Allah
Allah

İlk başta ne kadar inançlı olduğumu sorgulamaktan çok korkan bir insan olduğumu söylemek isterim. Yanlış şeyler düşünüp yanlış yorumlar yapmaktan ve ilerde bende yaratacağı vicdan azabından korktuğum için. Aynı zamanda yaratanın korkusu da her zaman içimde olmuştur, herkesin içinde de olmalıdır. Onun hakkında pek düşünmem nasıldır, ne yapar, ne yer ne içer, nasıl yaşar, neye benzer nerden geldi? Nasıl olsa hiç birinin cevabını bulamayacağım düşünmenin bir anlamı yok. Ama içimde hep korkusu oldu hepte olacak çünkü iyi kötü ne gelirse insanın başına ondan gelir, insan nereye giderse hep yanındadır, hep görür hep duyar.Rahman’ın çocukluğumdan beri beni hep çok sevdiğini düşündüm durdum. Çünkü o zamanlar çok şanslıydım hep şanslıydım. Bilmiyorum kimse hissetti mi ama sanki her şey benim iyiliğim için oluyor sanki dünya benim için dönüyordu. Tabi bu büyüyüp olgunlaşıncaya kadar sürdü. Peki ne değişti o mu ben mi? Neden eskisi kadar iyi hissetmiyorum, neden istediğim çoğu şey yarım kalıyor? Olması çok mu zor yoksa benim istediğim şeylerde mi problem var? Neyse hepsi bir yana sonunda olmadığı zaman sürekli şikayet ederiz olduğu zaman mutluluktan hatırlamayız bile. Şikayet ediyorsan şükretmeyi de bileceksin. Ama o bunlara hiç aldırmaz. Çünkü o çok sabırlıdır eğer cezan varsa çekeceksin ki bu ömrünün sonunda da olabilir –işte güç bu- bir insan o kadar bekleyebilir mi? Büyüktür, güçlüdür, sabırlıdır, adaletlidir. Kimse görmedi şuana kadar onu hissetmedi bile kalbinden başka bir yerde. O kadar büyüktür ki her yer kaplar aklının alabileceği yer yerde o vardır. Şimdi düşünün önünüze çok büyük bir şeyin geldiğini düşünün ne ucu görünüyor ne sonu ne başı. Sadece onu görürsünüz. İşte dünyada böyle bir şeydir ya da evrenin tamamı. Onun görüntüsü aslında o kadar büyük ki arkası üstü veya başka bir yeri başka bir taraf görünmüyor. Ama biz neden onu göremiyoruz. Ondan başka hiç bir şey görünmezken onu göremiyorum. Ne kadar gülünç bir halimiz var. O kadar güçlüdür ki benim aklımdan geçirdiğimde bile nefesim kesiliyor. Her şey onun ilk başta bunu kafamıza yerleştirip yaşamalıyız hayatı. Bu kadar karmaşık bir yapıyı evreni kurup yöneten Rahim ne kadar güçlüdür. İstediğini şimdi istediğini sonra cezalandırır mükafatlandırır. Bu esnada adaletinden şüphe edilmez tabi ki. O kadar adaletlidir ki kim hakkını almamış söylesin. Kim cezasını bulmamış söylesin. İbret alınacak o kadar örneğin arasından çıkıp kim adaletsiz olduğunu savunabilir, kim böyle bir şeye cesaret edebilir. Hep söylenir ‘iğne ucu kadar iyi isen bile karşılığını bulursun’ bu adaleti hangi insan sabrı dağıtabilir. O kadar sabırlıdır ki seni sevmek için ömrünün sonuna kadar bekler sen ölecekken seni sever. Belki seni sevmiyorsa cezanı unutmadan herhangi bir gün verebilir belki yaşlısın belki genç belki çocuk kim bilir? Ödülünü ya burada alırsın ya diğer tarafta. O kadar bekler yani seni.Bunu anlamak çok zor değil o var ve seni izliyor. Hareketlerini takip ediyor. Sana fırsatlar veriyor kullan diye. Bazen elinden alıyor-sınav-. Varlığını hissetmek zor değil. Karışmıyorum ama ona inanmayanlara şaşırıyorum hiç mi hissetmediniz yanınızda olduğunu? Sana bu canı verenin rastlantı olduğunu nasıl düşünürsün? Bu kadar basit misin, sen bir rastlantıdan ibaret misin? Bence inanmayanların tek problemi yeterince düşünmemek. Yeterince hayat hakkında düşününce insanın kafası çok karışıyor. O kadar karmaşık ki hayat bu bir rastlantı asla olamaz ve o kadar sene bir rastlantı bu kadar nizam içinde günümüze gelemez.Çok büyük çok güçlü boyun eğmeliyim. Ama bu bir esaret asla olmadı asla olmayacak. Çünkü bu boyun eğme güce saygı adaletine sevgidendir. Bırakıp gitme şansı olan bir insanın onu safça sevmesi ne büyük bir olaydır.Not: Onun bana farz kıldığı şeyleri asla tam olarak yapmadım. Çok üzgünüm. Ama onu her zaman çok sevdim her zamanda çok seveceğim. Her zaman korktum her zamanda korkacağım…(verilmiş bir söz üstüne)