bildirgec.org

yolculuk hakkında tüm yazılar

YOLCULUK

admin | 15 February 2010 15:52

Elimi tuttu önce. Sımsıkı kavradı. Ardından “Hadi!” dedi. “Ne duruyoruz?! Gidelim artık!” Öyle ya… Neden vakit kaybediyorduk ki?! Sanki yeterince çalmamışız gibi zamandan… Daha doğrusu, bendim çalan. O ise bu savurganlığa son vermemi sağlamaya çalışan sadık zaman bekçisi…

Öyle ki, boşa geçecek tek bir saniyeyi bile vermek istemiyordu bana. Artık saniyeleri birlikte kullanıyorduk. Henüz misafirliğinin ikinci günü dolmadan, O karar vermişti buna. Ben de ses çıkarmamıştım. Olsa olsa en fazla birkaç gün daha sürecekti bu durum nasılsa. Sonra O yine geldiği zamanki gibi, yanında bavulu, şirin şirin gülümseyecek, ama bu kez içeri girmek için değil; veda etmek, hiç bitmeyen yolculuğuna kaldığı yerden devam etmek için duracaktı kapının eşiğinde.

Hayalperestin Günlüğü

Galanthus | 19 January 2010 12:55

İflah olmaz bir romantik var karşınızda şu anda.

Kendisi bir otobüste, hatta kendi standartlarına göre oldukça lüks sayılabilecek bir otobüste seyahat ediyor üstelik tek başına. Kimse de yok yanındaki koltukta. Bu yüzden istediği kadar yazabilir ve de yayabilir. Önünde topu topu üç saatlik bir yolculuk kaldı ve okuduğu kitabı da bu süre içinde bitirebilecek.

Yolculukta geçtiği duraklardan hiç biri gelecek kadar onun içini acıtmadı, hiç birinde kendini bu kadar yalnız hissetmedi. Bir sonraki durak sevdiğinin memleketinin durağı, onu göremeden buralardan öylesine geçip gitmek acı verici. Bir yolu olsa keşke inse şu otobüsten hemen bir sonraki durakta ve gitse sevdiğinin kapısına, çalsa o kapıyı, sevdiği açsa ve nutku tutulsa, kısa bir şaşkınlıktan sonra onu belinden kavrayıp sıkı sıkı sarılsa… sonra sonra yine gitmesi gereken o yere gitmek için bir otobüse binse, ilk otobüse. Gittiği yerde yalanlar uydursa otobüs arıza yaptı, yollarda rezil rüsva oldum dese. Yok, hepsi bir hayalden ibaret, ne sevdiğinin kapısına gidebilir ne de sevdiği onun bu durağında onu görebilmek için çabalayabilir.

zenginler treni-Orient Ekspres

nazokiraze | 13 January 2010 10:19

Görüp görülecek en lüks uzun yol treni 4 Ekim 1883 tarihinde yola çıktıgında insanlar Sirkeci’den Paris’e kadar süren uzun yolculugun tadını çıkaracakları için oldukça hevesliydiler.Çünkü bu tren aristokratlar, politikacılar, ünlüler için bulunmaz Hint kumaşıydı. O dönem insanın içini sıkan uzun yolculuklar bu tren sayesinde artık lüks birer gezici otelde tatil tadında olacaktı.Orient Ekspres seferlere başladıgı zaman İstanbul’a gelişi dört gözle beklendiği için Sirkeci Garı yapımına başlandı.

O – 4

admin | 01 December 2009 14:01

Yeniden uyandı. Mavi bir ışık. Tek gördüğü buydu. Işığın içinde kıpırdayan silüetleri farkederken ilk düşüncelerini de oluşturmaya başlamıştı. Gördükleri yavaşça netleşiyor, konuşma sesleri buna eşlik ediyordu. Seslerdeki anlamsızlık içini ürpertmişti. Eskiden bir ara, anlamsız sözcükler türetip, bunlara farklı anlamlar yükleyerek şifreli bir konuşma şekli ortaya çıkartmaya çalışmıştı. Bu sesler ona bunu hatırlattı. Geldiği yerde tek bir lisan var olduğu için farklı dillerin algısında karşılığı yoktu.

Yavaş yavaş tüm vücudunu saran bir acının varlığını hissetmeye başladı. Bu acıyla birlikte sanki zihnindeki tüm açıklık ortaya çıkıyordu. Etrafı tamamen net bir şekilde görmeye başladığında ise şaşkınlıktan donup kaldı. Ders kitaplarının içindeydi adeta. Milyonlarca yıl önce Pladeba’da yaşayıp yok olan bir ırkı oluşturan canlılardı bunlar. Ya da şaşırtıcı derecede benziyorlardı.

GPS hediyeli gezi sitesi

romanistabukowski | 27 October 2009 15:19

anasayfadan bir görüntü
anasayfadan bir görüntü

Lassa‘nın yeni lastik teknolojisi Impetus Revo şerefine yapılan Konfora Yolculuk adlı websayfası epey ilgi çekici hediyeler veriyor. Özellikle geziseverlere hitap eden sitede beğendiğiniz mekanları bölgelere göre girip hediye kazanıyorsunuz. Mesela 12 Ekim – 9 Kasım tarihleri arasında İç Anadolu Bölgesi’ne toplamda en fazla yeni mekan ekleyen 1 kişi, Garmin GPS cihazı kazanıyor. Ayrıca aynı tarihler arasında her gün İç Anadolu Bölgesi’ne, o günün en fazla mekanını ekleyene, Türkiye Keşif Rehberi hediye olarak veriliyor. İçerik genişledikçe geziseverler için büyük bir kaynak olacağı şüphesiz.

Ankara ve Doğu Ekspresi

juki | 24 August 2009 09:05

Tren, alternatif ve meşakkatli bir yolculuktur.
Tren, alternatif ve meşakkatli bir yolculuktur.

Geçtiğimiz günlerde İstanbul’dan Ankara’ya trenle gidip geleyim dedim ve gittim Haydarpaşa’dan bilet aldım. Ankara’daki işim önemliydi ve bu nedenle gidiş biletimi TCDD’nin ortalama üstü kalitedeki
trenlerinden Fatih Ekspresi’nden aldım. Bu hatta İstanbul-Ankara fiyatı 22,50 TL. Fatih Ekspresi gayet konforlu bir tren. Hızı çok yüksek değil, ama gece 23.30’da Haydarpaşa’dan hareket ederseniz sabah 7.45 gibi Ankara’ya rahat varıyorsunuz. Neyse ben de o sabah 7.45’te Ankara TCDD Garı’na vardım. Ankara-Gaziosmanpaşa’daki işimi çabuk hallettim ve Kızılay’da bir tur attıktan sonra vakit kaybetmeden saat 12.54’te İstanbul’a hareket edecek olan trenime binmek üzere Ulus’a, tren garına geri geldim.Dönüş bileimi Kars-İstanbul arası çalışan Doğu Ekspresi’nden almıştım. Onun fiyatı ise neredeyse diğerinin yarı fiyatı idi. 12,75 TL’lik fiyatı görünce hoop atladım aldım bu hattan biletimi. Lakin Ankara Garı’na geldiğimde trenin rötar yaptığını ve saat 14:00’te Ankara’dan kalkacağını öğrendim. Neyse dedim, 1 saat 4 dakika rötardan bir şey olmaz dedim. Beklemeye başladım. Orada yaşlı bir amcayla konuştum. Kendisi Ankara’nın ilçesi Polatlı’da oturuyormuş. Ankara’ya da haftanın belli günleri hastaneye, tedaviye geliyormuş. Her geldiğinde de ucuz olsun diye Doğu Ekspresi ile dönüyormuş. Bana dedi ki:

– Evlat, boşuna bekleme. Tren saat 4’ten evvel gelmez. Ben her zaman biniyorum.

izmir-istanbul IV

kahramancayirli | 08 August 2009 11:15

kilyos.org adresinden alınmıştır.
kilyos.org adresinden alınmıştır.

Çıkan kısmın özeti: Motorla İzmir’den çıkılmış, üç günlük denizli, güneşli, dağlı, yeşilli yolculuğun ardından İstanbul’a varılmıştı. İnsanın hayat boyu yapabileceği en güzel yolculuklardan biri. Deniz kenarı güzergahı takip edilerek köy köy ve tabii koy koy gezmek, nefis.
İstanbul’un güzelliği ayrı elbet. Ama ben on gün zarfında bol bol kocaman alışveriş merkezlerini gezdim, sınırsız menülerden, pizzalardan, kolalardan, hamburgerlerden tükettim. Siz yemeyin, zayıf kalın. Ben bol bol kilo aldım.

Benden Bene Yolculuk

ONAYI | 18 July 2009 12:33

İçinde bulunduğun şu an itibariyle dünyanın en saf, en şeffaf su damlacığının içinde uzun bir yolculuğa çıkmak üzeresin. Bu yolculukta bazen yağmur olup yağacaksın. Ancak diğer yağmur taneleri içerisinde en güzel çiçeğin üzerine düşen sen olacaksın.Bazen ise _belki akranlarından daha akıllı olduğundan_ kafasını yere eğip çamurla oynamak yerine göğe kaldırıp hayranlıkla yağmuru hisseden çocuğun avucuna düşeceksin. Güzel’le, güzeli görebilenin kavuşması dünyanın en müthiş anıdır. Yalnızca kafasını çamurdan kaldırabilenlerin yaşamayı hak edeceği çok özel bir an.Benzer deneyimlerden sonra, en nihayetinde denize ulaştığında ise; onun büyüklüğüne bakıp ürpererek teslim olmayı düşüneceksin. İşte tam da o an;Avucuna düştüğün küçük çocuğu, can kattığın en güzel çiçeği _sen olmadan açmayan, açamayan_ o en güzel çiçeği hatırlayıp en önemli kararını vermek zorunda kalacaksın.Çoğu insan gibi seni sen yapan _ve de yapacak olan_ tüm özelliklerinden vazgeçip o engin denize katılarak çoklukta hiç mi olacaksın yoksa diğer ”sen”e ulaşabilmek adına çetin bir yola mı gireceksin?Bu; ta’ki yolculuğun sonuna geldiğinde vereceğin karar…Ancak önce bu yolculuğa çıkmak isteyip istemediğinin kararını vermelisin.İçinde bulunduğun şu an itibariyle dünyanın en saf en şeffaf su damlacığının içinde uzun bir yolculuğa çıkmak üzeresin. Ama aynı zaman da bu yolculuğa sırt çevirmek üzeresin.Ve de bilmelisin ki; bir su damlasının içinde olmak her şeyi çok farklı ama en doğal haliyle görmektir. Orada yalnızca berrak görüntüler vardır. Ne iç gıcıklayıcı sesler ne de samimiyetsiz sözler sana ulaşamaz.

Küçük Tasuko..

pillibebekkuyuda | 16 July 2009 10:36

http://img136.imageshack.us/img136/6940/200013806001vf6.jpg
http://img136.imageshack.us/img136/6940/200013806001vf6.jpg

Kadın, her zamanki korkularını yaşamak üzere uçaktaki yerini aldı.İşte yeşil gözlü, hafif kumral, beğenilerin oldukça üzerinde o adam, tam yanındaki koltuğa, hafifçe gülümseyerek yerleşti. Bu olmamalıydı..

Uçak korkusunu bastırmak üzere küçücük karnına taş gibi korseyi geçirmiş, kıpırdayacak hal bırakmamıştı kadın..Çünkü her uçak kalkışında, kontrolsuz nefes alış verişleri onu ele veriyordu..