha neler ya, neyse, hallettik.————-

işte karın ağrım vardı. Baş ağrım için aldığım ağrı kesici geçirmedi, regli olacaktım. Sekreter kız ne tatlı pet şişeye su koymuş karnıma koymam için bana getirdi. Mutlu oldum. Birden bir acı!Üzerimden şişeyi atana kadar elim de yandı. Pet şişe giderek küçülmüş, kapak büyük kalmış.Bacağımın acısında utanmasam yaşlar süzülecekti, ağlayamadım, kahkahayla güldüm acıdan.Buz koydum, artık karnımın ağrısını hissetmiyordum bacağımın acısından dolaptaki dört küçük buz bittiğinde, dövmem için sabah eczaneden aldığım- bepanteni sürdüm. Otudum yerime başıma gelenlerden sıkılmış bir halde. Sızlayan bacağımın acısını uymamaya çalışarak.Eve giderken ilk defa Ankara soğuğu hoşuma gitti çünkü bacağımı serinletiyordu. Gece bacağımın kocaman su topamış olduğunu gördüm, balon gibi şişmişti.Nedir bu şimdi, umarım iz kalmaz, bu şişlikle pantolan giymem dahi zor.