Bu ülkedeki atatürkçülerin yüzde altmışı aptaldır çünkü hiçbir şekilde tarihi eser okumazlar, Mustafa Kemal in silah arkadaşlarının yazdığı eserlerden bi-haberdir. Nutukun ne tür bir kitap olduğunu sorsanız buna bile cevap verebileceklerini sanmıyorum ki atatürkçülerin çoğu nutuku bile okumamıştır.Kendilerine öğretilenlerden yola çıkarak sığ klasik basma kalıp bir lider anlayışları vardır, Mustafa Kemali kutsal bir inek yapıp saçma sapan bir şekilde hindu usulü tapınırlar. Herkesi de buna mecbur hissettirmeye çalışırlar.Kültür adına tek bildikleri batı kültürüdür o da taklit üzerine olduğundan kültürsüz, dünya üzerinde duruşları belli olmayan kafası karışık tiplerdir.Bilgi ve birikim olarak donanımsızdırlar açıklarını medyanın gündem haberleriyle kapatıp kendi çevrelerinde bir kamuoyu yaratıp hayatlarına bununla devam ederler.Fikri yapıları üç aşağı beş yukarı hemen hemen hepsinin aynıdır, topluma verdikleri hamasi cumhuriyet nutukları laiklik muhabbeti vatan elden gidiyor teranesidir, bunun haricinde topluma verecekleri bir tane projelerini göremezsiniz.Medeniyet anlayışları yoktur, işlerine gelirse osmanlıyı ve onun kültürel birikimlerini savunur işlerine gelmezse padişahları oğlancı yaparlar.Bu ülkede dolduruşa gelmeye en müsait insan kitlelerinden biridir hatta seda sayan izleyici kitlesi bile bunlardan daha zekidir.Şimdi bu yazdıklarımdan dolayı ilk düşünecekleri şey de benim Mustafa kemale düşman falan olduğumdur.
Afferin kutup ayısı, orada yirmi bir tane yargım var sadece bir tanesi senin için doğru değil, tamam tarihi eser okuma konusunu geçtin şimdi git diğerlerine çalış.
ser-hus, ağzından salyalar akarak yazmışsın o yorumu… Salyalarının yakanı sırılsıklam ettiğini görür gibiyim. Medeniyet, ortaçağ doğmatik düşünceleri değildir. Kendi kişiliğini yoruma çok iyi aktarmışsın tebrik ederim.
Bence Sayın Emre Aköz E! kanalında yayınlanan “Playboy The Mansion” programındaki, Playboyu kuran Hugh Hefner ın eve kapattığı 3 güzelden birisinin evden ayrılması ile boşalan kadroya hangi kızı oturtacaklar, onu bi söylesin, ben sonra kendisinin Atatürk ile ilgili görüşlerini ciddiye alırım.Kendisinin asıl ihtisas konusu budur..
okulda çoluk çocuğa öğrettiğin bilgilerle geleceksen hiç konuşmayalım teacher, okullarda bu hikayelerle fotosentez gören çocuk yetiştirirsiniz, güneşle karşılaştımı da erir gider o çocuk.Ortaçağda skolastik düşünce içine şeytan girmiş diye kadınları yakan avrupalının dedesine aitti, bizim dedelerimiz o sırada sahn-ı seman medreselerini kurup bilim adamı yetiştiriyordu.Gerçi nerden bileceksin sırf bu ilme ulaşılamasın diye dilini değiştirdiler, kütüphanelerini arşivlerini yok ettiler, ecdadının eserlerini planlı bir şekilde yok ettiler, tarihi belgelerini yaksınlar diye vagonlarla Bulgaristana yolladılar.Bu eğitim sisteminde teacher olursun ama muallim olamazsın.
Turkcell firması, Atatürk’ün özel hayatını da anlatan ‘Mustafa’ adlı filme sponsor olmadığı, daha doğrusu önce niyetlenip sonra vazgeçtiği için Aydın Doğan medyası tarafından topa tutuldu.( Not: Bu eleştiriyi yapmalarının nedeni ” fevkalade Atatürkçü ” olmalarından değil. Turkcell, Doğan Grubu’na reklam vermiyor, ona köpürüyorlar.Madem o kadar Atatürkçüler kendileri niye desteklemedi? Hem verdikleri para da yabana gitmezdi: Yönetmen Can Dündar kendi çalışanları.)Turkcell çekinmekte haklı. Filmi destekleseydi, bu kez de ” Vay efendim, Atatürk’ün özel hayatına giren bir filme nasıl arka çıkarsınız ” diye laf edilirdi.Siz bakmayın Doğan medyasının Turkcell’e vurabilmek için ‘ Mustafa’yı çok önemli bir filmmiş gibi göstermelerine.Tersi olsaydı, yani Turkcell filmi destekleseydi; bu kez de önce filme çamur atar, sonra ” Böyle bir filme nasıl sponsor olursunuz, siz Atatürk düşmanı mısınız ” derlerdi.Çünkü bunların amacı ‘gerçek’ değildir.Onların gözünde gerçek ikiye ayrılır.1) Çıkarlarına yarayan gerçek.2) Çıkarlarını zedeleyen gerçek.Mesela CHP Başkanı Deniz Baykal ne diyor?- ” Atatürk günde bir büyük rakı içen, kadınlara zaafı olan birisi olarak gösterilmiş. Zaafları olabilir. Ancak, Atatürk gibi bir adamın sofrası bu resim olamaz. Atatürk’ün sofrası Cumhuriyet coşkusunun yaşandığı bir sofradır. “Deniz Baykal da biliyor o sofrada yaşanan tuhaflıkları. Mesela koca koca bürokratlar ve bilimciler; Atatürk’ün sorularına ” onu tatmin/mutlu edecek bir cevap veremeyip fırça yiyecekleri korkusuyla ” birbirinin ardına saklanırdı.O sofrada ” cumhuriyet coşkusu ” yaşandı elbette. Ama tavana kurşun da sıkıldı, davetliler olur olmaz güreştirildi de! (Vereyim mi başka örnekler?)- Şu cümle de Baykal’a ait: ” Böyle bir filmde Atatürk için önde gelen algılama zaafları değil, eserleri olmalıydı. ” Her gün bu ülkede Atatürk’ün eserleri anlatılıyor. Anaokulundan başlayıp ölene dek aynı şeyleri dinliyoruz. Bıkmadınız mı? Sıkılmadınız mı? Bazıları da başka gerçeklerden, yani sizin saklamaya çalıştığınız olaylardan söz etsin.- ” Atatürk kendi döneminin tüm liderleri diktatör olduğu halde bu yönde hiçbir eğilimi olmayan bir liderdi. Hep çoğulcu demokrasi istedi ” diyor Baykal.Madem Atatürk hep demokrasiyi istedi; niye Terakkiperver ve Serbest fırkaları kapattı? Niye çok partili yaşama geçmedi? ( Osmanlı bile son döneminde çok partiliydi!)Niye en azından bir ” hedef olarak ” CHP’nin 6 Ok’unda ‘Demokrasi’ yok? Hadi eskiden olmadı, şimdi niye yok?Baykal da biliyor söylediklerinin uydurma olduğunu. Ama işine böyle konuşmak geliyor.- ” Filmde, cumhuriyeti kurmak için birlikte hareket ettiği arkadaşlarını sonradan yemiş, onlara ihanet etmiş gibi gösteriliyor. Bunlar gerçek değil. Arkadaşlarına saygı duymuş, sevmiş ama devrimler sırasında yolları ayrılmış ” diyor Baykal.Milli Mücadele döneminin kalburüstü simalarından sadece ikisini çevresinde tutmuştur Atatürk. Bunlar İsmet İnönü ve Fevzi Çakmak’tır.Ortak özellikleri şunlardır: 1) İkisi de Kurtuluş Savaşı’na önceleri inanmamıştır. (Yani zaafları vardır.) 2) İkisi de Atatürk’e yürekten bağlıdır. Onun verdiği kadar yetkiyle yetinirler. 3) İkisi de statükocu tiplerdir; atılım yapabilmek için Atatürk’e muhtaçtırlar.Ne demiş şair: ” İnsanoğlu gerçeğin fazlasına tahammül edemez. “
sonrada yarı yüce tam kutsal borukırasi hazretlerinin bugüne kadar bunca imkana rağmen neden 4başı mamur atatürk eserleri vermediğini soralım.
Her ülkenin büyük adamları, kahramanları vardır. Bu kişiler hakkında sürüyle biyografi yazılır.Bir düşünün bakalım:Nasıl oldu da, Atatürk hakkında şimdiye dek yazılmış en kapsamlı biyografileri, Türkler değil de İngilizler kaleme aldı? (İlki Lord Kinross, diğeri Andrew Mango.)Atatürk’ün psikolojik dünyasına ilişkin en ilginç çalışma ise ancak ABD’de yazıldı!(Kıbrıs doğumlu psikiyatr Vamık Volkan ile tarihçi Norman Itzkowitz’in ‘Ölümsüz Atatürk’ adlı kitabı ki bir ara Türkiye’ye sokulması yasaklanmıştı!)Garip bir durum değil mi?Yatıp kalkıp Atatürk’ten söz edenler, onun hakkında kayda değer bir hayat öyküsü (biyografi) dahi kaleme almadılar bu ülkede! kaynak
yaptırdıklarınıda niye türkselin üzerinden yalancı doğan medyasına karalatmaya çalışıyolar, oda ayrı mevzu. adam en hassas arşivlere girip emri yerine getirmiş işte, daha ne istiyosunuz?
ser-hus, senin durumun aşağılık duygunu bazı yöntemlerle yenmeye çalışmak anlıyorum. Seni muhatap alıp tartışmaya değmez, senin seviyene inemem.Bir fikrimi söyleyim; senin gibiler teslimiyetçidir. Senin yerine düşünen vardır, sen onları kendinin gibi yutturmaya çalışırsın. Onlara teslim olmuşsun.Yazılarını bir gözden geçirir misin? kaç tanesi senin fikrindir? Mimler koyarak fikir açıkladığını mı sanıyorsun? Bir deyim vardır; “el şeyiyle gerdeğe girilmez.”yolun açık olsun.
Osmanlı medreseleri ve batıdaki Ortaçağ üniversiteleri skolastik tutumludur. İkisinin de kökeni Aristo felsefesidir. Osmanlı filozofları, ibn-i Sina ve İbn Rüşt Aristoculardır. Yaptıkları ise, Aristo felsefesini yorumlamak ve açıklamaya çalışmaktır.Fatih İstanbul’u aldıktan sonra; Molla Hüsrev ve Ali kuşçu Gözetiminde Fatih medreselerini kurdu. Floransa’da da Platon akademisi kuruluyordu. Platon akademisi Rönesans gelişmesinde büyük katkılar yapmıştır. Büyük hümanistler yetiştirmiştir. Paris ve Oxfort üniversiteleri çok daha önce hümanistler yetiştirmeye başlamıştı. Bu gelişmelerden habersiz, Fatih’in Ortaçağ medreseleri ve diğer Osmanlı medreseleri çağ dışı olmaya mahkum olmuştur. Bu tutum Cumhuriyete kadar (aşağı yukarı) devam etmiştir. Her konuya el atan, düşünce kısırlaştıran, din ile her şeyi çözmeye kalkan, dini çıkar için kullanan ulemalar yetişmişlerdir. Cumhuriyet döneminde etkileri azalsa da halkın din duygularıyla oynamaktan çekinmeyen zihniyetler, oraların eseridir. Hala da devam etmektedir.
ser-hus DİYOR Kİ,Fikri yapıları üç aşağı beş yukarı hemen hemen hepsinin aynıdır, topluma verdikleri hamasi cumhuriyet nutukları laiklik muhabbeti vatan elden gidiyor teranesidir, bunun haricinde topluma verecekleri bir tane projelerini göremezsiniz.
ser-hus DİYOR Kİ,Ortaçağda skolastik düşünce içine şeytan girmiş diye kadınları yakan avrupalının dedesine aitti, bizim dedelerimiz o sırada sahn-ı seman medreselerini kurup bilim adamı yetiştiriyordu. Gerçi nerden bileceksin sırf bu ilme ulaşılamasın diye dilini değiştirdiler, kütüphanelerini arşivlerini yok ettiler, ecdadının eserlerini planlı bir şekilde yok ettiler, tarihi belgelerini yaksınlar diye vagonlarla Bulgaristana yolladılar.
Suçlamalarını sanki kendine yöneltmiş gibisin. Ha sakın yanlış anlaşılmasın, fikirlerinize bir lafım yok ama davranışlarınızın birbirinden bir farkı olmayınca tartışmanız anlamsız hale geliyor.
teacher bu konuda gerekli bilgiyi vermiş. 9. ve 13. yüzyıllarda matematik astronomi ve geometri konularında uzman olan islam temelli bilim adamlarının latin meslektaşlarından bir çok şey aldıkları doğrudur. Tabii yunan menşeili aristo pisagor gibi filozoflarda kendilerinden önce gelen mısır ve babil kökenli bilim insanlarından etkilenmediler demek haksızlık olur. Zaten bilgi birikimle hareket etme eğilimindedir. günümüzdeki bilim anlayışının bayrak taşıyıcısı olan batı medeniyetlerinde geleceğe dönük bilginin ne yönde hareket edeceğini haber veren, sanırım laplace ın dünyanın güneşten koptuğu fikrini ortaya atan teorisine napoleonun “burada tanrının rolü nedir?” sorusuna verdiği cevaptır.” Öyle bir varsayıma gerek görmedim!”
ismet inonu, ataturkun son donemlerinde ataturk tarafından oldurtulmekten korkmustur ve bunu acıkca ifade etmistir,ama ismet inonuyle ataturk arasındaki siyasi gorus farklılıgından kaynaklanan bu kavgadan kimse bahsetmez, neden????biz hep inonuyle ataturku aynı cizgide bildik,oysa oyle degil,bunu neden bizden sakladılar?ataturkun kurtlerle ilgili sozlerini bizden neden sakladılar?ataturk basbaya kurtlere ozerklikten bahsetmis,bunun belgeleri acıkca ortada,filmde de geciyor,bunu bizden neden sakladılar,neden????kimbilir daha bizden saklanan neler var,su genelkurmay arsivleri acsaya artık,neden bu arsivleri acmaktan korkuyorlar,neden??????bize ataturk diye kendi uydurdukları birini sunuyorlar,ataturk gercegiyle bize okulda anlatılan arasında daglar kadar fark var,gercekleri neden acıklamıyorlar,neden bu korku???
Fettonun ekmeğiyle büyümüşüm, suyu nerden içmişim pilli, cami şadırvanından mı?hakkımda bir şey uyduracaksanız adam gibi bir şey uydurun bari.Matematik alanında geri kafalı müslüman bilginlerin sözde hümanist ( bu sözde hümanist adamlar avrupada yüzyıl savaşlarıyla mezhep savaşlarıyla birbirini kırdılar bugün hala birbirlerinin kilisesine bile gitmiyorlar,hala dibine kadar ırkçılar. Çekik gözlü,siyah ve esmer tenli insanlara bir köpek gibi bakmaya devam ediyorlar ama insancıl olan bu adamlar oluyor) avrupalılardan arakladıklarına bakalım.8-9-10-11. yüzyıl da daha avrupalılar tuvaleti ve suyu keşfedemedikleri bir zamanda bu geri kafalı islam bilginlerinin neler yaptıklarına bakalım.Cezeri ismiyle başlayabiliriz,(1)(2) oku bakayım canım kardeşim, kim kimden ne araklamış öğren.Matematik konusunda çok zayıfımdır, matematik dersimize giren rus bi profesör vardı, sıfırı onluk sayı sistemini trigonometrideki sinüs ve kosünüsleri bulan doğulu islam bilginleridir derdi, mesela bunlardan biri Battanidir.Rus matematikçiler onun için doğunun en büyük astrologu derler. Sinüs ve kosünüs tabirlerini ilk kullanan bu abidir, Trigonometri ve astrolojide çıkarttığı tablolar istatislikler bugünkü mühendislik iliminin temelini oluşturur.Kopernik in 15.yüzyılda kiliseye rağmen gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü açıklamasından beş yüzyıl önce bu adam dereceleriyle bulmuştur.Harezmiismini ben ilk kez üniversitede matematik dersimize giren rus bi profesörden öğrenmiştim, sıfır sayısını ilk kim bulmuştur diye soru sormuştu, tabiki hiçbirimiz bilemedik. Sonra başladı bize bizim bilginlerimizi anlatmaya…Osmanlı zamanında temelleri atılan medreselerden yüzyıllar önce islam bilginleri özellikle farisi ve arap bilginler altın çağlarını yaşamışlar birikimlerini gelen nesillere bırakmışlar, o birikimlerin sonucu selçuklu ve osmanlı dünya hükümdarı olmuştur.Endülüs devletinin yıkıntılarının geri kalanını işleterek rönesans yapan avrupa, insanlığı bile doğulu müslümanlardan öğrenmiştir. Avrupa uygarlığının temelinde hümanizm değil sömürü vardır. Avrupalılar iyi vitrin süsleyicisi o. ruhlu insanlardır, sizin hesabınıza da eziklik düşmüş işte…
zihnini biraz daha açıp biraz daha araştırsaydın doğulu bilim adamlarının anahtarı bulduğunu, atomun temellerini attıklarını, geometrinin temel kuramlarından olan dik üçgen hesaplamalarını keşfettiklerini, hatta coğrafyaya isim verdiklerini de bulabilirdin. anadolu ve mezopotamya dünyanın geri kalanından türemiş medeniyet sayısı olarak ne kadar öndeyse yetiştirdiği bilim insanı sayısı olarak da o kadar zengindir. Fakat günümüzde aynı başarıyı gösterdiğimiz bu toprakların eski sahiplerinin mirasını devam ettirdiğimiz söylenemez. batının sömürgeci anlayışı ile ilgili sözlerine lafımız yok fakat bilim adamları bilimi sömürge için yapmazlar bu onların bir yeteneğidir. şartlar uygunsa gerekli donanım ve mekan varsa keşifler zaten kendiliğinden gelecektir. doğulu bilim adamlarına sağlanan o imkanların kaçı kansız elde edilmiştir ki batılı ülkelerden çiçeklerle memleket fethetmelerini bekliyorsun.ülkemizde hala Atatürk içki mi içerdi kadına mı düşkündü diye çıkar peşinde koşan düşünceler oldukça avrupanın gerisinde olacağımız ortada. önce şapkayı kendi önümüze koymalıyız ve eksiğimiz nedir bunu açıkça söyleyebilmeliyiz. avrupalının bizden bilim ve teknolojide çok ileride olduğunu görmek için ne ezik ne de büzük olmaya gerek var. gerçekçi bir bakış açısı yeterli. günün siyasetinden kafanı kurtarıp zamana daha geniş bakabilirsen önemli olanın yiyip içilen ya da söylenen bir parça şeyin değil ortaya konulan işlerin ve düşünce bütününün olduğunu görebilirsin. ülke kurmak şartlar ne olursa olsun şu anda zihnimde canlandıramayacağım kadar zor bir iş. bunu 1900 lerin başında anadolu gibi bir coğrafyada başarmış bir “önder” hakkında fikir söylemeden önce, kırk kere düşünüp bir kere konuşmak lazım. çünkü bazı insanlar bilinçli ve sistematik bir şekilde Atatürk ü savunanların yetersiz oluşlarını Atatürk ün başarısız olması gibi saçma bir düşünceye bağlıyorlar.
Ve olaya sonunda tutuklu general Eruygur’un Atatürkçü Düşünce Derneği de daldı. Heyecanla bunların nasıl tepki vereceğini bekledim ben. Şaşkın ulusalcılar önce pavlov köpeğinde olduğu gibi şartlı refleksle olumladılar belgeseli. Sonra birilerinin “yok iyi değilmiş” komutu ile şartlı refleks negatife döndü. Atatürkçü Düşünce derneği ise kızmışlar ve şu soruların aramışlar:* Film neden Atatürk’ün karga kovalama sahnesiyle başlıyor,* Uzun boylularla yan yana göstererek kısa boyuna vurgu yapılıyor,* Günde bir büyük rakı içiyordu denilerek bir ayyaş portresi çiziliyor,* Son Padişah Vahdettin’e neden vatan haini muamelesi yapılmıyor. (*)Özellikle ikinci maddedeki eleştirilerine çok güldüm. Sahi, kafalarındaki Atatürk sarışın mavi gözlü.. ve de uzun boylu olmalı idi. Hakikatte boyu 1.68 gibi kısa bir boydu ama bunlar için boyu kısa ama o boyla işlevi büyük olması pek değer görmüyor. Çünkü bu avarellerin boyu uzun ama akılları kısa yaa, illa tarihi gerçekler sahteleşip fantazi dünyalarındaki gibi olacak.Acaba diyorum, Atatürk yüreğimizde değil de ölmeyip dünyada yaşamaya devam etme kararı alsa idi, ve de bu filmde oynayıp o birinci maddede eleştirdikleri şeyi yapmak isteyip, ama kargaları değil de bunlar mı kovalardı acaba. “İşe yaramaz aylaklar, 70 yıl oldu, eşek kadar herif oldunuz, hala atanızın sırtından geçinip hayat sürmek istiyorsunuz” deyip asasıyla kovalardı bunları heralde.
Nutuk’dan”Efendiler, bu slogana bağlı olanlardan birinin, çok zaman önce (10 Mart 1923 tarihinde) idam edilmiş olan Cebranlı Kürt Halit Bey’e yazdığı mektuptaki şu cümlelere bakınız: ‘İslâm dünyasının ebediliğini sağlayan ilkelere saldırıyorlar.’ ‘Bu konudaki açıklamalarınızı arkadaşlara da okudum. Hepsinin gayretlerini artırdı.’ ‘Batı’yı örnek almak, tarihimizi, medeniyetimizi, kaybetmeyi zaruri kılar.’ ‘… Hilafet’i yıkmak, laik bir idare kurmayı düşünmek, hep İslâmlığın geleceğini tehlikeye sokacak sebepleri yaratmaktan başka bir sonuç veremez.’ Efendiler, olaylar ve olup bitenler ortaya koydu ve ispat etti ki, Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın programı en hain kafaların eseridir. Bu parti, memlekette suikastçıların, gericilerin sığınağı ve ümitlerinin dayanağı oldu. Dış düşmanların, yeni Türk Devleti’ni körpe Türk Cumhuriyeti’ni yıkmayı hedef alan planlarının kolaylıkla uygulanmasına yardım etmeye çalıştı.”Tarih, (gizli maksatlarla hazırlanmış, genel ve gerici nitelikteki) Doğu isyanının sebeplerini inceleyip araştırdığı zaman, onun önemli ve belirli sebepleri arasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası’nın dini konularda verdiği sözleri, doğuya gönderdiği sorumlu sekreterinin kurduğu örgütü ve yaptığı kışkırtmaları bulacaktır. Masum halka, beş vakit namazdan başka, geceleri de fazla namaz kılmayı vaaz ve nasihat eden, belki de ömründe hiç namaz kılmamış olan bir politikacı olursa, bu hareketin hedefi anlaşılmaz olur mu?Efendiler, yaptığımız inkılabın genişliği ve büyüklüğü karşısında, eski hurafelerin ve müesseselerin birer birer yıkılışını gören bağnaz ve gerici unsurlar, ‘dini düşünce ve inançlara saygılı’ olduğunu ilan eden bir partiye ve özellikle bu partinin içinde isimleri ün yapmış kimselere dört elle sarılmazlar mı? Yeni parti kuran kimseler bu gerçeği kavramış değiller midir?””Efendiler, bu partinin liderleri, gericilere gerçekten ümit ve kuvvet vermiştir. Buna örnek olarak arz edeyim: Ergani’de, isyancıların valiliğini kabul eden ve sonra asılmış olan Kadri, Şeyh Said’e yazdığı bir mektupta: ‘Millet Meclisi’nde, Kâzım Karabekir Paşa’nın partisi, şeriat hükümlerine saygılı ve dindardır. Bize yardımcı olacaklarına şüphe etmem. Hatta Şeyh Eyüp’ün yanında bulunan sorumlu sekreterleri, partinin tüzüğünü getirmiştir…’ diyor. Şeyh Eyüp de yargılanması sırasında: ‘Dini kurtaracak tek partinin, Kâzım Karabekir Paşa’nın kurduğu parti olup şeriat hükümlerine uyulacağının, parti tüzüğünde ilan edildiğini’ söylemiştir.Efendiler, ‘Terakkiperver’ ve ‘Cumhuriyet’ kelimelerini kullanarak, bize ve milletin aydınlarına karşı din bayrağını gizlemeye çalışanların, memlekette genel bir gericilik ve ayaklanmaya yol açmak için içeride ve dışarıda türlü düzen ve kışkırtmalarla uğraşanların varlığından habersiz oldukları düşünülebilir mi?(…) Politika dünyasında birçok oyunlar görülür. Fakat kutsal bir ülkünün kendini ortaya koyduğu Cumhuriyet rejimine, çağdaş yenileşmeye karşı, cahillik, bağnazlık ve her türlü düşmanlık ayağa kalktığı zaman, özellikle yenilikçi ve cumhuriyetçi olanların yeri, gerçekten yenilikçi ve cumhuriyetçi olanların yanıdır. Yoksa gericilerin ümit ve faaliyet kaynağı olan saf değil…”
General Ali Fuat Cebesoy, Siyasi Hatıralar 2. Kısım’da, Şeyh Sait isyanını hazırlayanlar arasında İngilizleri, Kürt Teali Cemiyeti’ni ve kaçak padişah Vahdettin’in başında bulunduğu Tarıkat-i Islahiyye mensuplarını sayar. (Sayfa, 173)
ee dememişsin haklısın diye yoksa iki satır yazı yazınca üçüncüde yazdıklarını mı unutuyorsun?doğrudur garipliğim doğuştan gelir. normal olanla uzlaşamam. mesela seninle aramda çok güzel bir bağ olduğunu düşünüyorum. bunu da kendini tanrı zannetmeye başladığını görünce farkettim. hatta bu muhabbet her geçen an artıyor benim için. misal şimdi de şizofren davranışlarınla gönlümde taht kuruyorsun. canım delem gel seni bi sevem.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
İmza, mühür, kaşe, barnak… ne varsa basıyorum!Son cümlesini de alıntı yapıyorum.
Bu ülkedeki atatürkçülerin yüzde altmışı aptaldır çünkü hiçbir şekilde tarihi eser okumazlar, Mustafa Kemal in silah arkadaşlarının yazdığı eserlerden bi-haberdir. Nutukun ne tür bir kitap olduğunu sorsanız buna bile cevap verebileceklerini sanmıyorum ki atatürkçülerin çoğu nutuku bile okumamıştır.Kendilerine öğretilenlerden yola çıkarak sığ klasik basma kalıp bir lider anlayışları vardır, Mustafa Kemali kutsal bir inek yapıp saçma sapan bir şekilde hindu usulü tapınırlar. Herkesi de buna mecbur hissettirmeye çalışırlar.Kültür adına tek bildikleri batı kültürüdür o da taklit üzerine olduğundan kültürsüz, dünya üzerinde duruşları belli olmayan kafası karışık tiplerdir.Bilgi ve birikim olarak donanımsızdırlar açıklarını medyanın gündem haberleriyle kapatıp kendi çevrelerinde bir kamuoyu yaratıp hayatlarına bununla devam ederler.Fikri yapıları üç aşağı beş yukarı hemen hemen hepsinin aynıdır, topluma verdikleri hamasi cumhuriyet nutukları laiklik muhabbeti vatan elden gidiyor teranesidir, bunun haricinde topluma verecekleri bir tane projelerini göremezsiniz.Medeniyet anlayışları yoktur, işlerine gelirse osmanlıyı ve onun kültürel birikimlerini savunur işlerine gelmezse padişahları oğlancı yaparlar.Bu ülkede dolduruşa gelmeye en müsait insan kitlelerinden biridir hatta seda sayan izleyici kitlesi bile bunlardan daha zekidir.Şimdi bu yazdıklarımdan dolayı ilk düşünecekleri şey de benim Mustafa kemale düşman falan olduğumdur.
eyvah eyvah bunları diyen bunu da yumurtalı işte!
yumurtladı
Afferin kutup ayısı, orada yirmi bir tane yargım var sadece bir tanesi senin için doğru değil, tamam tarihi eser okuma konusunu geçtin şimdi git diğerlerine çalış.
ser-hus, ağzından salyalar akarak yazmışsın o yorumu… Salyalarının yakanı sırılsıklam ettiğini görür gibiyim. Medeniyet, ortaçağ doğmatik düşünceleri değildir. Kendi kişiliğini yoruma çok iyi aktarmışsın tebrik ederim.
Bence Sayın Emre Aköz E! kanalında yayınlanan “Playboy The Mansion” programındaki, Playboyu kuran Hugh Hefner ın eve kapattığı 3 güzelden birisinin evden ayrılması ile boşalan kadroya hangi kızı oturtacaklar, onu bi söylesin, ben sonra kendisinin Atatürk ile ilgili görüşlerini ciddiye alırım.Kendisinin asıl ihtisas konusu budur..
okulda çoluk çocuğa öğrettiğin bilgilerle geleceksen hiç konuşmayalım teacher, okullarda bu hikayelerle fotosentez gören çocuk yetiştirirsiniz, güneşle karşılaştımı da erir gider o çocuk.Ortaçağda skolastik düşünce içine şeytan girmiş diye kadınları yakan avrupalının dedesine aitti, bizim dedelerimiz o sırada sahn-ı seman medreselerini kurup bilim adamı yetiştiriyordu.Gerçi nerden bileceksin sırf bu ilme ulaşılamasın diye dilini değiştirdiler, kütüphanelerini arşivlerini yok ettiler, ecdadının eserlerini planlı bir şekilde yok ettiler, tarihi belgelerini yaksınlar diye vagonlarla Bulgaristana yolladılar.Bu eğitim sisteminde teacher olursun ama muallim olamazsın.
onnupro + 10 .süper yorum .
önce yazıyı verelim, link günlük yazılara ait.
sonrada yarı yüce tam kutsal borukırasi hazretlerinin bugüne kadar bunca imkana rağmen neden 4başı mamur atatürk eserleri vermediğini soralım.
yaptırdıklarınıda niye türkselin üzerinden yalancı doğan medyasına karalatmaya çalışıyolar, oda ayrı mevzu. adam en hassas arşivlere girip emri yerine getirmiş işte, daha ne istiyosunuz?
HAYALCI’ ya katiliyorum.
ser-hus, senin durumun aşağılık duygunu bazı yöntemlerle yenmeye çalışmak anlıyorum. Seni muhatap alıp tartışmaya değmez, senin seviyene inemem.Bir fikrimi söyleyim; senin gibiler teslimiyetçidir. Senin yerine düşünen vardır, sen onları kendinin gibi yutturmaya çalışırsın. Onlara teslim olmuşsun.Yazılarını bir gözden geçirir misin? kaç tanesi senin fikrindir? Mimler koyarak fikir açıkladığını mı sanıyorsun? Bir deyim vardır; “el şeyiyle gerdeğe girilmez.”yolun açık olsun.
Osmanlı medreseleri ve batıdaki Ortaçağ üniversiteleri skolastik tutumludur. İkisinin de kökeni Aristo felsefesidir. Osmanlı filozofları, ibn-i Sina ve İbn Rüşt Aristoculardır. Yaptıkları ise, Aristo felsefesini yorumlamak ve açıklamaya çalışmaktır.Fatih İstanbul’u aldıktan sonra; Molla Hüsrev ve Ali kuşçu Gözetiminde Fatih medreselerini kurdu. Floransa’da da Platon akademisi kuruluyordu. Platon akademisi Rönesans gelişmesinde büyük katkılar yapmıştır. Büyük hümanistler yetiştirmiştir. Paris ve Oxfort üniversiteleri çok daha önce hümanistler yetiştirmeye başlamıştı. Bu gelişmelerden habersiz, Fatih’in Ortaçağ medreseleri ve diğer Osmanlı medreseleri çağ dışı olmaya mahkum olmuştur. Bu tutum Cumhuriyete kadar (aşağı yukarı) devam etmiştir. Her konuya el atan, düşünce kısırlaştıran, din ile her şeyi çözmeye kalkan, dini çıkar için kullanan ulemalar yetişmişlerdir. Cumhuriyet döneminde etkileri azalsa da halkın din duygularıyla oynamaktan çekinmeyen zihniyetler, oraların eseridir. Hala da devam etmektedir.
Suçlamalarını sanki kendine yöneltmiş gibisin. Ha sakın yanlış anlaşılmasın, fikirlerinize bir lafım yok ama davranışlarınızın birbirinden bir farkı olmayınca tartışmanız anlamsız hale geliyor.
teacher bu konuda gerekli bilgiyi vermiş. 9. ve 13. yüzyıllarda matematik astronomi ve geometri konularında uzman olan islam temelli bilim adamlarının latin meslektaşlarından bir çok şey aldıkları doğrudur. Tabii yunan menşeili aristo pisagor gibi filozoflarda kendilerinden önce gelen mısır ve babil kökenli bilim insanlarından etkilenmediler demek haksızlık olur. Zaten bilgi birikimle hareket etme eğilimindedir. günümüzdeki bilim anlayışının bayrak taşıyıcısı olan batı medeniyetlerinde geleceğe dönük bilginin ne yönde hareket edeceğini haber veren, sanırım laplace ın dünyanın güneşten koptuğu fikrini ortaya atan teorisine napoleonun “burada tanrının rolü nedir?” sorusuna verdiği cevaptır.” Öyle bir varsayıma gerek görmedim!”
Adam fetto nun ekmeğiyle büyümüş, karşılığında ne verecek, Atam ı seviyorum derse ihanet eder..
ismet inonu, ataturkun son donemlerinde ataturk tarafından oldurtulmekten korkmustur ve bunu acıkca ifade etmistir,ama ismet inonuyle ataturk arasındaki siyasi gorus farklılıgından kaynaklanan bu kavgadan kimse bahsetmez, neden????biz hep inonuyle ataturku aynı cizgide bildik,oysa oyle degil,bunu neden bizden sakladılar?ataturkun kurtlerle ilgili sozlerini bizden neden sakladılar?ataturk basbaya kurtlere ozerklikten bahsetmis,bunun belgeleri acıkca ortada,filmde de geciyor,bunu bizden neden sakladılar,neden????kimbilir daha bizden saklanan neler var,su genelkurmay arsivleri acsaya artık,neden bu arsivleri acmaktan korkuyorlar,neden??????bize ataturk diye kendi uydurdukları birini sunuyorlar,ataturk gercegiyle bize okulda anlatılan arasında daglar kadar fark var,gercekleri neden acıklamıyorlar,neden bu korku???
Fettonun ekmeğiyle büyümüşüm, suyu nerden içmişim pilli, cami şadırvanından mı?hakkımda bir şey uyduracaksanız adam gibi bir şey uydurun bari.Matematik alanında geri kafalı müslüman bilginlerin sözde hümanist ( bu sözde hümanist adamlar avrupada yüzyıl savaşlarıyla mezhep savaşlarıyla birbirini kırdılar bugün hala birbirlerinin kilisesine bile gitmiyorlar,hala dibine kadar ırkçılar. Çekik gözlü,siyah ve esmer tenli insanlara bir köpek gibi bakmaya devam ediyorlar ama insancıl olan bu adamlar oluyor) avrupalılardan arakladıklarına bakalım.8-9-10-11. yüzyıl da daha avrupalılar tuvaleti ve suyu keşfedemedikleri bir zamanda bu geri kafalı islam bilginlerinin neler yaptıklarına bakalım.Cezeri ismiyle başlayabiliriz,(1)(2) oku bakayım canım kardeşim, kim kimden ne araklamış öğren.Matematik konusunda çok zayıfımdır, matematik dersimize giren rus bi profesör vardı, sıfırı onluk sayı sistemini trigonometrideki sinüs ve kosünüsleri bulan doğulu islam bilginleridir derdi, mesela bunlardan biri Battanidir.Rus matematikçiler onun için doğunun en büyük astrologu derler. Sinüs ve kosünüs tabirlerini ilk kullanan bu abidir, Trigonometri ve astrolojide çıkarttığı tablolar istatislikler bugünkü mühendislik iliminin temelini oluşturur.Kopernik in 15.yüzyılda kiliseye rağmen gezegenlerin güneş etrafında döndüğünü açıklamasından beş yüzyıl önce bu adam dereceleriyle bulmuştur.Harezmi ismini ben ilk kez üniversitede matematik dersimize giren rus bi profesörden öğrenmiştim, sıfır sayısını ilk kim bulmuştur diye soru sormuştu, tabiki hiçbirimiz bilemedik. Sonra başladı bize bizim bilginlerimizi anlatmaya…Osmanlı zamanında temelleri atılan medreselerden yüzyıllar önce islam bilginleri özellikle farisi ve arap bilginler altın çağlarını yaşamışlar birikimlerini gelen nesillere bırakmışlar, o birikimlerin sonucu selçuklu ve osmanlı dünya hükümdarı olmuştur.Endülüs devletinin yıkıntılarının geri kalanını işleterek rönesans yapan avrupa, insanlığı bile doğulu müslümanlardan öğrenmiştir. Avrupa uygarlığının temelinde hümanizm değil sömürü vardır. Avrupalılar iyi vitrin süsleyicisi o. ruhlu insanlardır, sizin hesabınıza da eziklik düşmüş işte…
zihnini biraz daha açıp biraz daha araştırsaydın doğulu bilim adamlarının anahtarı bulduğunu, atomun temellerini attıklarını, geometrinin temel kuramlarından olan dik üçgen hesaplamalarını keşfettiklerini, hatta coğrafyaya isim verdiklerini de bulabilirdin. anadolu ve mezopotamya dünyanın geri kalanından türemiş medeniyet sayısı olarak ne kadar öndeyse yetiştirdiği bilim insanı sayısı olarak da o kadar zengindir. Fakat günümüzde aynı başarıyı gösterdiğimiz bu toprakların eski sahiplerinin mirasını devam ettirdiğimiz söylenemez. batının sömürgeci anlayışı ile ilgili sözlerine lafımız yok fakat bilim adamları bilimi sömürge için yapmazlar bu onların bir yeteneğidir. şartlar uygunsa gerekli donanım ve mekan varsa keşifler zaten kendiliğinden gelecektir. doğulu bilim adamlarına sağlanan o imkanların kaçı kansız elde edilmiştir ki batılı ülkelerden çiçeklerle memleket fethetmelerini bekliyorsun.ülkemizde hala Atatürk içki mi içerdi kadına mı düşkündü diye çıkar peşinde koşan düşünceler oldukça avrupanın gerisinde olacağımız ortada. önce şapkayı kendi önümüze koymalıyız ve eksiğimiz nedir bunu açıkça söyleyebilmeliyiz. avrupalının bizden bilim ve teknolojide çok ileride olduğunu görmek için ne ezik ne de büzük olmaya gerek var. gerçekçi bir bakış açısı yeterli. günün siyasetinden kafanı kurtarıp zamana daha geniş bakabilirsen önemli olanın yiyip içilen ya da söylenen bir parça şeyin değil ortaya konulan işlerin ve düşünce bütününün olduğunu görebilirsin. ülke kurmak şartlar ne olursa olsun şu anda zihnimde canlandıramayacağım kadar zor bir iş. bunu 1900 lerin başında anadolu gibi bir coğrafyada başarmış bir “önder” hakkında fikir söylemeden önce, kırk kere düşünüp bir kere konuşmak lazım. çünkü bazı insanlar bilinçli ve sistematik bir şekilde Atatürk ü savunanların yetersiz oluşlarını Atatürk ün başarısız olması gibi saçma bir düşünceye bağlıyorlar.
Ve olaya sonunda tutuklu general Eruygur’un Atatürkçü Düşünce Derneği de daldı. Heyecanla bunların nasıl tepki vereceğini bekledim ben. Şaşkın ulusalcılar önce pavlov köpeğinde olduğu gibi şartlı refleksle olumladılar belgeseli. Sonra birilerinin “yok iyi değilmiş” komutu ile şartlı refleks negatife döndü. Atatürkçü Düşünce derneği ise kızmışlar ve şu soruların aramışlar:* Film neden Atatürk’ün karga kovalama sahnesiyle başlıyor,* Uzun boylularla yan yana göstererek kısa boyuna vurgu yapılıyor,* Günde bir büyük rakı içiyordu denilerek bir ayyaş portresi çiziliyor,* Son Padişah Vahdettin’e neden vatan haini muamelesi yapılmıyor. (*)Özellikle ikinci maddedeki eleştirilerine çok güldüm. Sahi, kafalarındaki Atatürk sarışın mavi gözlü.. ve de uzun boylu olmalı idi. Hakikatte boyu 1.68 gibi kısa bir boydu ama bunlar için boyu kısa ama o boyla işlevi büyük olması pek değer görmüyor. Çünkü bu avarellerin boyu uzun ama akılları kısa yaa, illa tarihi gerçekler sahteleşip fantazi dünyalarındaki gibi olacak.Acaba diyorum, Atatürk yüreğimizde değil de ölmeyip dünyada yaşamaya devam etme kararı alsa idi, ve de bu filmde oynayıp o birinci maddede eleştirdikleri şeyi yapmak isteyip, ama kargaları değil de bunlar mı kovalardı acaba. “İşe yaramaz aylaklar, 70 yıl oldu, eşek kadar herif oldunuz, hala atanızın sırtından geçinip hayat sürmek istiyorsunuz” deyip asasıyla kovalardı bunları heralde.
Ustad garip sevindirmek iyidir demi ?– EvetOzaman suna haklisin diyelimde mutlu olsun,– Hem mutlu olsun hemde kendini bisey sansin!🙂 😉
bence…
ee dememişsin haklısın diye yoksa iki satır yazı yazınca üçüncüde yazdıklarını mı unutuyorsun?doğrudur garipliğim doğuştan gelir. normal olanla uzlaşamam. mesela seninle aramda çok güzel bir bağ olduğunu düşünüyorum. bunu da kendini tanrı zannetmeye başladığını görünce farkettim. hatta bu muhabbet her geçen an artıyor benim için. misal şimdi de şizofren davranışlarınla gönlümde taht kuruyorsun. canım delem gel seni bi sevem.
Agzi olan konusuyor ustad! Bilende bilmiyende atanda tutanda ?– Bileni bilmiyeni bilememde bazisinin rekor kirmaya niyeti varNe rekoru ustad ?-Atma rekoru.