bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Bir Gecenin Koynunda İki Yalnız Döşektik Biz

kahvekokusu | 23 November 2009 16:59

fotografmakale.wordpress.com/2008/11/12/sandik/
fotografmakale.wordpress.com/2008/11/12/sandik/

Çeyiz sandığında saklanan oyalı yazmalar gibi gün ışığına çıkarıyorum senden biriktirdiklerimi. Sandık sarısına bulaşmış düşlerimin gelin kuşağı kırmızısında kanayışı akıyor gözlerimden. Gidilmemiş bir masal şehrinin kapısı kilitlenmiş üstüme. Cezalı çocuk kimliğim kapatılmış odaya, çığlık çığlığa ağlıyor yine. Dilimde acı biber tadı… Senin kadar yaralı, senin kadar aşka küskün bir düş yanığıyım şimdi ben de…

Anne, ben yazmadım bu masalı…

2012 filmi

kahramancayirli | 23 November 2009 15:43

ntvmsnbc.com adresinden alınmıştır
ntvmsnbc.com adresinden alınmıştır

Kimi filmler evde izlenmek, kimisi sinema salonlarında izlenmek için sahiden. 2012, sinemaya gidip izlenecek filmlerden. Efektler, gökdelenler yıkılıyor, yer çöküyor,… evde izlenince olmuyor tabii.

gazeteport.com adresinden alınmıştır
gazeteport.com adresinden alınmıştır

Mayalar güzel medeniyet. Vaktinde matematik ve astronomi konusunda epey ilerilere gitmişler, bizim daha şimdi şimdi bilim teknik sayfalarında çözdüğümüz mevzuları asırlar önce çözmüşler. Takvimleri de malumunuz 2012 yılı kış dönümünde (21 Aralık) son bulmakta. Muhtelif depremler, kıyametler de kopuyor haliyle..

TOPLUMSAL/SOSYAL GELİŞME

reddear | 23 November 2009 14:58

Toplumsal gelişme, en kısa tanımla, toplumla ilgili gelişmedir. Toplumla ilgili olan nedir? veya toplumla ilgili unsurlar neler olabilir? Diye sorayım ve yanıtını düşüneyim. İnsan toplumla ilgilidir. Toplumu oluşturan asıl veya esas varlık insandır. İnsanın oluşturduğu aile, eğitim, siyaset, ekonomi, devlet gibi kurumlar, hukuk, ahlâk ve töre gibi insan ve toplum yapımı normlar da toplumla ilgili unsurlardır. Buna göre insanî gelişme toplumla ilgilidir ve toplumsal gelişmedir. Ailevî gelişme de toplumla ilgilidir. Siyasî gelişme toplumla ilgilidir. Ekonomik gelişme toplumla ilgilidir. Devletin gelişmesi de toplumla ilgilidir.

kayıp

astral | 23 November 2009 13:45

Kayıp ruhlardık. Küçük çocuklardık. Ta ki, birbirimizi bulana dek…

‘Her acı bir gün biter.’ derdin bana. Oysa güne kadar içimdeki kadın ‘Her aşk bir gün tuz olur, yok olur, hiç olur; ardından piç dediğin bir aşk olur.’a inanandı. ‘Geçecek her şey…’ dedin bana ilk defa. ‘Geçecek, ağlama. Sil gözyaşlarını.’

Otobüsün penceresinden bakarken, bir şehri ardında bırakıp yeni hayallere –her şeyi, evet, her şeyi ardında bırakmak isteyerek- yol alırken; bir şarkı yeni düşler kuruyordu sen de ben de; BİZde… ‘Sil gözünün yalnızlıklarını, o an fısılda duvara adımı…’ bana attığın, kalbime attığın ilk mesaj… ‘Emre Aydın çalıyor şu an. Duy istedim. Güzel şeyler…’ Şehrime geldiğin ilk gün bana geldiğin gün. Bizim aşkımız için adım attığımız ilk gün. Bu hikâyeye inanmam için ilk neden… Seni beklerken ilk uykusuz gecem…

Askerlik Anılarım 5

321ksd | 23 November 2009 12:33

Bir süre takıldım. Bak yine bugünü anlatıyorum. Olsun. Boşver. Bir arkadaşın oradan attığı lafa binaen bir süre muhabbet ettim. Fakat bu muhabbet içime sinmedi. Çünkü buraya bunun için gelmemiştim. Bir anda yalnızlığımla yüzleşmek istedim ve tekrar arkadaşın peşinden gittiği yeni yere gittim. Askeri gazino yemekhanenin altında, bodrumda bir yer. Yaklaşık 500 kişilik bir salon. Bir büyük tv bir masa tenisi masası, bolca sandalye ve yeter miktar masa. Tabi yine bir usta askerin elinde kumanda. Tv de bir klip kanalı izleyemedim. Pinpon oynayanları izledim. Tabi bu sefer arkadaşım yanımdaydı. Artık yalnızlığımı yenmiştim. Ben kazanmıştım. Pinpon oyunu da bitti. Hala yenemediğim bazı şeyler vardı. Arkadaşla dışarı çıktık. Bundan sonrasında pek bir şey olmadı. Ama öncesinde olanlar çok.Geçen gün rütbeli bir asker geldi. Sanırım yüzbaşıydı. Askerlikle ilgili türkiyeyle ilgili memleketin iç ve dış düşmanlarıyla ilgili izahatlarda bulundu. Bazı sözleri ilginçti. Mesela bizim yani tsk nın siyasetle hiçbir ilişiği olamaz çünkü biz siyaset üstü bir kavramız sözü. Yani bu söz bana epey mantıksız geldi. Çünkü bir şeyin üstü olmak o şeyin senin altın olmanı ve onun senin komutunda olması demek değil mi? Yani eğer tsk. Siyasetin üstünde bir kurumsa pekala siyasete karışabilmeliydi. Ki öylede yapmıyormuydu zaten.Bir diğeri ise hiçbir özel veya ekstra eğitim almamamıza rağmen komutanın; “burada yaşadıklarımız istihbari bilgiler içerir ve ülkemizin düşmanlarının ilgisini çekebilir bu nedenle buradaki olay ve yaşantıyı kimseye anlatmayınız.” Buna pek bir mana veremedim. Ama yine her söylemden mana çıkarmaya çalışan beynim bundan da sanırım, askeriye hakkında olumsuz düşünceler sivil hayata sızmamalı gibi bir mana çıkardı. Belki şu da söylenebilir. Komutan, yani o anki komutanların bile komutanı olan sanırım yüzbaşı, askeriye olarak Çanakkale ve şehitler ruhunun tekrar canlanması için Turgut özakman’ın “diriliş” kitabını tavsiye ettiklerini ve anlaştıkları bir kitabevinden 14 ytl ye herkesin almasını istedi. Tabi gidip biz alamayacaktık sadece parayı verecektik ve onlar bize getireceklerdi.

boş adam 2

lagos | 23 November 2009 11:42

farketti ki son günlerde fazla küfretmeye başlamıştı. buna da küfredip devam etti boş ve aylak yürüyüşüne.

kendini özgür hissetmesi gerektiğini biliyordu. ama hissedememesi onda farklı etkiler yaratıyordu. ne yapacağını kestiremiyor; bir an intikam ateşiyle yanıp tutuşurken, bir an onu hiç haketmediği hissine kapılıyordu..

başını yukarı kaldırıp, “neden ben?” diye sordu yukarıdakine. cevap alamamak onu daha da dibe çekiyordu. aylardır telefonuna yerli yersiz bakıyor, olası bir “naber?” mesajı bekliyordu içten içe, anlamsız bir ümitle..

BİZİM YAZ(G)IMIZ

astral | 23 November 2009 10:58

‘ÇOK SEVDİĞİN TARÇININ KOKUSUNU ALAMAZSAN TARÇIN HİÇBİR ŞEYDİR. ÇÜNKÜ TARÇININ TADI YOKTUR.’

– Zamandan azade.


– Taze sıkılmış portakal suyu. Çift katlı otobüs epey sıcak, yanımdaki adam iğrenç, kaşlarım çatık. Bir şehri terk edip diğerine giderken doğru ne soruları beynimde dolaşırken uyuyup kendimden kaçabilmeyi umuyorum.

– Ölmek bir ömür boyu mu sürer?

– Ölmeden doğamazsın. Rüyalarını gerçekleştirebilmek için önce uyanmalısın ve benim uyanma vaktim geldi.
– Eksik parçanı tamamlayamazsın çünkü aynı eksiklik onda da var. İki yarım insan bir tam insan edemez. İlk önce kendini tamamla. Sonra tamamlanmış biriyle ol ama yine de acım geçecek sanma çünkü acın geçmez. Duyduğun acı yüksek benliğinin eksikliği. Onun eksikliği değil. Sadece tamamlanırsan ve o da tamamlanmışsa şayet acı azalabilir ya da geçiştirilebilir ama unutma, ‘Tamamım artık!’ diyemeyeceksin çünkü anlam kapatılmaz. Heterojen, geçişli ve özne olan sen; anlamını sürekli değiştireceksin. Bu yüzden anlamın kapanırlığı mümkün değil.