Evden çıkmadan önce aynaya baktım. Ne kadar da güzelim. Neye yarar ki? Bu kadar güzel olmasaydım S. benim hayatımda olur muydu acaba şimdi? Olmazdı. Belki ben de ondan hoşlanmazdım o zaman. Ne bileyim işte.Çok kırgınım insanlara… Tatilden ilk geldiğim hafta ruhsal çöküntü yaşadığımı sandım. İlk iki gün zırıl zırıl geçti zaten. Salya sümük… Havalarda gün geçtikçe kötüleşti. O kötüleştikce ruhsal durumum iyice çökmeye başladı. Bir de dostum dediğim, beraber 5 sene geçirdiğim arkadaşım G. ile artık arkadaş olmadığımız ortaya çıktı. Ve beraber konuşarak bir daha görüşmemeye karar verdik. Yani ben verdim. Dayanamıyordum çünkü onun bu değişimine. Belki de ben çok ilgi beklemiştim sevdiklerimden. En iyisi bir daha görüşmemekti. Benim canımı daha fazla yakamayacaktı. S. haklıydı belki de arkadaşım hakkında beni uyarırken. Ama ben yine bildiğimi okudum. Hayır, sen onu tanımıyorsun, onun arkadasşı olan benim, diyerek susturdum onu da. Böyle bir konuda haklı olduğunu öğrenmek ne acı… Sevdiklerim vardı… Değer verdiklerim… Sanki hiç yok olup gitmeyeceklermiş gibi yakın hissediyordum onları kendime. Ama gittiler… Bir coğu gittiler. Arkadaşlarımın arasından ayrılıp buraya gelirken nasıl da farklıydık. O zaman herşey daha masumdu. Ne kadar ağlaşmıştık G. ile. Arkamdan az ağlamamıştı. Vedalaşıp arkamızı dönüp uzaklaştığımızda tekrar dönüp sarılması ömür boyu canım olarak kalacağını fısıldamıştı bana sanki. Birkaç sene öyle kaldık. Ta ki G. yeni hayatına başlayana kadar… Çok üzülmüştüm onun gidişine. En zor zamanlarımda beni yalnız bırakışına. Beklemiyordum ben bunu ondan. Gerçekten beklemiyordum.

Sevgilimle her kavga edişimde gözünü kırpmadan bana “ayrıl yenisi gelir” demen gözümün önüne geliyor. Şimdi sen de gittin. Geriye birtek o hiç umursamadan ayrıl diyebildiğin sevgilim kaldı. Peki ayrılsaydım sen olacak mıydın? Beni en zor dakikalarimda dinleyip avutacak mıydın? Havaalanına kadar gelip beni uğurlarken ağlayıp gitmesen olmaz mı diyebilecek miydin eski masumluğunla? Bunların hiç birini yapamayacaktın. Adice çekip gittin sen sadece. Adice… Maddeleştin sen… Gözün görmez oldu masum yıllarımızı, ilk tanıştığımız yıl, ikimizde ingilizce hazırlık sınıfindayken öğle yemeğine kadar bekleyemeyip beraber zeytinli ekmek paylaştığımız günleri… Sen maddeleştin… Sen adileştin… Bir arkadaşımız daha vardı… Sahi o nerede? O da mı gitti? Evet o da gitti… Ama senin kadar adice değil…Şu puslu yağmurlu günde yanımda olan birtek kişi var… O da maalesef sen değilsin. Maalesef… Mesafeler bu kadar arayı soğutur muydu, hiç bilmiyorum…