Bülent Ersoy’un “Popstar-Alaturka” programında askeri operasyonlar ve zorunlu askerlikle ilgili yapmış olduğu açıklama günlerce haber programlarında ve internet sitelerinde tartışıldı. Bazı kaynaklar Bülent Ersoy’u tabu olan bir konu hakkında fikirlerini cesurca beyan ettiği için kutladı. Örnek olarak Taraf gazetesi Bülent Ersoy’u “Doğurmadan Cesaret Ana” olarak nitelendirirken ntvmsnbc.com da haberi “Bir tabuyu daha mı yıkıyor” başlığıyla duyurdu. Habertürk ise Bülent Ersoy’un saçmaladığını iddia etti.İnternet sitelerinin ziyaretçileri tarafından yazılan yorumlar da çok farklı görüşleri temsil ediyordu. “Halkı askerlikten soğutma” suçunu ele alan 318’inci maddenin kaldırılmasını ve düşünce özgürlüğünü savunan bir kesim olduğu gibi Milliyetçi kesim Bülent Ersoy’un cinsiyet değişimine bazen dokundurmalarda bulunarak “Ya sev ya terket” ve “Şehitler ölmez, vatan bölünmez” tarzı sloganlarla yorumladılar haberleri.Aslında bu “Vatan Millet Sakarya” temalı yorumları yollayanların unuttuğu birşey var. Vatanseverlik sadece bir grubun elinde değil. Dahası kimsenin kimseyi bu ülkeden kovma gibi bir lüksü yok, zira baba malı değil. Mevcut statükoya en ufak bir eleştirinin, vatan hainliğiyle veya düşmanla işbirliğiyle suçlanması Hitler Almanyasını hatırlatıyor. Ben şahsen Bülent Ersoy’un da bu sözleri ülkenin daha iyi bir geleceğe sahip olmasını istediği için söylediğini düşünüyorum. Eğer yarın öbür gün, Bülent Ersoy bir anda “DTP’li” veya “PKK’lı çıktı” gibi haberlerle karalanmaya başlarsa hiç şaşırmam.Olayın bir diğer düşündürücü tarafı ise soruşturma başlatılan 318. madde.
MADDE 318.(1) Halkı, askerlik hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya telkinde bulunanlara veya propaganda yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza yarısı oranında artırılır.
Dediğim gibi Bülent Ersoy’un halkı askerlikten soğutma gibi bir maksadının olduğunu düşünmüyorum. Bunun yanısıra askerlik insanların bu kadar kolay soğuyabileceği birşey mi? Erişkin bireylerin düşüncelerini manipüle etmek bu kadar kolay birşey mi? Eğer askerlik bu kadar kolay soğuyabileceğimiz birşeyse neden zorunlu? Tersinden bakarsak, yorumlara bakınca, bu kadar çok “kahraman” genç askere gitmek için can atıyorsa bunun zorunlu olmasına ne gerek var? Dahası, neden hala birşeyler “zorunlu”…301.maddenin tartışıldığı ülkemizde 318. maddeyi kimsenin umursamaması da ayrıca ilginç. 318. madde’de belirtilen soğutma eyleminin “somut” olarak ne olduğuna kim karar veriyor? Askerlere yapılan en ufak bir eleştiri de, zorunlu askerliğin başarısını sorgulamak da pekala “Halkı askerlikten soğutma” içine girebilir. Yani hiçbir Avrupa ülkesinde görülmeyen alternatifsiz zorunlu askerlik hizmetini bırakın, bunu tartışamadığımız, tartışmamıza, düşüncelerimizi ifade etmemize izin verilmeyen bir ülkede yaşıyoruz.Bu yazıda zorunlu askerlikle ilgili de yazacağım başka şeyler var. Ama demokratik olduğu iddia edilen ülkemizde 318. madde de var. Düşüncelerim yüzünden hapse girmeye niyetim yok…Medyada bayağı yer işgal eden bu konu hakkında birbirini tutmayan haberler olduğundan, program esnasında geçen konuşmaları da yazımın sonuna ekledim.
28 Şubat 2008 – Popstar Alaturka yarışmasından:
Bülent Ersoy: “Gencebay beyefendi’nin söylediği zamanlardaki savaşlar mertçe delikanlıca cansiperhane savaşlardı. Şimdi masabaşındaki entrikalarla yapılan savaşlar gibi değildi ki. Orası yazıyor, herkes de onu oynamak mecburiyetinde kalıyor.
Şimdi benim doğurganlık özelliğim olsaydı, ben çocuk doğurmuş olsaydım… Yani… Birileri kalkacak masabaşında sen şunu yapacaksın, o da bunu yapacak, ve ben onları bu şekilde kuvvetsiz duruma düşüreceğim falan filan diye diye böyle bir durum sergileyecek. Ben de doğurduğum çocuğu toprağa vereceğim. Var mı böyle birşey ya?[Alkışlar]
Yani tamam vatan bölünmez, bilmem ne olmaz ama yani göz göre göre de bu çocukları… O zaman bütün analar doğurun verin toprağa. Çünkü normal şartlar altında bir savaş değil bu , entrika var bu işin ucunda, entrikayla başa çıkılamaz.Bir çocuğun ne demek olduğunu sizler gibi bilemem. Ben anne değilim. Olamayacağım da hiç bir zaman. Ama insanım. İnsan olarak onları o toprağa vermek. O anaların yüreğinin nasıl alev alevi cayır cayır yandığını ben anlayamam. Ama anneler anlar…Ebru Gündeş: Şehitlerimize Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum. Allah inşallah bana da asker annesi olmayı nasib eder diyorum. Anlı şanlı bir şekilde benim de bir oğlum olur da inşallah onu askere yollarım
Bülent Ersoy: Ondan sonra da ölüsünü eline alırsın.
Ebru Gündeş: Kaderde ne varsa bu millet için bu devlet için bu topraklar için ne gerekiyorsa ben kadın olarak elimden ne geliyorsa yapabilirim, benim oğlum da aslan gibi yapar. Eğer bunun için kaderde ölüm varsa, o da alnımıza yazılan neyse onu da yaşıyacağız. Şehitler ölmez, vatan da bölünmez zaten.
[Alkışlar]
Bülent Ersoy: Hep bunu söylüyoruz zaten. Çocuklar gidiyor ondan sonra kanlı gözyaşları feryatlar cenazeler. Hep bunu söylüyoruz. Klişeleşmiş.Ben sizlerle aynı fikirde değilim.
Sunucu Osmantan Erkır: Ama öyle diye diye bu bayrak dalgalanabiliyor hala.
Bülent Ersoy: Tamam ama niye oyuncak oluyoruz. Neden buna köklü bir çözüm olmuyor Ben bunun hırsındayım yoksa tabi ki pabucumuzu giymeden hepimiz elimizden ne geliyorsa yaparız. Vatan. O bayrağın rengi kanımızdan geliyor. Ama.. İşte o ama beni rahatsız eden. Neden hep boşa kürek sallıyoruz.
yorumlar
şöhretini, servetini, yeni manitaları çoğaltmak için kelalaka bi çıkış yaptığı kanaatindeyim. boşuna dava açtılar, nassı ossa bişi çıkmıcak. ama güzel bi gelişme görüyorum, bu memleketin kimsenin malı olmadığı tescillensin. dingilikırık angutlar canı sıkıldıkça önüne gelene “falanca ülkeye git bu memleketten” diyemesinler.
Bu adreste programın video kaydına ulaşabilirsin, ben söyleyiş tarzından, bilhassa anne olamadığından ve bunu anlayamacağını anlattığı sıradaki ses tonundan gayet hissederek söylediği kanaatindeyim. Bülent Ersoy hayranı falan değilim ama şöhretini servetini çoğaltmak için kolaya kaçıp Ebru Gündeş’in popülizm yolunu tercih ederdi, risk almak yerine diye düşünüyorum.
şunuda ekleyelim, 12 eylülde yasağı yediğinden dolayı özel bi gıcığıda var. biz 40 kişiyiz, 40mızda bülenti biliriz. bu adamkadın diilmi yaw iftardan 2 saat sonra bağıra çağıra oruç açan? gene gösterişini yaptı, parsayıda toplar yakında. eltın conun selamı var bülentçim, öpüyormuş seni!
ablan kurban olsun sana!
sen kurban kesiyomuydunki?
ben kesmem, mustafa keser
aman baltayla kesmesin, bülent gibi olmasın çocuklar.
angut bir milletvekiline sorulur;-bülent ersoy böyle demiş siz ne dersiniz-onun bie oğlu olamdığına ve olmayacağına göre konuşmasın, oğlu olursa o zaman konuşuruz hele bir doğursunda eh eheeee…dipnot; allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın.
Allah seni top etsin emi a benim milletvekilim.
“Adamkadın” olmasının, bağıra bağıra oruç açmasının; askeri operasyonlar ve zorunlu askerlik hakkındaki tartışmayla ne alakası var ki? Türkiye’deki mevcut homofobi durumundan haberdarız zaten ama askerlikle alakalı açıklamalara karşıt argüman olarak “ehe ehe topsun olm sen dönmesin” gibi yüzeysel bir cevap verilmesi de çok komik.Bana bu tartışmada karşıt argüman olarak Bülent Ersoy’un cinsiyet değiştirmiş olmasının sunulması çok zavallıca geliyor.
öncelikle bi tartışma olduunu zannettiğin için göbeğimi kaşıyaraktan kahkahalarla güldüğümü beyan ediyim.sonralıkla bülbül bülent bişiler yumurtladı deyu peşinden koştura koştura yumurtalarının hikmetialisini tartışmaya meraklı olanlara neyin engel olduğunu merak etmekteyim, şuncacık zaman diliminde “tartışanlar” belli, ama geyik forever diyenlerde belli. bülentçiimin yumurtladığı hikmetleri size ve takipçiniz zavallılara hedaye eyledim, kabul buyrunuz.sonlukla, karşıt argümanlar gıdıklasın hepinizi, yani bülentin yumurtladıklarını tartışmaya çok hevesli sizi ve zavallı “tartışmacıları”.
“ehe ehe topsun olm sen dönmesin”Bravo Tombi, senin gibi düşünen insanlar olması ne güzel..
Oguzkagan35, zaten medyada yer alan Perihan Mağden’in, Mehmet Barlas’ın, Müjde Ar’ın, Murat Belge’nin, Oral Çalışlar’ın, Hale Soygazi’nin, Ka-Der’in, Dr. Bahadır Kaleağası’nın, Dr. Cengiz Aktar, Prof. Dr. Semih Gemalmaz gibi isimlerin katıldığı tartışmadan bahsediyorum. Yazımda da bu yorumlardan bazılarına yer verdim. Bu yüzden ortada bir tartışmanın var olup olmadığının sorgulanması bana yersiz geliyor, yazımı okuyan birisi daha fazla araştırma yapmadan bile konunun tartışıldığını görebilir.İkincisi tartışmaya engel olan şey de yine yazıda, hatta başlıkta mevcut, 318’inci madde. Yasanın ilk kısmı medya dışındaki alanlarda tartışmayı engellerken ikinci kısmı görüşler medya yoluyla aktarıldığında cezayı arttırıyor. Bülent Ersoy’a soruşturma açılmış olması bile ifade özgürlüğü için negatif bir gelişme.İfade özgürlüğünü engelleyen yasaların dışında bu tartışmaya en büyük engel tartışmayı sulandıran “denyoluklar”. Denyoluktan kastettiğiğm konuyla ilgili düşünceler, yerine bu düşünceleri savunan insanın konuyla alakasız yönlerini öne çıkarararak tartışmak, tartışmaya çalışmak. Aynı mantıkla tartışmaya katılan yazarların iddialarını “evet ama o da çok şişman, ehe ehe o adamın zaten tek kulağı kepçe” falan diyerek çürütebiliriz. Hayat keşke bu kadar kolay olsa…Ha bir de aynı ekibin ayrı yazılan “de” ve kesme işareti hataları var ki, onlara hiç değinmiyorum, bu durumda bana muhtemelen “evet ama senin de boyun kısa” cevabıyla gelecekler, yine zavallı olacağım.
@tombi ,aynı ekibin cevabı: evet ama senin de boyun kısa.delinin biri kuyuya taş attı diye balıklama peşinden dalıcak halimiz. yok. isteyenin dalıp çakılmasını engelleyende yok, saçmalama teyze! diyen çok. hadedededede hayırlı uğurlu olsun.
Buraya yorum yazman bile bir şekilde konuya daldığını gösteriyor. Bence gereksiz konuşuyorsun. Beynini ve ağzını stand-by konumuna almana da kimse karışmıyor, ama bırak bu konuda düşüncelerini ifade etmek isteyenler ifade etsin, buna senin tanımınla “adamkadın” Bülent Ersoy da dahil.
yorum didiğin haber sitelerine ve forumlara yakışır. biz burda ahkam keseriz, yetmezse üzerine bide biçeriz. oda yetmezse texas chainsaw massacre yane! bencede gereksiz konuşuyosun, bırakalımda tartışmacıların tartıştıkları tartışılanlar çıksın ortaya. kimse bu katılımcıtartışmacılar!