bildirgec.org

uzaklık hakkında tüm yazılar

Yedek anahtar kapının yanında,yerde…

admin | 20 March 2011 09:35

Madem uyandın artık gitmem, dedi…

Canım annem. İyiki varsın. Sen olmasan’la başlayan bir tek cümleyi kurmak yüreğimi paramparça etmeye yetiyor.Bugün ilk defa evdeyim. İlk defa yapılacak onca şey var diye düşünmedim. Hazırlamam gereken dosyaya bakmadım bile. Madem haftasonu, arkadaşlarla sahil manzarası eşliğinde, yurtdışındaki en aziz dostum olan türk kahvesini yudumlarım diye hayal dahi etmedim… Hastaydım ve yataktan çıkmam uzun sürdü.
Aaaaa uyandın mı? diye sordu gülyüzlüm. Yemekmi yemek istersin önce, bir bardak sıcak çay mı?
-Bende Nazan’a gidiyordum nerdeyse. Dışarda karşılaştık. Çaya davet etti. Madem uyandın, gitmiyorum. Karşılıklı içeriz…
Gülümsedim. Meğer ne kadar çok yalnız bırakıyormuşum seni, diye geçirdim içimden.
-Hayır anneciğim. Tabiki gidiyorsun. Zaten hep evdesin. Gitte iki çift lafın belini kırın. Hem sonra akşamki tiyatro oyunu için iki bilet var çantamda. Birlikte izleriz,başbaşa (göz atıyorum)
Gülümsüyoruz…

Mudjekeewis..

pillibebekkuyuda | 03 September 2010 16:11

Bır Kızılderili kız,
Ay ı almış avucuna,
Dost olmuş kurtla kuşla..
Yüreğindeki sürgün,
Bitmeyecek, savruluşunda
Günler geceye dönse de,
Işığı ve kudreti,
Yaktığı ateşle var olacak..
Güneşli günler, gördüğü aynı rüyada,
Atı bekliyor karşıki ırmak kenarında..

Herzamanki gibi saat 8.30 da masasına oturmuş, tüm şehre açılan penceresinden dışarıya bakarken dalıp gitmişti..

Sevdikleriyle arasına kilometrelerin girmesi, bir saniyede verdiği karar neticesinde gerçekleşmişti..
Tüm uzak kalmalara, istenilen yerde bulunamamalara, özlemlere, değer miydi, diye düşündü.

iller arası mesafe hesaplama

sessizadam | 12 August 2009 20:48

iller arası mesafelerin hesaplanmasında bizi kgm.gov.tr nin kullanışsız sayfasından kurtararak, illerin ilçelerine olan uzaklığı ile birlikte bir bütün halinde çok rahat hesaplama yapabilme imkanı tanıyan bu sistemden faydalanırken hiç bir şekilde reklam vb. durumlarla karşılaşmıyoruz ki zaten hayrına yapıldığı yazıyor..

hakkımızda bölümü gerçekten ilginç olan siteden webmaster arkadaşlar da yararlansın diye bu sayfasında kod desteği de verilmiş.

Leica Rangemaster Mesafe Ölçen Dürbün

zabun | 18 July 2008 18:59

Leica Rangemaster dürbünler için, baktığınız nokta ile aranızdaki mesafeyi ölçmek, sahip olduğu lazer teknolojisiyle çok kolay. Düğmeye bastığınızda, 1100m (1200 yard) mesafeye kadar uzalık bilgisi dürbünün merceğinde LED’ler ile görselleşiyor. Dürbün, düğmesine basılı tuttuğunuzda, hareketli nesneleri bir yandan takip ederken, diğer yandan devamlı şekilde uzaklık verilerini güncelliyor. 7X yakınlaştırmaya sahip, Rangemaster cebinize sığabilecek kadar küçük (105 x 120 x 40 mm, 320 g) ve su sıçramalarından etkilenmeyecek şekilde tasarlanmış. Denize açılmak, golf oynamak gibi hobileri olanlar bu tür dürbünlerden yararlanıyor.

Ultrasonik lazer uzunluk ölçer

AntiHumanIST | 24 May 2008 10:01

Burada bilinen şerit metrelerden sıkılan bir vatandaş ultrasonik bir cihaz icat etmiş. Evet belki bu alet bilinen şerit metrelerin yerini asla dolduramayacak ve o keyfi veremeyecek ama şaşırtıcı olduğu kesin. Feet ve metre cinsinden uzaklığı gösterebilen bu zamazingo, bir adet 9V pille çalışıyor. Ölçtüğünüz uzaklığı küçük LCD ekranda görebileceğiniz gibi sesli olarak da idrak edebilirsiniz. Fiyatı 29$.

biraz da eskilerden…

pilibitenbebek | 16 May 2008 17:10

3haziran2oo6…
taksim yepyeni bir büyüye daha imza attı..merak ediyorum daha nelere tanık olacak acaba istiklal?
2de buluşacaktık.. trafik vardı geç kaldım.. mesaj attım sana 10-15 dakika geç kalacağım ben dedim.. o sıcakta beklememek için girdin burger king’e 2 kola içtin..tam 2 yi 10 geçe girdim burger’ın kapısından.. işte beni gördün o anda ve dedin çok fıstık olmuşsun sen ya.. işte o an başladı büyü.. konuştukça konuştuk..üniversiteden, eskişehir’den, dumandan, taksimden…her konudan konuştuk belki de.. düşündük buradan çıkıp ne yapsak diye.. ben buraları bilmiyorum eskişehirliyim ben dedin 18sene boyunca istanbul da yaşamana rağmen… elini cebine soktun ve bekledin koluna gireyim diye.. işte başladık istiklalde yürümeye.. özlemişim ya dedin..biliyordum o özlemin içinde ben de vardım.. benimle böyle büyülü bir gün yaşamayı istiyordun.. bilmiyordun ki o büyü beni sana aşık edecekti.. saat tam 3e kadar yürüdük istiklal’de..

Tekdüze günler de geçer..

darjeeling | 04 October 2007 12:20

Biliyormusun her gün birbirinin aynı. Sabah uyanış 15 dakikada hazırlanış, evden çıkış, 10 dakika durağa yürüyüş, 10 dakika iş yerine varış. Hiç şaşmıyor. Akşamüstleri 6’da işten çıkış, eve varış, bir kaç lokma istemeden birşeyler atıştırma, hiçbir şey yapmama isteği, internetin başına geçiş ve senin gelmeni bekleyiş süreci. Bazen sevdiğim dizilere bile göz ucuyla şöyle bir bakış ama kapatış. Seyretmeyi istememek. Taksim’de dolanmayı istememek.. Kimseyle buluşmayı, gezmeyi istememek, gidebildiği yere kadar gitsin deyip ekebildiğince ekmek insanları. Bazen farklı durumların ortaya çıkması, şofbenin bozulması, tamirci çağıracak zamanlamayı tutturamamak, 3-4 gün yıkanamadan pasaklı pasaklı oturmak ve ‘şimdi o burda olsaydı, yardımıma koşardı’ demek içimden, telefonun ucundan senin duyulan sesin ve ‘bak oradayken bilemedin değerimi’ deyişin, bu şakanın gerçekçilik payı, senin beni aslında kırmak istememen ama benim aslında doğruları söylüyor olduğunu bilmem.. Pişmanlık haykırışları içimdeki, yapılan hatalar yüzünden. Belki de bunlar yüzünden sabahların köründe kalkıp seninle konuşmalar, saatler geçirmek bilgisayarın başında gözlerim çapaklı çapaklı, sırf yüzünü görebilmek için.. Defter tutmak, her geçen güne çizik atmak, kendimi avutmak, kabul ediyorum, kandırmak. Hala bir işim olmasına ve para kazanmama sevinmek çünkü sebebini bilmediğim halde yatırım yapmaya çalışmam..Aslında kendime bile itiraf edemediğim ikimize dair gelecek beklentileri için para biriktirişim ama asıl bunu SANA hiç söyleyememem.. Belki kızarsın, belki hayallerime katılmazsın diye ama belki söylesem bir bütün olacağız hayallerimin içinde.. Ama biraz daha zaman geçsin. Sen biraz daha dünyaya hükmeden ülkede, herşeye gülen çekik gözlülerin arasında,hayat pahalılığının ortasında, az harcamalıyım derken hergün 15-20 dolar harca ve fast food çocuğu ol, ben de burada sensizliğin anlamını daha bir anlayayım ve hatalarımdan dersler alayım, işte o zaman belkide ortak noktada buluşup birlikte hayal kuracağız.
Ve belkide bize bu gerekiyordu..
Birbirimizi özlemek..
Belkide tek ciddi sorunumuz buydu..
İnsan sorunları aşar, günler geçer ve biz kendi gerçeğimizi buluruz, bizim için DOĞRU olanı anlarız ve bu sefer vazgeçmeyiz..
Gereken tek şey zaman..

MESAFE (suuguurccann)

| 18 June 2007 11:53

Evden çıkmadan önce aynaya baktım. Ne kadar da güzelim. Neye yarar ki? Bu kadar güzel olmasaydım S. benim hayatımda olur muydu acaba şimdi? Olmazdı. Belki ben de ondan hoşlanmazdım o zaman. Ne bileyim işte.
Çok kırgınım insanlara… Tatilden ilk geldiğim hafta ruhsal çöküntü yaşadığımı sandım. İlk iki gün zırıl zırıl geçti zaten. Salya sümük… Havalarda gün geçtikçe kötüleşti. O kötüleştikce ruhsal durumum iyice çökmeye başladı. Bir de dostum dediğim, beraber 5 sene geçirdiğim arkadaşım G. ile artık arkadaş olmadığımız ortaya çıktı. Ve beraber konuşarak bir daha görüşmemeye karar verdik. Yani ben verdim. Dayanamıyordum çünkü onun bu değişimine. Belki de ben çok ilgi beklemiştim sevdiklerimden. En iyisi bir daha görüşmemekti. Benim canımı daha fazla yakamayacaktı. S. haklıydı belki de arkadaşım hakkında beni uyarırken. Ama ben yine bildiğimi okudum. Hayır, sen onu tanımıyorsun, onun arkadasşı olan benim, diyerek susturdum onu da. Böyle bir konuda haklı olduğunu öğrenmek ne acı… Sevdiklerim vardı… Değer verdiklerim… Sanki hiç yok olup gitmeyeceklermiş gibi yakın hissediyordum onları kendime. Ama gittiler… Bir coğu gittiler. Arkadaşlarımın arasından ayrılıp buraya gelirken nasıl da farklıydık. O zaman herşey daha masumdu. Ne kadar ağlaşmıştık G. ile. Arkamdan az ağlamamıştı. Vedalaşıp arkamızı dönüp uzaklaştığımızda tekrar dönüp sarılması ömür boyu canım olarak kalacağını fısıldamıştı bana sanki. Birkaç sene öyle kaldık. Ta ki G. yeni hayatına başlayana kadar… Çok üzülmüştüm onun gidişine. En zor zamanlarımda beni yalnız bırakışına. Beklemiyordum ben bunu ondan. Gerçekten beklemiyordum.

Sevgilimle her kavga edişimde gözünü kırpmadan bana “ayrıl yenisi gelir” demen gözümün önüne geliyor. Şimdi sen de gittin. Geriye birtek o hiç umursamadan ayrıl diyebildiğin sevgilim kaldı. Peki ayrılsaydım sen olacak mıydın? Beni en zor dakikalarimda dinleyip avutacak mıydın? Havaalanına kadar gelip beni uğurlarken ağlayıp gitmesen olmaz mı diyebilecek miydin eski masumluğunla? Bunların hiç birini yapamayacaktın. Adice çekip gittin sen sadece. Adice… Maddeleştin sen… Gözün görmez oldu masum yıllarımızı, ilk tanıştığımız yıl, ikimizde ingilizce hazırlık sınıfindayken öğle yemeğine kadar bekleyemeyip beraber zeytinli ekmek paylaştığımız günleri… Sen maddeleştin… Sen adileştin… Bir arkadaşımız daha vardı… Sahi o nerede? O da mı gitti? Evet o da gitti… Ama senin kadar adice değil…
Şu puslu yağmurlu günde yanımda olan birtek kişi var… O da maalesef sen değilsin. Maalesef… Mesafeler bu kadar arayı soğutur muydu, hiç bilmiyorum…

Yüzlerce Işık Yılı Uzaklıktan Dünya’nın Geçmişini İzleme

| 09 March 2007 15:58

Işık hızından daha hızlı olsak diğer gezegenlerden bizim gökadamıza bakabilir miyiz?
Işık hızından daha hızlı olsak diğer gezegenlerden bizim gökadamıza bakabilir miyiz?

Bu siteden okuduğum güzel bir yazıyı sizlere özetlemek istedim. Konusu bayağı bir hoşuma gitti çünkü.
Şimdi düşünün ki bir gezegen var ve gezegen sizin gezegenenizden 60 ışık yılı uzaklıkta bulunuyor. (Ben kendi örneğimle özetlemek istedim.). Burada bulunan bir gözlemci düşünün. Mantık olarak düşünüldüğünde sizin gezegeninizin ışığı 60 ışık yılı sonra oraya ulaşacak. Yani ışığın ulaşması bu kadar zaman alacak.Gözlemci teleskopuyla sizin dünyanızı izliyor. Yalnız şimdiki zamanınızı göremiyor çünkü gördüğü ışık 60 yılda ancak geliyor. Bu durumda gördüğü şey 2. Dünya Savaşı’yla boğuşan bir dünya oluyor. Aynı şey bizim için de geçerli biz de onun gezegenini öyle görüyoruz. Başka bir mantıkla şöyle de denebilir: Güneş’in ışıkları Dünya’ya 8 dk. içinde geliyor yani Güneş şimdi yok olsa 8 dk. daha gökyüzünde olacak. Andromeda gökadası bizden 2.5 milyon ışık yılı uzakta bu da demek ki 2.5 milyon yıl öncesini görüyoruz ancak. Yani bir nevi geçmişi görüyoruz kelimenin tam anlamıyla.Siz bu konuda ne düşünürsünüz? Sizce de geçmişi izlemek için başka sistemlere ışıktan daha hızlı bir şekilde gitmenin bir yolunu bulsak (Daha ışık hızına çıkamadık ama olsun.) dünyamızın geçmişini oradan görebilir miyiz? Yazının daha genişini buradan okuyabilirsiniz.