bulutlardan kime negöğsümdeki gönyeden size neyatağında akan bir nehirkristal bir jilet ağuistanbul bir labirent desize neistanbul’da kaşarlanmış bir melek miellerime sürtünürek önceistanbul bir kahpebir aşk için çok geç, ikile!
bulutlardan kime negöğsümdeki gönyeden size neyatağında akan bir nehirkristal bir jilet ağuistanbul bir labirent desize neistanbul’da kaşarlanmış bir melek miellerime sürtünürek önceistanbul bir kahpebir aşk için çok geç, ikile!
yorumlar
kahpe istanbulunfahişe gönüllerde yaşattığı aşkımıciğerlerim parçalanıpboğazım yırtılırcasınakusarak,içimden söküp atmak istiyorum…
bir gevher-i yek pâre iki bahr arasındahurşîd-i cihân-ı tâb tartılsa sezâdır.sehr-i harabemdir
bu “şey”i ara dinkjian’ın an armenian in americacd’sindeki invisible lover eserini dinlerken yazmıştım.özeleştiri: “tut kal” düzeyinde bulmadığımı rahat rahat söyleyebilirim.8.39 dakikalık eserin uzun intro’sundan sonra;yani 4.09’dan sonraki bölümde yazmaya başladığımbu “şey” için kafanızı takmayın.bu cd’yi bulun ve o eseri dinlerken bir de siz bir şeyler yazmayı deneyin, daha iyisini yazacağınızaeminim.tabii bir de bu a. dinkjian bestesinde bir sürpriz bekliyor sizi.söylemiicem, bulun, dinleyin 🙂
Eseri bulup sonra yoruma geçeceğimŞimdilik tutuyorumKaçmasın bir yere gitmesin diye !!yani yazı..
bir şehirle sınırlı olsaydı keşke herşey…
bunlar bizle alay mı ediyor,yazıyı okuma sevkim gitti:)
yildirim sen ahlak polisimisin, gel yazi git yazi bekcilik yapiyon, sevkin mi kirildi..rahatsiz mi oldun
yildirimyild haklı. hem önceki yazı hem de sonraki yazı aynı olmamalı.
B arada mevzu bahis adamin sesi cok hostur, kullandigi ansturumanlarda ayri bir hava ya sokar insani ara nin sesiyle 1likte
biz o kadar ciddi link veriyoruz hicbiri kabul edilmiyor, ama bunlar kabul ediliyor,moderatorden ikna edici bir acıklama bekliyorum
ciddi sana gore, bana gore hava civa..nassi olacak
Allahım ajdarı görmüş gibi oluyorum içim çekiliyor, tüylerim diken diken.Yeter artık bari bu yazıyı kirletmeyin
hadi yazı hakkında konusalım artık,benim amacım moderatorun dikkatini cekmekti ,buradaki yorumcuların degil
hadi kardesim yazı hakkında yorum yaz,yazıyı sulandırma,biz bir uyarı yaptık,olay bitti uzatma
Bir de ibrikçi başı vardı thing
birde sey vardı,simdi aklıma gelmedi ,sonra soylerimal site,seviyeden bahseden insanlar bunlar,sizin seviyeliginizi sevsinler
İnsan kelimelerin arasında boşluk bırakır üstadİş mi bu yaptığın.. Tek solukta, az ve yoğun dokunuşta bitmiş herşeyve ben İstanbul; seninle yaşamaya gücüm var mı..
simdi objektif bir elestiri,kristal bir jiletti fıtratındaki ağrıbu mısra beni etkiledi, fıtratındaki agrı,insan bu cumlecige her sey yukleyebilir, aslında bu mısradan sonra yazı daha anlam kazandı,sanki bu cumlecik sonraki mısralar icin rehberlik yaptıbu da mohendis bakıs acısı:)
elestiri -IIistanbul bir rahle kahpeliğine dönüşüncebir aşk için çok geçtibu mısralar da vurucu, “ask icin cok gecti” yasam tecrubesi acıyla yogrulmus birinin ruh hali,insan yazıyı okuduktan sonra ah hayat ah diyor
ama bence bu kadar karamsar olmamalıydı yazı,umutsuzlukla umut bir arada olmalı,eger kalemim kuvvetli olsa, yazdıgım yazıda buna dikkat ederdim
Avalianch ne zaman yanlış dedi ki zaten
kac yorum yaptım ki:7 mi,bunların 2 si moderator icin,2 si tartısma desek,3 tanede elestiri,bence fena degil,
Avalianch,en azından biz arada ciddi elestiriler de yapıyoruz,sen de tık yok,senin tum yorumların geyik
Saol eleştirin için, bildiğim bi konu müsait bir ortam gördüğüm bir eksik olursa bende elbet eleştiri yaparım. 4-5 kişi birbirlerine hakaret yağdırırken benim o inci tanesi! yorumumun kaynamasını istemem yıld müsait ortamdan kasıt o. Bu yüzden sana sus diyorum yoksa dediğin gibi aptal der gecerim.
5 te 7 valla elestiri yuzdem oldukca iyi,istatislikler oyle diyor,kardes ben senin o inci yorumlarına hic rastlamadım,yazarsan bana haber ver,ayıyla ilgili yorum yapan sen miydin,ama o inci sayılmaz:)))))
sen bırakmıyormuydun blogu ya :)! attım boşuna atmamışımdır diye düşünüyorumAyıya gelince simdi nabıor acaba
ayı olayını sana acıklamıstım,tesekkur bile etmedin:))o inci yorumunu fark edip,doyurucu bir cevap vermistim,ama sen tesekkur bile etmedin:)))senin inci yorumlarını tek ben fark ediyorum,ama tepkin ortada iste:))
Ayıların yüzmeyi bildiğini söylediğin için sana teşekkür etmediğim için özür dilerim o zaman
nankor!! yalnızca onumu soyledim,bir suru acıklama yaptım,git tekrar oku,o ayıya bir sey olmaz dedik,bunu gerekcelendirdim,o ayı sende daha guvende dedik,gerekcelerini yazdım,iyilik de yaramıyor:))
sağol , sağooooooooooool
şiiri yeni okuyorum ufakufak işte neyini eleştircem tutmaktan başka bir şey gelmiyor elden
evet simdi sahneye dejavu cıkıyor,ve dejavunun yorumu:thing:):))))
Bahâr mevsimidir hemdem-i sabâ olalımGül ile dost kohusuyle âşinâ olalımÇü devr-i lâledir ihlâs ile kadeh tutalımNiteki nerkis olur mest-i bîriyâ olalımZamâne sırrını ko gonce gibi ser-besteÇemen safâsına gül gibi dil-küşâ olalımCihan fütûhuna Cem câmdır demiş miftâhGelin mülâzim-i câm-i cihan-nümâ olalımAmelde ücret umunca gurûr-i tâat ileGünehte muntazır-i rahmet-i Hudâ olalımBahâr-i tevbeye Şeyhî cünû demiş âkilBugün muvâfakat et irte pârsâ olalım.Şeyhi
Anladın mı?Hicran destanını kendinden oku,Mecnun’dan duyup da rivayet etme.Aşkın Leyla’sını gördünse söyle.Söz temsili bulup hikayet etme.Yüz bin Leyla doğar alemde her gün,Senin aradığın zevk, sefa düğün.Tutacağın işi önceden düşün;Daha ilk adımda nedamet etme.Sevdanın oduna pek güvenilmez,Tutuşurşan eğer kolay sönülmez.Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,Canına kıymazsan seyahat etme.İyi bak kabına, olmasın delik,Boşuna taşırsın ,gider gündelik.Anında olmalı, ettiğin iyilik,Alem duysun diye, inayet etme.Kabe’den maksadın varmaktır yara,Kör gibi tapınma, kara duvara,Hızır’ı ararsan kendinde ara,Bulamadım gibi rezalet etme.Muhabbet herkesin aklını çelmez,Gönül viranesi kolay düzelmez.Alemden çekinme bir zarar gelmez,Sen kendi kendine hıyanet etme.Şen şatır gönlüne hicran dolmasın,Gençliğin gülşeni gamla solmasın.Neyzen gibi aklın yarda olmasın,Özründen çok büyük kabahat etme.Neyzen Tevfik
Mecnunben bu dünyanın devr-i devranını,izzet-i nefsini s..k..yim,yansın bu ibneler su veren itfayenin hortumunu s..k..yim,ben delimiyim mecnun gibi bir .m için çöllere düşeyim,verirse verir, vermezse leylayı da s..k..yim.Neyzen Tevfik
Sahne-i Ömrümden Nefs-i Emmareye HitabımÂlemin bağ-zârını s.keyimSünbül ü verd ü nârını s.keyimAndelib-i nizârını s.keyimHâsılı nev-baharını s.keyim !Bana yoktur lüzumu gülşeninin,Şeb-i tarîk ü rûz-ı rûşenininNe gulâmının ne de zennininHepsinin tâ mezarını s.keyim !Ağlamam ben, ben erkeğim erkek,Hayli güçtür bana cefâ etmek,Minnet etmem bu ömre de felek,Atını al, tımarını s.keyim !Güççedir bu fakiri aldatmak,Yüzdürüp sonra kündeden atmak,Gözünü aç da sen bana bir bak,Ben senin i’tibarını s.keyim !Saki-i mâh-rûyına s.çayım,Gülünün reng ü bûyuna s.çayım,Mutrîbin hâyâ-hûyuna s.çayım,Sâgar-ı neşvedârını s.keyim !Yok sâfâsı hezâr-ı dem-gerinin,Gül-sitanda şükûfe-i terinin,Bezm-i sahbâ-yı rûh-perverininNeşvesiyle hümârını s.keyim !Feleğin uğradımsa vartasına,Sıçayım ağzının ta ortasına,Bunu yazsın cihan da hartasına,Kıta’at ü bihârını s.keyimNeyzen Tevfik
abi bu laflar size yakısıyor mu?
kolay gelsin
Evvel adam sanır idim ismindenSonra tanıdım dostundan hasmındanBir de meymenetsiz maymun resmindenBir Nur görünmeyen tipe sıçayım !!!Yezid Führer, zulmü eyler mi ibka ?Gitti sarık ve kalpak, geldi şapkaMücahid Atıf Hoca’yı asıp daSizi sallamayan ipe sıçayım !!!Ademe de Aleme de sövmüşsünYağlı kapı ataputu övmüşsünAsri Yezid’i Haccac’ı sevmişsin;Şapkaya, papyona, kepe sıçayım !!!Sidik gölde, saman çöpte sinek”Aha derya aha gemi” diyerek..Öyle gemiye böyle kaptan gerek !İçki boklandığın küpe sıçayım !!!Size mi kalmış tasavvuf, ney, ezanAsıl çaldığın Kemalist borazan !Akıncı der: lan Sabatayist sazan ;Türediğin soya sopa sıçayım !!!Neyzen Tevfik
ahkamlar arası ne ötekine “göre” ne de ona buna şuna “rağmen” değil, aşağıdaki yazıyı hatırladım yazılanları okuyunca.(yazıya) objektif yaklaşılamayış kullanilan ifadelerde degil zihnimizde…rivayet: padisah Sumbulzade Vehbi efendi’ye “bana oyle bir beyit yaz ki, ilk satirini okudugumda icimden seni oldurmek, ikinci satirini okudugumda ise seni odullendirmek gecsin”.bu mubarek kisi “rücu” denilen siir turunde bir eser getirmiş vucuda:”bezm-i hamam edelim sürtürem ben sanakese ile sabunu, rahat etsin cism-u can.lal-u sarap içirem ve ıslatup geçiremparmağina yüzüğü, hatem-i zer drahsan.eyil eyil sokayım iki tutam az mıdır?lale ile sümbülü kakulune nevcivan.diz çökerek önüne ilik ilik akıtam,bir gümüş ibrik ile destine ab-i revan.salınarak giderken, arkandan ben sokayım,ard eteğin beline, olmasın camur aman.kulaklarindan tutup dibine kadar sokam,sahtiyanden çizmeyi, olasın yola revan.öyle bir sokayım ki kalmasın dışarda hiç,düşmanının bağrına hançerimi nagihan.herkese vermektesin, bir de bana veresenavuç avuç altını, olsun kulun saduman.eger arzu edersen ben ağzına vereyim,yeter ki, sen kulundan lokum iste her zaman.sen her sabah gelesin, ben vehbi’ye veresin,esselamun aleyküm ve aleykümesselam.”
Mengü inan ben de simdi bunu buraya kopyaliyordum ki, senin aktardigini gördüm:)))
mengu hafızan harikaymış”eğil eğil sokayım” ne filmdi ama…
🙂
Nerede Buranin Ahlak polisi,, Sana sesleniyorum Bekci nerdeeeesiin
cümleten geceniz hayırlı sabahlara varsın.sayın thing özür dilerim. hızlıca kopyalayıverdim. ne zaman geberecem şimdi ben:)
Bizim Zabita uyuyor galiba.) Bu ne rezalettir diye gelir sinci
sen çok yaşa ama beni öldürüyordunbir şeyler atıştırıp bir yandan sırasıyla okuyordum bu yorumunu görünce ağzımdaki kurabiye parçacıklarını püstürtmemeye uğraşırken tıkandım.
ardımdan niye kopyaladın diyecek olan olursa eğer bu espri olduğu gibi görünmeseydi anlamını yitirirdi.ayrıca kopyalama aparatı konmuşsa kullanılsın diye konmuş ben kullanırım isteyen kullanmasın.kimseye neden kullanmıyorsun diyerek kendimi komik duruma da düşürmem 🙂
Bundan komik olamazsınız telaş olmasın. Sizi de bir yere saklasak da ulaşamasak..ibrikçiyle soytarının maceraları seri 4
bu arada başlık ne acı değil mi? hiç bir şey için geç olmaması dileğimi belirtmeden geçemedim
:)))
değerli kardeşim şiir yazmış eline yüreğine sağlık.eleştiri yapmak haddimize deil elbette ama,benimde gördüğüm bi gerçek var;son zamanlarda toplumcu sanattan uzaklaşıp bireyselciliğe sığınma gibi bi yöneliş var ne dersiniz?hatta bu durum bi takım sanat dergilerinde biilem habire pompanıyor esbab-ı mucibesini az çok biliriz de sizden dinlemeyi isteriz.Sankim her yerde sözcüklere yüklenerek yoğun sölemeye yönelik bir algılama var gibi geliyor bilemem yanılıyo da olabilirim.duygu potası bir kenara itilmiş de ham sözcüklere dayanma gibi bi çaba sezdim.yanılgılarım varsa düzeltiniz mirim.
yalnız yazıyı tutmak istiyom tutturmuyo bu ittiğimin mereti.
son dönemde toplumsal hiciv, siyasal hiciv, aktüalite analizleri yaparken güldürebilme isteği, hâli yok kimselerde, bence…ivedik ivedik bir şeyler izliyor ülke, gişe rekoru sığınılan liman olmuş, herkes bu limanda…yalnızım sanırım,o limandan uzak bir koydayım,gülmeyi de bekliyorum,ağlatıldığım kadar…
pardon tutmuşuz ya biz hala avatarımızdaki ata bağlamışız malı ondanmış neyse.ne at kalmış ne avrat.
has olmuş,öz olmuş,bir şahane şiir olmuş.
@Graftoncun orda bende yarıldımVerdim gazı gidiyordum ilköce ayrı bir yorum zannettim içimden allah allah thing en son ne yazmıstıki diye düşündüm (genelde yaptığım gibi :P) yıldırımın yazdığını görünce burnumdan geldi akciğerlerimİnşallah bu ekşin benide ibrikçiylen soytarı arasına 3. bir karakter olarak sokmayacaktır 🙂
ben beyinsiz olabilirim,ama hicbir zamam durduk yere iftira atan haysiyetsiz biri olmayacagım
hıhı şimdi baktım koloniler halinde yaşıyorlarmış
Baslama gene yıld
:))
Bu akşam yine dertlerimle başbaşa kaldım.Sen gençliğimin katilisin , ÇOK GEÇ anladımAğlayan gözlerindeki gözlere daldım.Sen gençliğimin katilisin, ÇOK GEÇ anladım.S. Sayın
dönülmez akşamın ufkundayız, vakit ÇOK GEÇbu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geçcihana bir daha gelmek hayal edilse bileavunmak istemeyiz, böyle bir teselli ilegeniş kanatları boşlukta simsiyah açılanve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdangeçince başlayacak, bitmeyen sükûnlu geceguruba karşı bu son bahçelerde keyfinceya aşk icinde harab ol ye şevk icinde gönülya lale açmalıdır göğsümüzde yahut gülah dönülmez akşamın ufkundayız vakit ÇOK GEÇ.
herkeste sair havasına girdi,aklına esen dokturuyor
Benim yazdığım şiir değil, minik..
zaten ben yazarken seni tenzih etmistim:)))
pilli meleğim hoşgelmişsin:)
mirim koza 68,zihin açıcı poetik hasbıhal bu blog altında “ağır” kaçmaz mı pek karar veremedim ama mademişaret fişeği devrede, deve değiliz ya cevap vermekten memnun oluruz haddimiz olmayarak…hakkınız var. bir vakitler ikinci yeni için deaynı damga olanca heybetiyle arz-ı endam eylemiştir: apolitik.oysa, başta “papaz” ece ayhan olmak üzere yazdığı şiir dibine kadar “politik”ti.”aşk örgütlenmektir bir düşünün abiler” dizesibence aşılamadı.dönemin baskısından sıyrılmak için “anlamsız” bir şiire yelken açtılar diye eleştirilen ikinci yeni’nin her dem yeni şairleri üstü kapalı da, ajitasyon kokmayan dizelerle de siyasal mesaj verilebileceğinin zengin ürünlerini vermişlerdir bence.doğrudur. “yoğun söyleyiş”, “yoğun bir eda” egemendir son dönem şiirinde.hayatın pratiğinde “siyaset” halkın unutması gereken bir mefhum olarak görüldüğü içindir ki,amiral battı, roman star, meslek star, o star bu star dünya kadar beyni mıncıklayan, kokain etkisi yapan envai şaklabanlıklar dolaşımda…yeter ki, birey kendisini ilgilendirecek mevzuulardasus pus kalsın…zaten bu halk devlete rağmen vardı/r.devlet halk için olmadı ki!sandığa git, futbol takımı tutar gibi oyunu at ve demokrasicilik oyna…neyse.hasan hüseyin ya da nevzat çelik gibi ya da ajitatifsöylemlerle şiir yazma, “bilinçlendirme” devri geçti…politik şiir yine yazılıyor ama bildik anlamda;idealist “devrim/ci” motiflerin kör parmağım gözünetürü bir şiir yok.reşitliğe bir kala “devrimci heyecan” içindeki gençlerin bu tür sloganist şiire meyletmeleri bir vakıa olsa da, has şiir (o neyse?) yoğun imgesellikten geçiyor.darbelerin darb eylediği bir kuşağın ve 80 sonrası liberal ve “banneci” chat gençliğinin dünya şeyinde değil…nasıl olsun ki!şiir yüksek burjuva kültüründe de “elit” bir zihincilalama işlevine sahiptir aslen…bizdeki şiir de köke ara sıra takılan, dönemsel modalarla ve karakteristik akımlara meyleden genç ve eski kuşağın poetik çatışmasında şeklilleniyor.uzun mesele. tespitlerinize katılıyorum.bendeniz ise “slogan şiiri”ne pek yüz vermedim.ne var ki, 17-20 yaş arasında “sol”a meyledenpek çok slogan şiiri yazmıştım.tabii, o vakitler internet nerde!…şimdi o şiirimsilere bakıyorum da…demokrasisi topallayan güzelim ülkemizde değişenbir şey yok!batı cephesi giderek azmanlaşmış, iştahı azmış…ortadoğu yemeklerine yalanıyor…global sermayenin medya eliyle sürdürdüğüsömürü düzeni tıkır tıkır…halkımız ise bazen ekran karşısında fıkır fıkır,sokakta sapır sapır…benim tercihim şudur olsa olsa: politik aktiviteteyişiire sokmadan, stk aracılığıyla hakkımızı aramak…
Hoşbulduk:)
lisedeyken, bizim edebiyat hocamız ikinci yeniden bahsedip dururdu, dersler de siir okurdu,dersler hocamızın okudugu siirleri analiz etmekle gecerdi, ara sıra ayıp olmasın diye mufredatı takip ederdi, derslere bazen sarhos gelirdi, emperyalismden girer kapitalismden cıkardı,kendisi eski komunistlerdendi, devrimcilerdendi,eskiden meslegin nedir diye sorsalar, profesyonel devrimciyim dermis,o adamın yuzunden siirden nefret ettik, o da zaten bu genclikte is yok derdi,her derste illaki amerika bizim en buyuk dusmanımız derdi,
ama derse sarhos gelince fena doktururdu,gur sesiyle bagırarak siir okurdu,dersin sonuna dogru:” turkiyenin en buyuk dusmanı kim??,tabi ki amerika ,gencler bunu unutmayın,her isin arkasında amerika var”adamın kafasına tas dusse amerikadan bilecek,:))
sevgili kardeşim.yukarıdaki sözlerinizden 70’li yılların şiirinden bir serüvenin uzantısı olarak bahsediyorsunuz. haklısınız artık o öfkeli gençlik yok. şu dizelere bugün kim itibar eder;Devriyeler her gece pusudakaranfiller taranıyor bir yandan,suların çağıldayıp gittiği gibieylül de geçecektir gülümayak izlerini silmeden ömrümüzden..m.güçlü.sözlerinizi endüstri/kapital mantığıyla değerlendirdiğimde elbette haklısınız.tekelci edebiyat anlayışının giderek daha da küreselleştiği bir dönemi reddetmesi elbetteki beklenemez haklısınız.sözlerinizden “şiirin bir sanat ürünü olduğunu unutmamak gerekir” tarzında bir izlenim edindim.burdan o meşhur klasik tartışmaya geçiveririz diye endişe ediyorum.ediyorum çünkü sanat’ın ne için kimin için yapılacağı gibi o meşum mesele gündeme gelecektir ki o vakit benim uzamam gerekir izninizle.rahatsızlığım şu mir’im; elbetteki ,mantığın ve öğretinin bulunduğu yerde ya da bunun tutsağı olunarak şiiri kurtaramazsınız,çünkü duygu potasında işlenmemiştir hamdır demi?Aklımın ermediği ise başta nazım olmak üzere pek çok ustanın bu açmazı nası aştıklarıdır. sağlıcakla kalınız.
patetik poetikaya devam…şiir, son tahlilde insan zihninden sudur eden bir sanat ürünüdür.şiir, toplumsal projeler önerebilir alttan alta…halkı aydınlatma, bilinçlendirme “baş öğretmenliği”yapmamalıdır göstere göstere…bilinç farkındalığı, “sınıf bilinci” uyanıklığı için kandil olabilir belki rafine bir şekilde.haydin yürüyelim arkadaşlar, militanlığında şiiryazılsa da etkisi ve ayağa kaldırıcı gücü ne ola…kim kıpırdaya ve de kim okuya?…bireyin içinde bulunduğu durumdan haberdar edilmesi için yol gösterici bir işlevi olabilir şiirin.şiiri “didaktik” bir role indirgemek de yanlış bence.şiir, bir üst-dildir esasen.bu üst-dilden anlamak için de epey bir edebiyat birikimi gereklidir ve kaçınılmazdır.metinlerarasılık olarak adlandırılan bir yapıyıçözemedikten sonra neye yarar okumak…”profesyonel okur” olarak nitelemekten kendimi alamadığım bir okur profili gerekir enis batur, ece ayhan, ahmet oktay, ahmet güntan, hilmi yavuz, edip cansever şiirini alımlayabilmek için…benim gerçeğim: şiir, bireyin kendini aşma isteğidir.bir hayatı, bir insanı, bir toplumu, bir öğretiyi…aşıp yeni bir gerçek inşa etme projesidir şiir.bu aşma isteği içinde toplumsal, felsefi, siyasiveriler, mesajlar verdır ve bu temel dünyevîkaygılar şiire yansıdığı ölçüde her şiir politiktiralt metni deşilerek d/okunduğunda…belirtmem gerekir: şiirde ve genel anlamıyla sanatta “sağ” ve “sol” ayrımını da utanç karası olarak görürüm.necip fazıl da edip cansever de birdir bana…cahit zarifoğlu ya da ziya osman saba neyse,cemal süreya da, turgut uyar da uyar bana!ve birdir…ne yani koskoca sezai karakoç’u yok mu sayacağız!maruzatım budur.
belirtmem gerekir: şiirde ve genel anlamıyla sanatta “sağ” ve “sol” ayrımını da utanç karası olarak görürüm.necip fazıl da edip cansever de birdir bana…cahit zarifoğlu ya da ziya osman saba neyse,cemal süreya da, turgut uyar da uyar bana!ve birdir…ne yani koskoca sezai karakoç’u yok mu sayacağız!maruzatım budur.bak bu yorum cok guzel,zaten boyle yaparak bizi siirden soguttular
Dejavuu88 benim yorumunda nickiniz bile geçmiyor ben yorumları okurken ne yaşadığımı aktardım,sizinle ilgili bir yorum yapmadım,saldırganlığınız,ironiye alışınızla ben ve siz değil başkaları karar verir kimin komik olduğuna,zorla gerginlik yapıyorsunuz.
Dejavu da nick kullanmamış, neden üstünüze alındınız ki?
Yönetime verdiğim sözden ötürü bazı kişileri görmezden gelecekmişim Linet sende öyle yapSonra çok güzel bir süpriz olacak çünkü:)
yazıyı kirleten sizlersiniz,yorumlarınızı tekrar okuyun isterseniz,ben iftiracılar kadar haysiyetsiz degilim
Thing çok haklısın..Dejavu tamam canım tahriklere kapılmayacağım…
heralde kendini tarif ediyorsun,durduk yere arkamdan iftira atan sen degilmisin?hadi cevap ver
postaneme gelen mesaja cevabım: HAYIR !Rahatsız edilmek istemiyorum ve bunu son defa buradan söylüyorum. Lütfen postanemi bana kapattırmayın !
senin ne haddine denebilir belki ama yazmadanduramayacağım:tamam, yazdığıma poetik yaklaşımlar yapmayın,ki yıldırımyıld yapmış eline sağlık, beğenin, beğenmeyin, edebiyle yazın, eleştirin…başımın üstüne ama herhangi bir blog altında (benim yazı söz konusu değil, bunu hemen hemen her yazıda görüyorum) itişip kakışmakbizim gibi koca adamlara, sizin gibi koca hanımlarayakışıyor mu allah aşkına?!ben yakıştıramıyorum, siz yakıştırıyorsanız sözüm biter.önerimdir: bir “hır gür” köşesi açılsın hafif’te ve kim kime diş biliyorsa, orada versinler veriştirsinler birbirlerine şişme havuzda çamur güreşi kıvamında…
o-ov yıld uçmuş..!
Çok haklısınız sayın ufakufak kendi adıma buna sebebiyet verdiğim için kusura bakmayın ama tutamadım kendimi, bana hak vereceğinizi umuyorum..Saygılarımla…
Tanrım.. neden bir tatil dilemedim ki..Ufakufak tetikte bekliyordum bu ikazını ve özür dilerim kendi adıma. Diğer arkadaşlar da kışkırtılmasalardı bu raddeye gelinmeyecekti..Haklısın ve haklıyız
ufakufak;beyefendiciğim, yazılarınız da şiirleriniz de kışkırtıcı, suç bizim ki, azıcık sizde de suç yok mu yani, diliniz hiç mi sivri değil, hani..
Siz oldunuz Nuri, huri liği de çok gördünüz bize;Cık cık cık..
şunu derdik eski vakıtlar:haydaaaa!atilla maydaaa!ne âlaka?!şiirimsimin neresi kışkırtıcı?birbirinize bulaşın, itin kakın mı dedim?t. dursun kakınç mıyım yani?!herkes, her şey sütten çıkmış ak kaşık…suç bende ha?!bir de dilim “sivri” imiş!soruyorum: siz hiç vicdan diye bir kelimeişittiniz mi kuzum?bu şiirimside nasıl bir “sivri dillilik” yaptığımıyazarsanız, ucundan azıcık kestircem.hem de size…havsalam salam oldu…kesin kesebildiğiniz kadar…yazım da, şiirimsilerim de “kışkırtıcı” imiş…üstüne üstlük “dilim sivri”ymiş…allah belamı versin lan benim!
Hay, söylemiyeydim..Ne kestirin azıcık, ne de Allah belanızı versin..İltifat ettim, anlamadınız beni, siz ki tanıyorsunuz az çok..Kışkırtıcı olmasa, benim ne işim olur yorumlarda..Sıradanlığa karşıyım, farklığa değil..
aman aman, “ucundan azıcık kestircem” dediğimtabii ki dilimdir…siz bu cümlemi de “kışkırtıcı” olarak değerlendirmeye alırsınız maazallah!yazdıklarımın uykuya yatan zihinleri “positive” mânâda kışkırtmasını isterim tabii…yapabilirsem…ama hiçkimseyi harala gürele tepişmeye kışkırtmak gibi ucuz işlere ayıracak vaktim yok…vaktim olsa yaparmışım anlamını çıkarmakkolaydır bazıları için :)vaktim olsa boklu marmara’yı seyrederdim.bu gerçek.bana yöneltilen “kışkırtıcı” ve “sivri dil”iddiaları boş bir iddaadır bence.pillibebek, kuyuda ruhunu üşütmüş anlaşılan :)espriye tahammüllüyüz değil mi?bana, espri yaptım demeyiniz de…acıtıcı espriye, kespürü derim ben!
ah ah…şu alınganlıkla başım dertte selami abi!az çok tanırız di mi birbirimizi ;)tamam cânım…endişeye mahal yok…”ve gemi gidiyor”
Allah Allah, espri yapmadım latife yaptım, pof pof ta pof pof,Ay ne şımarık başarılı bir türkçe, üşüdüm kuyularda, üşüdüm de şiirlerinize sığındım, zehirlendim bu kez..Sözlerim boş geldiyse, kovun da gideyim, şiirlerinizden..Arsızlıktan çok gurur var, bir daha gelmem , özlersiniz, haberiniz ola..
bir alıngan, bir çok alıngana, gel berabernallıhan’da bir nalıncı açalım demiş mi?tehdit ha?”tehdit”inizi “edit”ledim:det hit!det ordan, det!hit ederim hit!
yukarılarda bir yerde bir “önerimdir” vardı.tekrarlıyorum.yazı sahiplerinin elzem yorum/ahkâm dışındablog altında chat chat çedene modunda olmaması kanaatindeyim.