bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

kimim ben

super hero | 27 January 2011 09:51

Zayıflamak umuduyla spora başlayan ama kilo vereceğine tam aksine alan şişko adamın hayal kırıklığıyım ben. Aslında, kaslar o bıngıl bıngıl yağlardan daha ağır olduğuna göre, işin hakkını vermiş olsa vücut ağırlığını dert etmemesi, hatta tam aksine bunu olumlu bir gelişme olarak görmesi gerekirdi. İşte ben, spora başlamayı daha fazla tıkınmak için bahane sayan şişko adamın içinde büyüttüğü o suçluluk duygusuyum.

Bütün gün iş yerinde pencereden dışarıya baktığında gördüğü davetkar kış güneşinin özlemini duyan, ama nihayet işten çıkabildiğinde güneş çoktan batmış olduğu için ayaza kalan adamın yaşadığı hayal kırıklığıyım ben. Aslında, bitirilmesi gereken sadece bir tane rapor olduğuna göre işten biraz daha erken çıkabileceği halde, başka bir birimden beklediği veriler bir türlü gelemediği için kaçmıştı güneş. İşte ben, ne yaptığı işe, ne de o işi kendisinden sonra devam ettirecek olana saygı duymadığı için ağırdan almayı marifet bellemiş herkese diş bileyen adamın o ayazda bile içini yakan öfkeyim.

PARA VE BAŞARI

burakbakacak | 26 January 2011 19:21

Hayatımızda önemli bir yere sahip olan “Para” ve “Başarı” kavramları arasında nasıl bir ilişki var?
Hayatta hep parası olan insanlar mı başarılı olur diye sormadan edemiyoruz kendi kendimize. Paranın her şeye etki ettiği bu dönemlerde insanın başarılı olması gerçekten kolay bir iş değil.
Basında Başarılı olarak gösterilen insanların belli bir seviyenin üstünde yaşam standartlarının olması yani zengin olması insanları “Parası olan başarılı olur” çıkarımına yöneltiyor.

KEFİRLİ PİŞİ

colorito | 26 January 2011 17:21

kızartılmış pişiler
kızartılmış pişiler
kefirli hamur
kefirli hamur

Evde kefir mayasını sütün içine bırakarak hazırladığım kefirler bazen içilmiyor. Hemen hemen iki günde bir mayaladığım için yenisi tazeyken beklemişi içmek insanın içinden gelmiyor. Dökmek işime gelmiyor.Yazık değil mi? Bulamayan insanlar varken…Hem niye benim bütçemden ayırıp aldığım, hazırlamak için emek verdiğim birşey ziyan olup gitsin.

HİCRET

il mare | 26 January 2011 09:29

Ne yapmalı…

Tam da böyle burada böylece uzanmalı…
Şu radyoda çalan etnik Çin müziğine kulak verip,
Aklına gelebilecek tüm sorunları teğet geçip,
Uzun zamandır gitmek isteyip de gidemediğin bir yere,
O tepeye gitmeli…
Tek bir çiçek vardır ya hani orda hiçbir mevsimde solmayan,
Hiç bir rüzgarda yılmayan…
Bir dokundun mu rayihası tüm vücudunu saran,
Tüm nezaketiyle sonra,
Maviye kaçan ses tonuyla,
Eğilip kulağına yeşil fısıldayan…

O tepeye gitmeli işte…
O çiçeği bulmalı.
Hani rengi böyle aşklı meşkli, henüz dünyaya gelmiş gibi;
Yaprakları çalgılı çengili,
Kendi şarkılarıyla rakseder gibi,
Eşlik etmesi için rüzgarını dört gözle bekler gibi…

Gölgenle Savaşmak

mavilikler | 24 January 2011 18:23

Bir gölge olmak istemiyorum. Her gün aynı şeyleri yapmak, tekrarladıkça içini boşalttığım şeylerle tıklım tıklım doldurduğum bir yaşantıyı bezgin adımlarla peşimsıra sürüklemek…

Güneş yeni bir güne doğsun artık! Ben yatağımda gözlerimi açtığımda, hayat sırtımda bir ağırlık olmaktan çıkıp insin aşağıya… Karşıma geçip ta gözlerimin içine baksın ve “ne sürprizler hazırladım sana” dercesine hınzır hınzır gülümsesin.

UZAKLARA KAÇIYOR

mavilikler | 23 January 2011 16:34

Anahtarı çeviriyor. Açılıyor kapı. Bir anahtarla açılan her kapı gibi yalnızlığa açılıyor.

Çocuk kapının önünde her seferinde aynı yadırgamayı duyuyor. Oysa çoktan alışmasını sağlayacak kadar çok tekrarladı aynı şeyi. Defalarca kapının önüne geldi, anahtarı çıkardı ve açtı kapıyı… Ve her seferinde aynı şaşkınlığı duydu yine. Sanki alışması gereken; her gün yaptığı şeyi yapmak, yani eskisi gibi kapının zilini çalıp yaklaşan ayak seslerini beklemek yerine anahtarını çıkarıp kapıyı açmak değilmişçesine…

2012 Son Yıl mı?

cilo6 | 23 January 2011 14:17

Şunun şurasında 1 yıl kaldı, Maya takvimine göre dünyanın sonu olduğu söyleniyor.Bunu neye dayanarak söylüyorlar belli değil, felaket tellalları çıkmış piyasaya küçük bir duyum alırlar sonra basarlar yaygarayı.
Bilimsel verilere göre Güneşin yakıtını bitirip tamamen tükenmesi için milyonlarca yıl daha var, bir göktaşının ( devasa boyutlu olması gerekir) dünyaya çarpması olasılığı uzak görünüyor.Bizim sistemimizde tehlikeli sayılabilecek bir göktaşı henüz tesbit edilmemiş.Çok büyük tektonik hareketler, depremler diye düşünülüyorsa,dünya üzerinde dünyayı sarsacak büyüklükte deprem mümkün değil. Sel felaketlerinden kaynaklanan tufan olabilir mi? Kutuplardaki tüm buzullar küresel ısınma sonucu erimiş olsa belki birçok yerleşim alanı su altında kalabilir ama yine de dünyanın sonunu getirebilir mi? Kur’an da dünyanın yok oluşunun uzaydan geleceği, gökten geleceği belirtilmektedir. O halde uzaydan gelebilecek bir felaketin ne zaman olacağını veya en azından yüzyıllar içerisinde olmayacağı bilimsel verilere göre belirli değil.Bize en yakın yıldızın tüm enerjisini yitirip patlaması söz konusuysa bu patlama sonucu bize ulaşabilecek elektromanyetik ışıma ve diğer zararlı etkiler binlerce ışık yılı uzaktan bize ulaşması binlerce yıl alır. Ama bilinmeyen veya tesbit edilemeyen bir olgu varsa bunun için söylenecek birşey yok. Şunu unutmamak gerekir ki dünyanın manyetik kutupları birkaç bin yılda bir değişiyor, bu değişim esnasında Güneşin zararlı ışınları canlılara büyük zarar verebilir. Her ne şekilde olursa olsun 2012 Maya takvimi başlangıç olarak hangi tarihi seçmiştir, bizim gibi 2011 sene öncesi başlangıç olarak seçilmişse o zaman düşünmek gerekir.Bana göre Mayalar İsa Peygamberin doğumundan haberleri bile yoktur ve onların tarih başlangıcı bizdeki gibi değildir. Tüm dünyaya uzun ömürlü yaşamlar dilerim.

SONUM

il mare | 23 January 2011 11:06

An’ın arz cazibesi olsa…
Şöyle içtikten sonra sersem önüme hepsini…
Ve yaşarken de bilsem yaşadıktan sonra hepsinin itaatkarca önüme serileceklerini…

Ne bileyim… Kalbime karşı koyan kuvveti aklıma sürüklesem; bir üflesem, hafiflikten patır patır dökülsem, sökülemediklerime sökülsem…

Ellerimi daha çok sevsem, sözcüklerin sevdiğinden daha çok; ve sözcüklerden daha çok…

Kendimi daha az seyredip daha çok şey görsem…
Böyle göre göre işte, çarçabuk büyüsem de,
Vakt-i zamanı gelince,
Bir köşeye uzanıp ölsem…
Öyle çok sersemleşmeden,
En mutlu değil ama bilinçli günlerimi yadederken,
Yani tamamiyle gerçek bir hayata istinaden…

Sevdamız paramparça

nihansage | 22 January 2011 23:06

Bölük pörçük olmuş hayatlarımız…

Herbirimiz başka yerlerde.

Sen. Dağların doruklarında esen rüzgar

Ben, pınarın suyunda serinleyen damla.

Umutsuzcasına yaşadık biz bu sevdayı

Ayrılmamacasına, ölürcesine…

Yok olmuştum senin benliğinde

Artık ben dediğim şey, şimdi sen oldu.

Herşeye rağmen yaşıyamadık biz bu sevdayı

Sevdamız paramparça.

AYBİKE

menderes utku | 22 January 2011 11:13

Usulca değip geçiverdi yanağıma
ruzgar
Kokunu bıraktı toprağa var gücüyle yağmur…
Issız sokakların tinerci çocuğu gibi üşümüş yüreğimi sakladım ceket cebime…
Kibrit alevi gibi kısa,uzun, yeknesak bir sevdanın avuntularını devirdim ayak dibime,
zafer kimin?
Sen mi ben mi küllerinden arta kalanları biriktiriyoruz tarot’un yıkılan kulesinde?
Aybike..
Yetim kalmış çocukluğum
Aybike masum gözlerimin direndiği son sevda
ne sen benden vazgeçebilirsin ne ben değişirim bir parça…