Zaman kendini istemese de biraz yitirdi sanırım. Zorlanır mıyım diye düşündüğüm bütün haller, sırayla yanıma oturup bakmadı, cebimden çıkarmaya korktuğum yüzüme. Bana verdiği beni kemiren sessizlikken. Sadece kendi içimde kavruluşun izleri kaldı geriye. Biraz sonra gün doğacak ben kaybolacağım. biliyorum anlamadığın her şey bendeki sen öldürüyor. Sandıklarınsa sadece elimde kalmış bir kefen beyazı, hepsi o kadar.Bana hediye ettiğin maskeyi takarken, garipsedim ama “hayır” diyemedim her zamanki gibi. Sevmeyeceğini bilmeme rağmen. Büyük manzaralarda görürsün diye bakışlarımı ayrıntılara gizledim. Ağaç kökleri, çapalanmış biraz toprak, yol ayrıntıları. Duymaya korktuğun bütün kelimeler onlara söyledim. Sense sadece izledin. Duyamayışının hesabını sessizliğimden sordun. Ellerini sakladığın cebimden çıkarmazken yüreğime uzak durmaya mahkumdun. Beni susmaya zorlayan sendin fark edemedin. Ruhumda parmak izlerinden bir zindan var, kırgınlık ve burukluk… ilk sancıyan ben olsam da, sonrasında gelende…. Neyse boş ver.Kendimi hiçbir zaman sevmem, kendimi sevdiğimde biliyorum ki, asıl o zaman öleceğim ve geleceğimde geçmişten izler olacak. Geçmişi istemiyorum, bu günse zaten benim, yarını istiyorum, vermeye ne kadar beceriksiz olsa da ellerim. Kendime öfkeliyim her zaman olduğu gibi. Bir yanlışı savunsa da dilim onu söyletmeliyim. Söylemeye mecali kalmasa da. Akasyalarım yükseliyor gökyüzüne yetişemiyorum. Işık sızıyor yapraklardan toprağa ısınamıyorum.Benzediğimi sandığın insanlarını görüyorum, ama ben onları tanımıyorum. Hiç tanımadım da. Kendimi ne kadar sevmesem de, ne olduğumu bilirim. Ve biliyor musun? Aslında büyümeye telaşlı benim hallerim, telaşımda kendime ayıramadığım vakitlerim. Ve hep çocuk kalmaya hevesliyken çocuk olamadığım günlerim. Ve bu gün, beni çekiştiren çocuk halimde kararsız kalan yetişkinliğim. Sanırım ne gün öleceğimi biliyorum, beyaz önlüklülerin söylediği gibi. Söylenen tarihte değil belki, ama en azından söylenen haftada. Yere serilirken bedenim, toprağın sessizliğini örtecekler üzerime. Hiç görmediğim kadar karanlık olacak, biliyorum. Artık ışık yok, artık ışık yok, eminim. Ne kadar korksam da ölmeye hazır hallerim. Artık ışık yok, eminim.