Almanya
Mmm.. Bi düşüneyim..

Almanya bizimle birlikte 1. dünya savaşında bulunmuş ama bizden önce savaşmayı bırakmış, eski bir müttefik devlet olarak şu anda bir de yabancı (özellikle de Türk) düşmanlığı ile yine ön planda. Bu ülke zamanında kendi yaralarını sarmak amacıylaTürk işçilere ihtiyacından bir çok insanımızı ithal etmiş ancak bunlara, ta o zamandan başlayarak sadece para vermiş, bunun dışında hiç bir şey katmamış ve tersine sömürmüş bir millettir. Günümüzde bile Türk insanı, bu ülkede ya itilmiş, ya da mecburiyet ve korku karşısında kendini teslim edip asimile olmuş durumdadır. Ülke gayet ürkütücü atmosferi ve robot benzeri ruhsuz insanlardan oluşmasına rağmen, robotların mükemmel yaptıkları üretimi ile ekonomik gücü elde etmiş ve hükmedici hale gelebilmiştir. Diğer taraftan benzer badirelerden geçmiş olan ülkemiz, kendi iç çatışmalarıyla uğraşmaktan muasır medeniyet seviyesini günümüzde dahi yakalayamamış olmanın ve hala “gelişmekte olan” ülke olmanın acılarını çekmektedir.Almanya zaten alışık olduğu bu dışlamayı ülke boyutunda, Avrupa Birliği seviyesinde de her defasında tekrarlamaktadır. Bunun içindir ki, Almanya’nın başı çektiği AB’de sürekli çifte standartlara ve kötülemelere maruz kalmaktayız. Anlaşılamayan şudur ki, ülkemiz sadece ekonomik koşulları iyileştirmek için bu birliğe üye olmaya iyi niyet göstererek çabalarken, AB ve özellikle Almanya tamamen kendi yarattığı ve körüklediği Türk düşmanlığının boyutlarını genişletmeye çalışmakta ve bir zamanlar kendi saflarında savaşmış bir ülkeye haksızlığı bir adım daha ilerletmekte hiç bir sakınca görmememektedir.Bu tip politikalarla her defasında yıpratılmak istenen ülkemiz, Almanya vizesi uygulamasının işadamlarına ve parası olan veya para getiren sektörlere açılacağı duyumu ile bile heyecanlanabilmiştir. Yani düşünün ki bir ülke bizim istediğimiz ekonomik iyileştirmeye karşı çıkıp, tam tersine bizim ekonomik anlamda iyi olan kişi ve kuruluşlarımızı da sömürmek için bu tip bir uygulamaya gidiyor ve biz buna seviniyoruz.. Çok ilginç!!Yakın zamana kadar Almanya konsolosluğu önündeki uzun kuyrukları, orada yatan ve her gördüğümde içimin acıdığı insanlarımız göz önünde bulundurduğumda, bizi her bulduğu fırsatta Türk topraklarında bile süründürmeyi başaran bu ülke ve buna benzer düşüncede olan diğer ülkeler ile neden hala birleşmek isteyelim diye düşünmekten ise kendimi alamıyorum. Atatürk’ün yüzümüzü batıya dönelim derken eminim “her ne pahasına olursa olsun” diye düşündüğünü de hiç sanmıyorum.