Hayatımızda önemli bir yere sahip olan “Para” ve “Başarı” kavramları arasında nasıl bir ilişki var?Hayatta hep parası olan insanlar mı başarılı olur diye sormadan edemiyoruz kendi kendimize. Paranın her şeye etki ettiği bu dönemlerde insanın başarılı olması gerçekten kolay bir iş değil.Basında Başarılı olarak gösterilen insanların belli bir seviyenin üstünde yaşam standartlarının olması yani zengin olması insanları “Parası olan başarılı olur” çıkarımına yöneltiyor.Halbuki bu tamamen olmasa bile %90 yanlış bir ifade. Parası olan insanın başarılı olması için fazla bir efor harcamasına gerek yoktur. Belki de hiç harcamayıp yanlarında çalışan insanların çalışmalarıyla kazanıyorlardır bu başarıyı.Bunların yanı sıra parası olmadan çok büyük başarılara imza atmak da mümkün. Bunun örnekleri var hayatımızda. Çok yakın tarihten bir başarı örneği vereyim. Amerikalı sıradan bir ailenin çocuğu olan bir üniversite öğrencisi. Küçük çaplı ama çok kullanışlı ve ilgi çekici bir site kuruyor ki şu anda dünyanın en çok kazanan siteleri arasında yerini alıyor. Evet Facebook’un kurucusu Mark Elliot Zuckerberg 13 milyon kullanıcısı olan bir sitenin kurucusu olarak büyük bir başarıya imza atıyor. Bilgisayar endüstrisinde de yepyeni bir çığır açıyor.Gerçekten çok güzel bir örnek. İnternet çağında olduğumuz bu dönemlerde böyle bir site açarak bu başarıyı yakalamak parayla yapılacak bir iş değil zeka yardımıyla kazanılan bir başarıdır.Demek istediğim hayatta başarılı olmak için öncelikle bir şeylere kafa yormamız,zekamızı kullanıp başkalarının yapmadığını yapmaya çalışarak özgün bir şeyler ortaya çıkarmak lazım. Para her zaman başarının peşindedir. Biz başarılı olduğumuz sürece para da arkasından gelecektir.
yorumlar
Başarı nedir???? Bana göre konjonktürel ve göreceli bir kavram. Bundan yüzyıl önce başarı olarak tanımlanan eylemler bugün sıradan bir eylem olarak tanımlanabilir ya da bundan yüzyıl sonra daha farklı eylemler başarı olarak tanımlanacaktır.Ama başarı için bir sınır çizmek gerekirse; birey için, toplumun (belki de sistemin) kendisinden beklediğini karşılayabilmesidir. Bunu yapabilmek için ise; bir takım zihinsel, kapital, fiziksel ya da markasal birikimden en az birine sahip olması gerekir.Mevcut sistem kapital merkezli bir sistemdir. Geriye kalan herşey ise; kapitalin tamamlayıcısı niteliğindedir. İlk bakışta, kapitalin, bilginin tamamlayıcısı gibi gözükse de aslında süreç tamamen tersine işlemektedir. Facebook örneği de bunu gösteriyor aslında. Facebook; kapitalin mevcut koşullar içerisindeki en iyi tamamlayıcısı olduğu için bu noktaya ulaşmıştır. Son olarak, 1,5 milyar dolar fon toplaması da bunu gösteriyor. İlk başta bilgi kapitalin önündeyken; sistemin devamı için kapital bilginin önüne geçmiştir. Bundan sonra yapılacak eylemler hep parasal getirisine endeksli gerçekleşir.Bu elbette, kapitalin herşeyi belirlediği anlamına gelmez. Nitekim; kapital, zihinsel, fiziksel ya da markasal birikimler hep bir etkileşim halindedir ama aralarında sarsılmaz bir hiyerarşi de vardır ki bu da kapitalin diğerleri üzerinde belirleyici olduğudur….
Tabi ki başarı dediğimiz kavram hayatın her döneminde farklı bir seviyeyi temsil eder. Yüzyıllar önce tekerleğin yapılışı çok büyük bir başarı olurken günümüzde tekerlek yapımı çok basit bir işlem oldu. Eskiden insanların memur olması bir başarı, toplum içerisinde bir üst mertebe olarak görülürken şimdilerde memurluk az para kazanan hayatı sıradan olan bir meslek halini aldı ve insanlar tarafından beğenilmemeye başlandı. tabi ki hayatımızda kapital sistem var olacak ve kapitalist insanların yönetimi mevcut olacak ama asıl anlatmak istediğim, bireyin kendi çabalarıyla tüm sistemlerin dışında özgün bir çalışma sonucu ortaya koyduğu başarıdır. Herkes bu şekilde bir çalışmayı benimser ve üretken bir toplum oluşmaya başlarsa o zaman sistemlerin dışında bir hayat ortaya çıkar ki bu hayatta kazananlar sadece çalışan ve üretenlerdir.
Kapitalist sistemde, kavramlar ve olgular o kadar çarpık ki; o sebeple başarı kavramını tam anlamıyla tanımlamak çok zor. Bu sistemde hırsıza, katile… bey efendi deniliyor, bir başarı göstermiş gibi itibar gösteriliyor. Bu sadece bizim ülkemiz için değil, kapitalist sistemin egemen olduğu bütün siyasal toplumlar için de gerçerli bir durumdur.Üretim, elbette başarıda bir faktördür ama o da kapitale endekslidir. ‘Üretici’ tanımlaması bugün; emek olarak değil, sermaye olarak üretim sürecinde yer alan kesim için kullanılıyor. Üretim ile sağlanan bir başarının (!) da sahiplenicisi doğal olarak sermaye kesimi oluyor.
parasız insan gereksiz insan
Teessüf ederim…
İşte bu yüzden hayatta hergünümüzü aynı yaşamayalım. Gerek iş alanında olsun gerek sosyal alanda olsun sürekli kendimize bir şeyler katalım diyorum. Bu yazıyı yazma amacımda zaten üretimin sermayeye endeksli olmadığını göstermek ve hiç sermayesiz de başarıların yakalanabileceğini anlatmaktır. Kapitalist sistemin dezavantajlarına kimlere fayda sağladığını biliyoruz zaten. Bu tür bütün sistemlerin dışında kendi sistemimizi kurmalı ve bu eksende hareket ederek hayatımızı farklılaştırmalıyız.
çok farklı yönlerden tartışılacak bir konu. her başarı para getirir mi? para başarı getirir mi? yada babadan kalma parayla başarı olur mu? vs. vs. benim param yok başarımda yok o zaman 🙂
Tabi ki her başarı para getirmez fakat başarının kaynağı da para değil, akıldır. Babadan kalma bir şirketle başarılı gibi görünebiliriz ama önemli olan o başarıyı sürdürebilmektir. Yani her halükarda başarı bize bağlıdır.